boşanma sonrası eş ve çocukların kiralanandan tahliyesi

Değerli meslektaşlarım, temerrüt nedeniyle tahliye davası açmadan önce terreddüt ettiğim bir konuda yardıma ihtiyacım var.
Kiracı ile yazılı kira sözleşmesi yapılmış,ancak kiracı 6 ay kadar önce eşinden boşanıp evi terk etmiş, kiralananda halen eşi (kadın ) ve çocukları oturuyor. Bu durumda kiracı kocaya karşı tahliye davası açmak yeterli midir?. Koca tahliye etti diye dava konusuz kalmış olur mu? Kiralanan taşınmazın aile konutu olarak tespitine yönelik karar yok. Acaba halen kiralananda oturan eşin ve varsa reşit çocukların da davada taraf olması gerekir mi?
Teşekkürler.
Saygı ve selamlar

Alıntı: Yazan Nuriye Değer Değerli meslektaşlarım, temerrüt nedeniyle tahliye davası açmadan önce terreddüt ettiğim bir konuda yardıma ihtiyacım var. Kiracı ile yazılı kira sözleşmesi yapılmış,ancak kiracı 6 ay kadar önce eşinden boşanıp evi terk etmiş, kiralananda halen eşi (kadın ) ve çocukları oturuyor. Bu durumda kiracı kocaya karşı tahliye davası açmak yeterli midir?. Koca tahliye etti diye dava konusuz kalmış olur mu? Kiralanan taşınmazın aile konutu olarak tespitine yönelik karar yok. Acaba halen kiralananda oturan eşin ve varsa reşit çocukların da davada taraf olması gerekir mi? Teşekkürler. Saygı ve selamlar

Sn.Nuriye Değer,

Bence, açacağınız tahliye davasında husumeti evi terk eden ve kiracı sıfatı taşıyan kocaya yöneltmelisiniz. Koca, evi tahliye değil de terk ettiği için, dava konusuz kalmış olmaz.

MK 254. m'ye göre hakim kira sözleşmesinin taraflarında değişiklik yapmamışsa, kadın ve ayrıca reşit çocuklar fuzuli şagil sayılacaklardır.

Fakat, boşanma kararına dayanarak ve kiracının evi terk ettiğini ispatlayarak fuzuli işgalden de dava açabilirsiniz.

Sayın gökyüzü'nün görüşlerinin çoğuna katılmıyorum.

Alıntı: KİRALANAN TAŞINMAZDA ÜÇÜNCÜ ŞAHIS BULUNURSA: Madde 276 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/113 md.) Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösteremezse derhal tahliye olunur. Şu kadar ki, bu şahıs resmi bir vesika gösterememekle beraber daireye ibraz olunan mukavele tarihinden evvelki bir zamandan beri orayı işgal etmekte bulunduğunu beyan eder ve bu beyanı icra memuru tarafından mahallinde yapılacak tahkikatla teeyyüt ederse memur, tahliyeyi tehirle üç gün içinde keyfiyeti icra mahkemesine *1* bildirir. Merci, tarafları dinliyerek icabına göre tahliyeyi emreder veya taraflardan birinin yedi gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumuna karar verir. Bu müddet içinde mahkemeye müracaat edilirse, davanın neticesine göre hareket olunur. 36 ncı madde hükümleri burada da uygulanır. Dava etmiyen taraf iddiasından vazgeçmiş sayılır. Borçlunun nesep ve sebepten usul ve füruu, karı veya kocası, ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ve iş ortakları ile borçluya tebaan mecurda oturdukları anlaşılan diğer şahıslar, bu madde hükmünün tatbikında üçüncü şahıs sayılmazlar.

Kiracının eşinden boşanması kira sözleşmesini sona erdiren sebeplerden değildir.

Bahsettiğiniz durum tamamen fiili bir durum olup bunun tam tersi durumda olabilirdi. (MK 254 son fıkra saklı kalmak üzere)

O yüzden sözleşmede yazılı kiracı aleyhine tahliye sürecini başlatmalısınız.
Ayrıca yukarıda ki madde sorunuzda yer alan kuşkularınızı da giderecektir.

Değerli meslektaşım, verdiğiniz bilgiler karşısında bilgilerimizi şöyle düzeltebiliriz.

Mesajımda da belirttiğim gibi; kiracı sıfatı taşıyan koca kiralananı tahliye etmediği için kira sözleşmesi devam etmektedir. Husumet ona yöneltilerek tahliye davası açılmalıdır.

Tahliye davası kiracı aleyhine sonuçlanmadığı sürece konutu kullanan reşit çocuklar işgalde haksız sayılmıyacaklardır. Dolayısıyla boşanmış eş (anne) de fuzuli şagil sayılmayacaktır.

Tahliye kararından sonra, konut tahliye edilmez ve anne ve çocuklar konutta oturmaya devam ederlerse fuzuli işgalden dava açılabilir.

Alıntı: Yazan gökyüzü Tahliye kararından sonra, konut tahliye edilmez ve anne ve çocuklar konutta oturmaya devam ederlerse fuzuli işgalden dava açılabilir.

KİRALANAN TAŞINMAZDA ÜÇÜNCÜ ŞAHIS BULUNURSA:

Madde 276 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/113 md.)


Borçlunun nesep ve sebepten usul ve füruu, karı veya kocası, ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ve iş ortakları ile borçluya tebaan mecurda oturdukları anlaşılan diğer şahıslar, bu madde hükmünün tatbikında üçüncü şahıs sayılmazlar.

Sayın gökyüzü
Tahliye kararından sonra taşınmazda oturmaya devam eden eş ve çocuklar İİK 276 son fıkra gereği işgalci sayılamazlar.Kanun koyucu bu kişileri bir nevi kiracı saymaktadır.

Madde metni çok açık.Tahliyeyi gerçekleştiren icra memuru taşınmazda eş ve çocukları bulduğu zaman hiç bir karara gerek kalmadan tahliye kararı ve 276 son fıkra gereği taşınmazı boşaltmak zorundadır.

Merhaba;

Benzer bir konuda görüşünüzü almak istiyorum.
Kapıcı konutu tahsis edilen görevlinin iş akdinin sona ermesine rağman konutun tahliye edilmemesi nedeni ile açtığımız el atmanın önlenmesi davasında, davalı görevli konutu tahliye ettiğini ancak eşi ile sorunları olduğunu ve şinden boşandığını kendisinin konutu tahliye edip şehir dışında yaşamaya başlamasına rağmen eski eşi ve çocuklarının konutu tahliye etmediklerini beyan etmiş, bu durumda yapılması gereken nedir? Zira; anahtar teslimi de söz konusu değil, husumet konusunda bir sıkıntı yaşanacağını düşünüyormusunuz, boşanma kararı dava tarihinden çok daha önce kesinleşmiş ve davalının ikamet adresinin şehir dışı olduğu ve şehir dışında çalıştığın adair belgeler de sunulmuş.


Teşekkürler.

Alıntı: Yazan n_plak Merhaba; Benzer bir konuda görüşünüzü almak istiyorum. Kapıcı konutu tahsis edilen görevlinin iş akdinin sona ermesine rağman konutun tahliye edilmemesi nedeni ile açtığımız el atmanın önlenmesi davasında, davalı görevli konutu tahliye ettiğini ancak eşi ile sorunları olduğunu ve şinden boşandığını kendisinin konutu tahliye edip şehir dışında yaşamaya başlamasına rağmen eski eşi ve çocuklarının konutu tahliye etmediklerini beyan etmiş, bu durumda yapılması gereken nedir? Zira; anahtar teslimi de söz konusu değil, husumet konusunda bir sıkıntı yaşanacağını düşünüyormusunuz, boşanma kararı dava tarihinden çok daha önce kesinleşmiş ve davalının ikamet adresinin şehir dışı olduğu ve şehir dışında çalıştığın adair belgeler de sunulmuş. Teşekkürler.

Sizin sorunuzun bu forumla ilgisi bulunmamaktadır(Forum Yöneticileri ayrı bir başlığa taşırsa iyi olur). Sizin sorunuzun cevabı, Konut Kapıcıları Yönetmeliğinin 13 üncü maddesi yollamasıyla, Kat Mülkiyeti Kanunun Ek Madde- 2'sinde bulunmaktadır. Buna göre konut, müracaat üzerine, mahalli mülki amirin kararıyla ve zabıta marifetiyle boşaltılacaktır.

Dava bu şekilde lehinize sonuçlanırsa infazda tereddüt yaşanacaktır. Ancak bana göre dava konusuz kalmıştır. Ben olsam, bu davayı açmazdım. Ama açtıysam da takip etmezdim. Yukarıdaki paragraftaki yolu izlerdim.

Kiralayn olarak kiracının boşanması veya evi terketmesi vb. sebepler sizi bağlamaz te.nedeniyle tahliye davanızı veya icra takibinizi yapıp prosedürü başlatın,muhatabınız koca'dır tebligat kiracılara gönderilmelidir.

Konutta kalan eş M.K m.194/4 uyarınca bildirimde bulunursa yeni muhatabınız o olur,veya siz kalan eşle kiracılık ilşikinizi bu bağlamda devam ettirebilirsiniz.