![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Müvekkil teyzesinden borç para alarak evlilik birliği içerisinde bir ev almıştır. Önce bu evi teyzesinin üzerine yapmış sonrasında karısına satış göstermiştir. Fakat karısı müvekkille ayrıldıkları dönemde birlikte yaşadıkları ülkeden gelerek müvekkile ait evi satmıştır. Burada klasik mal paylaşım davası mı açmalıyız yoksa üçüncü kişiyi de davaya dahil eden tasarrufun iptali benzeri bir davam mı açmalıyız
|
![]() |
#2 |
|
![]() Meslektaşım merhabalar;
1- Karşı yandan taşınmazı satın alan kişi; mal kaçırdığını biliyor yada bilebilecek durumdaki kişilerden değil ise, yani satış muvazaasız yada iyiniyetli ise, üçüncü kişiye dava açmanız mümkün değil. Ancak ve sadece eşe karşı; mal rejimi alacağından kaynaklı dava açabilirsiniz. Türk Medeni Kanunu’nun 251. maddesinde, karşılıksız olarak elden çıkarma yoluyla mal kaçırma hakkında aşağıdaki değerlendirmede bulunulmuştur: “Eşlerden biri, diğer eşin payını azaltmak kastıyla paylaşmadan önce bir malı karşılıksız olarak elden çıkardığı takdirde hâkim, diğer eşin alacağı denkleştirme bedelini hakkaniyete uygun olarak belirler.” Buradan hareketle, boşanma davasından önce, eşlerden birinin karşılıksız kazandırma ile ortak malı elden çıkarması halinde hakim, eşler arasındaki maddi dengeyi sağlamak adına bir denkleştirme bedeli belirleyecektir. Bu şekilde boşanmada mal kaçırma ile ilgili önemli bir önlem alınmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 229. maddesinde ise hangi durumların boşanma davasından önce mal kaçırma olarak adlandırılabileceği ve bunların hangi şekillerde gerçekleştirilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir: Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar, Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. 2- Karşı yandan taşınmazı satın alan kişi; mal kaçırdığını biliyor yada bilebilecek durumdaki kişilerden ise, yani satış muvazaalı yada köüniyetli ise, üçüncü kişiye karşı dava açabilirsiniz. Ancak burada durum biraz farklı; eş karşı mal rejimi alacağı davası yanında, üçüncü kişiye karşı da haciz ve tahliye talepli bir dava daha açmanız gerekecek. Bu dava mal rejimi alacağı davasının sonucunu bekleyecek. Aşağıda bu davayı anlatacağım. Açacağınız dava İİK m. 283/1 kıyasen uygulanarak; taşınmaz üzerinde müvekkilinize haciz ve satış yetkisinin verilmesi davası. Boşanma davasından hemen önce ve akrabalar arasında devir yapılması muvazaalı olduğunun ispatıdır. Zira; davadan hemen önce devir yapılması, devrin akrabalar arasında yapılması, davalı adına kayıtlı başkaca taşınmaz kalmaması ve özellikle davalıların akrabalık ilişkisi muvazaanın en büyük ispatıdır. Keza; akraba olması nedeniyle; mal kaçırma kastını biliyor yada bilebilecek durumda kabul edilmelidir. Kaldı ki; İİK MD. 276 VD, Bk. Md.19 ile hukukumuzun emredici hükümleri gereği 1. Derece akrabalar arasında yapılan satışlar, en baştan batıl kabul edilmekte ve davalının tasarrufun gerçek olduğunu ispatlamakla mükellef olduğu belirtilmektedir. İİK m. 283/1'e göre" Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir" İİK 283/1 maddesine kıyasen ve yerleşik Yargıtay içtihatları da uyarınca; evlilik birliği içerisinde tarafların emeği karşılığında alınmış olan taşınmazlar üzerinde hakkı bulunan tarafa bu taşınmazlar adına haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekmektedir. Yargıtay içtihatlarına göre de muvazaalı olarak satılan bir taşınmaz üzerinde hakkı bulunan kişi bu taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisine sahiptir. T.C YARGITAY, 17.Hukuk Dairesi 2017/ 1287E, 2017 / 9185K sayılı ilamında "Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre davanın, ilk açılan davada davalı eş ... adına olan taşınmazın diğer davalılar adına yapılan satışının muvazaalı olduğu iddiası ile iptali ve davalı eşe dönecek tapu kaydının eşler arasındaki mal rejimi gereğince tasfiye edilerek yarı paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili olduğu anlaşılmaktadır." demiş ve devamında" Mahkemece yapılması gereken iş, temyize konu taşınmaz bakımından mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi daha sonra da tefrik edilen dosyanın görevli Aile Mahkemesine gönderilmesi, dava konusu taşınmazla ilgili 16.08.2007 ve 29.09.2009 tarihli tasarruflar yönünden ise, aile mahkemesi kararının bekletici mesele yapılarak, davacının bir alacağının olduğunun tesbiti halinde TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK’nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesinden ibarettir. Aksi durumda yani davacının katkı payının olmadığının saptanması halinde ise her iki dava yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir." T.C YARGITAY 17.Hukuk Dairesi, 2016/ 811E ,2016 / 11515K ; "Aile Mahkemesince anılan taşınmazlar yönünden katkı payı alacağına hükmedilmesi durumunda hükmedilen katkı payı alacağı miktarı esas alınarak eldeki dava yönünden dava konusu taşınmazla ilgili 21.8.2008 tarihli tasarrufun TBK'nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ve ferileriyle sınırlı olarak İİK'nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesinden ibarettir. Anılan yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir." denilmiştir. T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2018/ 378E 2019 / 1329K sayılı ilamında; " Tazminat ve katkı payı davası kesinleşmiş olduğundan, mahkemece davacının kesinleşip tahsili gereken bir alacağı bulunduğu dikkate alınıp, davalılar arasında yapılan satış işleminin muvazaalı olup olmadığı araştırılarak ortaya çıkacak sonuca göre, İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanmak suretiyle tapu iptaline gerek olmadan davacının alacağı alabilmesini sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm kurulmalıdır." TEDBİR TALEBİ YÖNÜNDEN: Yukarıdaki gerekçeler, tarafların akrabalık ilişkisi, davadan hemen önce devir yapılması ifade edilmeli. Bunun yanında; müvekkilinizin daha fazla mağdur olmaması ve taşınmazın devri halinde alacağına kavuşma imkanı kalmayacağının da nazara alınması vurgulanmalıdır. Yargıtay HGK 2013/1322 E ve 2014/403 K sayılı ilamında.; “Davacı tarafın dava ile elde edebileceği alacağı güvence altına almak amacı ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, dava konusu taşınmazlar ve banka hesaplarına tedbir konulmaması durumunda hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşabileceği ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar da doğabileceği endişesi de gözetilerek, beklenen alacağa göre tedbir talebinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddi doğru olmamıştır.” denilmektedir. |
![]() |
#3 |
|
![]() Çok teşekkür ederim meslektaşım, emeğinize sağlık
|
![]() |
#4 |
|
![]() Sağolun meslektaşım. Diğer meslektaşların da faydalanması adına sonucu buradan paylaşmanızı rica ediyorum. İyi çalışmalar
|
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Eşin kayınpedere mirasçılığı (intikalden önce eşin vefatı halinde) mümkün müdür? | Av.SYağmur | Meslektaşların Soruları | 1 | 24-02-2014 22:51 |
boşanmadan eşin evi terk etmesi | selma 12 | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 24-09-2012 09:33 |
boşanmadan önce tedbir davası | Av.Gizem | Meslektaşların Soruları | 9 | 21-12-2010 23:32 |
boşanmadan önce | aşk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 22-03-2008 19:27 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |