|
|
|
|
Meslektaşlarım, malum boşanma davaları uzun sürüyor ve ikiyüzlü bir "sadakat yükümlülüğü" uygulaması var.
Diğer yandan da, yeni bir evlilikte 6 ay boyunca seks yapılmamış ise, bunun butlanla batıl olduğuna dair bir eski karar aklımda kalmış. benzer karar bilen var mı?
Sorularım şudur:
seks olmadan evlilik olur mu?
seks için dava süresince (devletin, merkezden yargı işini yürütürken yavaşlığı sebebiyle) taraf olarak seks ihtiyacını hariçten karşılayanın, bundan -sadakat yükü ihlalinden- zarar gördüğünü iddia edene, yavaş devletin ödemesi gerekirken, tarafın ödemesi, tazminat ödemesi insan hakları açısından doğru mudur?
Devlet ne kadar süreyle davayı bitirmemiş ise, seksten mahrum kaldığı için sadakat yükünü ihlal zorunda kalan taraf, zararı devlete rücu edebilir?
saygılarımla.
|
|
 |
|
 |
|
1-Boşanma sebeplerinden bir tanesi de evlilikte cinsel hayatın kurulamamasıdır. Evlilik birliğinin temelden sarsılması genel bir boşanma sebebi olup cinsel hayatın kurulamaması da evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet veren hususlardan bir tanesidir. Cinsel hayat hususu kanunda açıkça düzenlenmediği için genel bir boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebinin içinde yer verilmiştir.Butlan olmadığını düşünüyorum çünkü butlan sebepleri bellidir evlilik akdinin mutlak butlanla batıl olmasını gerektiren sebepler M. K. madde 112'de. (tahdidi) sınırlı olarak sayılmıştır.Soruda verilen bilgilere göre somut olayda butlan yoktur.
2-Yargıtay bir çok kararında;cinsellik, evlilik birliğini ayakta ve sağlıklı tutan en önemli ögelerdendir,cinsel ilişki ve cinsel tatmin evliliğin en önemli özelliklerdendir şeklinde kararlar vermiştir.Ancak bu durum her insanın psikolojik durum ve ihtiyaçlarının ve dünya görüşünün farklılığına bağlı olarak değişecektir diye düşünmekteyim.Her somut vaka kendi içinde değerlendirilmelidir.
3-Zina sebebiyle değil de başka bir boşanma sebebine(SORUDA CİNSEL BİRLİKTELİK SAĞLANAMADIĞI İÇİN BOŞANMA DAVASI AÇILDIĞINI DÜŞÜNEREK)) dayanılarak açılan boşanma davasında zinaya dayalı deliller sunulamaz, zinaya dayalı boşanma talebinde bulunulamaz. Tazminat ve nafakaya ilişkin talepler konusunda da zinaya dayanılamaz. Çünkü davada karar, açılan boşanma davasının dava dilekçesinde yer alan dava konusu olarak belirlenen hususlar doğrultusunda verilecektir.Ancak uygulamada ikinci bir dava açılıp(zina)ilk dava ile birleştirildiğini gördüm böylece zinaya ilişkin deliller de sunulabilmişti.Tazminat hususuna gelince boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır.Somut durumdaki zina eden eş tazminat ödemelidir.Çünkü;her ne kadar cinsellik insan doğasında olsa da;henüz boşanmamışken bu istek kontrol edilmelidir.Kontrol ettiğimiz başka duygularımız ve davranışlarımız yok mu? Mesela , saldırgan olmak. Doğamızın bir getirisi. Neden her öfke anında veya sinirlendiğimiz bir anda kendimizi kontrol ediyoruz.Bu durumda kusurlu bir davranışın bedeli ödenmiş ise

))))devlete rücu olamaz.İnsan hakları ise bambaşka ve uzun bir tartışmayı gerekli kılıyor bence.