Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Nasil Yanİ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-04-2012, 22:23   #1
AV.HAKANTEM

 
Varsayılan Nasil Yanİ?

Meslektaşlarımla bir davayı paylaşmak istiyorum.
Özetle yazdım :
Davacı : Davalı dava konusu yeri satan kişinin mirasçısıdır.
Davalı : Evet, ben bu yeri satan kişinin mirasçısıyım.Bu da veraset ilamı.
Karar : Davalı yeri satan kişinin mirasçısı olmadığından davanın reddine.

Günlerdir düşünüp duruyorum. Bu nasıl iş? Bu nasıl sorumluluk? Hakimi şikayet ettim. 3 ay oldu hiç ses yok. Artık kasten mi karar verdi, nasıl yaptı anlamıyorum? İşin kötüsü red kararının verildiği duruşmada, salon avukatlarla doluydu. Hakim o kadar emin bir biçimde karar verdi ki, salondaki avukatlar hakkımda ne düşündüler acaba? Hakimin emin tavrı karşısında, ben o sırada "Yanlış yaptım galiba" diye düşündüğümden hiç ses çıkaramadım. Ama yanlışlık ben de değilmiş.
tabi bir de müvekkile durumu açıklamak oldukça zor oldu. Adam 2 günde bir arayıp "nasıl yani" deyip durdu.
Old 29-04-2012, 23:19   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Selamlar

Öncelikle dava ne davasıdır? Örneğin tapu iptali diyelim hakim davalının ikrarının tam tersi şekilde mi karar verdi?

Açıklayabilir misiniz?
Old 30-04-2012, 10:06   #3
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Sayın HAKANTEM'İN özetinden birşey anlaşılmıyor.

Anladığım şey, veraset ilamına göre davalı mirasçı görünmesine rağmen hakim davalının mirasçı olmadığına kanaat getirmiş ve ne olduğunu anlamadığımız davayı reddetmiş.

Buna ve bana göre hakim doğru karar vermiştir...
Old 30-04-2012, 11:20   #5
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.HAKANTEM
Meslektaşlarımla bir davayı paylaşmak istiyorum.
Özetle yazdım :
Davacı : Davalı dava konusu yeri satan kişinin mirasçısıdır.
Davalı : Evet, ben bu yeri satan kişinin mirasçısıyım.Bu da veraset ilamı.
Karar : Davalı yeri satan kişinin mirasçısı olmadığından davanın reddine.

Günlerdir düşünüp duruyorum. Bu nasıl iş? Bu nasıl sorumluluk? Hakimi şikayet ettim. 3 ay oldu hiç ses yok. Artık kasten mi karar verdi, nasıl yaptı anlamıyorum? İşin kötüsü red kararının verildiği duruşmada, salon avukatlarla doluydu. Hakim o kadar emin bir biçimde karar verdi ki, salondaki avukatlar hakkımda ne düşündüler acaba? Hakimin emin tavrı karşısında, ben o sırada "Yanlış yaptım galiba" diye düşündüğümden hiç ses çıkaramadım. Ama yanlışlık ben de değilmiş.
tabi bir de müvekkile durumu açıklamak oldukça zor oldu. Adam 2 günde bir arayıp "nasıl yani" deyip durdu.


Çok fazla açıklamaya gerek yok. Bir kere davalı davacının iddiasını mahkeme içinde ikrar etmişken Hakim hangi gerekçeyle mirasçı olmadığına karar vermiştir ben de anlayamadım

Gerekçesinde ne yazıyor meslektaşım?
Old 30-04-2012, 11:42   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.HAKANTEM
Meslektaşlarımla bir davayı paylaşmak istiyorum.
Özetle yazdım :
Davacı : Davalı dava konusu yeri satan kişinin mirasçısıdır.
Davalı : Evet, ben bu yeri satan kişinin mirasçısıyım.Bu da veraset ilamı.
Karar : Davalı yeri satan kişinin mirasçısı olmadığından davanın reddine.

Günlerdir düşünüp duruyorum. Bu nasıl iş? Bu nasıl sorumluluk? Hakimi şikayet ettim. 3 ay oldu hiç ses yok. Artık kasten mi karar verdi, nasıl yaptı anlamıyorum? İşin kötüsü red kararının verildiği duruşmada, salon avukatlarla doluydu. Hakim o kadar emin bir biçimde karar verdi ki, salondaki avukatlar hakkımda ne düşündüler acaba? Hakimin emin tavrı karşısında, ben o sırada "Yanlış yaptım galiba" diye düşündüğümden hiç ses çıkaramadım. Ama yanlışlık ben de değilmiş.
tabi bir de müvekkile durumu açıklamak oldukça zor oldu. Adam 2 günde bir arayıp "nasıl yani" deyip durdu.

Siz hiç hata yapmayan insan gördünüz mü? Her hatalı kararda hakimleri şikayet edersek, vay halimize; mahkeme kararlarının ortalama yarısı temyizde bozuluyor zaten.
Mesajınızda "salondaki avukatlar hakkımda ne düşündüler acaba?" demenizden, davayı kişiselleştirdiğinizi anlıyorum. Oysa siz vekilsiniz. Duruşma salonundaki avukatlar "sizin hakkınızda" birşey düşünmemişlerdir bence, sadece sıralarının gelmesini beklemişlerdir.
Davayı özetlemişsiniz ama ne talep belli, ne savunma. Davalının mirasçı olup olmaması husumet ile ilgili bir husus olabilir. Gerekçeli karar, red nedeni hakkında daha fazla ayrıntı verecektir. Davayı açıklarsanız temyiz konusunda yardımcı olabiliriz.
Ama reddedilen davayı müvekkile açıklamanın zorluğu konusunda haklısınız. Bu zorluğu yaşamamak için, davayı alıp almamaya karar verirken mümkün olduğunca delillerle ilgili de irdeleme yapmak gerekli.
Kolay gelsin.
Old 30-04-2012, 15:35   #7
AV.HAKANTEM

 
Varsayılan

Arkadaşlar, dava tapu iptal ve tescil davası. Davalı taraf cevap dilekçesinde başka mirasçılar da var, onlar davaya dahil edilmeli dedi. 2. celse dava belirttiğim nedenle reddedildi. Gerekçeli kararda sadece şu yazıyor :"Davalının mirasçı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine". Sadece bir cümle.
Her hatalı kararda, şikayet etmek doğru değil. Haklısınız. Ama hata var, hata var. Her hatayı Yargıtay düzeltsin diye beklersek, ömür geçiyor.
Old 30-04-2012, 15:50   #8
meltem2007

 
Varsayılan

"Ama hata var, hata var. Her hatayı Yargıtay düzeltsin diye beklersek, ömür geçiyor."
Katılıyorum...
Old 30-04-2012, 16:08   #9
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Benim de hatam şu oldu:

Soru meslektaş soruları kısmında değil, hukuk sohbetleri kısmında sorulmuş. Bu sebeple soruya cevap vermek yerine olaya bir yorum yapmak gerekiyordu. Verdiğiniz bilgiye göre sizi yüzde yüz haklı olduğunuzu varsaymam gerekiyordu.

Meseleyi şöyle kabul edersek; hakim, bariz olan belgeyi görmediği için dava rededildi...

Benzer durumu geçen ay yaşadım, icra hakimi; bilirkişi de ki 8 rakamını 18 gördü, davayı reddetti. Sizinkiden farklı olarak kararı kesin verdi. Uğraş dur, şimdi... Eş bir anlatımla çok bariz bir hatadan olan bize oldu...

Kasıt olmasa da hata can yakabiliyor, ben hata yaptığımda sorumluluk gereği üzerime düşeni yapıyorsam, kürsüde ki hakime de bu sorumluluk yüklenmeli...

Kolay Gelsin...
Old 30-04-2012, 16:24   #10
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.HAKANTEM
Arkadaşlar, dava tapu iptal ve tescil davası. Davalı taraf cevap dilekçesinde başka mirasçılar da var, onlar davaya dahil edilmeli dedi. 2. celse dava belirttiğim nedenle reddedildi. Gerekçeli kararda sadece şu yazıyor :"Davalının mirasçı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine". Sadece bir cümle.
Her hatalı kararda, şikayet etmek doğru değil. Haklısınız. Ama hata var, hata var. Her hatayı Yargıtay düzeltsin diye beklersek, ömür geçiyor.

E şikayet edince ömür geçmiyor ve hata düzeliveriyor mu?

Bakınız şu içtihattan anladığımıza göre yerel mahkeme tapu kaydının tam tersi bir karar vermiş:

Alıntı:
http://www.turkhukuksitesi.com/showp...8&postcount=36 adresindeki içtihattır:

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Bu gibi davalar kayıt maliki yani sonradan satın alan 3.kişi aleyhine açılır. Devreden kişiye husumet yöneltilmez.
Eğer topu iptali ve tescil istenmeyip, tazminat talep edilseydi davanın devreden kişilere karşı açılması gerekirdi.
Kaldı ki, devreden kişi ve son tapu maliki arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Bunun dışında usulde davaya dahil etme diye bir kural mevcut değildir. Islah yoluyla da olsa taraflarda değişiklik yapılamaz.
Ara kararından rücu edilmesi talep edilmeli.
Diye düşünüyofrum.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/12890

K. 2004/13476

T. 8.12.2004

HUSUMET ( Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptal Tescil ve Tenkis İstemi - Kayıt Malikinin Davalı Olmasına Rağmen Davanın Husumetten Reddedilmesinin Doğru Olmaması )

• TAPU İPTAL VE TESCİL TALEBİ ( Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı - Kayıt Malikinin Davalı Olmasına Rağmen Davanın Husumetten Reddedilmesinin Doğru Olmaması )

• İPTAL DAVASI ( Sadece Kayıt Malikine Karşı Açılacağı - Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptal Tescil ve Tenkis İstemi )

• MURİS MUVAZAASI ( Tapu İptal Tescil ve Tenkis İstemi - Kayıt Malikinin Davalı Olmasına Rağmen Davanın Husumet Yokluğundan Reddedilmesinin Doğru Olmaması )

4721/m.647,706

818/m.213

2644/m.26

ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil, tenkis isteklerine ilişkindir.
Kural olarak, iptal davaları kayıt malikine karşı açılır. Eldeki davada da taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Hal böyle olunca, taraf delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi ve iddianın sonucu irdelenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları Kerime'nin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla dava konusu 4 nolu parseldeki payını torunu olan davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini ileri sürerek iptal ve miras payları oranında tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın dava tarihinden önce el değiştirdiği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.9.2004 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat A.İhsan Yılmaz geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi A.Sevil Çalıkoğlu'nun raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil, tenkis isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği, toplanan delillere ve noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen bilgi ve belgelere göre;çekişme konusu 4 nolu parseldeki payın miras bırakan tarafından 27.8.2002 tarihinde davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik edildiği ve halen de davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, taşınmazın el değiştirdiği, davalı adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Kural olarak, iptal davaları kayıt malikine karşı açılır. Eldeki davada da taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu görülmektedir.

Hal böyle olunca, taraf delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi ve iddianın sonucu irdelenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davacıları temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hüküm açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren avukat ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.000 TL. duruşma avukat parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Benzer hatalara çok rastlıyoruz. Genellikle iş yoğunluğundan kaynaklanıyor. Bir gün hakim başına yılda 100-200 dava düştüğünde "Bu kadar da bariz hata yapılmaz" diyerek şikayet etmeye hakkımız olacağını düşünüyorum. Elbette kasten böyle karar verildiğini düşünüyorsanız, şikayetinizde haklısınız derim.
Old 30-04-2012, 16:27   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bir gün hakim başına yılda 100-200 dava düştüğünde .

Ben 50 yıl sonra görürüm herhalde.
Old 03-05-2012, 20:00   #12
emrahcevik

 
Varsayılan

iş yoğunluğu da olsa bazı hataların mazereti yok.

başımıza gelen son örnek;

iş davasında kendisini vekille temsil ettirmeyen işçi lehine 2.763 TL avukatlık ücretine hükmedilmiş olması.

evet olmayan avukat lehine vekalet ücretine hükmedilmesini anlatabilecek kişi varsa beri gelsin.
Old 03-05-2012, 21:18   #13
Av.Barış

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan emrahcevik
iş yoğunluğu da olsa bazı hataların mazereti yok.

başımıza gelen son örnek;

iş davasında kendisini vekille temsil ettirmeyen işçi lehine 2.763 TL avukatlık ücretine hükmedilmiş olması.

evet olmayan avukat lehine vekalet ücretine hükmedilmesini anlatabilecek kişi varsa beri gelsin.

maktu hükmedilmiş olsaydı "kopyala-yapıştır" hatası derdim ancak öyle bir ücret ki "kopyala-yapıştır" bile olmuyor
Old 04-05-2012, 16:39   #14
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan emrahcevik
iş yoğunluğu da olsa bazı hataların mazereti yok.

başımıza gelen son örnek;

iş davasında kendisini vekille temsil ettirmeyen işçi lehine 2.763 TL avukatlık ücretine hükmedilmiş olması.

evet olmayan avukat lehine vekalet ücretine hükmedilmesini anlatabilecek kişi varsa beri gelsin.

Bu olayın devamında, borçlu vekili dosyayı takip etmez, borçlu ana parayı öder ama 2.763,00 TL miktarı ödeyemez, evi haczedilir, Karar yargıtaydan bir türlü dönmez, ev satışa çıkartılır, karar bir türlü gelmez, tam ev satılacakken haksızlığı bir türlü hazmedeyen borçlu, alacaklıyı öldürmek ister, karşısına alacaklının oğlu çıkar, oğlunu böğründen bıçaklar ama ölmez, borçlu cezaevine girer, cezaevinden çıktığı gün, alacaklıyı öldürmek için böğründen bıçaklar ama alacaklı da oğlu gibi ölmez. Borçlu tekrar cezaevine girer...

Olay tamamen gerçektir, miktar, konu ve mahkeme farklıdır.

Tek merak ettiğim; yaşanılan süreçten tarafların farkındalıklarının ne durumda olduğudur... Borçlunun avukatı, kararı veren hakim, kararı geç veren yargıtay ve devlet...

Kolay Gelsin...

Kolay Gelsin...
Old 04-05-2012, 18:53   #15
emrahcevik

 
Varsayılan

müvekkil borçlu davayı takip etmemiş. karar bize geldiğinde kesinleşmişti.

mecburen ödeyecek.

acaba hakime rücu imkanı olabilir mi?
Old 24-10-2019, 23:48   #16
avturgayk

 
Varsayılan Benzer Sorun Benzer Bariz Hata Yil 2019 Değişen Bir şey Yok

Hakimin vermiş olduğu bariz hata nedeni ile meslektaşlarımın yaklaşık 7 yıl önce paylaştığı bu tartışmaya çok yeni (24/10/2019 tarihli ) bir tartışma eklemek istiyorum.
Hakimlerin verdikleri hatalı kararların düzeltilmesi ya çözümlenmesi için Temyiz yolunun ya da istinaf yolunun bulunması, verilen kararı beğenmiyorsan temyize başvuru hakkımızın "pişkinlikle" hatırlatılması gibi, yapılan çok bariz hatta kasten yapıldığı izlenimi verecek kadar, HMK 46. maddesinin "c" fıkrasında yer verilen ; "...Farklı anlam yüklenemeyecek kadar açık ve net kanun hükmüne açıkça aykırı karar verme.." maddesini ihlal edecek nitelikte ki hataların, her ne kadar da Hakimin Hukuki Sorumluluğunun düzenlenmiş olmasına karşın, bu hataları iş yoğunluğuna bağlamak asla kabul edilebilir gerekçe değildir. Hele de bu bariz hata nedeni ile vatandaş hem maddi hem de manevi olarak zarar görecek ise maddi zararın karşılanması ( hazinece) HAKİMLERİN sadece hukuki sorumluluğu ile kalmamalıdır.
Şimdi yaşanan bariz hataya gelelim.
HAKİM ÖNÜNE GELEN HUKUKİ İHTİLAFTA HUKUK KURALLARINI RES' EN UYGULAR. Bu genel ilkedir. Tartışması yoktur. İcra Mahkemesi hakimleri ise bu konuda daha çok eli kolu bağlı olan, takdir haklarını da ancak sınırlı davalarda kullanma imkanı için de yargı faaliyetinde bulunurlar. İİK' nun bazı kanun maddeleri tartışmaya açık olmayıp, farklı anlam yüklenemeyecek kadar açık ve net düzenleme getirmiştir. BU maddelerden bir kaçı da İİK' nun 169/a 5 ve 6.fıkraları, İİK' nun 68/son maddesidir.
İcra Mahkemesi Hakimi, Kambiyo senedi olan çek ile ilgili borçlunun imza itirazını kabul ederek, alacaklı aleyhine %20 icra inkar tazminatına ve %10 para cezasına hükmetmiştir. Burada sorun yok. İcra inkar tazminatı kararı delillere göre değerlendirilebilir, doğru veya yanlış bir karar demiyoruz. Bu karar için istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İcra Mahkemesince alacaklı müvekkil aleyhine verilen icra inkar tazminatı borçlu vekilince icra takibine konu edilince biz de aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilen alacaklı olarak, imza itirazının kabulü ile iptaline karar verilen takip konusu çek ile ilgili temel ilişkiye dayalı olarak lehine icra inkar tazminatına hükmedilen borçlu aleyhine Ticaret Mahkemesinde "ALACAK DAVASI" açılmıştır.
Alacak davası açıldığına dair Mahkemeden alınan derkenar dilekçesi ile İcra inkar tazminatının takibe konulduğu İcra dairesi dosyasına " İİK' nun 170. maddesine dayanarak ( yanlış kanun maddesine atıfta bulunarak yani ) borçlu aleyhine alacak davası açtığımıza dair derkanar dilekçesini ibraz ederek, örnek yargıtay kararı da ibraz ederek, İCRA İNKAR TAZMİNATININ TAHSİLİNİN AÇILAN ALACAK DAVASININ SONUNA KADAR TEHİR EDİLMESİNİ TALEP ETTİK. Hali ile icra Müdürleri cesaret gösteremediğinden İcra Mahkemesi karar versin diyerek talebimizi red edince, İcra mahkemesine memur işlemini şikayet yolu ile İCRA İNKAR TAZMİNATININ TAKİBE KONU EDİLDİĞİ DOSYANIN TAHSİLİNİN DAVA SONUNA KADAR TEHİR EDİLMESİNİ , talep ettik.
Şimdi hatalar başlıyor ;
İCRA MAHKEMESİ, ÖNCE TENSİP İLE TAKİBİ GEÇİCİ OLARAK DURDURDU. SONRA DURUŞMA AÇTI VE İLK DURUŞMADA , İİK' nun 170. maddesinde sadece para cezasının tehirine dair hüküm bulunduğu, icra inkar tazminatının tehir edilmesi konusunda hüküm içermediği gerekçesi ile şikayetimizi red etmiş ve red kararı ile birlikte duruşma da ayrıca geçici olarak durdurulan takibin devamına karar vermiştir. ( 6.İcra Hukuk )
BU kararı istinaf ettik. Dedik ki, hakim önüne gelen uyuşmazlıkta hukuk kurallarını kendisi res' en uygular. Kanun maddesinin yanlış, eksik ya da hiç gösterilmemiş olması sonucu değiştirmez. Şikayetimiz, borçlu lehine hükmedilen icra inkar tazminatının tahsiline dair takibin, borçlu aleyhine genel mahkeme de alacak davası açılmış olması sebebi ile alacak davasının sonuna kadar icra takibinin tahsilinin tehir edilmesidir. Yani İİK 170. maddesine dayanmamız, dayandığımız kanun maddesinin yanlış olması sonucu değiştirmez. Yani taleple bağlılık ilkesi burada asla uygulanmaz. İcra hakimi, yanlış kanun maddesine yani İİK 170. maddesine dayansak da kendisi doğru olan kanun maddesini yani İİK 169/A 5 ve 6.fıkralarını uygulayarak tehir kararı vermek zorunda.,
Hadi dedik Hakim iş yoğunluğundan dikkatinden kaçtı. tamam dedik, gerekçesinde belirttiği gibi biz İİK' nun 170. maddesine dayandığımız ve bu maddede icra inkar tazminatına değil para cezasının tehir edileceği gerekçesine dayanılmış, bu kez icra dosyasına yeniden, bu kez Gerekçe de belirttiği gibi 170. maddeye değil, İİK' nun 169/A 5. ve 6. fıkralarına, yetmedi ilamsız takipler için düzenlenen İİK' nun 68/son maddesini de ekledik. takibin tehir edilmesini istedik. tabi icra müdürü yine yeni bir karar ile talebimizi red etti. Biz bu defa da bu yeni red işlemini şikayet ettik ve çok şükür dedik ikinci ama İİK' nun 169/A 5 ve 6. fıkrasına dayanarak yaptığımız şikayet başka bir icra mahkemesine ( 2.icra hukuk ) düşünce tamam dedik. Artık bu mahkemenin Hakimi doğru kararı verecek. Hatta 2. şikayetimiz de ilk icra mahkemesinin ( 6 icra Hukuk ) kararından da bahsettik. Yani kanuna karşı hile ile İcra mahkemesinin ilk kararını ortadan kaldırma gayemiz yok.
Ne kadar şanslıyım ki 2.İcra Mahkemesi hakimi izinli ve yerine de komisyon 6.İcra Hukuk hakimini tayin etmiş. Aynı hakim, bu defa kendisinin ilk gerekçeli kararında değindiği gibi İİK' nun 170. maddesine değil İİK' nun 169/A 5 ve 6. fıkralarına dayanmamıza karşın, yeniden duruşma günü tayin etti, tensip ile de şikayet dilekçemiz de ki tedbir talebini Mevcut delil durumuna göre 23/10/2019 tarihli kararı ile red etti. Tensip ile red edilen tedbirin verilmesi için 24/10/2019 tarihinde itiraz ettik. Bu gün de yani 24/10/2019 tarihinde izinli olan 2. icra Hukuk hakimin yerine komisyon 7.İcra Hukuk hakimini atamış. Bu sefer işimi sağlama alayım dedim ve Hakim ile tedbir talebine itirazımı sözlü olarak da açıkladım. Ne dese beğenirsiniz. Sayın avukatım, hakim talebinizi red etmiş ve daha önce de zaten aynı hakim red kararı vermiş, siz bu icra mahkemesi kararını kaldırmak ya da etkisiz kılmak için 2.kez şikayet etmişsiniz. Ben tabi belli etmedim ama sinirden içim içime sığmıyor, Sayın hakim dedim. İkinci şikayetim yeni icra memurunun kararına karşı ve ilk karar da gerekçe de açıkça 170. maddeye dayandığım için tehir vermediğini söyleyen hakim, bu defa kendisinin bir şekil de gerekçesinde ima ettiği gibi İİK' nun 169/A 5 ve 6. maddesine göre farklı şikayetimiz var dedik, ve tesadüf aynı hakime geldi ve hatasını düzeltme imkanı var iken yine ısrarla tehir talebimizi önünü kapatan tedbir talebimizi red etti. takip devam ediyor, teminat ta yatırsak icra mahkemesi kararlarına karşı icranın geri bırakılması kararı verilmez. İİK' nun 169/A 5 ve 6. maddesinde çok açık hükmüne rağmen tedbir de verilmiyor. Ne yapacağız icraya parayı yatıralım da borçlu parayı çeksin ( bu arada icra inkar tazminatı 325 bin ) sonra biz genel mahkemede alacak davasını kazandıktan sonra tazminat iptal olacak ve biz paranın iadesini borçludan isteyeceğiz. Biz borçludan kendi çek miktarı olan 1.625.000.00,TL yi tahsil edemez iken verdiğimiz 325.000.00,Tl yi mi alacağız Hakim bey dedim. Yarın bu karar hatalı olduğundan HMK 46/c maddesi uyarınca hakimin hukuki sorumluluğundan bahisle hazineden paramızı mı talep edelim dedik. hakime de rücu edilecek dedim tabi. Hakim, diğer hakim arkadaşının verdiği kararların açıkça kanun aykırı olduğunu bile bile , sadece meslektaşının kararına aykırı karar vermeyeyim diyerek, tedbir talebimizi yine red etti.
Şimdi arkadaşlar, Müvekkilin hakkı gasp edilmiyor mu? İstinaf kanun yoluna başvurmamız ya da başvuru yolunun açık olması neyi değiştirir. İstinafdan dosya 8 ayda gelmez. Bu arada takip devam ediyor. Nasıl sa hakimin hatalı kararının kaldırılması için kanuni itiraz yolu var diyerek, BARİZ KANUN HÜKMÜNÜ UYGULAMAYAN VE BU KONUDA ISRAR GÖSTEREN HAKİMİN BU hatası kabul edilebilir mi? ELBETTE ETMEDİM. İİK' nun 169/A 5 ve 6. maddeleri açık ve nettir. Farklı bir anlam yüklenemez. Yorumlanamaz. Hakimin takdir hakkı da kesinlikle yoktur. NE YAPACAĞIZ. BORÇLU -VEKİLİNİN İNSAFINA MI KALACAĞIZ. TAKİP TÜM MEVCUT VE AÇIK KANUN MADDELERİNE RAĞMEN TEHİR EDİLMEYİP DEVAM EDİYOR.
HAKİM HAKKINDA HSYK VE KOMİSYON BAŞKANLIĞINA "GÖREVİ İHMAL" nedeni ile şikayette bulundum. Burada kasıt olduğunu düşünmek istemiyorum. Ama bu kadar açık kanun hükmüne aykırı karar vermek, kararında ısrar etmek kesinlikle yargılama faaliyeti içinde olabilecek ve istinaf kanun yolu da açık olduğundan bahisle geçiştirilecek bir hata değildir. Hele ki takip hala devam ederken. ÖZEL KAST DA ARANMAZ. HATA ÇOK AÇIK VE TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR VERECEKTİR. MESLEK HAYATIMDA İLK KEZ HAKİMİ ŞİKAYET ETTİM. SONUCU MERAK EDİYORUM. BU ARADA SAYIN MESLEKTAŞIM AV. CENGİZ ALADAĞ' IN; " her hatalı karar üzerine Hakimi şikayet mi edelim, zaten hatalı kararlar temyizden dönecek" görüşüne asla katılmıyorum. 26 yıllık meslek hayatımda bu kadar bariz hata ile mağdur edilmedim ve asla da şikayet hakkımdan vazgeçmeyeceğim. Eğer olurda istinafdan dönünceye kadar icra inkar tazminatı tahsil edilir, genel mahkeme de alacak davasını kazanır isem ( ki sözleşmeler ile yüksek ihtimal ) parayı da borçlu şirketten tahsil kabiliyetim asla olmadığından , HMK 46 ya göre Hazineden zararımın karşılanması için dava açacağım gibi hazinenin ödeyeceği zararın HAKİME RÜCU EDİLMESİ İÇİN DE ( KANUNE ZORUNLU ZATEN ) ELİMDEN GELEN HER YASAL TALEBİ KULLANACAĞIM. HAKİM AY' A TAYİN OLSA İŞİ TAKİP EDECEĞİM. SAYGILARIMLA
AVTURGAYK
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
avukat yanı stajında muvafakatname turkishrock Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 1 21-12-2009 13:39
Hukukçu Olmanın En İyi Yanı Sizce Nedir? suskun_juliette Konumuz : Hukukçular 8 09-10-2009 16:50
uzun süreli avukat yanı çalışma supernova Adliye Duvarı 0 08-07-2009 19:35
DaniŞtay Nasil Karar Verİr İtİraz Nasil Olur avseher Meslektaşların Soruları 8 11-02-2009 23:36
Alacak Nedİr? Nasil İstenİr? Dava Talebİ Nasil Olacaktir? Ramazan NARİN Hukuk Soruları Arşivi 3 17-04-2006 21:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08312607 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.