![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Merhaba,
Açtığımız istihkak davasında dava dilekçesinde sadece taşınırların teslimini isterken cevaba cevap dilekçemizde taşınırların aynen iadesini, bu mümkün değilse bedelinin verilmesini talep ettik. Mahkeme ise cevaba cevap dilekçesinde talep sonucunun değiştirilemeyeceğini bunun iddia ve savunmayı serbestçe genişletme olmadığını, talep sonucunu ancak ıslahla değiştirebileceğimi söylüyor. Ben, dilekçeler aşamasında iddia ve savunma serbestçe genişletilip değiştirilebiliyorsa talep sonucunun da aynı şekilde dilekçeler aşamasında serbestçe değiştirilebileceği kanaatindeyim. Bununla ilgili Yargıtay veya başka yüksek mahkeme kararı, makale vb. paylaşırsanız çok memnun olurum. |
![]() |
#2 |
|
![]() T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi Esas: 2017/ 938 Karar: 2019 / 4802 Karar Tarihi: 25.06.2019 MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 08/10/2015 gün ve 2013/227-2015/163 sayılı kararı onayan Daire'nin 13/12/2016 gün ve 2015/15569-2016/9522 sayılı kararı aleyhinde davacı-karşı davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin Kuran-ı Kerim sayfa tasarımlarının ayırtedilemeyecek derecede benzerlerinin davalı tarafından kullanıldığını, davalının eyleminin tasarıma tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının tasarıma tecavüzün tespitini, önlenmesini, tecavüzün giderilmesini, 5.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davada ise, tasarımının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, karşı davanın kabulüne, davacı tarafa ait 2011/03243 çoklu tasarımın hükümsüzlüğüne, davacı tarafa ait tasarım hükümsüz sayılıp hükümsüz sayılan tasarıma yönelik bir hak elde edilmesi mümkün olmadığı gibi, davalı tarafın kullanımı davacı kullanımından farklı olup, haksız rekabet içeren bir husus da ispat edilemediğinden asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, davalı tarafa ait 2011/03243 sayılı çoklu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmadığından hükümsüzlüğüne dair verilen kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Davacı-karşı davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı-karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Asıl dava, tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi, giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile asıl davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, asıl davada davacı tarafça 22.07.2013 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, davalının ''www.ayfayaninlari.com'' isimli internet sitesini alarak kendi sitesine yönlendirmesinin haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülerek, davalının işbu eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, men’i ve haksız rekabet oluşturan henüz içine herhangi bir basım yapılmamış sayfaların toplatılmasının da talep edildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın ''İddia ve Savunmanın Değiştirilmesi ve Genişletilmesi '' başlıklı 141. maddesinde ''Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.'' hükmünü içermekte olup, davacı tarafça da ön inceleme aşamasından önce cevaba cevap dilekçesi ile süresinde davalının ''www.ayfayaninlari.com'' isimli internet sitesini alarak kendi sitesine yönlendirmesinin haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülerek, davalının işbu eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, men'i ve haksız rekabet oluşturan henüz içine herhangi bir basım yapılmamış sayfaların toplatılmasının talep edilmesi karşısında,dilekçeler aşamasında iddianın serbestçe genişletilebileceği ve yeni talep eklenebileceği ( 11 HD, 2015/12759 E. 2016/6702 K.) nazara alınarak işbu talep yönünden de bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken anılan hususu göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde olmadığından davacı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme istemlerinin kabulü ile, Dairemizin 13.12.2016 tarih, 2015/15569 E-2016/9522 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak asıl davada verilen kararın yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.[/b] SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davada davalı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 13.12.2016 tarih, 2015/15569 E-2016/9522 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, asıl davada verilen kararın açıklanan gerekçelerle asıl davada davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene iadesine, 25/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Asıl dava, tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi, giderilmesi ve maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı yan, cevaba cevap dilekçesinde, davalının edinmiş olduğu internet alan adı ile kendisine karşı haksız rekabet eyleminde bulunduğunu ileri sürmüş, bunun tespiti ile önlenmesi yolundaki talebini önceki taleplerine eklemek istemiş, mahkemece, bu istekle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamış, davalı tarafından açılan karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğüne, asıl davanın ise karşı davadaki kabule bağlı olarak reddine karar verilmiş, kararın davacı-karşı davalı tarafın-dan temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13.12.2016 tarihinde oybirliği ile vermiş olduğu karar ile asıl davaya eklenen haksız rekabete yönelik talep bakımından usul dairesinde bir talebin bulunmaması nedeniyle bu husus bozma sebebi yapılmamış, temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. HGK’nın 15.2.2017 tarih ve 2015/7-917 Esas, 2017/265 Karar sayılı olup emsal nitelikteki kararında da gayet açık olarak ifade edildiği üzere, bir davada dava dilekçesiyle mahkemeden istenen talep yahut talepler arasında bulunmayan yeni bir istemin ıslah yoluyla dahi dava dilekçesine eklenmesi, buna bağlı olarak mahkemece değerlendirmeye alınması ve bu ek taleple ilgili bir karar verilmesi söz konusu olamaz. Bu yöndeki bir usul işleminin, iddianın genişletilmesi kurumuyla bir ilgisi bulunmadığı gibi, kavramsal olarak dahi, istem sonucunu ifade eden dava dilekçesinde mevcut talep kalemlerinin artırılması (genişletilmesi) yahut mevcudun değiştirilmesi anlamına da gelmeyeceği çok açıktır. Aksinin kabulü halinde, nafaka talepli bir davaya boşanma isteminin de eklenmesi, tapu iptali davasına bir alacak isteminin de eklemlenmesi mümkün ve muhtemel hale gelebilecektir ki, usul hukukumuzun, böyle bir sonucu öngördüğü ileri sürülemez. Bu itibarla, Dairemizin yerel mahkemenin kararının onanmasına ilişkin gerekçesi, yasaya, yukarda zikredilen HGK kararına da yansıdığı üzere uygulamaya uygun, yerinde ve isabetli olup, davacı-karşı davalı yanın karar düzeltme isteminin reddi gerektiği kanısında bulunduğumdan çoğunluğun aksi yöndeki düşüncesine katılmıyorum. Davanızda faydalı olması dileğimle... |
![]() |
#3 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Çok teşekkür ederim sayın meslektaşım, bu tam da aradığım karar. Gerçi karşı oy yazısı ve orada bahsedilen HGK kararı biraz canımı sıktı ancak HGK kararının da oy çokluğu ile alınması karşısında HGK kararının daha üstün veya emsal nitelikte olduğunu söylemek pek de doğru olmayacaktır kanaatindeyim. Başkaca kararlar da paylaşılırsa daha faydalı olacağını düşünüyorum. Tekrar teşekkür ederim. |
![]() |
#4 |
|
![]() Karşı görüşte belirtilen HGK görüşü sizinlehinize değişti
|
![]() |
#5 |
|
![]() değişen kararın numarasını atar mısınız üstad?
|
![]() |
#6 |
|
![]() Kanun maddesi o kadar açık ki, mahkemeler neden Yargıtay kararı ararlar anlamıyorum.
6100 sayılı HMK' nın ''İddia ve Savunmanın Değiştirilmesi ve Genişletilmesi '' başlıklı 141. maddesi: ''Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.'' Şeklinde ise Hakim hala neyi arıyor olabilir? |
![]() |
#7 |
|
![]() Çok haklısınız mehmet bey, bu arada HMK 141 kısmen değişti bilginize...
İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi MADDE 141- (1) (Değişik:22/7/2020-7251/15 md.) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır. |
![]() |
#8 |
|
![]() peki cevaba cevap dilekçesi ile harca esas değer azaltılbilir mi?
|
![]() |
#9 |
|
![]() 6. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2021/513 Karar : 2021/1948 Karar Tarihi :01.12.2021 MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi İLK DRC. MHK. : Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili,taraflar arasında davalının dava dışı idare ile yaptığı sözleşme gereği elektrik işlerinin yapımı için hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, bu iş kapsamında düzenlenen son hakedişin eksik işler ve sözleşme gereğince bulundurulması gereken 2 adet elektrikçi ustasının işin bitiminden sonra işyerinde bulundurulmadığı iddia edilerek ödenmediğini, yine sözleşme gereğince davalıya verilen teminat senedinin işin bitmesine rağmen müvekkiline geri verilmediğini ileri sürerek, son hakkediş bedelinin davalıdan tahsilini ve teminat senedinin iadesini, cevaba cevap dilekçesi ile de talebini daraltarak 86.847,14 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 27/12/2017 tarihli dilekçeyle teminat mektubuna ilişkin talebin atiye bırakıldığını bildirmiştir. Davalı vekili; sözleşme gereğince %5 ihtiyat kesintisi yaptıklarını ve haklı sebeplerden dolayı davacıya ödenmediğini, zira davacının işin geçici kabulünden itibaren en az 120 gün süre ile 2 tane elektrik ustasını bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı işlerin davacı firma tarafından giderilmemesi nedeniyle müvekkili tarafından giderildiğini, sözleşmenin 5.14 maddesi gereğince davacının %5 teminat kesintilerinin %10 unu işverene hizmet bedeli olarak ödemekle yükümlü bulunduğunu, davacının borcu bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, 27/12/2017 tarihli dilekçeyle teminat mektubuna ilişkin talebin atiye bırakılmasının kabul edildiğini bildirmiştir. İlk derece mahkemesince, geçici kabul tutanağındaki eksikliklerin davalı tarafından giderilmesi nedeniyle 4.350,00 TL'nin davacının alacağından düşülmesi gerektiği, davalı tarafından dava dosyasına konulan faturaların bu iş için kullanılan malzemelere ait olduğu hususunun ispat edilemediği, sözleşmenin 11.6 maddesindeki cezai şartın ifaya ekli cezai şart olup, BK m. 179/2 ye göre alacaklının ifayı kabul ederken herhangi bir çekince ileri sürmemesi halinde cezai şartı talep etme hakkının ortadan kalkacağı, dava dosyası içerisinde davalının eseri teslim alırken ihtirazı kayıt ileri sürdüğüne ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmadığı, bu nedenle ceza-i şart bedeli olarak istenen bedelin davacı alacağından mahsubunun mümkün olmadığı, işin ifası sırasında davalı tarafından 1.595,00 TL zarara neden olunduğu iddiasının ispatına ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmadığı, sözleşmenin 5.14 maddesi gereğince %5 teminat kesintilerinin %10'unu hizmet bedeli olarak gerektiğinde işveren tarafından kesilebileceğinin düzenlendiği ancak konusu kesintinin hangi durumlarda yapılabileceği hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği ve davalının buna ilişkin mahsup savunmasını kanıtlar delil sunmadığı gerekçesiyle davanın 86.847,14 TL yönünden kabulüne, 27/12/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle ıslah tarihine kadar talep edilen işlemiş faiz yönünden yapılan 30.853,76 TL hesap yerinde olduğundan bu talebin kabulüne, 500.000,00 TL bedelli teminat mektubunun atiye bırakılması ve bunun davalı tarafından kabul edilmesi nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi tarafından, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle mahkemece hüküm kısmında harcı yatırılarak talep edilen işlemiş faiz de belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, sadece asıl alacağa dava tarihinden faiz yürütüldüğü, bu nedenle faize faiz yürütülmediğinin anlaşılmasına, nakdi teminata ilişkin kesintilerin iadesine ilişkin sözleşmenin 8. maddesi kapsamındaki koşulların oluştuğunun anlaşılmasına, sözleşmenin 11.6 maddesinde düzenlenen ve mahsuba konu edilmesi gerektiği savunulan cezai şartın seçimlik ceza-i şart olup, sözleşmede açıkça daire sahiplerine yapılacak ilk veya son teslimden söz edilmediği, davacının bağımsız bölümlerin ilk teslimden itibaren iki aylık süre için bu madde hükümlerine uygun olarak teknik personeli bulundurduğu, atiye bırakılan dava yönünden maktu vekalet ücreti takdirinin yerinde olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyizine gelince; Dava, açıldığı tarihteki harçlandırılmış değer üzerinden sonuçlandırılmalı ve yargılama gideri ve vekalet ücretine bu değer üzerinden hükmedilmelidir. Davacının daha sonra talebini daraltması da bu manada kendi lehine sonuç doğurmaz. Somut olayda, davacı dava esas değeri olarak 103.631,35 TL bildirerek bu miktar üzerinden harç yatırarak talepte bulunmuştur. Daha sonra cevaba cevap dilekçesi ile talebini 86.847,14TL olmak üzere daraltmıştır. Davacının talebini 16.784TL daralttığı anlaşılmakla bu değer üzerinden de davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu miktar için vekalet ücreti verilmemesi doğru olmamış ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile, kararın hüküm bölümüne 6 numaralı bentten sonra “7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” fıkrası eklenmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 01.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi. |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Görevsizlik Kararından Önce Dava Türünün Cevaba Cevap Dilekçesinde Değiştirilmesi | av.sçınar | Meslektaşların Soruları | 3 | 01-08-2019 12:43 |
Cevaba cevap dilekçesinde iddianın değiştirilmesinde feragat harcı ödenir mi? | _gamze_ | Meslektaşların Soruları | 0 | 02-08-2013 12:05 |
BK m.595 ile ilgili Yargıtay kararı arıyorum. | BURCUKK | Meslektaşların Soruları | 6 | 14-03-2013 23:47 |
derdest davada faiz talep etmek talep sonucunu değiştirmek-genişletmek sayılır mı? | avenginakbaba | Meslektaşların Soruları | 2 | 11-04-2011 10:45 |
tck 248/1-2 ile ilgili yargıtay kararı arıyorum | yasamatesi87 | Meslektaşların Soruları | 5 | 19-10-2009 22:20 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |