Dahili dava mı, müdahale mi?

Yaklaşık 10 yıl oldu meslekten ayrılalı.Fakat kendi davalarım yakamı bırakmıyor yardımcı olursanız çok sevinirim gerçekten. Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığım bir davamın özeti ;2010 yılında mesken olarak aldığım bir taşınmaz ,2012 yılında tüm kat maliklerinden imza alınarak , ve gerekli yasal prosedüre uymak suretiyle işyerine çevrildi ve o tarihten sonra dükkan olarak kiraya verildi. Ancak, hukuken ve fiilen işyeri olmasına rağmen, tapu kayıtlarında mesken olarak gözükmeye devam etti. Taşınmazı kardeşimle birlikte almıştık ve ben o zamanlar yurt dışında olduğum için tüm bu işlemlerle kardeşim ilgileniyordu. Tapu Müdürlüğü ,belediyeye verilen noter tasdikli kat malikleri kurulu kararını ve taşınmazın belediye mevzuatına göre işyerine çevrilmiş olmasını kabul etmeyip, yeniden kat maliklerininin tümünden imza alınmasını istemiş , o arada da biraz zaman geçtiği ve kat maliklerinden ölenler/ değişenler olduğu için yeniden imza toplanamamış velhasıl , fiillen dükkan olarak kullanılan taşınmazımızın tapuda cins değişiklik işlemi yapılamamıştır.2017 yılında kat malikleri kendi aralarında Kentsel Dönüşüme girme kararı almışlar. Bizi arayarak, daire başına para vermemizi ( hem de yüklü miktarda ) , aksi halde kentsel dönüşüm sürecinden sonra taşınmazın dükkan olmasına izin vermeyeceklerini, (Zira, zamanında imza karşılığında apartmana yaptırmış olduğumuz asansörün bozulduğunu, çalışmadığını - Halbuki esasında aidat ödemedikleri ve bakım yaptırmadıkları için bozulmuş-, bir kısım kat maliki, yine apartmanın çatısının yaptırılması için vermiş olduğumuz parayı ve yaptığımız diğer giderleri hatırlamadığını , diğer bir kısmı ise ,ölen babasının bu konuda vermiş olduğu imzanın kendisini bağlamayacağını vs. değişik bahaneler uydurarak, haksız çıkar sağlamaya çalıştılar. Biz para vermeyi kabul etmeyince de 2017 yılında benim de katıldığım bir toplantıda tarafıma ait taşınmazın , Kentsel Dönüşüm sürecinden sonra mesken olmasına ilişkin bir karar aldılar. Ben de bu karar, hem esas hem şekil açısından kanuna aykırı olduğu için Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açtığım bir davayla kararın iptalini istedim.Ayrıca, davanın yargılama sürecinde , yarım kalan cins değişikliği işlemini tamamladım ( Nasıl zor oldu anlatamam, bin dereden su getirttiler, oysa ki haklıyım ve çok basit bir iş normalde ! ) .Sonuç olarak, taşınmaz tapu kayıtlarında işyeri olarak gözüküyor , 2017 yılından beri. Ayrıca, taşınmazımın belli bir yüzdesini Almanya'da yaşayan birine sattım. Tam davanın sonuna geldik bitecek diye umarken, hakim , hisseyi satttığım kişinin davaya dahil edilmesine ve dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar verdi. Yıllardır , meslekten uzağım. Bu davada , ölçüm , hesap vs yok. Kendi karar vermesi gerekirken , hakimin dosyayı bilirkişiye göndermesi çok tuhaf geldi bana. Bu hususa itiraz etmeyi düşünüyorum. Bir de , hisseyi sattığım kişinin hukuki yararı benimle aynı ,burada dahili dava olmaz , davaya müdahale müessesesi geçerli olur,söz konusu kişinin de bu konuda bir katılma talebi yoktur dedim.Ama hakim kabul etmedi. Bu konuda hakim haklı mı? Ayrıca, hisseyi sattığım kişinin adresi tapuda gözükmüyor. Sadece , yaşadığı eyalet ve ülke var adres olarak. Ben şimdi nasıl dahil edeceğim bu kişiyi davaya ? Çok uzun oldu, lütfen kusura bakmayın. Hepinize iyi çalışmalar dilerim.Sevgilerimle.

1.) Bağımsız bölüm "paylı mülkiyet" halindedir. Paylı mülkiyette Kat malikleri kurulu kararının iptali hakkında dava açılması TMK.nun 691 m.sinde düzenlenen "önemli yönetim işlerine " girer ve davanın açılmasında pay ve paydaş çoğunluğu aranır. İki kişilik paylı mülkiyette paydaş çoğunluğu ise ancak iki kişinin de katılımı ile sağlanabilir. Burada kural olarak davanın görülebilmesi için diğer paydaşın davaya icazet vermesi gerekir.

2.)Fakat bu kuralın istisnaları bulunmaktadır.Şöyle ki;

a.) Diğer paydaşa ulaşılamaması nedeni ile çoğunluğun sağlanamaması halinde TMK. m.691/3'e göre hakimin " paydaşlardan birinin istemi üzerine bütün paydaşların menfaatini gözeterek hakkaniyete uygun bir karar verme yetkisi " yani paydaşlardan birine dava açma yetkisi tanıması yada temsil kayyımı atayarak davaya devam etme yetkisi bulunmaktadır.

b.) İkincisi ve önemlisi TMK.m. 693/3'e göre ; paydaşlardan her birisi bölünmeyen ortak yararların korunması ( somut olayda her iki paydaşın aleyhine olan kat malikleri kararının iptal edilerek ,taşınmazın cinsinin dükkan olarak muhafazası) yönünden diğer paydaşı da temsilen dava açabileceğinden ,bu maddeden yararlanılarak davaya devam edilmesi imkanı da bulunmaktadır.

3.) Bu hususlardan söz edilerek ara kararından rücu edilerek davaya devam edilmesi talebinde bulunulabilir.Diye düşünüyorum.