Tüketici senetlerinin geçersizliği hk.

Merhabalar meslektaşlarım,
Müvekkil bi iş başvurusunda bulunuyor. Danışmanlık şirketi olarak geçiyor. İş başvurusu ise güvenlik firmasına yapılıyor. Danışmanlık şirketi eğitim verileceğinden bahisle müvekkile senet imzalatıyor. Müvekkil daha sonra eğitime gitmiyor vazgeçtiğini de beyan ediyor. Müvekkilin elinde bir sözleşme yok.Ancak sonrasında hukuk bürosundan aranıyor senetin icra takibine koyulacağına ilişkin.Müvekkil seneti icraya koymasınlar diye ihtirazi kayıtla bankadan ödemeyi yapıyor. Yapılan senet emre yazılı olarak yapılmış, tüketici senetlerinin taksit var ise her bir taksit için ayrı ayrı nama yazılı olarak düzenlenmesi gerekir. Burada müvekkil açısından geçerli olmayan senete yaptığı ödemenin iadesini alabilir mi? Alabilir ise ödenen miktarı 13.000 tl olduğundan tüketici hakem heyetine mi başvurmalı? Yoksa direkt icra takibine gidilip itiraz edilirse itirazın iptaline mi konu olmalı?

Bir başka husus ise seneti şirket hukuk bürosuna devrettiklerini bu sebeple avukatlık ücreti ödenmediği için senet müvekkile iade de edilmiyor. Ancak açılmış icra takibi falan yok, bu sebeple vekalet ücretinden sorumlu olmadığımızı söylememize rağmen senet iade edilmiyor. Bu konuda tefecilik suçundan mı suç duyurusunda bulunmak gerekir?

Meslektaşım; icra takibi veyahut doğrudan istidat davası da açılabilir. Ancak nasıl ispatlayacaksınız bu hususu ?

Tefecilik suçu oluşmaz burada. Dolandırıcılık suçu düşünülebilir ancak. Kanaatindeyim

Tekrar merhaba,

Meslektaşım istirdat açamıyorum çünkü icra takibi açılmadı. Bu durumda en mantıklısı sebepsiz zenginleşmeden dolayı icra takibi ve itirazın iptali diyorsunuz o halde.

İspat hususunda ise şirket çalışanları ile whatsapptan yazışmalar var. Müvekkil senet tutarını faiziyle birlikte ödediğini ve iadesini talep ediyor şirket ise avukatlık ücretini ödemediğiniz için senet iade edilmeyecek şeklinde ses kaydı yolluyor. Hukuk bürosu tarafından da senetin fotoğrafı yollanmış whatsapptan.

Meslektaşım siz davanızı açın, olayları ve delillerinizi söyleyin. Türk hukukunu resen uygulamakla görevli olan hâkim (HMK m. 33) için gösterilen hukuki sebepler bağlayıcı değildir. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.