Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hizmet tespit davasının usulden reddine ilişkin pratik çözüm önerisi hk.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-03-2025, 14:33   #1
JuniorLawyer

 
Varsayılan hizmet tespit davasının usulden reddine ilişkin pratik çözüm önerisi hk.

merhaba, iş hukuku alanında aktif olarak çalışmadığım için kafama takılan bir uyuşmazlık var. konuyu şöyle özetleyeyim :

Davacı: İşçi A
Davalı: İşveren B
Feri Müdahil: SGK

*Davadan önce SGK'ya başvurulmamış, sadece ihbar edilmiş.


A, son çalıştığı işyeri B'ye karşı hizmet tespiti + prime esas kazancı + yaşlılık aylığının tespiti + eksik ödenen yaşlılık aylığının ödenmesi talepli dava açıyor.

Mahkeme ön inceleme duruşmasında davanın "hizmet tespiti + prime esas kazancı yönünden tefrikine", + "eldeki davaya yaşlılık aylığının tespiti ve eksik ödenen aylığın ödenmesi" talebiyle devamına şeklinde ara karar kuruyor ve en sonunda davayı pasif husumet yokluğundan usulden reddediyor.

Bu konuyla ilgili birkaç sorum var, görüşlerinizi rica ediyorum:
1- sizce karar hukuka uygun mu ?
2- bu noktadan sonra işçi A'nın, önce SGK'ya başvurup sonra gelen cevaba göre hizmet tespiti ve prime esas kazancın tespiti için SGK'yı taraf göstererek yeni bir dava açması pratik bir yol mudur ? (mahkemenin tefrik kararı da gözetildiğinde)
3- önerebileceğiniz daha pratik bir yol var mı ?

cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim
Old 20-03-2025, 14:57   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Merhabalar meslektaşım.

1- Kanaatimce karar doğru. Davacının davasını yönelttiği kişinin, talep edilen hakkın istenebileceği kişi olmadığı durumda mahkemece esas hakkında bir inceleme yapılmadan davanın o davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilir. Burada yaşlılık aylığının tespiti ve eksik ödenen aylığın ödenmesi talebi sadece SGK'ya yöneltilir, sizin davanız SGK'ya karşı değil.

2- Zaten hizmet tespiti talebiniz tefrik edilmiş, neden tekrar dava açacaksınız.

3- Burada; önce SGK'ya yaşlılık aylığının bağlanması talebiyle başvurun; reddi halinde dava açın, bu sırada hizmet tespiti davanız da bekletici mesele yapılır. Ancak; olayı anlattığınız kısmıyla bu cevabım geçerli; hizmet tespiti gerçekleşmeden yaşlılık aylığı şartları oluşmuyor ise, önce bu davanın sonuçlanması gerekmekte.
Old 21-03-2025, 15:08   #3
JuniorLawyer

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Merhabalar meslektaşım.

1- Kanaatimce karar doğru. Davacının davasını yönelttiği kişinin, talep edilen hakkın istenebileceği kişi olmadığı durumda mahkemece esas hakkında bir inceleme yapılmadan davanın o davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilir. Burada yaşlılık aylığının tespiti ve eksik ödenen aylığın ödenmesi talebi sadece SGK'ya yöneltilir, sizin davanız SGK'ya karşı değil.

2- Zaten hizmet tespiti talebiniz tefrik edilmiş, neden tekrar dava açacaksınız.

3- Burada; önce SGK'ya yaşlılık aylığının bağlanması talebiyle başvurun; reddi halinde dava açın, bu sırada hizmet tespiti davanız da bekletici mesele yapılır. Ancak; olayı anlattığınız kısmıyla bu cevabım geçerli; hizmet tespiti gerçekleşmeden yaşlılık aylığı şartları oluşmuyor ise, önce bu davanın sonuçlanması gerekmekte.

öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.

işçi halihazırda emekli maaşı alıyor. fakat primleri eksik gösterildiği için olması gerekenden düşük maaş alıyor.
Old 21-03-2025, 15:21   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan JuniorLawyer
öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.

işçi halihazırda emekli maaşı alıyor. fakat primleri eksik gösterildiği için olması gerekenden düşük maaş alıyor.

O zaman yapılacak olan belli. Sgk'ya başvuru, ardından dava.



10. Hukuk Dairesi 2013/13559 E. , 2013/15155 K.

.........

Dava, ilk tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanması ve birikmiş aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Mahkemece, davacının geçmiş hizmetlerinin tespitine ilişkin .......karar sayılı dava dosyasının 25.5.2010 tarihinde kesinleşmiş olmasına dayalı olarak, ilk tahsis talebi olan 4.10.2001 tarihi itibariyle aylık bağlama koşullarının bulunmadığına karar verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu´nun 2011/10-457 esas ve 2011/560 karar sayılı kararında da belirlendiği üzere; hizmet tespiti davaları ve kararlarının niteliği değerlendirildiğinde; hizmet tespiti davalarında aslında geçmişte var olan ancak kayıtlara girmemiş hizmetlerin tespiti istenmektedir. Yargılama sonunda verilen tespit kararı ile çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden doğan ve gerçekte var olan hizmet akdi ilişkisinin varlığının tespitine karar verilmekte, yeni bir hukuksal durum yaratılmamaktadır.

Öte yandan, tespitine karar verilen süreler hizmetin geçtiği yıla maledilerek, Kurum kayıtlarına; yine, hizmetin ait olduğu yıl itibariyle geçecektir. Verilecek tespit hükmü ile, varolmayan bir hizmet akdinin kurulması söz konusu olmayıp, varolan ancak kayıtlara geçmemiş bir çalışma, ait olduğu yılda kayıtlara usulüne uygun olarak bildirilmiş gibi işlem görecek, kayıtlara geçmemiş süre ile, çalışma tarihindeki durum saptanarak hukuksallaştırılacaktır. Zira, hizmet akdine dayalı olarak 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmaların hukuksal sonuçları, çalışmanın geçtiği anda doğmuştur. Bu nedenle, hizmet akdi ile çalışmanın sigortalılık hakları yönünden doğurduğu sonuçlar hizmet tespiti davasının kesinleştiği tarihte değil, hizmet akdi ile çalışma anı itibariyle doğmaktadır.
./..

-2-
Bu değerlendirmenin doğal sonucu olarak, hizmet akdi ile tespitine karar verilen süreler, tespit kararının kesinleşme tarihine bakılmaksızın, sigortalı veya hak sahibinin aylık talebi açısından tespitine karar verilen çalışmanın gerçekleştiği tarih itibariyle sigorta hukuku açısından sonuçlarını doğurmaktadır. Aksinin kabulü, sigortalının görev veya yetkisinde olmayan prim belgelerinin Kuruma verilmesi veya Kurumun denetim yükümünün ihlalinin sigortalı aleyhine sonuç doğurmasına neden olacaktır.

Bu açıklamaların ışığı altında, sigortalının 4.10.2001 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının irdelenmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-04-2025, 13:17   #5
JuniorLawyer

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
O zaman yapılacak olan belli. Sgk'ya başvuru, ardından dava.



10. Hukuk Dairesi 2013/13559 E. , 2013/15155 K.

.........

Dava, ilk tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanması ve birikmiş aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Mahkemece, davacının geçmiş hizmetlerinin tespitine ilişkin .......karar sayılı dava dosyasının 25.5.2010 tarihinde kesinleşmiş olmasına dayalı olarak, ilk tahsis talebi olan 4.10.2001 tarihi itibariyle aylık bağlama koşullarının bulunmadığına karar verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu´nun 2011/10-457 esas ve 2011/560 karar sayılı kararında da belirlendiği üzere; hizmet tespiti davaları ve kararlarının niteliği değerlendirildiğinde; hizmet tespiti davalarında aslında geçmişte var olan ancak kayıtlara girmemiş hizmetlerin tespiti istenmektedir. Yargılama sonunda verilen tespit kararı ile çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden doğan ve gerçekte var olan hizmet akdi ilişkisinin varlığının tespitine karar verilmekte, yeni bir hukuksal durum yaratılmamaktadır.

Öte yandan, tespitine karar verilen süreler hizmetin geçtiği yıla maledilerek, Kurum kayıtlarına; yine, hizmetin ait olduğu yıl itibariyle geçecektir. Verilecek tespit hükmü ile, varolmayan bir hizmet akdinin kurulması söz konusu olmayıp, varolan ancak kayıtlara geçmemiş bir çalışma, ait olduğu yılda kayıtlara usulüne uygun olarak bildirilmiş gibi işlem görecek, kayıtlara geçmemiş süre ile, çalışma tarihindeki durum saptanarak hukuksallaştırılacaktır. Zira, hizmet akdine dayalı olarak 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmaların hukuksal sonuçları, çalışmanın geçtiği anda doğmuştur. Bu nedenle, hizmet akdi ile çalışmanın sigortalılık hakları yönünden doğurduğu sonuçlar hizmet tespiti davasının kesinleştiği tarihte değil, hizmet akdi ile çalışma anı itibariyle doğmaktadır.
./..

-2-
Bu değerlendirmenin doğal sonucu olarak, hizmet akdi ile tespitine karar verilen süreler, tespit kararının kesinleşme tarihine bakılmaksızın, sigortalı veya hak sahibinin aylık talebi açısından tespitine karar verilen çalışmanın gerçekleştiği tarih itibariyle sigorta hukuku açısından sonuçlarını doğurmaktadır. Aksinin kabulü, sigortalının görev veya yetkisinde olmayan prim belgelerinin Kuruma verilmesi veya Kurumun denetim yükümünün ihlalinin sigortalı aleyhine sonuç doğurmasına neden olacaktır.

Bu açıklamaların ışığı altında, sigortalının 4.10.2001 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının irdelenmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

üstad sgk'ya yapacağımız başvuruda halihazırda derdest bir hizmet tespit davası olduğunu belirtmemizde bir sakınca var mı ? bir de hem primlerin düşük gösterilmesi-eksik ödenmesi hem de yaşlılık aylığının bu nedenle az olmasına ilişkin başvuruyu tek bir başvuru içerisinde yapmamızı tavsiye eder misiniz ?
Old 15-04-2025, 14:55   #6
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan JuniorLawyer
üstad sgk'ya yapacağımız başvuruda halihazırda derdest bir hizmet tespit davası olduğunu belirtmemizde bir sakınca var mı ? bir de hem primlerin düşük gösterilmesi-eksik ödenmesi hem de yaşlılık aylığının bu nedenle az olmasına ilişkin başvuruyu tek bir başvuru içerisinde yapmamızı tavsiye eder misiniz ?

Derdest bir hizmet tespiti olduğunu belirtin mutlaka.

Primlerin düşük gösterilmesi-eksik ödenmesini zaten hizmet tespitinin içinde. Ancak siz; gerçekten olması gereken ödenmesi gereken prime göre yaşlılık aylığı bağlanmasını talep edin, reddetsin, davanızı açın. Her iki dava kabul olunca zaten hizmet tespitine göre maaşın yükseltilmesini de ayrıca talep edebilirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma davasının reddine karar verildiğinde ziynet eşyası davasının akıbeti v. Aynur Meslektaşların Soruları 2 13-02-2025 11:10
Nüfusta ölüm tarihinin yanlış yazılması ve mirasın gerçek reddine ilişkin davanın reddine ilişkin izlenmesi gereken yol nedir ? AVUKAT2549 Meslektaşların Soruları 0 19-04-2024 00:40
ispat edilemeyen menfi tespit davasının usulden reddi halinde vekalet ücreti sevnur Meslektaşların Soruları 7 02-05-2012 09:09
CMK Ücretleri Sorununa Boykotsuz Çözüm Önerisi Av.Cengiz Aladağ Site Lokali 4 03-08-2009 16:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04860210 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.