Satış Vaadine Dayalı Tapu İptali Davasında Haciz Sorunu

Kıymetli meslektaşlarım merhaba. Müvekkil lehine açılan satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası kabul edilmiş ve tarafların istinaf etmemesi sonucunda ilgili karar kesinleşmiştir. Ancak satış vaadi şahsi hak doğuran davalardan olması nedeniyle hacizlerden ari bir şekilde tapu iptali kararı verilmemektedir. Buraya kadar bir sorun yoktur.

Ancak ilgili kararın kesinleşmesi Ocak 2023 tarihi olup arada yaşanan deprem nedeniyle tapuya müzekkere Haziran 2023 tarihinde gönderilmiştir. Müvekkiller tarafından tescil ise 2024 yılı Aralık ayında yapılmıştır.

Tapu müdürlüğü 2023 Haziran ayından sonra gelen hacizlerin tamamını kaldırarak tescil yapmakta ancak Mayıs 2023 tarihinde gelen haczi kaldırmamaktadır. Buna gerekçe olarakta her ne kadar karar 2023 Ocak ayında kesinleşmiş olsa da ilgili müzekkereler bana Haziran 2023 tarihinde teslim oldu bu sebeple müzekkere tarihi ile kesinleşme tarihi arasında kalan hacizleri kaldırmam demektedir. Bu hususta tapunun red işlemine karşı idari işlemin iptali davası tarafımca düşünülmektedir. Sizler bu hususta neler düşünüyorsunuz. Yardımcı olacak meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim.

Dipnot:Mayıs 2023 tarihinde gelen haciz alacaklısı SGK'dır.

Merhaba meslektaşım.

TMK MD. 705/1.; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır"

Anılan hükme göre tapuya tescil işlemi gerçekleşmediği halde tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı kazanılır. Buna göre tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı lehine hüküm kurulan kişiye geçeceğinden, bu tarihten sonra eski malikin borcundan dolayı konulan haczin ise kaldırılması gerekir. ( YARGITAY 12. Hukuk Dairesi 2014/35404 E 2015/9103 K. Sayılı ilamı, HGK 1997/15-461 E ve 1997/729 K. Sayılı ilamı ve HGK 2004/12-210 E. 2004/208 K. Sayılı ilamları)

Kanaatimce tapu müdürlüğünün işlemi hatalıdır. Zira; müvekkiliniz taşınmazı kararın kesinleşmesi ile Ocak/2023 tarihinde kazanmıştır. Mahkemenin müzekkeresi; sadece bildirici işlemdir, mahkeme kararı kurucu işlemdir. Bu kertede; bildirici işlem tarihi değil kurucu işlem tarihi olan Ocak/2023 esas alınmalıdır.

Aşağıya birkaç örnek Yargıtay kararı bırakıyorum, işinize yarayacaktır.



YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN 1997/15-461 E ve 1997/729 K. Sayılı ilamında; “Açılan cebri tescil davası da 11.2.1993 tarihinde sonuçlanmış, 28.9.1993 tarihinde şikayetçi adına tapuda tescil işlemi yapılmıştır. Hal böyle olunca açıklanan yasal koşullar bu davada gerçekleştiğinden şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmelidir “ denilmektedir.

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi 2016/9064 E ve 2017/994 K. Sayılı ilamında; “Her ne kadar iptal edilen taşınmaz hissesi, haciz tarihinde, tapuda borçlu adına kayıtlı ise de, takip tarihinden önce kesinleşen mahkeme ilâmına istinaden, 04/07/2012 tarihinde şikayetçi adına tapuya tescil edildiğinden, konulan haczin kaldırılması gerekmektedir.” Denilmektedir.

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi 2014/35404 E ve 2015/9103 K. Sayılı ilamında; “ Anılan hükme göre tapuya tescil işlemi gerçekleşmediği halde tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı kazanılır. Buna göre tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı lehine hüküm kurulan kişiye geçeceğinden, bu tarihten sonra eski malikin borcundan dolayı konulan haczin ise kaldırılması gerekir. “ denilmektedir.


YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2015/16555 E ve 2016/8360 K. Sayılı ilamında; “dava konusu taşınmazın dava dışı borçlu ... adına olan tapu kaydının tapu iptal ve tescil davasında yapılan satış işleminin muvazaalı ve kötü niyetli bir işlem olduğu gerekçesiyle iptaline ve davacı ... adına tesciline karar verildiği, verilen tescil kararının yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca kurucu nitelikte bir işlem değil bildirici nitelikte bir işlem olduğu ve davacı adına olan tapu kaydının davacı üzerinden gitmediği anlaşıldığına göre dava konusu taşınmaz üzerine takip dosyalarında konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. ”

Paylaştığınız kıymetli bilgiler ve içtihatlar için teşekkür ederim.