|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
22-06-2006, 20:48 | #1 |
|
Telefon dinlenmesi şeklinde elde edilen bir delilin kuvveti nedir?
Değerli mestektaşlarım, kolluğun mahkeme kararı ile telefon dinlemesi şeklinde teknik izleme sonucu elde edilen dialoğların tek başına delil gücü sizce nedir? salt bu delil tek başına yargılamaya esas alınabilirmi? vereceğiniz yanıtlar ve paylaşacağınız görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim. Saygılar..
|
22-06-2006, 23:40 | #2 |
|
Eğer tek başına maddi bir vak'ayı ortaya koyuyorsa elbette ki delil gücü vardır. Bunu takdir yetkisi ise mahkeme heyetine aittir. Daha net birşey söyleyebilmek için dinlemeye ait tape metinlerini görmek gerekir.
|
23-06-2006, 08:16 | #3 |
|
Savcılık yada Mahkeme kararları sonucu yapılan dinlemeler CMK gereğince "yasal delildir." Bu tür deliller mutlak surette dikkate alınır... Kanaatimce diğer yan delillerle örtüşüyorsa ve hüküm kurmaya yeterliyse başkaca delilde aranmaz...
Saygılar... |
23-06-2006, 12:38 | #4 |
|
Telefonla yapılan konuşmaların delil niteliği taşıması için öncelikle elde edilen bilgilerin kanunda yazılı katalog suçlardan birine ait olması ve 45.madde gereği tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasında yapılmamış olması gereklidir.Eğer tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasında yapılan telefon konuşmlalarından suça dair kesin bir delil elde edilse bile bunun kullanılması hukuka aykırıdır ve delil teşkil etmez.Bunun haricinde hukuka uygun olarak yapılan iletişim dinlemeleri esnasında elde edilen deliller,aksi ispatlanmadıkça yasal delil olarak kullanılabilecektir ve tek başına delil olarak kullanılabilecektir.
|
25-06-2006, 15:24 | #5 |
|
Mahkeme kararı ile yapılan dinleme sonucu elde edilen delil, dinleme kararına konu talep ve verilen dinleme karaındaki olası suç kapsamında ceza ve hukuk yargılamasında kesin delil olduğu, bu kapsam dışında kalan diyalogların zaten ilgili güvenlik birimince imha edilmesi gerektiği, bilfarz imha edilmemiş veya suç kapsamı içindeki konuşmalar arasında sair hususlara yönelik imha edilemeyen beyanlar var ise bunlar dinleme kararına konu olmadıkları için yasal yolla elde edilseler dahi gerek ceza gerekse hukuk yargılamasında kesin delil olamazlar düşüncesindeyim. Saygılarımla,
|
28-06-2006, 08:00 | #6 |
|
Sayın adıge
Ceza davalarında hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil kullanılamaz. Ancak hukuk davalarında böyle bir sınırlama söz konusu değildir. Hukuk davalarında delil, hukuka aykırı olarak elde edilmiş olup olmadığına bakılmaksızın, geçerlidir. Ses kayıtlarının delil olarak geçerliliği konusu ayrıca düşünülmeli. Ses kayıtları kişinin kimliğinin belirlenmesi teknik olarak olanaksız olduğundan, delil olarak kabul edilmiyordu. Şimdiki teknolojiyi bilmiyorum. Saygılarımla |
28-06-2006, 11:53 | #7 | |||||||||||||||||||
|
HUMK.da hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin dikkate alınıp alınmayacağı hakkında bir düzenleme mevcut değildir. Ancak düzenlemenin olmaması her hukuka aykırı elde edilen delillin hukuk yargılamasında serbestçe ileriye sürülebileceği anlamına gelemeyeceği de açıktır.
Hâkimliğimiz sırasında , boşanma ile ilgili verdiğimiz direnme kararında ve bunu bozan HGK.lunun aşağıdaki kararında ve bu kararda gösterilen bilimsel görüşlerde , hangi yolla elde edilen delilin hukuka aykırı olacağı , bu şekilde elde edilen delile göre karar verilip verilmeyeceği tartışılmıştır. Buna göre; Medeni usül hukukunda hukuka aykırı elde edilen değerlendirilmesi konusunda açık bir düzenleme mevcut değilse de , medeni usul hukukunda da geçerli olan dürüstlük kuralına göre durumunu değerlendirilmesi gerekir. Kullanılan deliller çalınmış , tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılık vardır. Genel görüş olarak hukuka aykırı elde edilen delile göre hüküm kurulamaz. Öncelikle özel hayatım gizliliğinin korunması esas alınmaladır. Kişilik haklarının , özel yaşam alanının ve sır alanının ihlali sonucu elde edilen delil hukuk yargılamasında da delil olarak kabul edilemez. Nitekim yeni usul yasa tasarısının 193/2 md.sinde “ hukuka aykırı delillerin mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı“ şeklinde bir düzenleme öngörülmüştür. Buna karşın hukuka aykırı yollarla elde edilmemiş delillerin ise yasak bir delil olarak değerlendirilmesi imkanı yoktur. Soruda geçen Hâkim kararıyla dinlenen telefon ses kayıtlarının , bir yargı kararına dayanması nedeniyle hukuka uygun yollarla elde edilen delillerden olduğu açıktır. Telefondaki ses kayıtları Hâkim önünde ikrar,kesin hüküm,senet ve yemin şeklinde tanımlanan kesin delillerin hiçbirine dahil olmadığından , takdiri delil olarak değerlendirilebileceği kanısındayım. Saygılarımla .
|
28-06-2006, 16:12 | #8 |
|
Bir dost, kıymetli meslektaşım,
Ben yazımda hukuka aykırı elde edilen delilin kullanılabileceğini söylemedim. Yazımı tekrar tekrar okudum ben böyle bir sonuç çıkaramadım. Ben bir ayırım yaptım. Kolluk kuvvetlerince Mahkeme kararına istinaden yapılan yasal dinlemede, dinleme kararı dışında kalan fakat hukuka uygun elde edilmiş delillerin ceza ve hukuk yargılamasında kesin delil olamayacaklarını söyledim. Takdiri delil olarak sair destekleyici deliller varsa dikkate alınabilir kanaatindeyim. Hukuka aykırı elde edilmiş deliller konusunda ise ceza yargılaması için size, hukuk yargılaması için de Yücel Kocabaş meslektaşıma katılıyorum. (Yücel meslektaşıma gönderdiği karar için ayrıca teşekkür ederim. gerçekten istifade edilecek önemli bir karar) Konuyu tartışmaya açan meslektaşıma da ilave olarak şunu söylemek isterim, CMK 135/1-3. maddesi kapsamında verilen dinleme kararı sonucu elde edilen ve bu kapsam içinde kalan deliller, kesin delil olmakla birlikte ceza yargılamasında bana göre hüküm kurmak için tek başına yeterli delil olmamalıdır. Zira bu delile karşı muhtelif, delilin etkisini şüpheli hale getirecek vakıalar ileri sürülebilir. Saygılarımla, |
28-06-2006, 17:40 | #9 |
|
Biliyorsunuzki son dnemde ülkümezde organize suçlarla ilgili mücadele kapsamında değişik isimler altında eş zamanlı olarak operasyonlar yapılmaktadır.Bu operasyonlar yapılmadan öncede ihbar alınan kişilerin telefonu 4 ay kadar bir zamanla mahkeme kararı gerği dinlenmekte ve nihayet suç unsuru elde etmek ve şahsı ele geçirmek için oparasyonlar yapılmaktadır.
Telefon görüşmeleri bana göre bir bilgi toplama faaliyetidir soruşturmalara doğrudan tmel teşkil etmez.yani devlet, güvenliğini temin için bir kolluk faaliyeti olarak telefon dinleyebilir ancak bu dinleme kayıtları doğrudan delil olarak kabul edilmemeli ayrıca bunu destekleyici somut delillere ihtiyaç vardır. Öte yandan Teefon dinlenmesi şeklindeki bir faliyetin insan haklarına aykırı oldğunu düşünmekteyim kimin telefonunu dinlerseniz dinleyin az yada çok en küçük suç tipine uygun bir dialoğ elde etmeniz mümkündür. Bu sebeple telefon görüşmesi şeklindeki bir hareket temel hak ve hürriyetlerden sayılan haberleşme özgürlüğü ile doğrudan ilgilidir. Olması gereken bu konuşmaların sadece bilgi toplama mahiyetinde kalması ve idari bir faaliyet olarak sürdürülmesi yani doğrudan suçlandırıcı delil sayılmamalıdır...saygılarımla |
15-09-2008, 07:30 | #10 |
|
Sayın meslektaşım;
TELEFON DİNLEME BAŞLI BAŞINA DELİL DEĞİLDİR. telefon dinlemeleri birer bilgi toplama faaliyetidir. devlet kişinin özel hayatına girerek haklarını da hatırlatmadan bilgi topalamaktadır.Bu nedenle sanığa HAKLARI HATIRLATILMADAN elde edilen bilgiler delil sayılamaz Telefon dinlemenin delil olması için maddi delillerle desteklenmesi lazımdır.Hakim benim vicdani kanaatim bu telefon kayıtlarına da dayanarak ceza veriyorum diyemez. Bu konuşmaları destekleyici maddi delillere de ulaşılmalıdır.Örneğin esrar ticareti yapan kişiler arasındaki geçen esrar alışverişi sanıklar tarafından doğrulanıyorsa telefon kayıtları sanığın ikrarı ile desteklendiğinden delil olmuştur. Sanık inkar eder,esrar bulunamaz,tanık dahil diğer delillerle de desteklenmezse hakim artık ceza veremez. Yüksek yargıtayımızın yeni oluşan kanaatide bu yöndedir. Bu konu başka bir soruda tartışılmıştır.Kararlar konulmuştur.Bu konuyu araştırırken bende birşeyler eklemek istedim.saygılarımla |
15-09-2008, 10:15 | #11 |
|
|
15-09-2008, 10:24 | #12 |
|
selamlar;
değerli meslektaşlarım; sadece iletişimi dinlenen şahıs (şahıs suç konusundan söz etmiş belirli planlar yapmış ama yönlendirme mevcut değildir) icrai hareketlere geçmemmiştir. bu durumda sadece telefon kayıtlarına dayanılarak bu kişi sorumlu sayılırmı? bu konu ile ilgili yargıtay kararı gönderecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim. saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yasadışı elde edilen telefon kayıtlarının hukuki niteliği | Av.Güçlü KERVAN | Hukuk Haberleri | 9 | 17-05-2010 08:09 |
Hile İle Elde Edilen Delil... | Av.Mehmet Saim Dikici | Hukuk Sohbetleri | 43 | 03-03-2007 15:38 |
Olay Yerinden Elde Edilen Eşyalar | aerisek | Hukuk Sohbetleri | 0 | 26-05-2005 12:45 |
Düzenleme Şeklinde Vekaletname Nedir? | timur sağlık | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 03-03-2002 00:08 |
Düzenleme Şeklinde Vekaletname Nedir? | timur sağlık | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 01-03-2002 23:30 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |