|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
20-04-2011, 12:27 | #1 |
|
Cinsel istismar suçunda mağdurun beden ve ruh sağlığının bozulması
Stajyer avukatım ve sayın meslektaşlarımdan TCK da düzenlenen cinsel saldırı suçu ile ilgili mantığımın almadığı bir konu ile ilgili yorum ve görüşlerini paylaşmalarını rica ediyorum. yasada düzenlenen şekliyle basit cinsel saldırının cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapis. diğer fıkralarda ise ağırlaştırıcı nedenler sayılıyor.benim mantığımın almadığı 103/6, Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur hükmü.elimizde bulunan bir davadan örnek vermek gerekirse 16 yaşında bir erkek çocuğu 14 yaşında bir kız çocuğuna karşı cinsel istismar suçunu işlemekten dolayı hakkında kamu davası açılmış durumda ve kendisi 3 aydır tutuklu bulunmakta. kız çocuğunun halen bakire olduğuna dair adli tıp kurumunun raporu var ancak aynı adli tıp kurumu kızın ruh sağlığının bozulduğu yönünde de rapor vermiş.şimdi bu çocuğa TCK 103/6 ya göre ceza verilebilirmi? yani mantığımın almadığı husus genel olarak 103. maddenin 6. fıkrası en basit şekilde bir cinsel istismar suçunun(örneğin failin mağduru elle taciz etmekten ileri gitmemesi) mağdurun ruh sağlığında bozulmaya yol açtığına dair adli tıp kurumu raporu bulunması halinde uygulanabilirmi?bu durum işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilmesi ilkesine aykırılık teşkil etmezmi?bu çocuk eğer mağdurun ruh sağlığı bozulmamış olsa idi büyük ihtimalle alt sınırdan ceza alacak ve yaşı nedeniyle de indirim yapılacarak az bir cezaya çarptırılacaktı.ayrıca bir çocuğun başka bir çocuğu cinsel yönden ne kadar istismar edebileceği de ayrı bir konu başlığı altında tartışılabilir düşüncesindeyim.
|
20-04-2011, 12:37 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Bakire olması ruh sağlığının bozulamayacağı anlamına mı geliyor? Elimizde benzer bir dosya var ve gerçekten mağdur çocuğun bakire olmasına rağmen ruh sağlığı bozulmuş durumda. Kesinlikle 103/6'dan ceza alır çünkü; bu hükümden cezalandırılabilmesi vücuda organ sokma şartı aranmıyor. |
20-04-2011, 13:04 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
|
20-04-2011, 13:14 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Dediğiniz gibi 14 yaşında bir çocuğun rızası geçerli sayılmaz. Basit dahi olsa cinsel istismar yine çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle ruh sağlığı bozulmuş olabilir. Siz özellikle ruh sağlığının bozulamayacağını düşünüyorsunuz sanırım. Adli tıptan gelen rapora itiraz edin ve( tabi çocuğun ruh sağlığı bozulmadıysa) bir uzman mütaalası alarak eğer ki bu mütaalada lehinize ise dosyanın adli tıp genel kuruluna gönderilmesini sağlayın bir de orada incelensin. Tabi her dosya adli tıp genel kuruluna gitmiyor ancak yine de siz sanığında küçük olduğunu belirterek gönderebilirsiniz belki bir şansınızı deneyin derim |
20-04-2011, 13:42 | #5 |
|
mağdurun ruhsal durumu bozulmadığı kanaatindeyseniz, somut gerekçelerinizi de ekleyerek adli tıp raporuna itiraz edin derim
|
21-04-2011, 10:51 | #6 |
|
Suç ve Ceza arasında oran
Görüşlere katılmakla birlikte önemli bir konunun kaçırıldığını düşünüyorum, sanıyorum meslaktaşın anlatmak istediği de bu. Suç ve ceza arasındaki denge kanun hükümleri tarafından ihlal edilmiş gibi gözüküyor. 103/6 ağırlaştırıcı sebep suçun tüm hallerinde uygulanırsa ki böyle olacağı anlaşılıyor çocuğu istismar eden failin cezası ruh ve beden sağlığının bozulması halinde 15 yıldan aşağı olamayacak. Aynı şekilde çocuğa organ sokulması halinde de (ki bu durumda haliyle ruh ve beden sağlığı bozulacaktır) yine ceza 15 yıldan az olmayacaktır. Çocuğu örnekte verilen şekilde istismar eden kişi ile daha ağır şekilde taciz eden fail arasında ceza dengesi gözetilmemiştir diye düşünüyorum. Bence kanun yeniden düzenlenmeli 103/6 iki hale bölünerek ceza ayarlaması yapılmalı, 1 ve 2 fıkralar işlendiğinde ona göre kademeli olarak ceza ağırlaştırılmalı.
|
22-04-2011, 12:30 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
|
22-04-2011, 13:29 | #8 |
|
Kararı şimdi okuma fırsatım oldu. Suç ve ceza arasındaki dengeyi bozmak suçların işlenmesini önlemez aksine faile (nasıl olsa cazam 15 yıldan az olmaz) diye düşündürerek daha vahim filleri işlemesini teşvik eder. Ayrıca toplumda infial uyanıyor cezası böyle olsun gibi bir anlam da karardan çıkıyor ki o zaman ceza adaletini ve yüzyıllık gelişmeleri bir kenara bırakalım toplum nasıl uygun görüyorsa öyle cezalandıralım.
Yeni tasarıya göre faili hadım etme gibi bir yolda açılıyor. Anayasa mahkemesi eminim bunu da anayasaya aykırı bulmaz. Siz suç ve ceza arasındaki dengeyi oturtamazsanız elbette bunun gibi çağdışı yollara saparsınız. Bende cinsel istismar nedeniyle sağlığı bozulması halinde fail cezalandırılsın diyorum ama cezası daha ağır bir eylemin cezasıyla aynı olursa faile fiillerine devam etme ve ağırlaştırmadan vazgeçme imkanı tanımamış olursunuz ve bu suçu önlemek değil bir yerde teşvik etmek olur. |
22-04-2011, 16:46 | #9 |
|
Yukarıda görüş beyan eden tüm meslektaşların yüreğine sağlık diyerek aynı konu ile ilgili bir hususta yardım isteyeceğim.Müsnet suç basit cinsel istismar, mağdurun yaşı suç tarihinde 17 şimdi 18 Sanık mağdurun ailesinden birisi ; Sanıkla ilgili yapılan şikayet konusunun esasen hiç gerçekleşmediğini, aile içi şiddet ve başkaca sebepler nedeniyle sanığın burnunun sürtülmesi için sanık hakkında asılsız şikayette bulunulduğunu ve esasen müsnet suçun hiç işlenmediğini hem savcılıkta , hem de mahkemede beyan etmelerine rağmen yargılama halen tutuklu devam etmektedir. Suç tarihi itibariyle 17 yaşında olan ve halen 18 yaşından büyük olan mağdurun suça konu olayın olmadığını her celse beyan etmesinin hukuki sonucu yok mudur. T.C.K 103.Madde de yaşları 15- 18 aralığında olanlarla ilgili özel bir düzenlemenin mevcut olması nedeniyle mağdurun beyanı esasen mahkemece dikkate alınmalı değil midir? Katkı yapacak tüm meslektaşlara selam. Bu arada T.C.K. 103/6 VE 102/5 CEZA MANTIĞINA TAMAMEN AYKIRIDIR.Cezayı veren makam bu durumda A.T.K.DOKTORLARIDIR ve Anayasa Mahkemesi Kararı da kanaatimce isabetsiz bir karardır.
|
20-04-2012, 10:59 | #10 |
|
T.C.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2007/5-142 K. 2007/240 T. 20.11.2007 "Mağdurun ruh veya beden sağlığının bozulmasının artırım nedeni olabilmesi için, kalıcı bir hasarın varlığı gerekmektedir. Kalıcı hasarın varlığı ise, doktor raporu ile belirlenecektir. Mağdurda oluşan bu kalıcı hasar ise, ancak bir kez oluşacaktır. Örneğin mağdurun ruh sağlığının kalıcı şekilde bozulması bir kez meydana gelir, gerçekleşen her eylemde ruh sağlığının yeniden bozulması söz konusu değildir. Bu nedenle suçun temel şeklinin zincirleme şekilde gerçekleştirildiği hallerde, mağdurun ruh sağlığının bozulması halinde, bu bozulmanın bir kez gerçekleştiği nazara alınarak, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç haline zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Aksi halde sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi söz konusu olur." kararda açıkca belirtilmiş ruh sağılığının kalıcı şekilde bozulması gerekiyor.. |
22-04-2014, 10:06 | #11 |
|
Cinsel Saldiri Suçunda Ruh Sağliği Raporu Ile Son Yargitay Karari
CİNSEL SALDIRIYA MARUZ KALAN KIZ için,...hastanesinden alınan ruh sağlığı raporunu, "Tecavüzün üzerinden bir yıl geçmesi gerekirdi, rapor yedi ay sonra alınmış" gerekçesiyle yasaya aykırı saydı.
T.C. YARGITAY 14.Ceza Dairesi Esas: 2013/5949 Karar: 2013/9713 Karar Tarihi: 26.09.2013 KONU: CİNSEL SALDIRI SUÇU - MAĞDURENİN RUH SAĞLIĞININ BOZULUP BOZULMADIĞINA İLİŞKİN TESPİTİN BELİRTİLEN SÜRE GEÇTİKTEN SONRA YAPILMASI GEREKTİĞİNİN GÖZETİLMEDİĞİ - SANIĞIN CEZASININ ARTTIRILMASININ YASAYA AYKIRI OLMASI - KARARIN BOZULMASI GEREĞİ ÖZET: Eylem sonucunda mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin tespitin, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas Kurulu ya da Adli Tıp Kurumu Kanunun ilgili maddeleri gereğince usulüne uygun şekilde teşekkül ettirilmiş Yüksek Öğrenim Kurumları veya birimlerine bağlı hastanelerden ve mağdurenin yaşı gözetilerek Adli Tıp Kurumunun bilinen uygulamalarına göre de suç tarihinden itibaren en az on iki ay süre geçtikten sonra yapılması gerektiği gözetilmeden, olaydan .. ay sonra düzenlenen … Hastanesinin … günlü raporuna dayanılarak sanığın cezasının 5237 Sayılı Kanunun ilgili maddesiyle arttırılması yasaya aykırıdır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
nitelikli cinsel istismar | av.medine | Meslektaşların Soruları | 2 | 04-01-2011 17:26 |
cinsel istismar | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 2 | 12-06-2010 16:04 |
Cinsel İstismar.Beden ve Ruh Sağlığının Bozulması.Anayasa Mahkemesi Kararı | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Çocuk Hakları Çalışma Grubu | 0 | 05-06-2009 14:11 |
T.C.K. md.102 Cinsel Saldırı suçunda mağdurun rızasının etkisi | edumlu | Meslektaşların Soruları | 5 | 13-04-2009 02:31 |
Beden bütünlüğünün bozulması nedeniyle tazminat | Neslihan | Meslektaşların Soruları | 1 | 08-09-2006 16:43 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |