Sahte Kira Sözleşmesi- Haksiz Işgal Yahut Ihtiyaç Nedeniyle Tahliye Davasi

Meslektaşlarım merhaba, kararsız kaldığım bir durum mevcut, görüşlerinizi rica ediyorum. Şöyle ki;
-Müvekkil bir daire satın alıyor.
-Eski malik daireyi yaklaşık 5 yıl önce satın almış ve annesine ile kardeşine oturabilirsin demiş. Dairede eski malikin annesi yaklaşık 5 yıldır oturuyor.
-1,5 yıl önce eski malik; annesi ve kardeşi ile kavga ediyor. Eski malik, evden çıkmaları için abonelikleri iptal ettiriyor.
-Anne, sahte bir (eski malikin gerçek imzası olmayan) kira sözleşmesi ile abonelikleri açtırarak, kira vs. ödemeksizin konutta oturmaya devam ediyor.
-Müvekkil daireyi satın alıyor ve eski malikin annesine ihtarname çekiyor. İhtarnamede kiracı olarak oturduğunuz daireyi ihtiyaç sebebiyle tahliye edin diyor.
-Müvekkil akabinde bu süreci öğreniyor. Ayrıca kiracı kira ödemeyeceğini beyan ediyor.
Gelinen aşamada evin tahliyesi için dava açacağım. Haksız işgal ve ecrimisil hükümlerine gitmeyi düşünüyordum. Akabinde ihtarnameyi gördüm.
İhtarnamede “kiracı” denmesi yahut sahte kira sözleşmesi haksız işgal ve ecrimisil davasına nasıl etki edecektir ? Kira ödenmemesi sebebiyle iki haklı ihtarı düşündüm ancak kira bedeli belirli değil. Somut olayda kira sözleşmesi olmamasına rağmen 5 yıldır evde oturulması sebebiyle, kiracının ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açmak daha makul ve az riskli midir ? Şimdiden çok teşekkür ederim. Saygılarımla

Meslektaşım merhabalar;

Gerçekten çok karışık bir durum olmuş.

Müvekkiliniz çektiği ihtarname ile kira ilişkisini kabul etmiş bence. En mantıklı yol iki haklı ihtar yada 13 örnek ama kira bedeli de belli değil.

Kiracı kira olduğunu kabul ediyor mu ? İhtarnamenize cevap yada bir mesaj var mı?
Ayrıca müvekkilinizin 1.5 senede kira almadan öylece beklemesi ve satın aldığı dairede oturanların sıfatını bilmemesi de hayatın olağan akışına aykırı gibi. Bu durumu nasıl açıklıyor ?

En mantıklı yol şu; "müvekkilim evde eski malikin annesinin kiracı olduğu yönünde kandırılmış, irade fesadına uğratılmış ve fakat daha sonra aslında kiracı değil fuzuli şagil olduğunu öğrenmiştir" şeklinde bir meni müdahale ve ecrimisil talepli bir dava. Öncesinde ihtar çekmek de mantıklı olabilir. Ama burada da yüksek harç ve kaybedilmesi durumunda yüksek karşı yan vekalet ücreti riski var.

Kiraya ilişkin açacağınız her davada, ihtiyaç sebebiyle tahliye dahil; aylık kira bedelini belirtmeniz gerekecek harç için ve harç mahkemelerin en dikkat ettiği husus, hiçbir hakim atlamaz.

Değerli yanıtlarınız için teşekkür ediyorum meslektaşım. Tüm tereddütleriniz ve görüşleriniz ile hemfikirim.
Yalnızca şurayı düzelteyim. Eski malik kira almadan 1,5 sene bekliyor. Bu süreçte çıkartmaya çalışıyor, en son olmayınca evi müvekkile satıyor. Müvekkil evi 3 hafta önce satın aldı. Şu an evde oturanlar ihtarnameye herhangi bir yanıt vermiş değil. Dediğiniz gibi bir kira bedeli mevcut olsa iki haklı ihtar ya da tahliye davası en makul yol. Ancak gerçek bir kira sözleşmesi ve kira bedeli mevcut olmadığından haksız işgal tek yol kalıyor sanırım. Burada da kira sözleşmesinin sunulması halinde imza incelemesi istenerek risk düşürülmeye çalışılabilir diye düşünüyorum.
Saygılarımla

Soruda TBK'na göre iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun iradesiyle oluşmuş bir sözleşmeden bahsedilemez.Zira kira sözleşmesinin asli edimlerinden bir tanesi de kira bedelidir.Eski malik evi kiraya vermemiş,anne ve kardeşi lehine şifahi bir intifa hakkı tesis etmiş.ihtarnamede kiracı sözcüğünün geçiyor olması bu kişileri kiracı yapmaz.Ortada bir kira sözleşmesi olduğu varsayılsa bile neden ihtiyaç nedeniyle tahliye?Satım nedeniyle değil?Amaç bu kişileri evden çıkarmaksa haksız işgal nedeniyle müdahalenin meni davası açılmalıdır.

Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim. Sanırım son durum itibariyle, ihtarnamenin sözlü şekilde kira sözleşmesi kurulduğu yönündeki yorumlanma ihtimali beni tereddüte düşürmüştü. Ancak kira bedeli asli unsurunun mevcut olmadığı ve kira sözleşmesinin bulunmadığı yorumunuz ile aynı kanaatteyim. O halde müdahalenin meni açılması tek yol gibi görünüyor. Saygılarımla

Ben yine de her halükarda;

1- Dilekçemde " "müvekkilim evde eski malikin annesinin kiracı olduğu yönünde kandırılmış, irade fesadına uğratılmış ve fakat daha sonra aslında kiracı değil fuzuli şagil olduğunu öğrenmiştir" şeklinde belirtme yapar ve buna ilişkin tanık da dinletirdim.

2- Çıkabilecek harçlar ve vekalet ücreti ücreti konusunda müvekkili bilgilendirirdim.

Satın alma tarihinizden itibaren 60 gün geçmediyse, 3091 sayılı kanun gereği kaymakamlığa müracaatta bulunabilirsiniz.

Anlattığınız olayda kaymakamlık kararı ile tahliye çıkması küçük ihtimal ama kaymakamlık idari soruşturma yapacağından, karşı taraftan durumunu açıklamasını isteyecek ve o dosya da ileride açacağınız hukuk davalarında delil olacak.

Alıntı: Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ Ben yine de her halükarda; 1- Dilekçemde " "müvekkilim evde eski malikin annesinin kiracı olduğu yönünde kandırılmış, irade fesadına uğratılmış ve fakat daha sonra aslında kiracı değil fuzuli şagil olduğunu öğrenmiştir" şeklinde belirtme yapar ve buna ilişkin tanık da dinletirdim. 2- Çıkabilecek harçlar ve vekalet ücreti ücreti konusunda müvekkili bilgilendirirdim.

Eski ev sahibinin kira sözleşmesinin sahte olduğu yönündeki bir beyanına dayanacak dava. Riski azaltmak ve müvekkili bilgilendirmek yönündeki görüşlerinizle hemfikirim meslektaşım. Teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan Admin Satın alma tarihinizden itibaren 60 gün geçmediyse, 3091 sayılı kanun gereği kaymakamlığa müracaatta bulunabilirsiniz. Anlattığınız olayda kaymakamlık kararı ile tahliye çıkması küçük ihtimal ama kaymakamlık idari soruşturma yapacağından, karşı taraftan durumunu açıklamasını isteyecek ve o dosya da ileride açacağınız hukuk davalarında delil olacak.

Bu yolu gözden kaçırmışım üstadım. Sonuç alınamasa bile davaya dayanak olması yahut kira sözleşmesinin sunulması halinde savunmaya göre bir yol izlenmesi bakımından çok mantıklı olacaktır. Teşekkür ederim. Saygılarımla