Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Zilyetlikle edinilen tapulu taşınmazlarda TMK 1007

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old Dün, 09:11   #1
avccyilmaz

 
Varsayılan Zilyetlikle edinilen tapulu taşınmazlarda TMK 1007

Merhabalar, müvekkile 1980 yılında köyünde yapılan arazi kadastrosu sonucu uzun yıllardır kullandığı taşınmaz için tapu veriliyor. Müvekkil de tapuya dayanarak günümüze kadar tarım faaliyetini yürütüyor.
2010 yılında yapılan orman kadastrosu sonucu taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığı sebebiyle müvekkilin tapusu iptal ediliyor.
Orman kadastrosuna karşı itiraz süremiz geçmekle birlikte amacımız TMK 1007'ye göre tazminat davası açmak.
1- Satın alınan taşınmazlar için 1007'ye dayalı davaların kabul edildiğini biliyoruz. Yine en yakın tarihli bulabildiğim Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1309 K. sayılı kararında da satın alma olmadan ilk kadastroya göre tescil edilen tapularda dahi TMK 1007'ye göre tazminat doğacağı belirtilmiş. Ancak daha yakın tarihli olumlu ya da olumsuz bir karar bulamadım. Yargıtay'ın bu konuda görüşü değişmiş midir?
2- Kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davalarında AYM tarafından verilen karar ile zamanaşımı ortadan kalktı. Kıyasen 1007'ye dayalı tazminat davasında da bu uygulanabilir mi?
Old Dün, 10:50   #2
Öğr. Gör. Dr. Yunus Konbul

 
Varsayılan

Merhabalar,

Bence ilginç bir dava olur. Eğer bir aşama kaydederseniz lütfen buradan bilgilendiriniz.

Sorunuzu açmak adına, müvekkiliniz bugüne kadar tarım yaparak araziyi kullanageldiğine göre, yani taşınmazı zaten kullanmak suretiyle ondan faydalandığına göre, TMK 1007 kapsamında ne tür bir zarar ve tazminat iddiasında bulunacaksınız?

Saygılarımla
Old Dün, 11:51   #3
avccyilmaz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Öğr. Gör. Dr. Yunus Konbul
Merhabalar,

Bence ilginç bir dava olur. Eğer bir aşama kaydederseniz lütfen buradan bilgilendiriniz.

Sorunuzu açmak adına, müvekkiliniz bugüne kadar tarım yaparak araziyi kullanageldiğine göre, yani taşınmazı zaten kullanmak suretiyle ondan faydalandığına göre, TMK 1007 kapsamında ne tür bir zarar ve tazminat iddiasında bulunacaksınız?

Saygılarımla
Ben de satın alma gibi bir durum olmadığı sürece TMK 1007 kapsamında zarar doğmayacağı düşüncesindeydim. Ancak Yargıtay'ın 20. Hukuk Dairesi 2015/14759 E.2016/1309 K. sayılı kararı bu konuda araştırma yapmaya sevk etti. ;''
[i]Mahkemece; TMK’nın 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat davasında davalı sıfatının Hazineye ait olduğu, davacı tarafın iyi niyetle tapu kaydına güvenerek mülkiyet hakkı iktisap etmediği, aksine tapu malikinin ilk tesisinden itibaren taşınmazı ve dolayısıyla öncesinin orman olduğunu bilecek durumda olduğu, AİHM içtihatlarında ve AİHS’de koruma altına alınan bir mülkiyet hakkının mevcut olamaması nedeniyle, Hazineye yönelik davanın esastan, diğer davalılar yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir......
Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (aynî) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukukî duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür.
Old Dün, 18:33   #4
Öğr. Gör. Dr. Yunus Konbul

 
Varsayılan

Evet emsal kararda kadastrodaki hatalar da TMK 1007 kapsamında değerlendirilir diyor. Önemli bir karar.

Ancak tazminat istemek için ortada bir zarar olması gerekir. Müvekkiliniz zaten taşınmazı yıllardır kullandığı için bir zarar değil, bilakis kâr elde ettiğine göre, davanızda ne tür bir zarar açıklayacaksınız ve tazminini isteyeceksiniz? Burası önemli.

Saygılar
Old Dün, 19:04   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.Yargıtay güncel kararlarında da , kadastro işlemlerinin tapu işlemlerine dahil olduğunu, dolayısı ile yapılan kadastro hatalarından dolayı devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu kabul etmiştir. (Sözünü ettiğiniz karar doğrultusunda 20.HD.16.06.2020 T. 2919/4665 E. 2020/1863 K.ve 5.HD. 01.07.2025 T. 2024/11678 E. 2025/10194 K.) Bu yönden sorulan olayda TMK m.1007'e göre devletin sorumluluğuna gidilebilecektir.

2.Davacının tapulu taşınmazının bedel ödenmeden elinden alınması ile mal varlığında eksilme olacağı dolayısı ile taşınmazı satma, kiralama,ipotek tescili gibi gelirinden yoksun kalacağı ve zarara uğrayacağı tartışmasızdır. Oluşan zarar tapu iptal davasının kesinleşme tarihindeki duruma göre hesaplanacağından sonraki kullanımların davaya engel teşkil etmeyeceğini düşünüyorum.

3.Oluşan güncel içtihata göre TBK m.146'daki 10 yıllık zamanaşımısüresi uygulanacaktır.Bu süre iptal davasının kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Yargıtay 20 HD. si bir ara davanın dayanağının kamulaştırmasız el atma olduğunu kabul etmiş ise de, sonradan bu kararından dönerek dayanak olarak TMK m. 1007 olduğunu benimsemiştir.Güncel olarak bu gibi davalara bakan 5.HD.sinin görüşü de aynı doğrultudadır.Dolayısı ile iptal edilen 38 madde sorudaki olayda uygulanacak bir madde değildir.

Bu nedenle, kamulaştırmasız el atma davalarına uygulanacak AYM nin iptal kararı hükümlerinin , TMK m. 1007 ile ilgili bir davada zamanaşımı süresine uygulanmasının mümkün olamayacağı bana göre açıktır ve sorulan olayda zamanaşımı sorunu var gibi gözükmekmektedir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapulu taşınmazın zilyetlikle kazanımı Gamze39 Meslektaşların Soruları 0 18-04-2017 18:07
Tapulu taşınmazlarda olağanüstü zamanaşımı arif sadi Meslektaşların Soruları 2 30-05-2014 10:15
tapulu arazi, orman vasfı, tazminat (MK m.1007) GECE Meslektaşların Soruları 4 15-01-2014 13:25
Tapulu taşınmazın zilyetlikle kazanılmasi mümkün mü Av.Avcı Meslektaşların Soruları 3 29-12-2013 22:44
Zilyetlikle İktisap ŞEN ÇELİK Meslektaşların Soruları 0 11-03-2004 14:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06168294 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.