|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
31-05-2007, 07:52 | #1 |
|
Avukatlardan mankenlere cübbe tepkisi
BOLU (İHA) - Bolu Barosu Başkanı Gazanfer Günler, "Magazin Mahkemesi" gibi programlarda mankenlerin avukat cübbesi giyerek derin göğüs dekoltesiyle televizyon ekranına çıkmalarının ''yargıya saygısızlık'' olduğunu söyledi. Günler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.
Günler, anayasaya göre, yargı yetkisinin bağımsız yargıçların uhdesinde olduğunu hatırlatarak, ''Bağımsız yargıçların icra ettiği yargıyı yerecek, karikatürize edecek mahiyette ya da televole düzeyine indirecek tarzda herhangi bir görsel program yapılmasını kesinlikle kabul edilemez buluyoruz'' dedi. Bu tür programları yargıya saygısızlık olarak mütalaa ettiklerini belirten Günler, şöyle konuştu: ''İstanbul Barosu, bu konuda gerekli girişimi yapmıştır. Zannediyorum RTÜK bu konuda gerekli işlemi yapacaktır. Yapmadıkları takdirde Bolu Barosu, RTÜK hakkında görevi ihmal ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacaktır. Ayrıca program yapımcıları hakkında gerekli takibatı icra etmek amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunacağımızı beyan ediyorum.'' Gazanfer Günler ayrıca, hakim, savcı ve avukat cübbesinin ancak onu yasal olarak hak edebilenlerin giyebileceği, bir mesleğin onuru ve erkinin temsil kıyafet olduğunu belirterek ''O itibarla bu kıyafeti gelişigüzel herkesin giymesi mümkün değil. Kıyafeti sokağa döktüğünüz an meslek yara alır" ifadelerini kullandı. |
31-05-2007, 14:01 | #2 |
|
Nihayet bir Baro akılcı bir açıklama yapmış.. Tebrik ve teşekkür ediyorum...
Hiçbir konuya kokup bulaşmayan TBB bu konuda da yorum yapmayacaktır sanırım.. Saygılar.. |
31-05-2007, 14:17 | #3 |
|
Aynı fikirde değilim.Sadece temsili bir iddia;savunma,yargılama oyunu oynuyorlar.Adı üstünde magazin.Artı cübbeleri resmi mevzuatta belirtilen cübbeler değil. Artı mahkeme salonu yok ortada.Ayşeyi dinliyor.Fatmayı bağlıyor.Sonrasında yargıda bulunuyor.Bağırmalar; çağırmalar oluyor.Yani Halkı eğlendirmeye,reytinge yönelik eğlencelik.
|
31-05-2007, 15:14 | #4 |
|
sayın başkanı kutluyorum
|
31-05-2007, 17:21 | #5 | |||||||||||||||||||
|
Sayın medenical,
Bu sizin yorumunuz, kendi içinde tutarlı. Ancak acaba sıradan vatandaşın bırakın yorumu (çoğu yorum yapacak düzeyde bile değil zira) algılaması nasıl acaba? Şahit olduğum aile içi ve esas mühimi de ekonomik durumu orta halli bir ailenin kına merasiminde, kayınvalide gelinin başından dolarlar saçtı. Tiraji- komik bir sahneydi. Gördüğünü olduğu gibi kopyalayan bir toplumdan bahsediyorsak; yarın öbür gün gerçek mahkemede cerayan eden yargılama faaliyetini de bir oyun, bir temsil gibi algılamaları, bağırmaları, çağırmaları velhasılı netice itibariyle magazinleştirerek eğlenmeleri çok olası diye düşünüyorum ben. Müptezelleşmeden eğlenebilen bir toplum özlemiyle, saygılarımla. |
31-05-2007, 17:45 | #6 |
|
Sayın Jeanne D'arc;
Sizin verdiğiniz örneğe kaynak olan davranış bir düğün ;nişan bunda özdeşlik kurularak örnek alınma söz konusu olabilir. Ama bu magazin apayrı bir durum; Yani burda adı sadece mahkeme olarak geçmekte; diğer konular da ise asıl mahkeme veya mahkeme sujeleri ile bir bağlantı yok.Yani bir benzeşim kurulacak materyal yok. Türk Vatandaşları bu ayrımı yapacak yetenektedir.Ülke insanımız herşeyin farkında ,gerçeği ve sahteyi ayırdedebilecek kapasitededir. Yoksa yasaklarla bir yere varamayız.Sınır ne olacak. |
31-05-2007, 18:05 | #7 |
|
Tamam sansürü savunmak olası değil ama gelinen nokta itibariyle bütüncül bir bakışla artı ve eksilerini değerlendirdiğinizde; aslına bakarsanız ben TRT'li hallerimizi özlemeye başladım.
Ayrıca toplumda, adalet sisteminin gerçeği ve kurgusunu ayıracak bilgi/düzey olsaydı gerçekten; ne Amerikan dizilerindeki gibi bir yargı sistemi ve ne de Hulusi Kentmen'li Türk filmlerindeki gibi hakim/avukat beklentisinin olması gerekirdi değil mi? Sırf mahkemede edebiyat yapmadığı için, mesleki vasıfları sorgulanan ve hatta sorgunun ötesinde hakkında menfi hükümler verilen onlarca meslektaş hikayesi dinlemişizdir yurdum insanından. Saygılarımla. |
31-05-2007, 18:13 | #8 |
|
Trt de gerçekten güzel filmler olurdu.Şimdi ise hayvanlar alemini yayımlayıp duruyorlar.Neden acaba?
Filmler ile gerçekler arasında büyük uçurumlar var.Bu tespit doğrudur.Mahkeme de yemin sırasında sağ elini havaya kaldıranlar olduğu da gözlemlenmiyor değil. Valla edebiyat yaptırmaya hakimler izin vermiyor.Sadede gel diyor.Bakışlarından anlıyoruz artık.Anlatsakta yazılı istiyorlar.Onlar da Haklı. |
31-05-2007, 19:21 | #9 | |||||||||||||||||||
|
Sürekli discovery channeli izleyen birisi için avukat bir arkadaşımız: Sürekli hayvan kanalını izliyor demişti... |
01-06-2007, 04:19 | #10 |
|
Magazin ve mahkeme kavramlarını, reyting amacıyla, bir televizyon kanalında, böylesine düşük seviyedeki bir program formatında vermeleri bence de çok yanlış. Sözde hakim, sözde iddia,sözde savunma. Birde sözde dava sonuçları smsler ile belirleniyor. Mevcut hukuk sistemizi değiştirip smsli sisteme mi geçsek acaba bizde?
|
01-06-2007, 08:38 | #11 |
|
ben de meslektaşlarımın sürekli bu programdan yakındığını, raiting kaygısıyla mesleğin ciddiyeti ve saygınlığının yok edildiğini söylediklerini duydum. Programı sadece bir defa izledim ve genelleyip yargılayabilecek tüm olumsuzlukları gördüm. Birincisi; kendini mahkeme başkanı varsayan kişi, öfkeli, hatta psikopat derecesinde saldırgan davranan biri, gülen seyirciyi dışarı attı, mankenleri dışarı atmakla tehdit etti, ayrıca hangi tarafta olduğunu belli ediyor. Bunun dışında avukat cübbesi giyen kadınlar, birbirleriyle çirkin bir ağız dalaşına girdi, seviyesizlik had safhaya ulaştı. Anlamadığım, cüppeler, kürsü niye gerekiyor, niye mahkemeler zaten çok gereksiz işlerle de uğraşırken, saçma sapan şeyleri irdelemekte kullanılıyor. Yargı organları ve unsurları oyuncak değildir.
|
01-06-2007, 08:59 | #12 |
|
Ben de hoşlanmıyorum bu televizyondaki cübbe olayından, birisinin orda hakim edasıyla konuşmasından..Komedi veya benzeri esprili bir program olsa yine de anlayacağım (başkalarına benzemem alınıp da dava açmam :P ) ama kendilerince işi o kadar ciddiymiş gibi tartışıyorlar ki bilmeyen bizleri de öyle değerlendirir.Zira o tür programları dikkatle izleyen kesimi hafife almamak lazım.Ayrıca Bolu Barosu'nun açıklamasına ve özellikle "Kıyafeti sokağa döktüğünüz an meslek yara alır" ifadesine kesinlikle katılıyorum.
Bi de şöyle bişey var; henüz stajı bitmemiş ve cübbe giyemeyenlerin psikolojilerini de düşünmek lazım canım |
01-06-2007, 10:22 | #13 |
|
Ben açıkçası halkın mankenlerin üzerinde gördükleri cübbeleri, avukatların yazlık cübbe modeli olabileceğini düşünmelerinden bile korkuyorum
|
01-06-2007, 10:42 | #14 |
|
Bu programı bir kez ve sadece 10 dakika kadar bir süre izledim. Programın yayınlanmasına nasıl olur izin verilmiş ? demekten öte ; bizi temsil eden Baro ve Birliğimizin tepkisiz kalmasına şaşırmıştım. Bizler mesleğimizin onuruna zarar vermesin diye kılık kıyafetimize dikkat edelim vasfı ve titri olmayanlar magazine alet etsin. Programdaki hakim edalı şahsa tek bir söz bile sarfetmek istemiyorum
Umarım program kaldırılır. Bolu Barosu Başkanı'na teşekkür ederim. Saygılarımla. |
01-06-2007, 11:18 | #15 |
|
Bırakınız yapsınlar bırakınız etsinler anlayışı ile gelinen nokta ortadadır.
Küresel bir yozlaşmanın adım adım dayatıldığı bir dünyada,bu yozlaşmadan kendisine düşen payı hızla alma yolunda olan toplumumuza bakıp "biz neden böyle olduk "sorusunu kendimize sormadan önce, kanımca bir takım değerlerin fütursuzca içinin boşaltılmasına seyirci kalmamak için -öncelikle-dayatılan yozlaşmaya,yabancılaşmaya bir "dur" diyebilmemiz lazım. Magazin programıdır olur böyle şeyler, demekle gelinen noktadan "insan" ve "yurttaş" olarak bize düşen sorumluluğu bertaraf edemeyiz. Bir Avrupa ülkesinde -yanılmıyorsam Hollanda'da-şimdilerde yayınlanan veya yakında yayınlanacak olan bir yarışma programının konusunu duyunca boğazım düğümlendi ve korkunç dehşete kapıldım.Yarışma, bir kanserli hastanın öldükten sonra böbreğinin kime verileceği ile ilgili.Yarışmacıların hepsi bir umutla sağlıklarına kavuşmayı bekleyen böbrek hastaları.Böbreğin sahibi olan hasta birinciyi halkın seçmesini istemiş.Böylesi bir dramı canlı olarak yayınlayacaklar.Tek amaç ,daha fazla daha fazla daha fazla ,kazanmak...Buyrun!Buna da yarışma programıdır, olur böyle şeyler diyebilecek misiniz. Böylesi bir yozluğu dayatmanın en etkili aracı olduğu için uzun bir zamandır-haber programları-dışında tv.seyretmiyorum.Ama sözü edilen programa bir ara rastladım ve açıkçası sarsıldım.Bu kadar ucuz olmamalı diyorum.Bazı barolarda vefat eden avukatın tabutuna cübbesini örtme yolundaki teamül geldikçe aklıma,böylesi programlarda haraç mezat sergilenen görüntüleri hazmedebilme gücüm azalıyor... |
01-06-2007, 18:46 | #16 |
|
Bu tür programları görünce gülüyorum. Ama mutlu olduğumdan ya da beni eğlendirdiğinden değil. Yargı ve işleyişi hakkında hiçbir fikri olmayan, oyuncu, sanatçı, manken vs insanların av. hakim oldukları ve dava gibi bir olayı sonuçlandırmaya çalıştıkları, sonuçlarının daha öncede söylendiği gibi sms lerle belli olduğu birbirine bezeyen birçok program. Şu kadarını söyleyebiliyorum, tamamen özentilik. Bazı insanların ezikliği. Ve bazı cahil insanların da sorunlarını yargıda çözmek yerine bu tip programlara bel bağlaması. En acısı da reyting uğruna, eğlence ğruna, hiçbir fikri olmayan, cahil insanların bu duruma alet edilmesi... Bir de basın özgürlüğününsınırlandırılığı söyleniyor...:S
Saygılar... |
01-06-2007, 19:43 | #17 | |||||||||||||||||||
|
Eskiden bir dizi vardı, Bizimkiler diye. Oradaki Kapıcı Cafer tiplemesi yüzünden kapıcılar ayaklanmıştı neredeyse. Bu "yargıya saygısızlık" tepkisi biraz ona benzemiş. Artık her yerde halley sendromu var : Gerçek önemsiz, çünkü "imaj, gerçektir." Üç manken cübbeye benzer birşey giydi diye yargıya duyulan saygının zedelendiği zehabına kapılmak buradan kaynaklı olsa gerek. Saygılar. |
01-06-2007, 21:14 | #18 |
|
Aliye Nasıl Kurtulur ?
Merhaba
Ben bu tür dizilerde ne giyildiğinden daha çok ne yapılmadığına dikkat çekmek istiyorum. Bir dönem Aliye adlı bir dizi vardı hatırlarsınız. Keşke bu geniş izleyici olanağı varken ,dizide yaşanan şiddetin son bulma ihtimali,hayatın değişebilme umudu verilebilseydi. Bu tür programları yararlı hale dönüştürmek :en yaşamsal haklar ve usuller vb.konusunda , bilgiyi yaygınlaştırmak için çaba gerektiği düşüncesindeyim. Program yapımcıları bu çalışmaya davet edilmeli ve belki bu konuda özel projeler üretilmelidir. Tv. çok etkili olabilecek bir araç.Yararlanmak gerek. Saygılarımla |
01-06-2007, 21:56 | #19 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Işıl Yılmaz,
TV büyük bir güçtür ve kitleleri etkiler, doğru ya da yanlış yönde eğitir, bireylerin hareketleri üzerinde bir noktaya kadar etkili olur. Eğer kitleler herhangi bir nedenle bu programlardan olumsuz yönde etkileniyorsa o zaman "ne yapalım ama bu gerçek değil ki, sadece imaj!", deyip kenara çekilmek o kadar kolay değil bence. Sizce "Necati Şaşmaz" sokakta dolaşırken kendisine toplumda duyulan saygı, sevgi ve ilgi, imajla gerçeğin fazlasıyla birbirine karıştırıldığının en basit örneği değil mi? Hulusi Kentmen'le büyüyenlerin %99 isterse evladını reddebileceğini düşünmüyor mu ve bir hukukçuya hala en çok sorulan sorulardan biri "hayırsız oğlumu evlatlıktan nasıl reddederim" sorusu değil mi? 1980'lerde TV'de gösterilen bir dizideki yüksekten atlayarak intihar olayından sonra Boğazköprüsünden atlayarak intihar etmek bir moda olmadı mı? (Tabii yaşınız müsait değil, bilmeyebilirsiniz ) Kısacası TV'nin etkisini, "bu gerçek değil, sadece imaj, o kadar ciddiye almayın" diyerek küçümsemek mümkün değil, çünkü bunu siz ciddiye almazsanız bile alan ciddi sayıda insan çıkıyor. Ve ciddiye almasanız bile hayatınızı bir şekilde etkiliyor Televizyon. Bu konuyu hatırladınız mı mesela? Ben iddia ediyorum : sevilen ve yüksek rating alan bir dizide haksız karar veren Hakime saldıran dizi kahramanını mazur ve mazlum gösteren bir senaryo yayınlayın, o hafta hakimlere saldırılarda patlama olur. Tıpkı Beyaz Gölge'den sonra Türkiye'de basketbol'da patlama olduğu, Gece Yarısı Ekspresinden sonra Türkiye'nin yurtdışı imajının değiştiği, Borat karakterinden sonra Kazakistan'da turizmin patladığı gibi. Yani eğer rating alan bir dizide/programda herhangi bir meslek grubu ya da yargı gibi önemli bir değer küçük görülüyorsa veya olduğundan farklı lanse ediliyorsa, buna gelen tepkileri "fazla alınganlık" diye nitelemek bence mümkün değil. |
01-06-2007, 22:22 | #20 |
|
Fazla alınganlık olarak nitelemek gerçekten de çok yanlış. Herşeyin bu kadar basit gösterilmesi...Ne diyebilirim ki... Ben hukuk fakültesi 3. sınıfta okuyorum. kaldığımı da düşünürsek 4 senedir birşeyler yapabilmek için çırpınıyorum. Madem herşey bu kadar kolaydı ben neden bu kadar yılımı boşa harcadım. Belki tamamen kendilerini hukukçu yerine koymuyor olabilirler, en azından hem yargısal şeyler(dava, iddia, savunma, cübbe) kullanılıyor, bunu çok da hafife almamak gerekir. Ki, bu tür programların sayısını da göz önünde bulundurursak... Bunu yapan insanlara da sorsanız, "Yargının bağımsızlığı elden gidiyor." derler. Bunu da kenara bırakalım. Yargı küçümsenmiyorum diyelim. Sonuç alınmayacağı bilindiği halde, insanlar oyalanıyor. Alet olarak kullanılıyor.
Saygılar... |
01-06-2007, 23:09 | #21 |
|
Dizilerde doktorların öğretmenlerin vs. hayatları kurgulanıyor.Bunlar sadece kurgu.Bir dönem bir klipte hemşire rolündeki oyuncu mini etek giydi diye bu meslekten olanlar sokaklarda yürümüşlerdi.Bu da onun gibi olmuş, bahsedilen magazin programını izlememekle birlikte gülüp geçilmesi gerektiğini düşünüyorum aksi halde ortaya "hukukçularla uğraşılmaz! espiri konusu yapılamaz! avukatlık, hakimlik erişilemez bir meslektir; siz de kim oluyorsunuz!!" yorumu çıkabilir ki bu çok sakıncalıdır. Bir magazin programını bu kadar ciddiye almak doğru değil halktan yeterince uzak olduğumuzu düşünüyorum. Uzaklaşmak yerine biraz daha sempatik olmakta bence sakınca yok. Kızmayın lütfen bu naçizane görüşüm.
|
01-06-2007, 23:20 | #22 |
|
Televizyon izlememeyi tercih edenlerden olduğum için konuya yabancıyım.
Tüm dostlara öneririm. |
01-06-2007, 23:49 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Sanki bahsi geçen programla bir kez karşılaştım. Cübbelerle koltukta kavga edip, taraf tutuluyor, yargılama yapılıyordu vs. Cübbe konusu bana garip geldiyse de, TV lerde garip olmayan ne kaldı ki düşüncesiyle üzerinde pek durmadığımı itiraf ediyorum. Ama sayın D'arc'ın yukarıdaki mesajı da, ciddiye alınmalı mı sorusuna da haklılık kazandırıyor doğrusu. Hamam filminde hamamcıların ayaklanmasını yadırgayanlardandım. Burada fark yok gibi geliyorsa da, icra edilen bir sanat değil. Aslında başka bir açıdan da, mevcut tabloya, yani ülke gerçeğimize, belki bilerek belki bilmeyerek, tiyatral bir nitelik kazandırdıklarını bile söyleyebilirim Zira kendisini ilgilendiren her konuda susup, kendisini ilgilendirmeyen her konuda ahkam kesmeye alışmış bir toplumun, dedikodu/paparazzi boyutundan sıkılıp mertebe atlayarak, açık açık yargılayıp hüküm kurma hakkını kendilerinde bulduklarının ve aşama katedildiğinin bir göstergesi aslında. Bu açıdan sergileneni "kötü bir mizah" olarak değerlendirip, kanalı değiştirmekle yetinmek de mümkün... Saygılarımla... |
02-06-2007, 15:42 | #24 |
|
Sayın başkanım tebrikler bencede doğru bir tutum içerisindesiniz. Yıllarca mücadele verdiğimiz bu cübbe bu kada ucuz değil
|
04-06-2007, 00:27 | #25 |
|
Her zaman söyledim ve yine ısrarla söylüyorum;bazı deger yargıları öylesine değerlidir ki,bunlar üzerinde oynamak bindiğin dalı kesmek demektir.Sanat için hiçbir engelleme kabul etmiyorum.Çünkü gerçek sanatı icra eden, gerçek sanatçılar,işin asaletinden ödünvermezler.Ancak eline cübbeyi alan herkes,ne amaçla olursa olsun üstüne de giymemelidir.Hukuk veya simgeleri gayri ciddi ortamların,gayri ciddi havası olamaz.
Cübbe giymek,mahkeme kurmak,hatta yargılamaya teşebbüs,yetmedi bir de karar vermek bu kadar kolay değil.Herkes mesleğini icra etsin.Bir mankenin cübbe giyip,cübbe üzerindeyken olmadık konularda ahkam kesmesi onun mesleği değil. |
04-06-2007, 09:06 | #26 |
|
Bu tip programları protesto edersiniz ( örneğin kanalı e-posta yağmuruna tutarsınız vs) , izlemezsiniz ve rating payını düşük çıkartırsınız. Yayınlayan kanalda programı kaldırır. Bu işlerin bu şekilde olması gerekir diye düşünüyorum. Hiçbir hukukçu sansürü kabul edemez. RTÜK ün görevide sansürcülük olmamalı. Program bizler açısında çirkin ancak kumanda elinizde seyretmeyin arkadaşlar. Başkanımız da (tüm Başkanlarımızın yapması gerektiği gibi) Karakollarda ve adliylerde avukatın onurunu korumaya ve değerini yükseltmeye çalışmalı ... Saygılarımla
|
04-06-2007, 10:51 | #27 | |||||||||||||||||||||||
|
Tv.den etkilenmek aslında sınıfsal bir durumdur. İnsanlar modernliği bu şeklide ( tv. aracılığıyla ) prova ettiklerinden gerçeklik ve temsil biribirine karışır. ( sizin verdiğiniz örnekte, yani benim avukatlığı tecih etmeme neden olan dizi örneğinde, benim de bir ortaokul çocuğu olarak bu temsili, gerçekle karıştırdığım açıktır ve cümlemin sonunda itiraf da edilmektedir.) Toplumlar ise ortaokul çocuğu toyluğundan çıkmayı bilmelidir ya da onu eğitilmesi gereken ortaokul çocuğu gibi gören "aydın-ımsıların" elinden kurtulmalıdır. Birçoklarının imajı gerçekle karıştırması, imajın imajlığını değiştirmez. Ayık olmak iyidir. Saygılar. |
04-06-2007, 11:15 | #28 |
|
İyi o zaman tüm televizyonda yayımlanan ,Hakimlik,savcılık;mahkeme; vesair yargıyla ilgili olan tüm yapımlarda rtük benzeri bir kurum kurun; üyeleri arasına da baro temsilcilerini yerleştirin.Bunlar yargıya onun kişiliğine aykırı gördükleri hususlara Abdülhamit sansürü uygulasın.Böylece Yargı zedelenmez.
Filmlerdeki Tüm mahkeme ve yargı subjeleri öncelikle bu kurulun kontrolünden geçsin. Örneğin Star kanalında yayımlanan ezo,ali;esmer üçlüsünün olduğu ,ezonun eski eşi rolündeki avukatı ve davranışlarını da sansürleyin olsun bitsin. Çünkü bu Avukat rolü ile Avukatların kişilik ve haysiyetlerine yönelik bir saldırı söz konusu; Çünkü toplum tüm Avukatları Öyle zannedebilir. |
08-06-2007, 12:40 | #29 |
|
bu program sadece belli bir meslek grubundaki insanları zedeleyen bi program değil;insan aklına zarar bir program...birkaç manken biraraya gelip avukatçılık,hakimcilik oynayacak;bu cübbeleri giymek için emek vermiş,bu cübbeleri onurlu bir şekilde taşımak için uğraşan insanlar seyirci kalacaklar olacak şey değil!bunu magazindir,imajdır diye hoşgörmek;anlaşılır gibi değil...asıl o zaman insanlarımıza haksızlık etmiş oluruz bence.
Halka yakınlaşmanın anlamı nedir?...Halka magazin programları aracılığıyla mı yakınlaşacağız?Halkımızın yüzyıllrdır yarattığı değerlerin çürütülmesine,boşaltılmasına,basitleştirilmesine göz yumarak mı? |
10-06-2007, 10:57 | #30 |
|
medenikal dostumuza katılıyorum. Neticede magazin uğruna ne yapacağını şaşmış tv kanallarındanbirisinin saçmalamasından ibaret bir program ve sadeece hukukla ilgili simgeler var diye tepki göstermek yersiz.Ülkemizde çok daha genel bir kirlenme mevcut.Yoksa hukukla dalga geçilmez alaya alınmaz gibi bir ciddiyet havasını anlamıyorum.Ülke nasıl yönetiliyorsa hukukta öyle çalışıyor.Hukukçuları kutsallaştırma eğilimine katılamıyorum
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Genç Avukatlardan Basın Açıklaması | Av.G.K. | Hukuk Haberleri | 5 | 01-06-2007 16:00 |
Avukatlardan Chirac'a Suç Duyurusu | Viyola | Hukuk Haberleri | 1 | 19-10-2006 15:22 |
Avukatlar Cübbe İle Yürüyüş Ve Gösteri Yapabilirler Mi ? | Av. Adil Giray ÇELİK | Meslektaşların Soruları | 59 | 06-05-2004 18:00 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |