18-01-2007, 21:36 | #1 |
|
avukatlık mesleği gerçekten gerekli mi?
şaka yapmıyorum...
Öyle bir adalet sistemi olmalı ki kimse kimseyi savunmamalı... En azından konuşabilme yeteneğine sahip kimse bir başkasını vekil tayin edememeli.Çok radikal bir görüş gibi görünebilir.Fakat kimin ne yaptığını bilmeden birilerinin menfaatini her ne pahasına olursa olsun savunmak ne kadar doğru.Umumi vekaletname kadar anlamsız değil hiçbir şey inanın.Sayın meslektaşlarımın bu mevzu hakkında soğukkanlılıkla yorum yapacaklarına olan inancım tam değil. şaka yapmıyorum... Öyle bir adalet sistemi olmalı ki kimse kimseyi savunmamalı... Umumi vekaletname kadar anlamsız değil hiçbir şey inanın... |
19-01-2007, 11:19 | #2 |
|
sayın 8xy,
nasıl bir sistem olursa olsun avukatlık gerekli, mesela işleri yoğun olan birinin adli işlere zamanı yoksa tek çaresi avukatla takip ettirmek olacaktır. bu sadece bir örnek... |
19-01-2007, 13:16 | #3 |
|
sayın meslektaşım ısrarla şaka yapmıyorum diyorsun ama ben yine de şaka saydım söylediklerini.Düşünsene öyle bir sistem ki her hasta kendini iyileştiriyor,doktora ihtiyaç duymuyor,herkes çocuğunun eğitimini kendi veriyor öğretmene ihtiyaç duymuyor vs.vs.
Unutmamak lazım her alanın bir uzmanlığı var,hukukun bir uzmanlık dalı avukatlıktır ve olmazsa olmaz bir uzmanlık bence.Konuşabilme yeteneğinden fazla ve farklı birşey yani.Sevgiler |
19-01-2007, 13:39 | #4 |
|
mesleğin çıkış noktası haklının hakkını savunmaktan aciz olması iken teoriniz yetenekli haksızın kendini haklı duruma çıkarması kaosuna bir katkı olur ancak.Hernekadar bahsettiğim durum şuan bizler tarafından gerçekleştiriliyor olsa da bir haklıya hakkını teslim etmeye değer.
|
19-01-2007, 16:59 | #5 |
|
şaka şaka vallahi şaka söyledikleriniz. Dediklerinizin gerçekleşmesi için adalet sisteminin değişmesi gerekmez, insanların değişmesi yeterlidir. Herkes kendi işini görürse avukata ne gerek var. O zaman ben de şaka yapmıyorum. Siz de öyle bir adalet sistemi geliştirin ki/düşünün ki bu sistemde hakimler yer almasın. Mümkün mü acaba?
saygılarımla... |
19-01-2007, 17:59 | #6 |
|
Hatta avukatlık mesleğinin şu an bulunduğu konumdan daha gerekli duruma getirilmesi gerekmektedir .
|
19-01-2007, 20:10 | #7 |
|
herseyden once kisilerin kendilerini savunabilmeleri icin bu savunmanin ne dogrultuda ve nelerin dikkate alinarak yapilacagini bilmesi gerekir.sunulan her delil veya ispatin bir puzzle gibi yerine oturmasi gerekir.temel hukuk bilgisi olmayan bir kisinin kendini savunmaya calismasi bir bocalamadan ileri gidemez bana kalirsa.
|
19-01-2007, 20:28 | #8 |
|
Değişik ve ilginç bir konu ; hukukçu değilim ancak, daha aktif, daha faydalı bir duruma getirilebilir düşüncesindeyim,
Aslında duruşmalarda Sn.Avukatlar pek fazla konuşmuyorlar, duruşmayı takip ediyorlar, gerektiği anda hukuki ve farsça kelimeler kullanarak gidişatı konrtolleri altında tutmaya, avantaj sağlamaya çalışıyorlar, hazırladıkları belgeyi sunuyorlar,.. genelde Hakimler konuşuyorlar , sevk, idare ve yönetim yetkisi onlarda olduğu için böyle oılabilir. Halkımızın eğitim durumu, yaşlılık halleri, okuma yazma olmayanların mevcudiyeti, işleri yoğun olanın, sağlık problemleri olanların, vekaletiyle, yetki verdikleri konunun uzmanı olarak gördükleri ve/veya biz bundan anlamayız, hata yaparız düşüncesiyle güvendikler, güvenmek zorunda kaldıkları, demokrasinin gereği, hukukun gerteği olarak sistemin ayrılmaz parçalarından olan bir meslek olarak düşünüyorum.. Avukatlık mesleğinin olmadığı bir ortam düşünürsek, herkes kendi davasında kendi savunmasını bir yere kadar yapabilir, nerede durulacagını, nerde konuşulacagını, nerede susulacagını bilebilmesi olanaksız. Ben bir davada yargılanıyorum, avukatım olmadan duruşmalara giriyorum, ama, internet sayesinde bilgiye ulaşma imkanlarını kullanabiliyorum, kendimi eğitebiliyorum, Davacı taraf Avukatla temsil ediliyor, birkez duruşmaya gelen davacı taraf adına vekilleri her duruşmaya katılıyorlar. Ben bu durumda dahi bu mücadeleyi kaxzanacağım, Bence Avukatlık gerekli bir unsur. Saygılarımla, |
21-01-2007, 15:28 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
.........
Syn 8xy,
Sağır ve dilsizler için olmalı avukatlık mesleği Konuşma yeteneği, normal bir şekilde dünyaya gelmiş herkeste mevcuttur ve bundan sonrada öyle olacaktır. Peki bilgi, birikim ve deneyim ne olacak. Benim, doğuda yetişmiş, kocasını çalışmak için gittiği şehirde iş sırasında hayatını kaybetmiş, okuma yazması bile olmayan vatandaşım gidecek adliyeye, kocasının iş sırasında hayatını kaybettiğini, incelemelerine göre iş verenin özen gösterme yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve kocasının da bu yüzden ihmalkarlık dolayısı ile öldüğünü, maddi ve manevi tazminat talep ettiğini mi söyleyecek Karşı tarafda saygı değer iş veren(?), "evet aynen böyle oldu, hatalıyım" diyecek; öyle mi? Bilgi toplumu bile olsa, avukata gerek olmadığını söylemek, GÜÇLÜNÜN GÜÇSÜZÜ EZMESİNE YEŞİL IŞIK YAKMAK, DEMOKRASİNİN ÖNÜNE TAŞ KOYMAK DEMEKTİR. Herkesin ne hakkı olduğunu bilmesi, bilmeyi talep etmesi ve bu haklarını sonuna kadar savunması demokrasinin gereklerindendir. Peki yüzyıllardan beri, yaşam koşulları insanların karşılaştığı bir olayda sahip olduğu hakları bilmesi için bir hukukçu gibi çaba göstermesine izin veriyor mu? Herkes haklarını bilmenin derdinde mi yoksa hayata tutunmanın, ailesini geçindirmenin, başarılı olmanın vs derdinde mi? Yoksa herkes ne hakka sahip olduğunu biliyorda, avukatlar bunları tekrar mı ediyor? Hükme bağlanmış ceza dosyalarının %60 ının sanık lehine, sanık avukatları tarafından değiştirldiği bir ülkede bunu söylemek ne derece doğru olur bilmiyorum. O zaman okuma yazma bilenler içinde hakime gerek kalmamalı. Kanun türkçe değil mi kardeşim Git oku, ne suç işlediysen bak ne ceza yazıyo hangisini beğeniyorsan onu seç, bir yedek anahtar da sen yaptır, git hapishanene gir, süren dolunca aç kapıyı çık git, anahtarıda hatıra olarak sakla saygılarımla... |
24-01-2007, 12:18 | #10 |
|
Bir adalet sisteminde adaletin sağlanabilmesi için avukat olmazsa olmazlardan bence.Avukatın işi sadece konuşmak değil ki bu işi konuşma yeteneği olan herkes avukata ihtiyaç duymadan yapabilsin.Sayın meslektaşım mesleğimizi bu kadar basite indirgemeyelim lütfen.Bir müvekkili savunurken sadece konuşma yeteneğimizin yanında hukuk bilgimizi de kullanmıyormuyuz.Saka değil demişsiniz ama gelin biz bunu şaka sayalım...
|
05-01-2010, 12:07 | #11 |
|
biz gerçekten hakları konusunda bilgi sahibi olup haklarını sonuna kadar kullanmak isteyen bilinçli insanlarayardımcı olmak için var olan,haklarını sonuna kadar kullanıp sonuçlarında elde edeceği başarı ile sonraki hayatında o dönemi boşa geçmiş dönem değil haklarını elde ederek geçmiş dönem olarak geçirmiş olarak yaşamak isteyen aydın insanların ihtiyacı olan sağ kollarıyız.
|
07-01-2010, 02:02 | #12 |
|
Adaletin tek olduğu bir sistemde nasıl iki tarafın iki farklı görüşteki müdafi olur ve ikisi de adaletin kendi yanında olduğunu savunur?
|
07-01-2010, 11:04 | #13 |
|
Avukatlık mesleğini sadece "mahkeme salonunda konuşmak" olarak gören zihniyetin ürünü bu düşünce bence. O bahsettiğiniz sistem ancak hukuka dayalı bir sistem olmamalı ki avukat gerekmesin. Şöyle ki; bu hukuk sisteminde herkes kanunları bilemez, hukuku yorumlayamaz, onun için hukukçu olmak bir ayrıcalıktır. Doğal olarak sistemde avukata ihtiyaç bulunmaması demek hukuk bilen birine gerek yok demek, zira hukuk yok demek. Hukuğun olmadığı yerde hakimlik mesleğini yapacak olanlar kimlerdir? Hangi hukuka bakarak hareket edeceklerdir? Şüphesiz ki avukatlık önemli ve gerekli bir meslektir.
|
07-01-2010, 11:11 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Öyle bir adalet sistemi olmalı ki insanların vicdanına yerleşmiş olmalı, yazılmamalı, okunmamalı, mahkeme kurulmamalı, yaşanmalı |
07-01-2010, 21:44 | #15 |
|
yargı ve iddia gibi güçlü makam ve teşkilatların karşısında yine aynı oranda güçlü bir savunma teşkilatının olması elzemdir. Bunu da halk ile vazı hukuk ve devlet teşkilatı arasında irtibat ve koordineyi sağlayan avukatların yapmış-yapıyor ve yapacak olmaları gayet doğaldır.
Bunun yanında esasında savunma, sadece mağdur yahut sanık için değil toplum için yapılır. Bu sebeple ki avukat 'kamu hizmeti gören' sıfatına sahiptir. Bu bağlamda ilgili istemese, kanunları ve uygulamayı çok da iyi bilse, hatta Sokrates dahi olsa, yanında bir savunma teşkilatı, bir avukat bulunmalıdır. Devlet nasıl yargı ya da iddiayı yalnız bırakmıyor, destekliyorsa; savunmayı(özellikle) da asla yalnız bırakmamalı zorunlu müdafii-vekillik le her alanda güçlendirmeli, desteklemelidir. |
09-01-2010, 14:59 | #16 |
|
Avukatın görevi konuşmak değil,hukuki destek sağlamaktır bu yüzden gerekliliği aşikardır.
|
09-01-2010, 23:06 | #17 |
|
Bir hak savunulamadığı için hak olmaktan çıkmamalı.Bu nedenle hukuk kurallarını en iyi bilmesi gereken avukatların katılımı olmadan hiç bir dava görülmemeli.
|
09-01-2010, 23:45 | #18 |
|
Ben bu düşüncenin bir ideali yansıttığını düşünüyorum.
Eğer tüm insanlığın olayları muhakeme edebilme ve kendilerini ifade edebilme yetenekleri, yeryüzünde mevcut bulunan değerleri temsil edebilir bir seviyeye ulaştığı bir dünya'ya sahip olursak, evet, bir AVUKAT'a gerek olmayabilir. |
12-01-2010, 17:42 | #19 |
|
Avukatlık kanununun 2. maddesinde 'Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır' olarak belirtir.
Yani Avukatlık mesleği ‘adil yargılama’nın teminatıdır. Biraz daha açacak olursam; Avukat davanın bizzat tarafı değildir yalnızca davayı vekili adına yürüten kişidir. Eğer bir avukattan hukuki yardım alıyorsanız hak kaybına uğramazsınız. Vatandaşların en tahsilli olanları dahi hukuki işlemlerin hüküm ve sonuçlarına karşı gerekli yasal yolları bilmemektedir. -Süre tutumda bulunmadığı için, -İcra Mahkemesi yerine İcra dairesine İtirazda bulunduğu için, -Esasında üçüncü kişi olmadığını bilmediği (kusur sorumluluğunda) için, -Davanın her aşamasını takip etmek istemesine rağmen katılma talebinde bulunmadığı için, -Üç, beş, yedi ya da on günlük İtiraz süresini kaçırdığı için Ve daha binlerce sebepten ötürü vatandaşlar hak kayıplarına uğramaktadır. Soru: Aynı bölge ve aynı tarihli Emsal Yargıtay kararında X gayrimenkulü için ‘a’ birim, bilirkişi raporunda ise ‘b’ birim değer biçilmişse; bu değerlerden hangisinin karara esas alınacağını hangi vatandaş bilebilir? Cevap: Mantık ve fikrine güvenen kaybetmeye mahkumdur, bilgi ise her zaman kazanır. Ayrıca mahkeme kararlarının yüksek mahkemece hukuka uygun hale getirilmesinde avukatların dilekçelerinde işaret ettiği sebeplerin payı büyüktür. Nitekim, hakimler dahi kendileriyle ilgili uyuşmazlıklarda vekil tayin etmektedirler. Güncel bir örnek Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz `ın avukatı B.. D.. |
10-02-2010, 12:38 | #20 |
|
değil mi yani?
Şöye soralım birde;
11 yaşında ki bir mağdur kendini ne kadar ifade edebilir? yada 13 yaşında ki bir sanık ne kadar savunabilir kendini yada aklen malül birisi? Hadi bir de şurdan 70 tane senedi olan bir tüccar dükkanını bırakıp ne zaman hacze çıkabilir? olmadı eminim usulüne uygun taahhüdü de biliyordur. Yada borçlu menfii tespit davasının asliye ceza mahkemesinde açılmadığını öğrenene kadar süreleri kim nasıl saklayacak?hadi hepsini yaptık tazminat alacaklısı bir işçi veya zarara uğrayan kişi her ay duruşmaları saati saatne nasıl takip edecek yada davalı diyelim acilen zamanaşımı ne demek öğrenmesi gerekecek.Bir de bize şu danışmaya gelen her gün onlarca kişi haklı olup olmadıklarını artık hakim beylere sorarlar yada durun mahallenin mutarı bu işi en iyi bilen o kadar kişi oy vermiş nasıl olsa.Bundan sonra ticari sözleşmeler lütfen kasapların konrtolünde ,tazminat ibraları lütfen bakkalların kontrolünde yapılsın.Güncel hukuku ve değişen yargısal kararları takip te sanırım çiçekcilerin iş alanına girebilir.Yeni dava üretecek birikimin oto park işletmecilerinde bulunduğu düşünülebilir ancak kriz noktalarda tıkanan sistemi açmak işi kesin muslukcularındır. Sayayım mı yoksa bir avukatamı sorayım ne kadar gereksiz bir iş yaptığını bilemiyorlar.Bilemiyoruz kusurumuza bakmayın. |
01-09-2011, 21:04 | #21 |
|
Bir zamanlar öyleymiş
Osmanlı imparatorluğu hukuk sistemine bakıldıığnda avukatlık mesleği yoktur(Yanlışsa düzeltin lütfen ben göremedim)
Eski Roma imparatorluğunda da bir dönem avukatlık mesleği diye bir şey yok ancak sonraki dönemlerde böyle bir mesleğin olması gerektiği akıllara gelmiş ve bu günkü durumda hukuk sistemimizde avukatlık mesleği zorunlu olmamakla birlikte var artık. Peki var da bu sistemin iyi yönleri ve sakıncalı yönleri ne? Sistem ideal olarak nasıl işlemeli? Adalet sistemi bu üç sacayağı ile birlikte nasıl daha hızlı işleyebilir? Bence basitçe bu başlıklar altında avukatlığın olup olmaması, işlevinin ne olması gerektiği tartışılırsa daha yararlı olur diye düşünüyorum. Öncelikle avukatlık,hakimlik, savcılık, noterlik meslekleri aynı eğitimleri alan kişilerden olduğuna göre birbirlerinin görevlerini yapmada çok zorlaştırıcı kurallar konulmamalı bırakınız her avukat kendi bürosunda noterlik işlemlerinden bir çoğunu yapabilsin hem de vatandaş caddeler boyu noter aramasın zaten maksat halka hizmet değil mi? Benzer şekilde hakim, savcı,noterler de istediği an ayrılıp avukatlık yapabilsin(bu kısımda sorun yok) Bazı üyeler avukatların duruşmada hiç bir şey yapmadıklarından bahsetmiş yalnızca konuştuklarından bahsetmiş bir müzisyenin konuşması(şarkı söylemesi) insanı dinlendirmeye vesile olur, bir doktorun konuşması şifa vermeye vesile olur benzer şekilde bir avukatın konuşması da hukuka aykırı olan bir işlemin hukuka uygun hale gelmesine vesile olabilir. Bunun yanında Hukuk Fakültesini okuyanlar 'kişilerin kendi kendilerini yeterince savunamayacağını başkasının savunmasının daha iyi olabileceği konusunda bazı görüşlerin olduğunu' bilirler. Günümüzde avukatların çalışması ise adliye içinde olmalı noterlik hiç olmamalı her hukuk mezununun çalışması karşılığı bu hizmetten faydalananlardan harç v.s adı altında para alınmalı ve döner sermaya esasına göre adliye hakim, savcı, noter-avukat, kalem görevlileri(hukuk mezunu olmak kaydıyla) paylaştırılmalı bu paylaştırılma da hakkniyetli olmalı. Faydalı olabileceğini zannettiğim durumu izah etmeye çalıştım saygılar sunarım. |
01-09-2011, 22:23 | #22 | |||||||||||||||||||
|
Bazı konular vardır, ısıtılıp ısıtılıp yeniden sofraya konur. Bazı sorular vardır, soru sahibi sizin düşüncenizi yönlendirir ve soru sahibinin yönlendirdiği yolda sağa sola bakmadan yürür gidersiniz. Buradaki konu 'avukatlık/savunma mesleğinin olup olmaması'. Ve soru sahibi diyor ki, Öyle bir adalet sistemi olmalı ki kimse kimseyi savunmamalı... Konuyu neden sadece avukatlık mesleği ile sınırlı tutuyoruz ki, genişletelim. Öyle bir adalet sistemi olmalı ki, hakime gerek kalmasın, herkes kendi arasında anlaşıp, problemine çare bulsun, Öyle bir adalet sistemi olmalı ki, savcıya gerek kalmasıni herkes haklı ve haksız olduğunu anlasın ve haddini bilip başkasının hakkına saldırmasın, herkesin hakkını bildiği bir toplumda iddia makamı gereksizdir, Konuyu sadece adalet sistemine indirgemek adalete takılıp kalmak olmaz, çünkü adalet sistemi toplum yapısının birçok katmanından bir tanesidir. Bir üst yapı olan toplumdan başlıyalım: Toplu taşımacılık olmasın, herkes atı, eşeği, arabası, uçağı ile gidip gelsin, Fırınlara gerek yok, herkes ekmeğini kendi pişirsin, Özellikle bankalara gerek yok, üretime katkıları olmadığı halde paranın belini kırıyorlar, bu da yetmiyormuş gibi bizim paramızla kumar oynarcasına borsada oynayıp dünya ekonomisini darma dağan ediyorlar. Fizikçiye, kimyacıya, mimara, mühendise de gerek yok. Saydıklarımı ortadan kaldırdığınız ve herkes kendi işini yapsın dediğiniz zaman insanlık tarihinin başına, işbölümünün daha başlamamış olduğu ve ihtisas denen mefhumun yeni filizlendiği çağa dönmüş olursunuz. Avukatlık mesleği tarih itibarı ile saydığım diğer meslekler göre daha genç olabilir. Buna rağmen toplumsal işlevi en azından diğer meslekler kadar önemlidir. Hukuki anlaşmazlıklar sadece güçleri eşit kişiler arasındaki anlaşmazlıklar değildir. Taraflardan birisi devlet olabileceği gibi, bir sigorta şirketi, bir banka veya başka büyük bir şirket olabilir. Güçlerin eşit olmadığı durumlarda avukatlık mesleğinin işbölümü ve ihtisaslaşma dışında kalan ve avukatlık mesleğini kutsal bir meslek kılan başka bir yönü ortaya çıkar. Savunma olarak adlandırılan bu yön avukatın müvvekilini müvekkilden daha güçlü olan ve müvvekilin haklarını gasp eden ve hiçe sayan güçlere karşı savunmasıdır. Bu yönü ile avukatın yaptığı iş silahların eşitliğinin sağlanmasıdır. Bu eşitlik devlet güçlerine karşı sağlanabileceği gibi, büyük hukuk bürolarına ve büyük sermayeye sahip sigorta şirketlerine, bankalara ve dünya çapında faaliyette bulunan şirketlere karşı da olabilir. Savunma mesleğinin gerekliliği konusunda THS üyesi Sayın Av. Adil Giray Çelik'in 'Tarihte Savunma ve Meslek Kuralları' adlı eserini tavsiye ederim. Öyle bir toplum düzeni olmalı ki, kimse kimseyi sömürmesim, kimse kimsenin hakkını yemesin, kimse güçlü olduğu için kimsenin tepesine binmesin, kimsenin kimsenin malında gözü olmasın. Amin! Saygılarımla |
05-09-2011, 18:16 | #23 |
|
Her meslek gibi avukatlık mesleği de çok ama çok gerekli bir meslek bu mesleğin gerekli olduğunu zaten şuan çok iyi bir şekilde anlıyoruz.Bu avukatlık mesleği arz talep yönünde gelişen bir meslektir ve insanoğlu var olduğu sürece bu meslek var olmaya devam edecektir.Eğer bu kutsal mesleği tartışmaya başlarsak kuvvetler ayrılığını da tartışmaya başlarız ve yargı erkini kaldırıp atmış oluruz.
|
05-09-2011, 23:04 | #24 |
|
Avukatların bile avukatlara ihtiyacı vardır. Benim yanıtım; şüphesiz gerekli olduğu yönünde.
Saygılarımla... |
05-09-2011, 23:32 | #25 |
|
"Hukuk", insaniyet ve medeniyet namına içine sığdırabildiğimiz herşeyle birlikte bize neyi ifade ediyorsa; "yardım" sözcüğünü duyunca, yaşamın ve insanın toplumsal, diğergam ve empatik yüzü nasıl çeşitli tezahürlerle zihnimize düşüyorsa; işte öyle, hem hukukun ve hem de yardımın, velhasıl "hukuki yardım" ın biricik mümessili olan avukat da böyle bir mesleğin erbabıdır.
Soruya yanıt vermeyi unuttum, gerek de kalmadı galiba... Saygılarımla. |
06-09-2011, 00:01 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Öyle bir beslenme sistemi olmalı ki, kimse aç kalmamalı. Öyle bir sağlık sistemi olmalı, kimse o eli öpülesi doktorlar elinden geleni yapmadan ölmemeli. Öyle bir eğitim sistemi olmalı ki, öğrenciyi duvardaki tuğla yapmamalı. Öyle bir... Ama öyle değil işte. Bir düşünürün sık sık ve her seferinde üzülerek dediği gibi: "İnsanlık henüz çok geri." (*) (*) Bakınız: http://www.turkhukuksitesi.com/showp...20&postcount=2 http://www.turkhukuksitesi.com/showp...4&postcount=20 http://www.turkhukuksitesi.com/showp...20&postcount=2 http://www.turkhukuksitesi.com/showp...1&postcount=32 http://www.turkhukuksitesi.com/showp...1&postcount=19 http://www.turkhukuksitesi.com/showp...34&postcount=1 http://www.turkhukuksitesi.com/showp...71&postcount=2 http://www.turkhukuksitesi.com/showp...postcount=2834 |
06-09-2011, 11:31 | #27 |
|
22 nolu mesajimdan sonra bu konuda baska bir mesaj yazma geregi görmem diye düsünmüstüm. Yanlis düsünmüsüm.
Bir mesaj daha: Insanoglu cig süt emdigi sürece savunma meslegi gereklidir! Cig süt emdigi sürece geri kalmaya mahkumdur! Suc kimde peki? Analarda; sütlerini neden kaynatmazlar bizi emzirmeden önce? En iyisi süt tozu icmek, pastörize edilmistr, kaynatilmistir, sütlük özelligi kalmamistir! SAYGILARIMLA |
12-09-2011, 19:32 | #28 |
|
Nalbantlar Ya Da DolmuŞ ŞÖfÖrlerİ Avukatlik Yapamayacaklarina GÖre Gereklİ Hem De BayaĞi Bİr Gereklİ
|
12-09-2011, 22:46 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
Nalbantlar ya da dolmuş şoförleri de aynı fikirde mi bakalım? |
12-09-2011, 22:50 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Aynı fikirde olmadıklarından eminim,sorarsınız hepimizden iyi hukukçular |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yaman Çelişkilerin Mesleği Avukatlık | avmhy | Hukuk Sohbetleri | 23 | 05-01-2010 17:20 |
Kaldırımların İşgali - Belediyenin Görevleri | TERAZİ | Hukuk Soruları Arşivi | 4 | 30-01-2007 14:25 |
A.B.'de Serbest Dolaşım ve Avukatlık Mesleği | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Adliye Duvarı | 1 | 09-01-2007 13:59 |
Ay'a GerÇekten Ayak Basildi Mi??? | YASEMİN | Site Lokali | 6 | 23-10-2006 17:11 |
Bunlar Gerçekten Olmuş!! | Batu Han | Site Lokali | 3 | 07-05-2003 23:05 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |