|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
21-05-2007, 12:45 | #1 |
|
Yıllık izin alacağı
Merhabalar,
Yıllık izin alacağına ilişkin bir sorum olacaktı. Belirli süreli çalışan bir işçi, 2-3 sene hiç izn almadan çalışmış ve sözleşmesi feshedildikten sonra bu alacaklarını talep edebilir mi? Yargıtay'ın hiç izin hiç izin hakkı kullanılmadan çalışmanın iş yaşamı ve hayatın olağan akışına olduğuna ilişkin bir kararı mevcuttur. Bu karara karşılık ben alacağı nsl talep edebilirim ? yardımlarınız için şimdiden TEŞEKKÜRLER... |
21-05-2007, 14:46 | #2 |
|
iş kanunu yıllık ücretli izin hakkının kullanılmasında iş sözleşmesinin belirli yada belirsiz süreli olması gibi bir ayırım yapmamıştır. yalnız niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmayacağını belirtmiştir.
yine yıllık ücretli izin hakkı fesihten sonra bir alacak hakkına dönüşür. ayrıca yıllık ücretli iznin kullanıldığını ispat yükü davalı işverendedir. yani işçinin bu hakkını kullandığını davalı ispatlamak zorundadır. yargıtayın sizin belirttiğinz yönde bir kararını ilk defa duydum. rica etsem gönderebilirmisiniz? HD 09 <> E: 2005/12520 <> K: 2005/14889 <> Tarih: 28.04.2005 İş hukuku yargılamasında, hizmet akdinin işverence haksız olarak feshedildiğinin ileri sürülmesi halinde, feshin haklı olarak yapıldığının ispat yükü davalı işverene düşer. Aylık ücretinin ödendiğinin ve tasarrufu teşvik kesintisinin yapılarak bankaya yatırıldığının ispat külfeti davalı işverene düşmektedir. Keza, yıllık ücretli iznin kullandırıldığının ya da karşılığı ücretinin ödendiğinin ispat yükü de işverene aittir. Somut olayda, davalı işverenin belirtilen ispat külfetini tam olarak yerine getirip getirmediği değerlendirilmemiştir. Bu somut hukuksal olgulara göre, davanın ispat edilemediğinden söz edilemez. |
21-05-2007, 14:49 | #3 |
|
Dava açın
Merhabalar;
Uygulamada bazı işverenler, iş yoğunluğunu bahane ederek işçinin yıllık izine çıkmasını istememekte ve karşılığında izin ücretine denk gelen parayı ödemektedirler. Eğer işveren bu parayı ödemezse, işçinin dava açarak bu parayı almak hakkı var. Dolayısıyla sizin de dava açarak yıllık izin ücretini isteme hakkınız mevcuttur. Yani yapmanız gereken İŞ Mahkemesinde dava açmaktır. Aklınızda bulunsun son beş yıla ilişkin alacaklar istenebilir. Dosya muhtemelen bilirkişiye gidecektir. Saygılar. |
21-05-2007, 14:59 | #4 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Fazla mesai alacağına ilişkin böyle kararlar mevcuttur.Ki ben bu kararlara da katılmıyorum. Yargıtay hakimleri hayatın olağan akışını öğrenmek için, akşamları bir bara, lokantaya gittiklerinde garsonlara sorsunlar, günde kaç saat çalışılıyormuş. İzin ücreti alacağına ilişkin böyle bir karara rastlamadım. Aksi yönde bir karar sunuyorum. Saygılarımla
|
21-05-2007, 16:16 | #5 |
|
"Hayatın olağan akışı" üzerinden verilen kararlardan yalnızca biri... İyi Çalışmalar...
T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 2003/18884 Karar: 2004/7304 Karar Tarihi: 05.04.2004 ÖZET: Kamu Bankalarına ait iş yerinde 8 yıl süre ile bir kimsenin hiç ücretli izin kullanmaması hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi, önceki yıllara ait izinler mevcutken, daha sonraki yıllara ait izinlerin kullanılması da çalışma yaşamının gerçekleri ile bağdaştırılamaz. İmzasız da olsa izne çıkış ve izinden dönüş tarihlerini ihtiva eden işyeri kayıtlarına itibar edilmelidir. (4857 S. K. m. 53, 54, 55, 56) 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2.Bilirkişi tarafından 1990 yılından önce düzenlenen ücretli izin defterinde davacının imzasının bulunmadığı, anılan tarihten önceki ücretli izinlerin kullandırılmadığı gerekçesi ile 1982-1990 arası ücretli izin alacaklarının tahsiline karar verilmiştir. İşyeri uygulamasında 1990 yılından önce ücretli izin belgelerinde çalışanın imzasının alınmadığı, izne çıkış ve izinden dönüş tarihlerinin yazılması ile yetinildiği anlaşılmaktadır. 8 yıl süre ile bir kimsenin hiç ücretli izin kullanmaması hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi, önceki yıllara ait izinler mevcutken, daha sonraki yıllara ait izinlerin kullanılması da çalışma yaşamının gerçekleri ile bağdaştırılamaz. Davalı bir kamu bankasıdır. İşyeri kayıtlarına itibar edilmesi gerekir. İşyerinde mevcut davacının izne ayrılma ve izinden dönüş yazışmaları ve kayıtları incelenmeli, bunlara değer verilerek bakiye izin ücreti alacağının bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 5.4.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
21-05-2007, 16:19 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Özel teşebbüse ait bir karar var mıdır? Saygılarımla |
21-05-2007, 16:51 | #7 |
|
Kebapçı Salonu'na dair bir karar...
T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 1989/4488 Karar: 1989/7321 Karar Tarihi: 26.09.1989 Dava: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı hafta ve bayram gündelikleri ile fazla çalışma ve yıllık ücretli izin arasının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı İ.Y. ile davalı Ş.K. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Karar: 1- Dava, davacı tarafındaın 24.11.1988 tarihinde müracaata bırakıldıktan sonra 28.11.1988 tarihinde yenilenmiştir. Yenileme dilekçesi davalılardan İ.Y.'ye tebliğ edilmeden yargılama yapılarak birlikte mahkum edilmiştir. Yenileme dilekçesi tebliğ edilmeden yargılama yapılarak adı geçen hakkında hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Ş.K.'nı aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. İşyeri kebap salonudur. Davacı kebap ustası olarak çalışmıştır. 3 sene 10 ay gibi uzun bir sürede, hafta tatili günleri de dahil olmak suretiyle çalışmış olması hayatın olağan akışı ve gerçekleriyle bağdaşmaz. Fazla mesainin hakkaniyete uygun bir şekilde tespit ve takdiri ile bir karar verilmelidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 26.9.1989 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
21-05-2007, 16:58 | #8 |
|
Fazla mesai alacağına ilişkin böyle çok karar bulunmaktadır.İlk mesajımda da belirttiğim gibi kararlar hayatın olağan akışına aykırıdır.
Soru yıllık izin ücretine ilişkindir. Sizin verdiğiniz ilk karar da yıllık izin ücretine ilişkin ama, Yargıtay davalının kamu bankası olması nedeniyle izin kullandırılmamasını hayatın olağan akışına aykırı bulmuş gibi görünmektedir. Benim aradığım ise, özel teşebbüs hakkında açılmış olan yıllık izin ücreti davasında; hayatın olağan akışı ifadesinin geçtiği başka Yargıtay kararı... Zahmet için teşekkürler. Saygılarımla |
21-05-2007, 17:07 | #9 |
|
Sayın Ergin, bir de bunu inceleyin istedik. Saygılarımızla...
T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 1998/13239 Karar: 1998/15610 Karar Tarihi: 05.11.1998 ÖZET: Davacı mühendis olup nitelikli bir kişidir. 10 yıl gibi uzun bir süre hizmet akdiyle çalışan böyle bir kimsenin yıllık izinlerini kullanmadığı kendisini sigortalı yaptırmadığı düşünülemez. Hayatın olağan akışına göre böyle nitelikli bir kişinin sigortalı gösterilmesi için özen göstermesi kendisinden beklenir. Süre de göz önünde bulundurulduğunda taraflar arasındaki ilişki hizmet akdi ilişkisi olmayıp rekabet ağırlıklı karma bir sözleşmedir. (1475 S. K. m. 13, 14) Dava: Davacı, İhbar ve kıdem tazminatıyla izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesin istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Davacı, davalı bankaya ait inşaat işyerinde hizmet akdiyle çalıştığını ve işveren tarafından bu ilişkinin bozulduğunu ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuş, mahkemece istek doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Dosya içinde bulunan <Danışman Mühendislik Taahhüt Sözleşmesi> metninde davacının, davalı bankanın Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ile imzaladığı protokol gereği, Ankara Yıldız- Afşerbaşı mevkiindeki TRT arsası üzerinde inşa edilecek TRT sitesi inşaatı ile lojmanlar inşaatına <danışmanlık hizmetlerinde danışman olarak genelde birer yıllık sözleşmelerle çalıştığı bu kapsamda iş programlarını yapıp düzenlediği projelere fen ve sanat kurallarına protokol hükümlerine göre işin yürütülmesini sağladığı, TRT Kurumu kontrollük teşkilatı, banka ve taşeron firmaları arasında işbirliğini sağladığı inşaatın haftalık şantiye toplantı tutanakları ile aylık iş programlarını hazırlayıp bankaya sunduğu ve benzer danışmanlık hizmetlerini yürüttüğü bunun karşılığı olarak kendisine genelde yıllık olarak hesaplanan danışmanlık ücretinin aylara tekabül eden miktarlarının her ay serbest meslek makbuzu karşılığında ödendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı ve gösterdiği tanıklar davacının her gün davalıya ait servis aracıyla sabah ve akşam işyerine gidip geldiğini ve bütün zaman orada kalıp çalıştığını bildirmiş iseler de davalı tarafından ibraz edilen sözleşme ve belgelerden davacının 1991 yılına kadarda 6 yıllık süreyle Sermaye Piyasası Kurulunda kısmi süreli sözleşmelerle çalıştığı ve bunun sonucu olacakta iddianın bu yönden gerçeğe uygun olmadığı görülmektedir. Bu konuda isabetli bir sonuca varılabilmek için ödemenin yıllık olarak yani çok uzun bir süre için belirlendiği ve serbest meslek makbuzlarıyla aylar itibariyle ödendiği Bakanlar Kurulu'nun kararnamesiyle tespit edilen fiyat farklarının skolasya usulüne göre davacıya uygulanarak işlerin yürütüldüğü üzerinde de önemle durulması gerekir. Davacı mühendis olup nitelikli bir kişidir. 10 yıl gibi uzun bir süre hizmet akdiyle çalışan böyle bir kimsenin yıllık izinlerini kullanmadığı kendisini sigortalı yaptırmadığı düşünülemez. Bir başka anlatımla hayatın olağan akışına göre böyle nitelikli bir kişinin hiç olmazsa zaman zaman izinlerini kullanması ve sigortalı gösterilmesi için özen göstermesi kendisinden beklenir. Ayrıca belirtmek gerekir ki davacı Bayındırlık Bakanlığından müteahhitlik karnesi almış olup müteahhitlik hizmetlerini yürüttüğü de görülmektedir. Tüm bu maddi ve Hukuki olgular dikkate alındığında taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdi ilişkisi olmayıp davalı bankanın da savunduğu gibi rekabet ağırlıklı karma bir sözleşmedir. Böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
21-05-2007, 17:08 | #10 |
|
T.C.
YARGITAY 9. Hukuk Dairesi E:2002/4292 K:2002/6881 T:30.04.2002 İŞ AKDİ (SÖZLEŞMESİ) FAZLA ÇALIŞMA YILLIK İZİN, BAYRAM VE HAFTA TATİLİ ÜCRETİ Davacı işçinin 5 yıl uzun bir süre her hafta 13 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da; bir insanın izin almadan bu kadar uzun bir süre çalıştığının kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumda, gerçek durumun ortaya çıkabilmesi için mahkemece, uygun görülecek hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. (1475 s. İş K. m. 35,36,38,39) Davacı, kıdem Tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin, bayram ve hafta tatili gündelikleri, yol parası ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2. Davacı işçinin 5 yıl gibi uzun bir süre her hafta 13 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da bir insanın izin almadan bu ka dar uzun bir süre çalıştığının kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Gerçek ten hastalık, mazeret ve benzer sebeplerle işyerinden zaman zaman ayrılma sı olağan karşılanmalıdır. Bu durumda, gerçek durumun ortaya çıkarılabilme si için mahkemece uygun görülecek bir hakkaniyet indirimi yapılması doğru olur. Esasen dinlenen tanıklar genel durumu ifade etmişlerdir. Yılın hangi ay larında ve de günlerinde aynı şekilde çalışıldığını söylemek oldukça güçtür. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. ı |
21-05-2007, 17:49 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Sunduğunuz karar beni doğrulamaktadır. Karar fazla çalışmaya ait alacaklar hakkında verilmiştir. Benim koyulaştırdığım bölümü okuyun lütfen...Ben kararı şu şekilde okuyorumavacı günde 13 saat çalıştığını; yanısıra 5 yıl izin kullanmadığını, bunlara ilişkin alacaklarını talep etmiştir. Ancak 5 yıl izin kullanmadan çalışabilmesi için, hastalık mazeret ve benzer sebeplerle dahi işyerinden ayrılmaması gerekir. Bu husus da hayatın olağan akışına aykırıdır. O zaman davacının işyerinde olmadığı zamanlar için, uygun bir hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Ayrıca fazla çalışma alacağına ilişkin olarak; "Hayatın olağan akışı" ve "Hakkaniyet indirimi" ifadelerinin geçtiği bir çok Yargıtay kararı bulunmaktadır. "Hakkaniyet indirimi"nin geçtiği izin ücreti alacağına ilişkin bir karar yoktur. Siz gönül rahatlığıyla davanızı açın derim. Sayın sinerjigroup, Sunduğunuz karar için teşekkür ederim. Kararda da belirlendiği üzere, ihtilaf hizmet akdine dayanmamaktadır. Öyle olsaydı bile, davalı muhtemelen Emlak Bankası(Kamu Bankası)dır.Diğer tarafta da TRT, Sermaye Piyasası Kurulu, Bayındırlık Bakanlığı'ndan alınan karne bulunmaktadır. Yani hep kamu tüzel kişilikleri mevcuttur. Bir küçük not daha; şimdiye kadar işçi ve işveren vekili olarak girdiğim hiç bir davada, yıllık izin ücreti ile ilgili olarak, süre uzun olduğu için hayatın olağan akışına aykırıdır gibi bir gerekçe kullanılmadığı gibi bu durumda hakkaniyet indirimi uygulanmalıdır, şeklinde ne mahkeme kararı, ne de Yargıtay kararına rastladım. Saygılarımla |
21-05-2007, 21:37 | #12 |
|
Yıllık iznin kullandırıldığının ispat yükü işverende olup, iznin kullandırıldığı izin defteri, ücretinin ödendiği de yazılı belge ile ispat edilebilir.
Konu ile ilgili bu yönde pek çok Yargıtay kararı varken ' hayatın olağan akışına aykırı bulunan ' kullanılmayan izin hakkı ile ilgili bu içtihatlar realiteyle büyük bir çelişki arzetmektedir. Ülkemizde özellikle çalışma Hayatın(ın ) olağan akışı içinde seyretmediği, bilakis olağanüstü koşullarda devam ettiği düşünülür ve algılanır ise; çalışma yaşamının insanlara getirdiği ağır yük , hukuki ve fiili gerçekler Yargıtayın kararlarını şekillendirecektir. Genel Müdür'ün de fazla mesai, hafta sonu ve milli-dini bayram çalışmaları da fiilen ispatlansa bile , mesaisini kendisinin belirlemesi imkanına sahip olması gerekçesiyle reddedilmektedir. |
20-09-2008, 23:50 | #13 |
|
Zaten senede ancak bir kere kullanılanabilen bir hakkın, iki üç sene kullanıl(a)mamış olması hayatın olağan akışına gayet uygundur diye düşünüyorum.
|
21-09-2008, 00:30 | #14 |
|
Buradaki hukuki durum tam da Sayın Suat Ergin'in belirttiği gibidir.
|
25-06-2009, 10:53 | #15 |
|
Merhabalar. bu konuyla ilgili benim de bir sorum olacaktı. tam olarak 1 sene 7 ay çalışmış bir işçinin iş sözleşmesi şuan itibariyle feshedilecek olursa yıllık ücretli izin alacağı 1 sene üzerinden mi hesaplanacaktır yoksa 1 sene 7 ay üzerinden mi? yani ikinci çalışma yılına ait 7 aylık çalışma süresinde izne hak kazanabiliyor mu? bununla ilgili yargıtay kararı var mıdır? şimdiden çok teşekkürler.
|
25-06-2009, 11:27 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
İş K. 54 üncü madde çok açık. Yargıtay kararına gerek yok. Her tam yıl geçtikten sonra izin kullanılabilmektedir. Dolayısıyla soruda geçen 7 aylık bölüm için izin hakkı bulunmamaktadır. |
06-05-2011, 15:11 | #17 |
|
Değerli Suat Bey,
Bizde de Burcu hanımın yazdığı olayın bir benzeri var 15 gün sonra izin hakedecek personelde bir oranlama yapmak istesek dayanak olarak herhangi bir karar v.b bulmamız mümkün gözükmüyor sanırım Saygılarımla |
06-05-2011, 15:52 | #18 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Tersine karar var.
|
08-05-2011, 05:44 | #19 |
|
Teşekkür ederim Suat bey
Saygılarımla |
22-04-2013, 19:39 | #20 |
|
uzun süre yıllık izin kullanmadan çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğuna ilişkin 9.HD kararları mevcuttur.
|
24-04-2013, 17:28 | #21 |
|
Hayatın olağan akışı diye bir türkü tutturmuşlar gidiyor. Ben sadece 1 aylık bir fazla mesai alacağının yerel mahkemece hakkaniyet indirimine tabi tutulmadığından Yüksek Mahkeme tarafından bozulduğunu biliyorum. Artık bu hayatın olağan akışı vesvesesinden kurtulup, gerçek hayatın akışına ayak uydurulmasının vaktinin gelip de geçtiğini düşünüyorum.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
mevsimlik işçilerin yıllık ücretli izin alacağı | mustafayıldız | Meslektaşların Soruları | 12 | 20-07-2011 20:09 |
Müvekkil alacağı temlik etti, vekalet ücreti alacağı için ne yapmalıyım? ACİL!!! | avdyg | Meslektaşların Soruları | 18 | 02-07-2009 10:26 |
mevsimlik olarak çalışırken kadroya geçen işçinin yıllık izin süresi | karya | Meslektaşların Soruları | 4 | 13-12-2006 19:00 |
Evlenmeye izin | Avukat Kamer Akgül | Meslektaşların Soruları | 11 | 25-11-2006 18:45 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |