Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

BoŞanma Davasi AÇmadan Ve Bİrlİkte YaŞarken Yardim Nafakasi İstenebİlİr Mİ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-10-2010, 20:49   #1
deu_nihan

 
Önemli BoŞanma Davasi AÇmadan Ve Bİrlİkte YaŞarken Yardim Nafakasi İstenebİlİr Mİ?

Merhabalar, bir müvekkil kocasıyla aynı evde yaşıyor ancak kocası kadına para vermiyor, ilgilenmiyor. Kadın çalıştığı dönemde onun bağkurunu ödeyerek emekli olmasını sağlamış, şimdi ise 63 yaşında, çalışamıyor, iki ayağında da aksaklık var. Müvekkil yardım nafakası talebiyle dava açmış, boşanma talep etmemiş, dava bize yeni geldi. Bu konuda ne yapmalıyım, birlikte yaşarken yardım nafakası istenebilir mi? Şimdiden teşekkürler..
Old 16-10-2010, 21:13   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Dava dilekçesinde her ne kadar yardım nafakası denmişse de, hakim tedbir nafakası istemi olarak değerlendirecektir düşüncesindeyim. Boşanma talebi olmadan sadece tedbir nafakası talebinde elbette bulunulabilir. İlgili kanun maddesini aktarıyorum:

II. Eşler birlikte yaşarken

Madde 196 - Eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler.

Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.

Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.

Saygılarımla,
Old 17-10-2010, 17:55   #3
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
Sayın Meslektaşım,

Dava dilekçesinde her ne kadar yardım nafakası denmişse de, hakim tedbir nafakası istemi olarak değerlendirecektir düşüncesindeyim. Boşanma talebi olmadan sadece tedbir nafakası talebinde elbette bulunulabilir. İlgili kanun maddesini aktarıyorum:

II. Eşler birlikte yaşarken

Madde 196 - Eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler.

Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.

Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.

Saygılarımla,


Syn Ufuk tedbir nafakasının anlamının boşanma davası devam ederken nafaka alacaklısının mağduriyeti gözetilerek davanın başında tedbiren verilen nafaka olduğunu düşünüyorum.
MK 196 da nafaka için dava açılsa bile hakim davanın başında tedbir nafakası vermeyecektir. Çünkü tedbir nafakası sadece boşanma davası içinde yer almaktadır diye düşünüyorum. Ayrıca MK196 uyarınca nafaka davası açılsa bile kararda tedbir nafakasına hükmedilmeyeceği olsa olsa nafakaya hükmedileceği kanaatindeyim.
Old 17-10-2010, 18:23   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

196.madde Türk Medeni Kanunun "Birliğin Korunması" üst başlığı içinde bulunmaktadır.;

Birliğin genel olarak korunmasına ilişkin madde 195 aynen; I. Genel olarak

Madde 195 - Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler.

Hakim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir.Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.

demektedir.

"Önlem = tedbir" demektir.

Madde 196 nın anlattığı parasal katkının belirlenmesi tedbir niteliğindeki nafakadır.

Kanunun sistematiği ve ruhu paralellik içindedir. (Üst başlık, madde 195 ve madde 196 ve devamı..)

Alıntı:
MK 196 da nafaka için dava açılsa bile hakim davanın başında tedbir nafakası vermeyecektir.

??

Madde 196: "Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir."

Bırakınız dava tarihinden belirlenmeyi davacı talep eder ve iddialarını ispatlarsa geçmiş bir yıl ve gelecek yılların nafakasına dahi hükmedilebilecektir.

Tedbir nafakasının sadece boşanma davasına konu olabileceğine ilişkin görüşünüze katılamıyorum.

Saygılarımla,
Old 17-10-2010, 19:24   #5
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
Sayın Meslektaşım,

196.madde Türk Medeni Kanunun "Birliğin Korunması" üst başlığı içinde bulunmaktadır.;

Birliğin genel olarak korunmasına ilişkin madde 195 aynen; I. Genel olarak

Madde 195 - Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler.

Hakim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir.Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.

demektedir.

"Önlem = tedbir" demektir.

Madde 196 nın anlattığı parasal katkının belirlenmesi tedbir niteliğindeki nafakadır.

Kanunun sistematiği ve ruhu paralellik içindedir. (Üst başlık, madde 195 ve madde 196 ve devamı..)



??

Madde 196: "Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir."

Bırakınız dava tarihinden belirlenmeyi davacı talep eder ve iddialarını ispatlarsa geçmiş bir yıl ve gelecek yılların nafakasına dahi hükmedilebilecektir.

Tedbir nafakasının sadece boşanma davasına konu olabileceğine ilişkin görüşünüze katılamıyorum.

Saygılarımla,



Ben Beyoğlu aile mahkemesinin birinde boşanma olmaksızın nafaka davası açmıştım. Ve hakimden dava sürecinde ilk duruşmada tedbir nafakası talep etmiştim.
Hakim bana dediki; madde 169 da boşanma davası sürecinde tedbir nafakası olur; boşanma davası olmaksızın açılan nafaka davasında tedbir nafakası olmaz demişti.
Madde incelendiğinde:
MADDE 169.- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.

Geçici önlemden bahsetmektedir. Geçici önlemi ben dava sürecinde henüz karar çıkmadan taraflar mağdur olmasın diye alınan önlemler diye anlıyorum. Bunun en önemlisi de nafakadır. Hakim davanın başında nafakayı bağlar buna da tedbir nafakası denir.

Fakat 195.maddede önlemleri alır demekte ancak davanın devamı sürecinde dememektedir. Yani dava devam ederken bir önlemden değilde; kararla birlikte alınan bir önlemden bahsediyor şeklinde anlıyorum.
Ben bu şekilde yorumluyorum..

Saygılarımla..
Old 17-10-2010, 21:24   #6
akoguz

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım aşağıdaki Yargıtay kararının yararlı olacağını düşünüyorum. İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/10019
Karar: 2009/14058
Karar Tarihi: 17.09.2009
NAFAKA DAVASI - TARAFLARIN AYNI EVDE B
İRLİKTE YAŞADIKLARI - PARASAL KATKININ BELİRLENMESİ - HAKKANİYETE UYGUN MİKTARDA NAFAKAYA HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Tarafların mali ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun miktarda davacı için nafakaya hükmedilmesi gerekirken tarafların halen aynı evde birlikte yaşadıklarından ve davalının tanık beyanlarına nazaran evin ihtiyaçlarını karşıladığından söz edilerek istemin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
(4721 S. K. m. 4, 196)
Dava ve Karar: Taraflar aras
ında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Kararı
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; ayrı yaşamda haklı olduğunu ileri sürerek müvekkili için tedbir nafakası talep etmiş; mahkemece, talebin reddi cihetine gidilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
TMK'nın 196/1. maddesi gereğince, eşler birlikte yaşarken de ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkının belirlenmesini mahkemeden talep edebilirler.
Somut olayda davacı, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle tedbir nafakası talebinde bulunmaktadır. Taraflar arasında ailenin giderleri ve harcamalar yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır.
O halde mahkemece; TMK'nun 4. maddesi gereğince tarafların mali ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun miktarda davacı için nafakaya hükmedilmesi gerekirken tarafların halen aynı evde birlikte yaşadıklarından ve davalının tanık beyanlarına nazaran evin ihtiyaçlarını karşıladığından söz edilerek istemin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 17-10-2010, 21:33   #7
akoguz

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/14193
Karar: 2007/14996
Karar Tarihi: 18.10.2007
ÖZET: Davalı kocanın sorumluluk sahibi olmadığı, kumar oynadığı, evine harcama yapmayan bir kişi olduğu, eş ve çocuklarının alışveriş yapmaması için talimat verdiği, telefon faturalarının ödenmemesi nedeniyle telefonun kesildiği ifade edilmektedir. Ancak, davalı eşin düzenli ve haczi kabil geliri bulunmaktadır. Evlilik birliğinin nafakaya hükmedilmek suretiyle korunması gerekir.
(4721 S. K. m. 195, 196, 197, 198, 199) (1479 S. K. m. 67)
Taraflar aras
ında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde davalı ile 45 yıldır evli olduklarını, davalı eşin evine bakmadığını, elektrik ve su giderlerini ödemediğini, köy bakkalını kendisi ile alışveriş yapmaması konusunda uyardığını, kumar oynadığını ileri sürerek aylık 300 YTL nafakanın tahsilini istemiş, yargılamanın ikinci oturumunda ıslah ile davalının borçlularının ödemelerini kendisine yapması için önlem alınmasını istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne; davalının Bağ-Kur yaşlılık aylığından 200 YTL'nin davacı kadına ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar uzun yıllardan beri aynı bahçe içerisinde ayrı evlerde yaşamaktadır. Davacı (ev hanımı) kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu davacı eşin ileri sürdüğü gibi davalı kocanın evin giderlerine katılmadığı, köy bakkalını uyararak eş ve çocuklarının alışveriş yapmasına engel olduğu ve kumar oynadığı tanıklarca ifade edilmektedir.
MK'nun 198. maddesi uyarınca .
Anılan hüküm Medeni Kanun'un, aile birliğinin korunmasına ilişkin başlığı altında düzenlenen önlemlerden biridir. Aile birliğinin korunmasına ilişkin bu önlemler (m. 195-199); (m. 196) (m. 198) ve (m. 199) dır.
1479 sayılı Kanun'un 67. maddesine göre bağlanacak aylıklar nafaka borçları nedeniyle haczedilebilir, devir ve temlik edilebilirler.
Bu hükme göre, davalının Bağ-Kur'dan aldığı yaşlılık aylığını doğrudan diğer eşin almasına karar verilmesinde Bağ-Kur Yasası yönünden bir engel bulunmamaktadır.
Bağ-Kur, MK'nun 198. maddesindeki terimi içinde yer almalıdır. Hakim anılan hüküm uyarınca koşulları gerçekleştiği takdirde; eşlerin birlikte yahut ayrı yaşaması halinde bu önlemi alabilir.
Önceki MK'nun 198. maddesinde yer alan kelimesi İsviçre Medeni Kanunu'nun bu maddeyi karşılayan 171. maddesindeki esaslara uygun olarak emredebilir diye düzenlenerek hakimin takdir hakkının bulunduğu şeklinde değiştirilmiştir. Bu bakımdan sebeplerin gerçekleşmesi halinde kanundaki önlemlerden birinin tercihi, hakimin takdir hakkı çerçevesinde mütalaa edilmelidir.
O nedenle, Medeni Kanun'un 198. maddesinde düzenlenen ve birliği korumayı amaçlayan bu önlemle, davalı kocanın alacakları üzerindeki tasarruf salahiyeti kaldırılmakta olduğundan önemli nedenler halinde bu önleme başvurulmalıdır.
Davalı kocanın sorumluluk sahibi olmadığı, kumar oynadığı, evine harcama yapmayan bir kişi olduğu, eş ve çocuklarının alışveriş yapmaması için talimat verdiği, telefon faturalarının ödenmemesi nedeniyle telefonun kesildiği ifade edilmektedir. Bu bakımdan MK'nun 198. maddesinin öngördüğü koşulların gerçekleştiği kabul edilebilir. Ancak, davalı eşin düzenli ve haczi kabil geliri bulunmaktadır. Evlilik birliğinin nafakaya hükmedilmek suretiyle korunması (m. 198) mümkündür. Bu gibi durumlarda, diğer eş için ağır neticeler doğuran; onun tasarruf salahiyetini sınırlayan yahut durumuna sokan bir önleme başvurulmamalıdır.
Mahkemece talebin içeriği de gözetilerek nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 18-10-2010, 09:49   #8
deu_nihan

 
Varsayılan

Müvekkil dilekçesinde bakım nafakası talep etmiş. Araştırdığım kadarıyla kanun metninde bakım nafakası yok ancak bu nafakaya ilişkin "eşlerin diğerine vermekle yükümlü olduğu nafaka" şeklinde bilgiler var. Gerekli bilgiyi nereden edinebilirim?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
BoŞanma Davasi Tanik Beyanlari Ve DİĞer Delİller Ve Yardim ALAMUT Meslektaşların Soruları 8 06-06-2009 15:06
BoŞanma Davasi İle Bİrlİkte EŞya Talebİ Avukat Neslihan Meslektaşların Soruları 3 24-07-2008 12:39
Aynı Evde Yaşarken Boşanma Davası Açılabilir Mi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 15-06-2008 18:23
Boşanma davası açmadan Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 15-03-2008 19:34
bakim nafakasi davasi ve adreste bulunamama Konuk izmitli Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 29-01-2008 16:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06024504 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.