Bugün, 11:40
|
#2
|
|
Kural olarak ilk dava dilekçesinde toplam rakam olarak gösterilen miktar aşılmamak üzere her bir davacı yönünden talep edilen miktarları göstermek gerekir.
Ancak İYUK 16/4 m. si tam yargı davalarında tazminat miktarının bir defaya mahsus olmak üzere arttırılması imkanı getirmiştir.
Adli yargıda ıslah yoluyla da olsa manevi tazminat miktarında değişiklik yapılamaz . Buna karşın, Danıştay 10.D. si aşağıdaki kararında ve benzeri kararlarında İYUK m. 16/4'deki tazminat sözcüğüne manevi tazminat taleplerinin de dahil oduğu görüşünde olduğundan, ön karar üzerine verilen dilekçede İYUK m.16/4 m. sine ve aşağıdaki danıştay kararına dayalı olarak manevi tazminat toplam miktarında arttrıma gidilebileceğini düşünüyorum.
İYUK MADDE- MADDE 16/4 : "Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler.(Ek cümle : 6459 - 11.4.2013 / m.4) “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.”
DANIŞTAY 10 HD. 16.02.2021 T. 2019/106269 E. 2021/530 K.
"...2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına 11/04/2013 tarih ve 6459 sayılı Kanunun 4. maddesi ile eklenen hüküm ile, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabileceği ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçenin otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edileceği kuralı getirilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümler uyarınca; ıslah müessesi davanın görülmesi sırasında tarafların kusurlarında, zararı doğuran nedenlerin ve olayların tespitinde ve uğranılan zararın miktarında bir değişiklik olması durumunda maddi tazminat için işletileceği gibi; zararı doğuran olayın meydana geliş biçiminin yeni ortaya çıkan bulgu ve tespitler sonucu, kişilerin manevi yönden çok daha fazla etkilendiğinin saptanması halinde manevi tazminat için de uygulanabilir. Ancak bu durumun istisnai bir durum olduğu ve manevi zararın sonradan gerçekten artmış olduğunun tespiti halinde işletilebileceği kuşkusuzdur.
Ayrıca manevi tazminat talepleri açısından konunun manevi tazminatın amacı ve niteliğinin dikkate alınması suretiyle ele alınması gerektiğinde de duraksama bulunmamaktadır."
|