|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
08-04-2002, 14:08 | #1 |
|
Emre Yazılı Çek' Te, Ödeme Sonrası Dönüş Cirosu !
Bir şirket olan (x A.Ş.), lehdar gerçek kişi (Y)' ye (adı soyadı yazılmak suretiyle) bir çek keşide ederek veriyor. Gününden önce, çek bedeli, bankaya ibraz edilmeden, keşidecisi tarafından lehdara elden ödeniyor. Lehdar, çeki beyaz ciro ile keşideciye iade ediyor. Keşideci,ibraz süresi içinde teslim aldığı çeki tekrar kaşe ile cirolayıp, üçüncü şahıs (Z)' ye devrediyor. Z, gününde çeki bankaya ibraz edip, karşılıksız şerhini işleterek, hem (X.A.Ş.) ' yi hem de (Y) ' hakkında ihtiyati Haciz kararı ile birlikte hacize maruz bırakıyor...
(Y) esas takibe karşı borca itiraz ediyor. İTM. itirazı reddediyor ve Yargıtay kararı tasdik ediyor.. Y itirazında, ciro silsilesindeki bozukluğa değinmiyor, borcun ödendiği bu nedenle borçlarının olmadığı ifade ediliyor.. Sorular: 1- Çek metninden anlaşılan ciro silsilesindeki bozukluk, İTM tarafından dikkate alınmalı mıdır? 2- Takibe (borca) itiraz da İTM' ce reddedildiğinden, genel hükümler dairesinde Menfi tespit davası açıldığında çek metnindeki ciro silsilesindeki bozukluk tek başına ispat için yeterli midir? 3- Çek metninden anlaşılan ciro silsilesindeki bozukluk, hamilin iyiniyetini ortadan kaldırır mı? Çünkü, keşideci hem keşidecidir, hem de ciranta... Saygılarımla.. (Forum üyesi mntaylan' dan aktarılmıştır) |
09-04-2002, 17:05 | #2 |
|
Emre yazılı çek
İİK.md.170/a-2 gereğince Tetkik Mercii usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde alacaklının kambiyo hukuku bakımından takip yetkisinin bulunup bulunmadığını re'sen nazara alır.
Kanımca belirttiğiniz olayda cilo silsilesinde bir bozukluk yoktur.Zira çekte keşideci bizzat lehdar dahi olabilir.Başka bir anlatımla çek,keşidecinin emrine tanzim olunabilir.(TTK.730,585) Bu durumda keşidecinin ciro silsilesi içerisinde yer alması hukuken mümkündür. Y,menfi tesbit davası açtığında ciro silsilesindeki bozukluk tek başına yeterli olmayacaktır.Daha da ileri giderek Yargıtay'ın bazı kararlarında "borçlunun,cirantalardan birinin imzasının cirantaya ait olmadığı hususunu ileri süremeyeceği " belirtilmiştir.Kaldı ki;yukarıda da belirttiğim üzere ciro silsilesinde bir bozukluk bulunmadığını düşünmekteyim.Bu nedenle de Z'ye borcu ödemek zorunda kalan Y ancak; Borçlu X A.Şirketi aleyhinde icrai takip veya dava açarak oluşan bu zararını tazmin etme yoluna gidebilir. Kambiyo senetlerinde, ciro alacağın temliki hükümlerini taşımadığından hamile karşı ancak ve sadece hamilin bile bile borçlunun zararına hareket etmesi durumunda ileri sürülebilir. Selam ve saygılarımla.Av.M.Aydın Bilen |
10-04-2002, 12:59 | #3 | |||||||||||||||||||
|
Ynt: Emre yazılı çek
Sayın Av. Aydın Bilen dostum, Değerli görüşlerinizi ilgi ile okudum. Bir kaç noktaya temas etmek istiyorum. Konu olayda, Keşideci-Lehdar- lehdarın BK.88'e dayalı iade amaçlı beyaz cirosu- Keşideci cirosu (ciranta) - ve hamil ilişkisi mevcutttur. BK.88. madde : '' .................... senet borçluya iade edildikte borç sakıt olmuş sayılır.'' şeklindedir. Keza, YİBK. 30.05.1945 T. 6-40/11 sayılı kararına göre aynen: '' ......Borç senedinin borçluya geri verilmesi, borcun tamamının ödendiğine karinedir!!'' şeklinde olup, her iki dayanak, asıl borçlu keşideciye, lehdar tarafından çekin iade edilmesi halinde borcun sona erdiğini ve taraflar arasındaki ilişkinin sona ermiş sayılması gerektiğini öngörmektedir. Ayrıca bilindiği gibi, çeklerin de dahil olduğu kıymetli evrak, hakkın senede bağlı olduğu ve senetsiz, senedi teslim etmeksizin hakkın devir, dermeyan ve ödemenin mümkün bulunmadığı senetler olduğundan (TK.557,558,559) çekin ödenmesi de ancak senedin iadesi karşılığı yapılabilir.. /Domaniç.H. Kıymetli evrak. s. 610 vd.) Kanun icabı emre yazılı kıymetli evraklardan sayılan çek' te, lehdarın beyaz ciro ile çek' i iade etmesi normal, hatta Tk.621, ve özellikle BK.88/son cümle gereğidir. Lehdarın beyaz cirosundan sonra keşidecinin tekrar ciro ile çeki bir başkasına devretmesi hususu, çek bedelinin lehdara ödenmesi nedeniyle keşideciye iade edildiğini zorunlu kılar ve bu husus, çek metninden anlaşılan def'iler kapsamında değerlendirilir, lehdar tarafından herkese karşı ileri sürülebilir.. Çek metninde, lehdarın beyaz imzalı cirosundan sonra araya keşideci girmemiş olsaydı doğal olarak durum farklı olacaktı.. Keşidecinin, lehdarın cirosundan sonra çek' te ciranta olabilmesi için, öncelikle çek' e fiziken sahip olması gerekir. Çek' e fiziken sahip olmak , çek' in bedelinin keşideci tarafından lehdara ödenmesi halinde ancak mümkündür. Ödeme ile keşideci-lehdar ilişkisi sona ermiştir. Bu noktadan sonra yapılacak keşideci cirosu, lehdarı bağlamaz çünkü çek metninden anlaşılan defiler kapsamına giren bu husus da hamil iyi niyet iddiasına sığınamaz. Benim görüşüm bu şekildedir. Selam ve saygılarımı sunar, başarılar dilerim.. |
10-04-2002, 13:35 | #4 |
|
Sayın Dostum Av.M.Saim Tikici,
Vermiş olduğunuz yanıt,benim de bilmekte olduğum araştırmacı kişiliğinizi yansıtmaktadır.Değindiniz hususlar muhakkak ki doğrudur.Ancak benim kanaatime göre burda gözden kaçırılan bir kural bulunmaktadır.Ticaret Kanunu,Borçlar Kanunu'na göre daha özel niteliktedir.Kanunların veya hükümlerin çelişmesi durumunda özel nitelikteki olana değer verileceği bir kuraldır.Bu nedenle cirodaki bozukluk düşüncesiyle borç ilişkisinin ortadan kalkmış olduğu şeklindeki düşüncenize saygı duymakla birlikte katılmamaktayım. Bundan başka daha önceki yazımda da belirttiğim gibi;çekte keşidecinin lehdar olması hukuken mümkündür.Lehdar ilk ciranta olabileceğine göre;daha sonra hamil durumuna geçen keşideciden dolayı borç ilişkisinin sona erdiğini kabul edebilmek evleviyetlik ilkesine de aykırı olur.Başka bir anlatımla;keşideci lehdar olabiliyor ise evleviyetle ciranta olabilir. Bu hususları olaya özgülediğimizde;lehdar Y,alacağını keşideci X A.Ş den tahsil ettiğinde çeki İADE edecektir.Ancak çeki İPTAL (İptal şerhi) düşerek iade etmelidir.Aksi takdirde bunun başka bir ticari ilişkiden kaynaklanmış olabilmesi ihtimali de düşünülebilir.Y'nin çekin arkasında cirosu olduğuna göre bundan sorumlu olmaması düşünülemez.Teorik olarak bakıldığında Y'nin oluşan zararını telafi edebilme imkanı da vardır.X A.Ş aleyhinde sebepsiz zenginleşme,tazminat veya icrai takip yapabilmesi mümkündür.Y ticari iş niteliğindeki bu ilişkide basiretli bir tacir gibi davranarak gerekli özeni gösterip çeki İPTAL ETMEDİĞİ için sorumludur. Selam ve saygılarımla. Av.M.Aydın Bilen |
10-04-2002, 14:14 | #5 | |||||||||||||||||||
|
Dostum sn.Av. Bilen, İki Yargıtay kararı: Y 11 HD. 31.5.1991 T, E.3796/K.3594 '' Çeki geriye ciro ile devir alan ciranta, çeki devir etmeden önceki durmuna girer.. ve bu durumda kimlere müracaat hakkı varsa onlara ancak müracaat edebilir..!!'' Y.11.HD. 7.2.1991 T. E.8763,K.676 ''Kambiyo senedini elinde bulunduran cirantanın, kendisinden sonraki cirantalara bedelini ödeyerek geri aldığının kabulü gerekir..'' Yukarıda yer verilen iki yargıtay kararı ve BK.88/son cümle ve Tk.621. maddelere göre Keşidecinin, bu çeki bir başkasına ciro etmesinden sorumlu olacağını ihtilafsız ortaya koymakta ve sizinde isabetle belirttiğiniz üzere, sebepsiz zenginleşme de dahil, bu haksız ciro nedeniyle tazminat davasından sorumlu olması halini teyit etmektedir. Burada hemfikiriz ve sorun yoktur. Sorun, hamilin, senet metninden (Çek metninden anlaşılan) ciro istismarına vakıf olup olmayacağı, iyiniyetli sayılıp sayılmayacağı noktasındadır. Sizin belirttiğiniz Çek'tekeşideci lehine ciro yapılması ve tekrar tedavüle koyulması hususu açıkça TK.700/son hükmü icabıdır. Dolayısıyla TK.730. maddenin atfına da esasında gerek yoktur. Bunda da aramızda görüş farkı yoktur. Bu yönde bir ciro, keşideciyi doğrudan borçlu kılar. Çünkü, lehdarın keşideciye cirosu, TK.621 ve BK.88 icabıdır ve alacağını tahsil ettiğine karinedir. Başka bir ifade ile lehdarın çekten doğan alacağını devir ve tedavüle sokma arzusuna dayalı değildir. Bu husus açıkça çek metninden anlaşıldığı için def' iler faslında, sadece keşideciye değil, size, bana velhasıl herkese karşı dermeyan edilir ve hamilin iyiniyetini kaldırır. Tk.702: Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirne bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır..'' Bizim anlaşamadığımız tek nokta buradadır.. Gerçi her konuda anlaşmak da doğru değildir. Diğer görüşleriniz son derece doğru ve isabetlidir. Adıyaman' da havalar nasıl?Elimde çomak, demin birini andım bekliyorum onu.. Selam ve saygıalrımla.. |
10-04-2002, 16:21 | #6 |
|
Saygıdeğer dostum Sn.Tikici,
Bence anlaşamadığımız sorunda da anlaşamıyoruz.Zira ben olaya aradaki (lehdar olan) ciranta Y'nin çek bedelinden sorumlu olup olamayacağı yönünden bakıyorum.Burdan hareketle ciro silsilesi düzgündür görüşündeyim.Böylece başından itibaren bakış açımız değişik olduğu için sonuç da doğal olarak farklı olmaktadır. Selam ve saygılarımla,bu arada beklediğin geldi mi) |
23-03-2003, 11:48 | #7 |
|
Sevgili Bilen ve Tikici;
Adıyamanlı hukukçular zirvesi var galiba; bana da haber verseydiniz ya. Yarı yarıya Adıyaman'lı sayılırım biliyorsunuz. Konuya gelince; Sevgili Tikici'nin haklı olduğunu düşünüyorum. Ciro silsilesinin düzgün olup olmaması değil problem. Çünkü TTK madde 700 son fıkra; Ciro, keşideci veya çekten dolayı borçlu olanlardan her hangi biri lehine de yapılabilir. Bu kimseler çeki yeniden ciro edebilirler. demek sureti ile ciro silsilesinde bir bozukluk olmadığını ortaya koymaktadır zaten. Ama sayın Tikici'ninde belirttiği gibi bu siro silsilesinden anlaşılabilen durumu son çek hamili iyiniyet kurallarına aykırı olarak ileri süremez fikrindeyim. Burada hem son hamilin hem de keşidecinin iyi neiyetli olmadığını düşünüyorum. Sayın Bilen, Büyük Bilen'ede selam ve sevgilerimi iletirseniz sevinirim. Saygılar |
20-11-2013, 11:43 | #8 |
|
Forum konusunda bulunmasında fayda olduğu saikiyle:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15075 |
07-05-2014, 13:39 | #9 |
|
Aynı Daire/İki karar:
1.karar: "...keşidecinin borçlu olduğu çek lehtarı yaptığı ciro ve teslim ile keşideciye borçlu konumuna gelmekle ve takip dayanağı çekler yasal sürelerde bankaya ibraz edildiğine ve ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığına göre yetkili hamil olan alacaklının kendisinden önceki cirantalara müracaat hakkı mevcut olup, lehtar ciranta hakkında da takip yapmasında yasaya bir aykırılık yoktur..." http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15075 2.karar: "...Çek, keşideci tarafından lehtar lehine düzenlenip, keşide edildikten sonra, lehtar tarafından tekrar keşideciye ciro edilmesi halinde, keşidecinin TTK'nun 700/3. maddesi koşullarında yeniden çeki tedavüle çıkararak ciro etmesi durumunda, ikinci tedavülden önceki lehtarın sorumluluğu kalmadığından, lehtar hakkında takip yapılamaz. Bu durumda, keşideci ile takip alacaklısı hamil arasında sorumluluk vardır. Zira keşideci, çeki yeniden tedavüle çıkarmakla, lehtar adına keşide etmeden önceki durumuna döndüğünden lehtarın sorumluluk zinciri içinde yer alması mümkün değildir... ciranta tarafından çek lehdarı (ilk ciranta) hakkında takip yapılamayacağından mahkemece bu nedenle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken,..." http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15508 |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yazılı Emir Yolu | Av.Kadir | Meslektaşların Soruları | 5 | 22-12-2006 13:05 |
yazılı emir | olcsvl | Meslektaşların Soruları | 1 | 22-12-2006 00:24 |
Tahliye Ve Sonrası | tarlak | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-01-2005 16:27 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |