![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Merhaba Meslektaşlarım, İştirak nafakası davası sonucu davalı müvekkilin dava tarihinden itibaren bir miktar iştirak nafakası ödemesine ve belirlenen artış oranı uygulanarak tahsiline karar verildi. Davacı ilamlı icra takibi başlattı ve artışlar uygulanarak nafaka alacağı ile yargılama giderlerini istedi, müvekkil ödedi. Daha sonra yeni bir icra takibi ile dava tarihinden itibaren işlemiş faiz takip sonrası işleyecek faizi ile talep edildi. Hükümde faize ilişkin bir düzenleme yok. Sorum şu ki;
1-Faiz isteyebilir mi? 2-İsteyebilirse hangi tarihten itibaren? 3-Mürekkep faiz sebebiyle şikayet edeceğiz bu şikayette ilamda olmaması sebebiyle faiz istenemeyeceği hususu da öne sürülebilir mi? Cevaplarınız için teşekkürler. |
![]() |
#2 |
|
![]() Merhaba meslektaşım;
Anlatımınıza göre; müstakil bir iştirak nafakası konulu dava açıldığını, boşanma davası ile birlikte istenen bir nafaka talebi olmadığını esas alarak cevap veriyorum 1- Faiz isteyebilir 2- Karar tarihinden itibaren yasal faiz. 3- Faize faiz işletilmesi nedeniyle; süresiz şikayet hakkınız var. İtiraz üzerine durur takip ancak bu defa asıl alacağın faizini istemek hakkı olduğu için; yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Ben meslektaş ile konuşup, durumu anlatarak çözmenizi tavsiye ederim. Konular aşağıdaki linklerde de tartışılmış: https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=12269 https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=71407 |
![]() |
#3 |
|
![]() Değerli katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim meslektaşım. Evet dava iştirak nafakası. Asıl alacağa ve yargılama giderlerine ilişkin bir takip yapıldı ve borç ödendi. İkinci takip faiz alacağı için yapıldı fakat faiz dava tarihinden itibaren işletilmiş. Ben hem faize faiz hem dava tarihinden itibaren faiz istenmesi hem de kötü niyetli olarak faiz alacağını ayrı takiple talep etmesi sebeplerine dayanarak şikayet etmeyi düşünüyorum. Faizi dava tarihinden itibaren isteyebileceğine ilişkin görüşünüzü anlayamadım borç belli değil, miktarı belli değil muacceliyet karar ile birlikte gerçekleşmişken üstelik hükümde de dava tarihinden itibaren yasal faizi şeklinde bir ibare bulunmuyorken -ki karşı taraf hükmün bu şekilde düzeltilmesini talep etti ancak reddedildi talebi- nasıl dava tarihinden itibaren isteyebiliyor? Yargıtayın karar tarihinden itibaren istenebilir şeklinde birkaç kararını buldum ancak sizin gerekçenizi de merak ediyorum paylaşabilirseniz çok sevinirim.
Karşı taraf vekili meslektaşımız ile çözüm sağlayamıyoruz. Yargılama gideri ve icra inkar tazminatı ile nasıl karşı karşıya kalabilirim? Öncelikle takibin iptali eğer takip iptal edilmeyecekse icra emrinin iptalini isteyeceğim ki faize faiz talep edilmesi her şekilde davanın lehime sonuçlanmasına neden olmayacak mı? |
![]() |
#4 |
|
![]() İştirak nafakasında faiz, kararın kesinleşmesi ile başlar ve yasal faiz uygulanır. "takip sonrası işleyecek faiz" de ilk icra takibinde istenebilir. Kalemlerin bölünmesi kötüniyet olarak değerlendirilmelidir.
|
![]() |
#5 |
|
![]() T.C.
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2007/4303 KARAR NO : 2007/7101 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 28/12/2006 NUMARASI : 2006/1293-1113 DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Dayanak ilamda hükmedilen nafaka için faizin başlangıcı hakkında bir hüküm bulunmamaktadır. Birikmiş nafaka farkları yönünden borçlunun karar tarihinden önce temerrüdünün oluştuğundan söz edilemez. İlamda faizin başlangıcı ile ilgili bir hüküm de bulunmadığına göre bu nafakalar için karar tarihinden itibaren faiz yürütülebilir (HGK’nun 05.04.2000 tarih 2000/12-739 E. 2000/746 K.) Bu durumda şikayetin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2009/12484 KARAR NO : 2009/12780 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Kadıköy 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/11/2008 NUMARASI : 2008/675-2008/1560 DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takibe ilişkin olarak borçlu, ilamda faize hükmedilmediğini, bu sebeple takipten öncesine ilişkin olarak işlemiş faiz talep edilemeyeceğini şikayet konusu yapmıştır. Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde karar tarihinden itibaren faiz istenebilir. Ancak, hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde kesinleşme tarihinden itibaren faizin hesaplanması ve bu itirazın bu kurallar çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir (İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 24.11.1995 tarih, 1994/2 E, 1995/2 K. sayılı kararı). Somut olayda alacaklı nafaka alacağı yanında boşanma davasında hükmolunan maddi ve manevi tazminatı takip konusu yapmıştır. Mahkeme kararında bu alacaklara ilişkin olarak faiz yürütülmesi konusunda bir karar verilmediği görülmektedir. Bu durumda, alacaklı, nafaka alacağına ilişkin olarak karar tarihinden itibaren faiz yürütülebilir ise de, maddi ve manevi tazminata ilişkin olarak boşanmanın kesinleşmesinden itibaren faiz talep edilebilir. Bu hususta hesaplama yaptırılması gerekmediğinden bilirkişi incelemesine karar verilmesi de doğru değildir. Mahkemece borçlunun bilirkişi ücretini yatırmadığı gerekçe yapılarak ve bu şikayeti ile ilgili isteminin reddedilmesi yerinde değildir. Mahkemece şikayetin yukarıda belirtilen kurallar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Birikmiş İştirak Nafakası Faiz Sorunu | yigiturk | Meslektaşların Soruları | 5 | 03-01-2015 22:26 |
Tedbir Nafakası devamı İştirak Nafakası açılan ayrı takipler... | av.cevat | Meslektaşların Soruları | 0 | 25-02-2014 16:02 |
İştirak nafakası ve Yardım Nafakası | Arif Aydın | Meslektaşların Soruları | 2 | 06-05-2011 14:51 |
İştirak nafakası artırımı başlangıcı | üye21665 | Meslektaşların Soruları | 5 | 11-06-2010 12:57 |
Tazminat - Yoksulluk Nafakası reddi/ Düşük İştirak Nafakası/ Temyiz/ Hakimin Reddi | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 4 | 20-11-2009 14:32 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |