![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Merhabalar;
Müvekkil (babam), kendi annesinin vefatı üzerine mirasçılık belgesi almak üzere notere gidiyor ancak noter vermekten imtina edince Sulh Hukuk’tan talep ediliyor. Mahkeme müteveffanın nüfus kaydını sistemden çekince, sadece müteveffa, eski eşi(koca bir kaç ay evli kalıp vefat etmiş) ve kocası(dedem) görülüyor. Herhangi bir altsoy yansoy üstsoy yok. Bunun üzerine ilçe nüfuslara müzekkereler yazılıyor, Ankara Arşive gidiliyor ama başkaca bir tespit olmayınca duruşma açılıyor bu noktada vekalet sunup beyanda bulunuyorum. Müteveffanın eşi kendisinden bir yıl önce vefat etmişti, onun noterden alınan mirasçılık belgesi(altsoyların tamamı görülüyor), altsoyların nüfus kayıtları vs. belgelerle müteveffanın 4 çocuğu için ilamın verilmesini talep ediyorum. Ancak duruşmada soy bağının düzeltilmesi davası açmak üzere tarafıma süre veriliyor. Duruşmada fark ediyoruz ki; sunduğum altsoylara ait nüfus kayıtlarında "müteveffanın ana-baba ismi" gerçektekinden farklı. Ve o hatalı ana baba ismine sahip biri var. Bu şahıs müteveffanın adaşı bir akrabamız ( müvekkilin amcasının eşi). Anlaşılır olması adına bu durum zapta şöyle geçiyor hatta: "nüfusta görünen F. ve D.'dan olma H.K benim amcamın eşidir, nüfusta yanlış kaydedildiğini düşünüyorum, benim gerçekte annem dilekçemde belirttigim A. ve F.'dan olma H.K'dır, soy bağını düzeltmek üzere tarafımıza süre verilsin." Bu durumda dava açılması gerekecek ancak nüfus kaydının düzeltilmesi mi olmalı -zira iki adaş akraba karışmış halde- yoksa soy bağının düzeltilmesi mi -ana ile soybağı doğumla kurulurken altsoy gözükmüyor zira- emin olamadım. Yine ispat açısından neler yapılmalı nelere dikkat edilmeli gibi sorularım açısından, mesleğinde yeni bir meslektaşınız olarak yol gösterici bilgisi/tecrübesi olan meslaktaşımız varsa yardımcı olursa çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ediyorum. |
![]() |
#2 |
|
![]() Meslektaşım merhabalar;
Öncelikle nüfus müdürlüğüne başvuru zorunluluğu var ve bu başvurudan olumlu sonuç alındığını da gördüm. Bu yola mutlaka başvurun, zira bir hata olduğu açık. Davanız ise; soyabağının reddi/düzeltilmesi değil, nüfus kaydının düzeltilmesi olmalı. Zira; baştan hatalı tutulan bir nüfus kaydı mevcut. Aşağıdaki karar işinize yarayacaktır. T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2019/5440 K. 2021/3370 T. 12.4.2021 * NÜFUS KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ İSTEMİ ( Çocuğun Sicilde Belirtilen Anne Babaya Ait Olmadığı ve Gerçek Annesinin Başka Bir Kişi Olduğu Talepleri Gözetildiğinde Dava 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi Kapsamına Giren Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası Olduğundan Davanın Nüfus Müdürlüğü Temsilcisinin Katılımıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde Bakılması Gerektiği ) * NÜFUS SİCİLİNİN YANLIŞ OLMASI ( Talep Bir Bütün Olarak Gerçeğe Aykırı Beyanla Baştan Beri Yanlış Olan Sicilin Düzeltilmesi Niteliğinde Olduğundan Davanın 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi Kapsamına Giren Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası Olduğu - Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davalarına Nüfus Müdürlüğü Temsilcisinin Katılımıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde Bakılması Gerektiği ) * GÖREV ( Mahkemece Çocuğun Sicilde Belirtilen Anne Babaya Ait Olmadığı ve Gerçek Annesinin Başka Bir Kişi Olduğu Talepleri Yönünden Asliye Mahkemesine Gönderilmek Üzere Görevsizlik Kararı Verilmesi Gerektiği - Belirtilen Husus Düşünülmeden Karar Verilmesinin Doğru Görülmediği ) 5490/m.36 ÖZET : Dava, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Talepler bakımından dava 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup, nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin katılımıyla asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Mahkemece, çocuğun, sicilde belirtilen anne babanın çocuğu olmadığı ve gerçek annesinin başka bir kişi olduğu talepleri yönünden Asliye Mahkemesine göndermek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. DAVA : Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Ankara 16 Aile Hukuk Mahkemesi'nin 06.11.2018 tarihli ve 2018/47 Esas, 2018/146 Karar sayılı kararıyla davanın usulden reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, vekil edeni R.'nin kardeşi Nazmiye ile Nazmiye'nin eşi Umut'un nüfus kayıtlarında müşterek çocukları görünen Edanur ile vekil edenin bekarlık hanesinde kayıtlı çocuğu E.'in, R. ile davalı ...'ın gayrı resmi birlikteliğinden dünyaya geldiğini ileri sürerek; küçük Edanur yönünden nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ile babalığın tespitini, çocuk E. yönünden babalığın tespitini istemiştir. Aile Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, ibraz edilen vekaletnamede babalığın tespitine ilişkin özel yetki bulunmadığı ve verilen süreye rağmen eksikliğin ikmal edilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf istemi Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir. İstinaf isteminin esastan reddine dair karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir. HMK uyarınca, olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi-babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır. Bilindiği üzere, soybağı birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca, çocuk ile ana arasında soybağı doğumla, baba ile arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur, ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de soybağı kurulabilir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 Sayılı kararı) Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kendiliğinden kurulur ve tesisi için herhangi bir hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir. Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre, kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgililerince açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 Sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 Sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 Sayılı Kanun'un 4. maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Somut olayda ileri sürülen taleplerden biri de, küçük ...'ın ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin davacı ... olduğunun tespiti ile buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; anne ile çocuk arasında soybağı doğum ile kurulacağından ve ...'ın gerçek annesinin ... olup, ... olmadığı ile gerçek babasının da ... olmadığına ilişkin talep bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olduğundan, sözkonusu talepler bakımından dava 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin katılımıyla asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; Mahkemece, ...'ın ... ve ... çocuğu olmadığı ve gerçek annesinin ... olduğu talepleri yönünden Asliye Mahkemesine göndermek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK'nin 373/1 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Nüfus Kaydının Düzeltilmesi, Tespiti, İptali Davaları Hk. | zdmrx | Meslektaşların Soruları | 4 | 02-08-2024 11:15 |
nüfus kaydının düzeltilmesi/babalık davası/veraset ilamının iptali/tapu iptal tescil | afsinburak | Meslektaşların Soruları | 5 | 25-05-2016 15:10 |
Nüfus Kaydının düzeltilmesi- Veraset İlamı | av.mai | Meslektaşların Soruları | 1 | 29-10-2015 15:34 |
Nesebin Düzeltilmesi-Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası | Kemosabe | Meslektaşların Soruları | 3 | 10-04-2014 13:07 |
Soybağının Reddi-Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davaları (Anne Tarafından)) | ahmetuu | Meslektaşların Soruları | 1 | 19-09-2012 10:45 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |