iş davası - kesin karar

meslektaşlarım merhaba. bir dosyamda kesin olarak kıdem ve ihbar tazminatları yönünden davanın reddine karar verildi, diğer sair alacaklar kabul edildi. verilen kararın gerçekten yanlış olduğunu düşünüyorum zira özel sebep belirtilmeyen işveren tarafından zorla alınmış istifa dilekçesine itibar edildi. husumetli olmayan tanıklarımız müvekkilin işten çıkarıldığını doğruladı. istifa dilekçesi de maktu olarak alınmıştı. bu durumda ne yapılabilir hiç beklemiyordum ve davayı ıslah da etmiştim, vekalet ücreti yönünden müvekkile açıklama yapmam oldukça zor olacak zira

Alıntı: Yazan gbahsi meslektaşlarım merhaba. bir dosyamda kesin olarak kıdem ve ihbar tazminatları yönünden davanın reddine karar verildi, diğer sair alacaklar kabul edildi. verilen kararın gerçekten yanlış olduğunu düşünüyorum zira özel sebep belirtilmeyen işveren tarafından zorla alınmış istifa dilekçesine itibar edildi. husumetli olmayan tanıklarımız müvekkilin işten çıkarıldığını doğruladı. istifa dilekçesi de maktu olarak alınmıştı. bu durumda ne yapılabilir hiç beklemiyordum ve davayı ıslah da etmiştim, vekalet ücreti yönünden müvekkile açıklama yapmam oldukça zor olacak zira

Öncelikle geçmiş olsun. Burada Islah etmiş olduğunuz meblağ kesinlik sınırının altında mı kalıyor bence ilk başta o konuya bir açıklık getirmekte fayda var. Eğer kesinlik sınırını aşan bir meblağ reddedilmiş ise ki büyük ihtimalle bu şekildedir (günümüz parasal şartlarından sebeple bunu yazdm) kararı istinaf edeceksiniz. Talebiniz mahkeme tarafından reddedilince o kararı da istinaf edeceksiniz.

Bir arkadaşım hatırladığım kadarıyla bu şekilde başvuru yapıp icrayı da sürecin devamında durdurmuştu.

Aksi halde olağanüstü kanun yolları için şartlara bakmanız gerekecektir o da oldukça zor gibi...

Alıntı: Yazan Av.CengizEge Öncelikle geçmiş olsun. Burada Islah etmiş olduğunuz meblağ kesinlik sınırının altında mı kalıyor bence ilk başta o konuya bir açıklık getirmekte fayda var. Eğer kesinlik sınırını aşan bir meblağ reddedilmiş ise ki büyük ihtimalle bu şekildedir (günümüz parasal şartlarından sebeple bunu yazdm) kararı istinaf edeceksiniz. Talebiniz mahkeme tarafından reddedilince o kararı da istinaf edeceksiniz. Bir arkadaşım hatırladığım kadarıyla bu şekilde başvuru yapıp icrayı da sürecin devamında durdurmuştu. Aksi halde olağanüstü kanun yolları için şartlara bakmanız gerekecektir o da oldukça zor gibi...

Sayın Avç CengizEge'nin görüşlerine katılmakla birlikte;

istinafın reddi kararını istinaf ederken; tehiri icra talebinde bulunabilirsiniz. Arkadaşının bahsettiği durum da budur

Alıntı: Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ Sayın Avç CengizEge'nin görüşlerine katılmakla birlikte; istinafın reddi kararını istinaf ederken; tehiri icra talebinde bulunabilirsiniz. Arkadaşının bahsettiği durum da budur

Av. Musa TAÇYILDIZ üstat aklıma bir mesele daha geldi konudan biraz saptırıyorum fakat;

Hakimin reddi hususuna bu konuda değinilebilir mi? İlgili mahkemeden örnek dosya incelenerek tam tersi yönde karar olup olmadığının araştırılması neticesinde eğer hakimin kararları çelişkili ise karar kurulduktan sonra hakimin reddi sürpriz karar yasağı vs. ileri sürülerek talep edilebilir mi? Bu konuda görüşleriniz nedir böyle bir yola gidilebilir mi?

Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkürler.

Alıntı: Yazan Av.CengizEge Av. Musa TAÇYILZDIZ üstat aklıma bir mesele daha geldi konudan biraz saptırıyorum fakat; Hakimin reddi hususuna bu konuda değinilebilir mi? İlgili mahkemeden örnek dosya incelenerek tam tersi yönde karar olup olmadığının araştırılması neticesinde eğer hakimin kararları çelişkili ise karar kurulduktan sonra hakimin reddi sürpriz karar yasağı vs. ileri sürülerek talep edilebilir mi? Bu konuda görüşleriniz nedir böyle bir yola gidilebilir mi? Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkürler.

Meslektaşım birebir aynı dosyayı bulacağınızı sanmıyorum, zira istifa dilekçeleri arasındaki bir kelime farkı, tanık anlatımlarındaki ufak bir değişiklik her iki dosyayı aynı olmaktan çıkarır.

Velev ki oldu; hakim reddi sebebi de olmaz. Hakimin reddi sebepleri kanunda sınırlı sayıdadır. Kaldı ki; karar verilmekle hakim dosyadan el çekmiştir, ancak olağanüstü kanun yollarına konu olabilir.

Asıl sorunun cevabına şöyle bir ek yapmak isterim;

Kesinlik sınırı belirlenirken, davacının tüm alacağı hesaba katılır. Yani ıslah yapılmamış olsa bile; davacının kıdem ihbar ve sair işçilik alacaklarının toplamına göre kesinlik sınırı belirlenir. Dolayısıyla hakim sadece reddettiği yada kabul ettiği kısımlara göre değerlendirme yaparak kesinlik sınırı hakkında hüküm verdiyse, bu hususu da dikkat edilmesini öneriyorum.

Meslektaşlarım cevaplarınız için teşekkür ederim. Şöyle ki dava konusu alacaklar istinaf sınırının altında, davayı açalı epey zaman olduğundan alacaklar haliyle günümüzün ekonomik ortamında epey değer kaybetti. Sorun şu ki pek çok meslektaşla görüştüm, herkes hakimin verdiği kararlardan şikayetçi. Öyle ki hakimler dahi durumun farkında, görüşmeye gittiğimiz bir hakim de aynı yorumu yaptı. Alenen bir bilgi eksikliğinden ve bunu gidermemekten kaynaklı ''yaptım oldu'' tarzında bir yaklaşımla kararlar veriliyor. Olan da tabi ki müvekkillere oluyor.