|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
07-02-2007, 16:42 | #91 |
|
Sn.KAVİLİ,
öncelikle, demokratik hukuk devleti olduğu söylenen ülkemizde (!) müvekkilinizi savunmak için hareket ederken, haksız bir şekilde kendinizi savunmak durumunda bırakıldığınız için geçmiş olsun diyor ve sizi yürekten desteklediğimi belirtmek istiyorum. Olayınızı sitede bugün okudum, okudukça düşünce ve duygularım karmakarışık oldu. Aynı anda hayret, sinir, öfke, üzüntü, hayal kırıklığı, ümitsizlik, nefret, hırs, mücadele, isyan, merak vs. aklınıza gelebilecek hemen her duyguyu hissettim. İnanılır gibi değil, yazılacak, söylenecek ne çok şey var. Sayfalarca yer tutar, saatlerce sürer herhalde. Çıldırmak işten değil derler ya , bu olay o türlerden biri gerçekten. Savunmanızdan sonra kazanacağınız (buna eminim) zaferin (ben böyle yorumluyorum) ardından , sizi bu duruma sokmak için epey uğraş veren o yüce hukukçuların (!!!) halini düşünemiyorum. Diyorum ki , ''akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini '' Atasözünü hukukçunun hukukçuya (burada hakimin avukata) akrep etmez ettiğini şeklinde kullanabiliriz artık. Size ve birlikte Ankara'ya gelen arkadaşlarınıza iyi yolculuklar diliyorum. Yarın duruşma salonunda görüşmek ümidiyle.Saygılar. |
07-02-2007, 16:49 | #92 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın "mutlakadalet", Sakınca bence yok ancak sizin için tek sakınca şudur: Daha öğrenci iken ağır cezalarda sürüm sürüm sürünen bir avukatın duruşmasını izleyerek mesleğin başında deneyim kazanmanız nedeniyle sizi ve herkesi kıskanacağım. 0532 322 00 23 Yeni sanık (şimdilik) Huk, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK. |
07-02-2007, 16:53 | #93 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın "libra", Savunma mesleği ve üyelerini destekleyen ve bu arada bana da moral sağlayan iletinize teşekkür ediyorum. Duruşmada görüşmek ve herkesle tanışmak üzere. Yeni sanık (şimdilik) Huk, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK. |
07-02-2007, 16:56 | #94 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın İLKİNC'İN yazdıklarında eksik olabilir ama fazlası yok. Bir ceza avukatının(Üstelik sanık sandalyesindeyken) nasıl savunma yapması gerektiğine dair müthiş bir örnek...Ben savunmanı olarak duruşma salonundayken; müvekkilimle gurur duymuştum. Özellikle Ankara'da bulunan öğrenci ve stajyer avukat arkadaşlara sesleniyorum. Yarın bu duruşmayı kaçırmayın derim. Ayrıca sanıkla birlikte İstanbul'dan Ankara'ya gidecek olanlar yola aç çıksın...Sanık, konuklarına çok iyi davranmaktadır. İlk defa takip ettiğim bir davada konuya benden daha hakim ve daha usta bir müvekkilim oldu. Tek olumsuz tarafı vekalet ücreti olarak yemek ısmarlaması; ardını sormamasıdır. @ Av. Ömer Kavili; sayın müvekkilim özel sebeplerden dolayı son savunmanı izlemekten mahrum kalacağım. Burada sana "coşku vermiş olmaktan" da korkarım. Savunma yapacağım derken, yeni bir dava konusu çıkarma...Unutma Ankara'nın en güzel tarafı İstanbul'a dönüşüdür. Saygılarımla |
07-02-2007, 17:11 | #95 |
|
Mesleğin onurunu, kişisel çıkarından üstün tutan bir avukatın savunmasını dinlemekten onur duyarım.
Yarın duruşmada görüşmek üzere efendim. Saygılarımla |
07-02-2007, 18:07 | #96 |
|
Sayın Kavili,yer bulabilirsek (duruşma salonunda, bulamaz isek dış salonda) beraberiz inşaallah.
Sabırsızlıkla beklediğim "iddia edilen konunun temeli hakkında" ki savunmanızı izlemek ve "merakımızı" gidermek için biz de (3 meslektaşınız) orada olacağız. Sayın BİÇEN'i dinlemek de keyifli olacak. Sayın ERGİN, Ankara'nın İstanbul'a dönüşü gibi, bu defa Ankara'da kalış da güzel olacak. Çünkü, yarın güzel bir gün olacak. Yahya Kemal, Ankara'da (yarınki ) bu kalışın keyfini de yaşasa idi, iki satırlık da olsa bir iz bırakırdı herhalde. Sayın Kavili yanınızdayız ,yarın görüşmek üzere. |
07-02-2007, 18:35 | #97 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın avukatım, Haklı nedenlerle bu duruşmaya katılamadığını biliyorum, ilgi ve desteğine teşekkür ederim. Savunma makamının coşkusuz olanı zevk vermeyebilir; COŞABİLİRİM. Coşkulu günler diler ve sizden de olumlu haberler beklerim. Saygılarımla. Vekillik ücreti konusunda diğer vekiledenler gibi davranan Yeni sanık (Şimdilik) |
07-02-2007, 18:37 | #98 | |||||||||||||||||||||||
|
Kendisini kıskandırtan arkadaşım, görüşmek üzere. Saygı ve sevgilerimle. Yeni sanık (şimdilik) |
07-02-2007, 18:41 | #99 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.H.Sancar KARACA, Destek iletinize teşekkür ederim, dizeler arasındaki ince övgülerinizi aldım kabul ettim. Salonda görüşmek üzere. Yola çıkacağımdan siteden çıkmam gerekiyor. Dönüşte kendimce gözlemlerimi aktarmak üzere. Yeni sanık (şimdilik) |
07-02-2007, 20:00 | #100 |
|
Eski Sanık Sayın Av.Kavili,
Duruşmadan sonra bu yazımı ancak okuyabileceksiniz biliyorum. Geçmiş olsun diyorum. Beraatinize sevindim, emin olun sizi yargılayan heyet de çok sevindi. Saygılarımla... |
08-02-2007, 12:15 | #101 |
|
Sevgili Ömer Ağabey;
(Hukukçu olmadığım için böyle hitap etmemi diğer arkadaşlar mazur görsün.)
İstanbul dışında olduğum için gelemedim. Çok ama çok üzgünüm. Nasılsa beraat edeceğiniz için biraz içim rahat.Saygı , sevgi ve özürlerimle. |
08-02-2007, 13:43 | #102 |
|
müjdeyi değil ama olması gereken hukuk açısından beklenen haberi vermek isterim.Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 08.02.2007 tarihli oturumunda Kavili Üstadın beraatine karar verildi.
Sayın Kavili; Sizin için bir mahzuru yoksa gerekçeli kararı bizlerle paylaşmanız hepimiz için eğitici olabilir. |
08-02-2007, 14:30 | #103 |
|
Sn.Kavili bugün beraat etti.
Savunmasını dinleyenler arasındaydım. Bence gerekçeli karardan önce savunmasını bizlerle paylaşırsa çok iyi olur. Sn.Kavili, kişi olarak kendisini savunmadı ve savunması ile tutarlı biçimde beraatini istemedi. Yaptığı savunma avukatlık mesleğinin bir savunması idi ve dinlemeye değer, nitelikli bir savunmaydı. |
08-02-2007, 14:44 | #104 |
|
savunmaya nazaran gerekçeli karara bir üstünlük tanıdığım için gerekçeli kararın paylaşılmasını istemedim.gerekçeli kararda dosyanın başından itibar gelişmeler kronolojik olarak özetleneceğinden yararlı olur dye düşündüm.yoksa savunma elbetteki dinlemeye ve paylaşılmaya değer nitelikte.orada olup dinleme fırsatı yakaladığım için kendimi şanslı hissediyorum.
|
08-02-2007, 17:16 | #105 |
|
Kararın verildiği duruşmada ne mi oldu?
Ömer Kavili, beraatini mi istedi? Hayır! Avukatlara ayrıcalık tanınmasını mı istedi? Hayır! O'nun yaptığı; mesleğine, hak ettiği değerin verilmesini talepti. Hakim, son sözünün ne olduğunu sorduğunda dahi, beraatini istemedi. Sayın Işıl Hanım'ın dediği gibi, duruşmada yapmış olduğu savunmayı ve özellikle son cümlesini bizlerle paylaşırsa, kendisine minnettar olacağız. Mesleki gerçeklerle tanışmama vesile olduğu için Sayın Kavili'ye teşekkürler. Son söz: Sanıklık sıfatını kaybetmenizden dolayı üzüntü duyduğunuzun farkındayım Sayın Kavili; ancak zihniyetler değişmedikçe, bu tarz olaylarla her avukatın karşılaşma ihtimali ve sanık pozisyonuna gelme olasılığı yüksektir. Özellikle, biz genç hukukçulara örnek olduğunuz için ayrıca teşekkür ederim. Saygılarımla |
08-02-2007, 18:17 | #106 |
|
Kabul edilmelidir ki,
"Avukat mahkemenin emrinde, hizmetinde değildir ve mahkemeden talimat alması, ona tâbi olması düşünülemez. O, sadece hukuka tâbidir Ancak bu şekilde avukat işlevini gerektiği gibi yerine getirebilecektir. Hukuk devleti olmak da bunu gerektirir." Sayın Kavili, duruşmadaki tavrınız ve de savunmanızla; savunma ve avukatının, savcı ile karşılıklı eşit haklara sahip olmasına harika bir örnektiniz. Diğer hususlarda bu sitede çok şey yazılacaktır, yazılmalıdır da. İddia makamının, sanık lehine olan mütalâasını (sanığın talebi ile) tamamlaması ceza yargılamasında pek rastlanan bir durum değildi. Sıra dışı bir dava, (sanığın değil, savunmanın savunması olduğu için) sıra dışı bir savunma v.b herşey sıra dışı. Kaçırsam üzülürdüm. Tebrikler Sayın Kavili, hukuk adına. Teşekkürler Sayın Kavili, tüm avukatlar adına. Selam ve saygılar. |
08-02-2007, 20:25 | #107 |
|
Ben de duruşma salonunda bulunan ve savunmayı dinleyenler arasındaydım. Sıra dışı bir duruşma oldu.Çok güzel bir savunma yapıldı. Avukatlık mesleğinin onurunun korunması açısından çok yerinde bir duruşma idi. Benim gibi mesleğinin başında olan tıfıl bir avukat için çok iyi bir deneyim oldu.Kavilli üstada saygılar
|
08-02-2007, 20:53 | #108 | |||||||||||||||||||||||
|
sayın Kavılı oncelıkle gecmıs olsun...yasasın adalet)...
bu arada olayın bası ılk cıkısı sıtenın neresınde bır turlu ulasamadım...
|
08-02-2007, 20:56 | #109 |
|
Gecmis olsun Omer bey!
Oncelikle 'hukuk' adina cok sevindim.. Tebrik ederim! |
08-02-2007, 21:08 | #110 |
|
Sn.Kavili, eski sanık,
Duygusal bir gün geçirdiğinize eminim. Kendinizle ne kadar gurur duysanız az. Savunmayı savunma metnininizi bekliyoruz. Saygılarımla... |
08-02-2007, 21:38 | #111 |
|
Sayın site üyesi ve okuyucularına,
Tüm site üyesi, dost, arkadaş, okuyucu ve meslektaşların ilgi ve desteğine teşekkür ediyorum. Önce davanın özü bakımından mahkemeye sunduğumuz dilekçeyi ve sonra duruşma tutanağını sitemize eklemeye çalışacağım. Saygı ve sevgilerimle. Ömer KAVİLİ Hukukçu, sanıklığı elinden alınan |
08-02-2007, 21:39 | #112 |
|
Son dilekçemiz
ANKARA 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
Dosya No:2006 / 40 Esas İSTEKÇİ (Sanık) : Avukat Ömer Kavili – Adres başlıkta. KONU : Avukatlık mesleği hakkında asıl diyeceklerimizin sunulmasıdır. Sayın mahkemenizin savunma makamı olarak sözümüzü kesmeyeceği ve dosyadaki durumu hukuksal olarak inceleyeceği konusundaki inancımı koruyarak mesleğimi savunmaya başlıyorum. YÖNTEM OLARAK: 1. Öncelikle 5271 s. CMY. uyarınca sözlerimizi duruşma tutanağına ayrıntılı yazdırılması bakımından kurul olarak karar verilmesini istiyoruz. 2. Esas hakkında yorumu sorulan savcılık, 26.01.2007 günlü duruşmada eksik yorum yapmış ve İddianamede yer alan olaylardan “Klasör Sayıları”na ilişkin olarak hiçbir yorum yapmamıştır. 5271 s. CMY. uyarınca hem iddianame ve hem de esas hakkındaki savcılık yorumunun ayrıntılı olması gerekir. Bu nedenle savcılıktan bu konudaki yorumu sorulmalıdır. BUGÜNE KADAR YAŞANANLARIN ÖZETİ: Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2006/40 esas sayı ile görülmekte olan bu davanın nedeni, yine Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi 2004/326 Esas sayılı dava dosyasında AVUKAT olarak görev yapmamızdır. Oradaki dava dosyasında: • Dosyaların listesinin yazıldığı “Dizi Pusulası” başlıklı belge üzerinde EL İLE ve ayrıca DAKTİLO İLE DEĞİŞİKLİKLER YAPILARAK RAKAMLAR DEĞİŞTİRİLMİŞ, • Dosya Yargıtay’a EKSİK YOLLANMIŞ, • Yollanan dosyaların bir bölümü Yargıtay’a teslim edildikten sonra ORTADAN YOK OLMUŞ, • Yargıtay’a yollaması gereken dosyalardan yaklaşık 140.000 sayfa ORTADAN YOK OLMUŞ, • Yargıtay’a eksik dosya gönderen yargıçlar yargılamanın ilk duruşmasında “tarafsızlıktan uzaklaştıkları için yasal ret hakkı” kullanılmış, • Ret hakkı kullanılan duruşmada sözlerimiz duruşma tutanağına yanlış ve eksik yazdırılmış, • Kendilerinin yazdırdığı kendi sözleriyle avukat olarak bizim hakkımızda suç duyurusunda bulunulmuştur. Daha sonra ise: • Soruşturma yürütenlerden Ankara’dakiler mahkemenin duyurusunun dışında ayrıca ret dilekçemizdeki rakamlardan söz eden dilekçemizi suç saymışlar; İstanbul’da ise çekişmeli bir biçimde bizim anlattıklarımızı tutanağa direnmemiz üzerine düzgün yazdırmışlar ise de birçok soruşturma hatası yapmışlar, • Kovuşturma kararı verecek olan Sincan Ağır Ceza Mahkemesi başkanı ise yazılı dilekçe ile getirtilmesini, istediğimiz belgeyi getirtmemiş, incelememiş, CMY. 174. maddeye açıkça aykırı biçimde dava açılmasına karar vermiş, Bu sürecin sonunda işbu davanın duruşmaları başlamıştır. Üsküdar Savcılığında ikinci kez olaya ilişkin anlatımım istendiğinde çarpıcı bir nokta şöyle oluşmuştur. Soru: Mahkemeye hakaret etmek amacıyla yazdığınız dilekçeyi mahkemeye neden vermiştiniz, açıklayın ? Ben bu sorunun öncelikle tutanaklara böylece yazılmasını isteyip direndikten sonra, bu soru tutanaklara değişik biçimde yazdırıldı. Yanıt: Bu soruya bu haliyle muhatap olmak beni üzmektedir, ancak soruşturmanın sonuna kadar yürütülmesini istiyorum. Benim anlatımımdaki bu cümlemin, soruşturma ön izin aşamasında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Gen. Md.'ne yazılan üst yazıda (fezleke) aynen yer aldığını gördüm. Bu konuda duruşmada söz alarak : "Sayın mahkeme üyeleri, benim İKİNCİ KEZ alınan ifade tutanağı ikinci sayfasında ve bakanlığa yazılan üst yazıda yazılan konuda açıklamak yapmak istiyorum. ŞÖYLE Kİ, bana sorulan soruya bu haliyle muhatap olmak beni üzmüştür... Beni üzen husus, kendi durumum değil, bana sorulan sorunun ceza hukuku temel ilkelerine aykırı biçimde sorulmasıdır. CEZA MUHAKEMESİNDE KİŞİYE KENDİNİ SUÇLAYICI SORU SORULMASI YASAĞININ ÇİĞNENMESİNE ÜZÜLMÜŞTÜM" dedim. Şimdi düşünelim, CMK m.170 ve m.174 kurallarına ve genel hukuk ilkelerine uymadan yürütülecek soruşturma ve kovuşturmalar, ilgili olarak beni mi, yoksa hukukçu kimliği taşıyanları mı üzmeli ? Bu arada bizim savunma makamında görevli avukat olarak görev yapmamıza engel ve zorluk çıkartmak amacıyla açtırıldığı görüntüsündeki bu dava, uluslar arası belgelere aykırıdır. Örneğin Havana Kuralları olarak anılan bildirge’nin 36. maddesinde ilgili hükümetler, avukatların yargılamadaki rolleri ve bu görevlerini yerine getirirken avukatlara parasal, toplumsal, hukuksal, eylemsel zorluklar yaratmamayı ve avukatların görevini özgürce yapmasını garanti etmiştir. Yine Pekin Sözleşmesi de aynı nitelikte kurallar getirmiş ve onaylandığı için 1982 belgesi madde 90 uyarınca iç hukuk kuralı sayılmıştır. İşte görülmekte olan bu dava bu hukuk kaynaklarına açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Diğer yandan mahkemeniz ceza yargılaması sistemine göre olay yargılaması yapmaktadır. Buna göre olayın benimle ilgisi yok ise veya olayın kendisi suç değil ise benim hakkımda AKLANMA kararı vermeniz gerekecek olup, vereceğiniz bu aklanma karar bana bir lütuf olarak değil, benim hakkım olduğu için bana hakkımı teslim etmiş olacaksınız. Çünkü mahkemenizde bu davanın açılmasına neden olanlar mahkemenizin bu kadar çok işi arasında mahkemenizi boşu boşuna uğraştırmış durumdadırlar. Bu durumda vereceğiniz AKLANMA kararı, aynı zamanda mahkemenizin de diğer işlerini yapması için zaman kazanmasını sağlayacaktır. Ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunan muhbir şahıslar, görev yaptıkları sırada birçok hukuk kuralı ve meslek kuralını açıkça çiğnemişler, suç duyurularımız ve soruşturma açılması için bakanlığa başvurularımız sonuçsuz bırakılmıştır. Burada önemli olan özellik, tutanakları düzgün yazdırma ödevi altında olanlar bizim sözlerimizi tutanaklara kendi cümleleriyle yazdırmış ve sonra da kendi cümlelerini dayanak göstererek bizim hakkımızda dava açılmasını sağlamışlardır. Öyleyse, duruşmada söylene sözlerin tutanağa düzgün yazdırılması en önemli hukuksal durum ve görev olarak tüm hukukçuların sorunudur. Kürsüleri ve cübbeleri bağımsız ve dokunulmaz olmayan her ülke; çağdaş demokratik hukuk devleti özlemi içinde yaşar durur! • Savunmanın savunma sürecinde/faaliyetinde savunulacak duruma gelmesi, • * savunma anında/sürecinde "sanık" konumuna gelebilme ihtimalini düşünecek olması, • * savunmanın "sanık" olmadan sanığa hukuki yardımda bulunma çabası, • * sanık hakkına ve hukuk devletine vurulan en büyük darbedir! Savunma kürsüsü ve cübbesi bağımsız olduğu kadar dokunulmazdır da! Sayın mahkemenizdeki yargıçlar kurulunun bu davadaki dururumu hukuksal olarak değerlendirerek karar vermesini dilerim. .Şubat 2007 Ömer KAVİLİ Hukukçu |
08-02-2007, 22:58 | #113 |
|
Duruşma tutanağı 08 02 2007
T.C.
ANKARA 2. AGIR CEZA MAHKEMESİ DURUŞMA TUTANAĞI
DOSYA NO: 2006/40 DURUŞMA TARİHİ: 08/02/2007 CELSE NO: 6. BAŞKAN: ZİYA ÜNAL 18430 ÜYE: YILMAZ ÇAPALI 22543 ÜYE: BÜLENT İLKILIÇ 33629 CUMHURİYET SAVCISI: GÜNAY SERAP YÜKSEL 26870 KATİP: KAMİL TUZAN 46558 Belirli gün ve saatte 6. celse açıldı. Sanık ve müdafii Av. Nejat Kazan, Av. Heval Yıldız, Av. Kemal Aytaç, Av. Elvan Olgun, Av. Bilgütay Hakkı Durna, Av.Hasan Demir, Av.Fulya Duran, Av. Esra Başbakkalkara, Av.Eser Ceylan, Av.Duygu Hatipoğlu, Av.Serhan Arıkan ve Av.Hasan Ürel geldiler. Açık yargılamaya devam olundu. Heyet değişikliğinden eski tutanaklar okundu. 26.1.2007 günlü celsede iddia makamının mütalaasını vermiş olduğu görüldü okundu. Sanık ve müdafıinin talebi doğrultusunda savunma için süre verilmiş olduğu görüldü. Sanık müdafii Av. Hüseyin Biçen’in 6.2.2007 havale tarihli iki sayfadan ibaret dilekçesini verdiği görüldü okundu. İddia makamından tekrar soruldu: Önceki celseki mütalaamızı aynen tekrar ederiz dedi Yazılı savunmaya veren Av. Hüseyin Biçen’in duruşmada bulunmadığı, ancak müdafi olarak hazır bulunan diğer avukatların duruşmada olduğu anlaşıldı. Sanık müdafileri adına Av. Elvan Olgun’dan mütalaaya karşı diyeceği son savunması soruldu: Müvekkilin suçlanmasına ilişkin hakaretle ilgili mütalaanın bölümüne katıldıklarını, müvekkilinin sarf ettiği sözlerin görevini yaptığı sırada iddia ve savunmanın kullanılmasıyla ilgili olarak dile getirildiğini, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını, bu nedenle bu suçtan beraatına karar verilmesinin gerektiğini, ancak bu arada 6. Ağır Ceza Mahkemesinin yargılaması ile ilgili olarak savunmanın istediği bir takım belgelerin getirtilmiş olduğunu, klasör adedi ile ilgili farklı yazıların ve belgelerin bulunduğunu ortaya çıktığını, bu belgelerle ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılması neticesinde müvekkilinin iddiasının ve isnadın ispatının mümkün olacağı, mahkemenin bu talebi kabul etmediği, bu durumda daha önce verilen takipsizlik karan geçerliliğini de kaybettiğinden suç duyurusunda bulunulmasının gerekli olduğunu, mahkemenin bu gereği yerine getirmesini istediğini söyledi. Sanık müdafileri adına Av. Kemal Aytaç söz alarak; Müvekkil Ömer Kavili’nin yaptığı görevin kutsal olduğunu, tamamen hak arama özgürlüğü içinde cesaretle sarf edilen sözler olduğunu, bu şekilde savunma yapıldığında yargılamayı yapanlarca tehdit ve cezanın gündeme geldiğini, bazı yargıçların savunma yapanları azarladığını, şikayet ettiğini, bütün bunların yargının tarafsızlığına gölge düşürdüğünü, sanığın yaptığın işinde bu olduğunu, verilecek kararın yargının bağımsızlığına etkileyecek nitelikte olacağını, müvekkilinin beraatını istediğini söyledi. Sanık müdafileri adına Av. Hasan Ürel söz alarak; Müdafilik görevini Ankara Barosu adına üstlendiğini, sanığın sözlerinin iddia ve savunma sınırları içersinde değerlendirilebilecek nitelikte olduğunu, mütalaaya katıldığını ve beraat kararı verilmesini istediğini söyledi. Sanık müdafiileri adına Av. Serhan Arıkan söz alarak; Önceki taleplerimizi tekrar ediyoruz, kayıp klasörlerin bulunması konusunda verilecek kararın sonuç doğurmasını gerektiğini düşünüyoruz, mütalaava katılıyoruz, bu dava kayıp klasörleri bulmaya yetmemiştir dedi. Sanıktan soruldu: Öncelikle mütalaada noksan gördüğümüz red dilekçesinde kayıp klasörlerle ilgili sayı ve rakamlara ilişkin beyanlarını iddianamede suç olarak değerlendirilmesine rağmen mütalaada bu hususun yorumlanmadığı ve noksan bırakıldığını düşünüyoruz, mütalaanın bu yönüyle tamamlatılmasını istiyoruz dedi. İddia makamı söz istedi; Mütalaa içeriğinin sadece savunmaya yönelik olan kısımları değerlendirdiğim, ancak sanık tarafından ifade edilen bölüm için açıklama yapılmadığı anlaşılmakla, bir önceki celseki mütalaamıza ilaveten sanık tarafından mahkemeye sunulan 27.12.2004 havale tarihli dilekçe içersinde yer alan “bu rakamlar ile karalama ve çiziktirilme yoluyla sahtecilik şüphesi altındadır” şeklindeki sözlerin de savunma kapsamı içinde değerlendirildiği ve iddianamede yer alan tüm hususlar birlikte değerlendirilip savunma kapsamı kabul edilerek sanığın beraatına karar verilmesi istenildiği, bu husus yerine getirilerek sanığın beraatı talep ve mütalaa olunur dedi. Sanıktan mütalaaya karşı diyeceği ve savunması tekrar soruldu: Ben son savunmamı ve sözlerimi özet olarak değil, tam söylediğim biçimde tutanaklara geçirtmek istiyorum. Be yargıyı savunuyorum, bu konuda izin verilmesini istiyorum. 5271 Sayılı Yasanın 219,222 maddelerindeki tutanakların tutulmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasını istiyorum dedi. Sanık söz alarak; Tutanakları bizzat kendim yazdırmayacağım özetlenerek tutanağa geçirilmesini kabul ediyorum dedi. Sanık müdafileri önceki savunmaları tekrar ettiklerini söylediler. Sanıktan son savunması soruldu: Mahkemede bulunuşunun sebebinin 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/326 esas sayılı dosyasında yaptığı avukatlık görevi olduğunu, doyanın Yargıtay’dan dönüşünden sonra klasörlerdeki eksilmenin ve dizi pusulasındaki çizik ve değişikliklerin farkına vardığını ve bu durumu dile getirdiğinde mahkeme heyetinin davranışları üzerine red sebebinin oluştuğu düşüncesi ile yasal haklarını kullanarak heyeti red ettiğini, dilekçesine yazdığı sözlerin ve duruşmadaki sarf ettiği sözlerin dosyadaki sahtekarlık şeklinde olmadığını, sahtecilik şüpheleri olduğunu söylediğini ve dilekçede yazdığı şekilde okuduğunu belirttiğini, bu sözlerin heyetteki yargıçları muhatap almadığını, hakaret etmediğini, müvekkilini savunmak ve haklarını korumayı amaçladığını, savunmayı hazırlayabilmek için tüm dosyadaki bilgileri bütünüyle görüp okumak istediğini, dizi pusulasındaki çizik e değişiklikleri çıplak gözle dile getirdiğini, klasör sayısının Yargıtay’a 465 olarak bildirildiğini, Yargıtay’da 460 olduğunu fark ettiğini, bu klasörlerdeki bilgi ve belgeleri bilmek istediğini, bütün amacının haklıya hakkını vermek olduğunu, bu konuda yazılı olarak da savunmaları verdiğini söyledi. 8 Şubat 2007 tarihli iki sayfalık yazılı savunmasını ibraz etti, alındı okundu dosyasına konuldu. Soruldu: Tekrar ettiğini söyledi. Son sözü soruldu: Ben kişisel ahlakı ve meslek ahlak ve kurallarına bağlılığını yitirmemiş bir hukukçuyum dedi. Dosya incelendi. Tahkiki mucip bir cihetin olmadığı görüldü. Duruşmanın bittiği bildirildi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Tafsilatı gerekçeli kararda açık1anacağı üzere: Sanık Ömer Kavili’nin heyete hakaret suçunu işlediği iddia olunarak kamu davası açılmışsa da son soruşturma kararında hakaret olarak sarf edildiği ileri sürülen söz ve beyanların ve dilekçedeki ifadelerin iddia ve savunma hakkının kullanılması sınırları içersinde sarf edilmiş olduğu, hakaret boyutlarına ulaşmadığı, müsnet suçların bu yönüyle sabit olmadığı anlaşıldığından sanığın CMK. 223/2-c maddeleri uyarınca BERAATINA. Davayla ilgili olarak çeşitli daire ve kurumlardan incelenip iade edilmek üzere getirtilen belgelerin karar kesinleştiğinde ilgili kurumlara iadesine. Sanık müdafilerinin isnadın ispatı zımnında suç duyumsunda bulunulması yolundaki istemlerinin konunun soruşturulmuş ve takipsizlikle neticelendirilmiş olması nedeni ile reddine. Mahkeme masrafının devlet üzerinde bırakılmasına. Sanık ve müdafilerinin yüzlerine karşı, C. Savcısının huzurunda talebe uygun olarak temyiz ve tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2007 Başkan 18430 Üye 22543 Üye 33629 Katip 46558 ------------ 0 ---------- Not: Kalınlaştırma, harf ve kelime düzeltmeleri ile biçimlendirme tarafımızdan yapılmıştır. Ömer KAVİLİ |
08-02-2007, 23:50 | #114 |
|
Sayın Kavili, beraat etmenize adalet yerini bulduğu için sevindiğimi dile getirmek isterim. Öte yandan ise yargılanmaya hiç gerek olmadığını tekrar ifade ederim. Mutlu ve güzel günlere hep birlikte..
|
09-02-2007, 01:37 | #115 |
|
Sevgili Ömer,
Siteye yeni üye oldum. Beraat ettiğini şimdi öğrendim. Sevindim. Görüşmek ümidiyle sevgiyle kal .. |
09-02-2007, 08:32 | #116 |
|
Arkadaşlar,
Tren yolculuğuyla eve şimdi geldim ve kendimce önemli saydığım bir bilgiyi vermek istiyorum. Mahkemeye sunulan son dilekçemiz (esas hakkında savunma dilekçesi) dikkat edilecek olursa, daha derin ve felsefe yönü daha ağır olabilirdi. Ancak, teknik bazı sorunlarla önceden hazırladığımız dilekçe metnini yanımıza almayışımız nedeniyle, duruşma öncesi yalnızca yarım saat içinde yeni baştan hazırlanabildi. Bu yönüyle meslektaşlarımdan özür dilerim. Ömer KAVİLİ Hukukçu |
09-02-2007, 13:56 | #117 |
|
Tebrikler Av.Ömer Kavili az önce okudum beraat ettiğinizi başkaca bir ihtimal de yoktu zaten ve çok sevindim . . .
|
09-02-2007, 14:14 | #118 |
|
Sn.Kavili,
duruşmada bulunarak, mesleki ve insani mücadelenizle ilgili olarak yaptığınız savunmanızı izleyebilmek ve sizin gibi onurlu, idealist bir hukukçuyla tanışmak fırsatına sahip olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Sonuçtan, bir çok arkadaşımız gibi benim de kuşkum yoktu zaten, bunu biliyorsunuz. Ancak, ''Hak huk hukuk' un, gak guk guguk !!!'' olmadığını ve olmaması gerektiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğunuz için sizi tekrar kutluyor ve yüreğinize sağlık diyorum. Saygılar. |
09-02-2007, 15:58 | #119 |
|
Sayın Kavili geçmiş olsun.Benim merak ettiğim,yaratılan puslu hava içerisinde yetkili hiç kimsenin kayıp klasörlere ne oldu? sorusuna cevap vermemesi.Halbuki hepimizin bildiği gibi duman bu konudan çıkmıştı.Sahi ne oldu bu klasörlere? Konu bu haliyle kapatılacak mı?
|
10-02-2007, 18:56 | #120 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Avukatlığın zor yanı
Meslektaşım, Dünya hukuk tarihinde bir ilk gerçekleşti; OLMAYAN KANITLARLA ve ceza sisteminin en ağır cezası verildi. Avukatlık Meslek Kuralları gereğince duruşmayı terketmeme ödevimiz, meslek onuru ve kişisel onurumuz sözkonusu olduğunda avukat tarafından kullanılabiliyor. İşte bu olanağı kullanmamız gerektiğine karar vererek, bir hukukçu olarak hukuka aykırı bir sürece katılmamak için, DURUŞMA SALONUNDAN ÇIKMAMIZ GEREKTİĞİNE KARAR VERDİK; ve çıktık. "Biz avukatız, müneccim değiliz; varolmayan yada görmediğimiz belgelerle savunma yapıyormuş gibi davranırsak, İŞTE O ZAMAN VEKİLEDENE VE MESLEĞE İHANET ETMİŞ OLURUZ. Hukukçu olarak o durumu ret ediyorum." Avukatlığın zor yanı, varolan durumu o anda değerlendirip, meslek ilkelerine uygun ve vekiledenin hukukunu koruyacak en uygun seçeneği seçmek ve UYGULAMAK; işte onu yaparak avukat olmaya çalışıyorum. Ömer KAVİLİ Hukukçu |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hakaret | madagaskar | Meslektaşların Soruları | 8 | 17-05-2012 15:18 |
internet üzerinden işlenen hakaret suçları | bcokelez | Meslektaşların Soruları | 16 | 13-10-2011 12:13 |
Hakaret suçu | Milano | Meslektaşların Soruları | 3 | 26-04-2008 01:10 |
Hakaret İçeren Haberin Yayınlanması | nuri | Hukuk Soruları Arşivi | 7 | 28-07-2006 23:17 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |