|
Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için. |
Anket Sonucu: MOBESE Kameraları bizi mi gözetlemektedir? | |||
Evet bizi gözetlemektedir. Ancak sakıncası yok güvenlik için gerekli bir şey. | 221 | 43,68% | |
Hayır, sadece suç işleyenleri veya işleyecekleri gözetlemektedir. | 32 | 6,32% | |
Evet bizi de gözetlemektedir. Kendimi BBG evinde gibi hissediyorum. | 34 | 6,72% | |
Gözetlese de, benim için sakıncası yok. Çünkü kaygı duyacak davranışlarda bulunmuyorum. | 98 | 19,37% | |
Evet bizi gözetlemektedir. Birileri arşiv amaçlı ve kötüniyetle kullanabilir.Karşıyım | 71 | 14,03% | |
Evet . Ayrıca bu kişi hak ve özgürlüklerine bir saldırı sayılmalıdır. Hukuka aykırıdır. | 138 | 27,27% | |
Birden Fazla Seçenek İşaretlenebilen Anket. Oy Verenler: 506. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 94) | |||
|
08-04-2011, 09:40 | #241 |
|
Konu benim nazarımda bir şehir meydanında birbirini gören insanlar, bu arada ileride çekilen fotoğrafın yahut kamera kaydının fonunda benim yahut başkalarının da görünmesi, bu arada ortalıkta güvenlik amaçlı sivil-resmi birkaç emniyet gücünün bulunması gibidir. Böyle bir ortamda hak ve özgürlüklerinizin kısıtlandığını mı düşünüyorsunuz? Güvenlik kameralarının o emniyet güçlerinin yerine bulunmasının benim için hiç bir sakıncası yok. Kendimi güvende hissediyorsam, suça meyilli kişiler de bir nebze olsun kameralardan çekiniyorsa, kamu yararı-güvenliği bu ölçüde sağlanmıştır.(Fotoğraf-video kayıtlarında çıkmak, yahut konu evvelinde geçtiği üzere Google-Street-View teknolojisiyle dünyanın herhangi bir noktasından görüntülenmek konularına hiç girmiyorum.)
Gece tenhasında sokakta sevgiliyle-eş ile örneğin öpüşecek insan için güvenlik kamerasının mevcudiyeti ile, o ara odasından onları seyreden yahut kaydeden herhangi birisinin varlığının farkı ve önemi yoktur. Bunu önleyelim, güvenlik kamerasını kaldıralım. Pencereden gizlice bizi kaydedecek olan insanı nasıl kaldıracağız? Varlığından haberdar bile değiliz. Bence bu daha da rahatsız edici. Hayata dair olaylara karşı verdiğimiz "değer" ve "anlam" her şeydir. Bizi biz yapar. Bir şeye "iyi" dersiniz. O sizin için iyidir. "Kötü" dersiniz. O sizin için kötüdür; başkası için ise başka bir şey olabilir. Toplumları ve bireyleri birbirinden bu değer yargılarıdır farklı kılan. Dolayısıyla, "Devlet beni gözetliyor, kayıt ediyor" gibi bir şekilde de güvenlik kameralarına tepki verebiliriz; "Devlet aramıza güvenlik güçleri yerleştirmek yerine teknolojiyi kullanıyor ve güvenliğimi de belki de daha iyi sağlayabiliyor" şeklinde de düşünebiliriz. Kamu menfaatinin ve güvenliğinin mevcudiyeti ve sınırları, toplum halinde yaşamak isteyen bireylerin kendilerini güvende hissedip hissetmemeleriyle bire bir alakalıdır. Çünkü insanlar kendini güvende hissetmiyorlarsa, bunun bireyler ve toplum üzerinde oluşturacağı travmanın boyutlarını ben düşünemiyorum bile. Sonuçta bütün GÜVENlik tedbirleri, toplumun güven içinde mevcudiyetinin devamının sağlanabilmesi için değil midir? Aile ve yakın arkadaş çevresi dışındaki insanların bir arada olması, belli oranlarda güvenlik tedbirlerini mecbur kılmaktadır. Mesele evin içi- dışı değil, ortamın özel olup olmamasından ayırt edilebilecektir. Bir şehir meydanındaki insanlar, kamu menfaatine göre hareket etmek durumundadır. Bununla beraber bir ormanın içerisindeki bir çift, "özel alan" dahilinde değerlendirilmelidir. Yani konuma ve duruma göre kamu menfaati ve birey menfaati elbette ki yer değiştirebilecektir. Teşekkürler, selamlar. |
08-04-2011, 15:03 | #242 | |||||||||||||||||||
|
Kavramları yerine koyarak tartışalım: Röntgencilik kusurdur, MOBESE? Aynı mı? Sizce hangisi doğrudur? Bana verilen her köşede bir polis var, her yerde kamera var, saldırganlar korkar, saldırıya uğramazsın, uğrarsan da en kısa zamanda yakalanırlar. şeklinde verilen bir güven mi yosa bu ülkede herkes izlenmeden, saldırıya uğramadan dolaşır. Benim kimseyi kimseden korumama gerek yoktur. Ben önlemini alırım, kuralları ihlal eden olursa da yakalar cezalandırırım. şeklinde verilen bir güven mi? Kişiler için sağlanan güven toplumsal güvenlik anlamına gelir mi? Röntgenci sizi tül perdenin arkasından izliyor ona kızıyorsunuz, MOBESE açık açık izliyor, iyidir diyorsunuz. |
08-04-2011, 16:48 | #243 | |||||||||||||||||||||||
|
1. Röntgenci ile devleti bir tutalim demek istemiyorsunuz ümit ederim? 2. Röntgenci kabahat veya suc isliyorsa, anayasal görevi hak ve özgürlükleri korumak olan devlet"te mi suc islesin? Saygilarimla |
08-04-2011, 16:56 | #244 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bütün gün ve geceler Emniyet Müdürlüğü binasında yaşıyor olsanız, kendinizi daha güvende hisseder misiniz?
Gerçekten öyle midir? Bence değildir. O yüzden bu forum konusu açıldı. MOBESE kameraları konulduktan sonra siz ve sizin gibi düşünenler haklı çıksaydı, Beyoğlu'ndaki gasp, hırsızlık gibi olaylar hiç olmazdı. Yine torbacıların hepsi yakalanırdı. Neden yakalanmıyorlar? |
09-04-2011, 04:00 | #245 |
|
Sn. Vural haklı:
İdam cezası devletin teammüden adam öldürmesidir. MOBESE de yasal gücüne sığınarak röntgencilik yapmasıdır. Yasalar bu hakkı veriyor mu sadece güce mi sığınıyor? Geç vakit geldiğim günlerden birinde mahallemizde oturan 70 lik bir hanımla kardeşini gördüm. İkisi de dul. Yolda şarkı söyleyip oyun oynayarak yürüyorlar. Biz iki bacıyız ho,hop,hop. Sanırım çocukluklarından kalma bir oyun. Beni görünce durdular. Çok üzüldüm. Bu insanlar ben olmasaydım oyunlarını sürdüreceklerdi. Mahallede kamera olsaydı, bu iki annem de kameranın varlığını bilseydi, iki bacı olarak oyun uynayacalarmıydı acaba? |
09-04-2011, 13:47 | #246 |
|
Böyle hırzıslık görülmedi
Mersin'in Silifke ilçesinde yaşanan hırsızlık olayı akıllara durgunluk verdi. Mersin'in Silifke ilçesinde yaşanan hırsızlık olayı akıllara durgunluk verdi. Güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen olayda, yolda ilerleyen araca taş atarak sürücünün aşağı inmesini sağlayan hırsızlar, aracın torpido gözünde bulunan 22 Bin TL'yi alarak kayıplara karıştı. Edinilen bilgiye göre, Silifke'de bobinaj işiyle uğraşan İbrahim Faydalı Saray Mahallesi Menderes Caddesi'ndeki bir banka şubesinden 22 bin TL para çektikten sonra 33 KFP 09 plakalı aracına bindi. Bankadan henüz 250 metre uzaklaşmışken aracına taş atıldığını fark eden Faydalı, ne olduğunu anlamak için arabasını park edip dışarı çıktı. Sonradan taşı attığı belirlenen bir genç Faydalı'nın yanına yaklaşıp taşı atan kişiyi gördüğünü belirterek sürücüyü farklı tarafa yönlendirdi. Bu sırada diğer bir kişi de aracın torpido gözündeki içinde para olan çantayı alarak kaçtı. Aracına döndüğünde soyulduğunu anlayan İbrahim Faydalı durumu hemen polise haber verirken, olay yerine gelen polis ekipleri araçta ve çevrede incelemelerde bulundu. Bankanın güvenlik kameralarını izleyen polis Faydalı'nın henüz bankada iken bir şahıs tarafından yakından takip edildiğini fark etti. Çevre esnafların güvenlik kamerası kayıtlarını da toplayan ekipler, üç kişinin organize şekilde hırsızlığı gerçekleştirdiğini ortaya çıkardı. Belirlemelere göre ilk şahıs Faydalı'yı banka içinde iken takibe aldı. Parayı çektikten sonra aracına binen Faydalı, ikinci şahsın taş atmasıyla durup aracından indi. Bu sırada üçüncü şahıs sürücünün aracı kilitlemesini engellemek için arabanın yanından geçerken kapıyı açtı. Taş atan şahıs yaklaşıp taşı atan kişiyi gördüğü söyleyerek Faydalı'yı oyaladı. Aynı dakikalarda üçüncü şahıs ise arabaya yaklaşıp biraz önce açtığı kapıyı aralayarak torpidoda bulunan para çantasını alıp koşarak uzaklaştı. İbrahim Faydalı olan bitenden habersiz şekilde zanlının yönlendirmesiyle taş atan kişiyi aramaya koyuldu. Şüpheli kimseyi bulamayınca aracına geri dönen Faydalı çantasını koyduğu yerde göremeyince soyulduğunun farkına vardı. Güvenlik kayıtları üzerinde eşkal belirlemeye çalışan polis, şimdi her yerde üç zanlıyı arıyor. ESNAF MOBESE İSTİYOR Olayın gerçekleştiği cadde üzerinde dükkanı bulunan esnaflar ise, ilçenin en işlek caddesinde güpegündüz yaşanan hırsızlık olayından tedirgin olduklarını söyledi. Silifke'ye mutlaka mobese kurulması gerektiğinin altını çizen esnaf, herkesin kendi dükkanına güvenlik kamerası takmasının etkili bir çözüm olmadığını belirtti. Kaynak: www.sabah.com.tr |
10-04-2011, 09:25 | #247 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence sorunuz neden yakalanmıyorlar değil? neden yakalanamıyorlar? şeklinde olmalıydı? ama en doğrusu neden ceza almıyorlar? diye sormalıydınız. Cevap veriyorum: Avukatları iyi. |
11-04-2011, 10:23 | #248 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukatlarının iyi olması ya da olmaması ile alakalı değil. Hiç gözlem altına alınmayan bir zanlıyı avukat nasıl kurtaracak. Daha önce buraya yazdım mı, bilmiyorum. Bir gün metrodan çıkıp, İstiklal Caddesine girmek üzereydim. İki sivil şahıs yanıma yaklaştı ve şöyle dediler:" Beyfendi biz sivil polisiz, çantanızı önünüze alın. Az önce birisi açmaya çalıştı" Yani sivil polis, birilerinin benim omuz çantamı açmaya yeltendiğini görmüş ama zanlıya bir şey yapmayıp, beni uyarmıştı. "Suç önleme" dedikleri bu muydu? Zanlıyı değil, mağduru uyar. Bizim eski Baro başkanımız Sayın Turgut Kazan sabah 10.00 civarında İstiklal Caddesinin göbeğinde(Ağa Caminin önünde)tinerciler tarafından dövüldü. Her yerde MOBESE var. Dün yine İstiklal Caddesine gittim. Taksim Meydanında bir tabur, Galatasaray Lisesi önünde bir tabur robocop vardı. Bir gün önce, Tepebaşı girişinde de bir tabur vardı. Bazı iyiniyetli şahısların anlamadığı şudur. O sivil polislerin ve robocopların görevi, hırsızı, gaspçıyı ve torbacıyı yakalamak değil. Onlar siyasi ve toplumsal olayları bastırmak için görevliler. Aynı şekilde Beyoğlu'ndaki MOBESE'lerin görevi de "gözetlemek". Nasıl, matematiğim iyi mi? Önce topladım, sonra çıkardım. Elde ettiğim sonuç, hep aynı çıkıyor. |
11-04-2011, 10:44 | #249 | |||||||||||||||||||||||
|
Açıkçası mesajınız bende şöyle bir izlenim uyandırdı: Şüpheli hırsızlık veya gasp veya yaralama suçlarını işliyor ,kaçma taktiklerini avukattan aldığı için yakalanamıyor. Şüpheli bir şekilde yakalanıyor ,ama avukat bir şekilde hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdirtiyor. Şüpheli hakkında kamu davası açılıyor ,ama avukat yine yapıyor yapacağını ve suçlunun cezasız kalmasını sağlıyor. Ve şöyle bir düşünesi geliyor insanın.Savunma kurumu ve bu kurumun mensupları olan avukatlar olmasa adalet çoktan yerini bulurdu. |
11-04-2011, 11:27 | #250 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın hızır_hafiye'nin bu söylemi, şu şekilde bir sonuç doğurmaya da açıktır: "Tutuklanan şüphelilerin ve/veya mahkum olan sanıkların" avukatları kötüdür. |
11-04-2011, 11:44 | #251 | |||||||||||||||||||||||
|
Meslektaşlarımızın gayet iyi bildikleri ancak avukat / hukukçu olmayanların anlamakta zorlandığı bir mesleki ilke ve saptamayı yeniden yapmakta yarar vardır: Avukatın hukuki yardımı sonuç tekeffül etmez; her ne pahasına olursa olsun da değildir. Avukat, hukuki bilgi ve görgüsünü, suç işlediği sanılan kişilerin her ne olursa olsun kurtulmasına değil, bu kişilerin suçlu olup olmadıklarının anlaşılması için yapılan tüm işlemlerin, hukuka, kişi hak ve hürriyetlerine, insan onuruna riayeten, yasak yöntemlere sapılmadan ve adalete tevfikan, yani modern ceza yargılamasına ve yasalara uygun bir şekilde yapılmasını ve şayet suçlu bulunur iseler, hakkettiğinden başka ve/veya fazla cezaya çarptırılmamalarını sağlamaya adamış meslek erbabıdır. Saygılarımla. |
11-04-2011, 23:15 | #252 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ne demiş Sayın hızır hafiye?
Sayın Dr. Fuat Şenoğlu ne demiş peki?
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...t=56603&page=2 Birine göre avukat adamı ipten alır, diğerine göre avukatın yaptığı 'lâf ü güzâf'/LAF-I GÜZAF'tır. Kime inanalım? Saygılarımla |
12-04-2011, 10:47 | #253 | |||||||||||||||||||||||
|
Vatandaş algısı önemli, ona inanalım bence. |
12-04-2011, 10:53 | #254 |
|
Bir de şu var tabii ki:
Sokaktaki esnaf, vatandaş habere göre; 'Mobese' istiyor. Haliyle Polis/Devlet/ Hakim/ İdare de Mobese istiyor. (Öyle anlaşılıyor!) Mobese istemeyenlere bakınca resim tuhaflaşıyor halkın gözünde: Bir tarafta hırsız, kapkaççı, şüpheli adayları istemiyor Mobeseyi, bir diğer tarafta ise avukatlar... Avukatın istememe nedeni ile suçluların istememe nedeni arasında Allahuekber Dağları ile Himalayalar kadar fark var... O ayrı... |
12-04-2011, 10:59 | #255 | |||||||||||||||||||||||
|
Yukarıda, küçük de olsa örneklem değeri taşıyan bir mini anket var. Ve bu ankette birinci sırayı Mobese'yi onaylayanlar alıyor. Bu 193 kişinin eminim ezici çoğunluğu avukattır. Serdedilen görüşleri ve bunlardan doğan farklılıklardan çıkardığımız sonuçları "avukatların" veya "avukatlığın" üzerine bırakamayız... Herkes kafasındaki devlet ve toplum ideasına göre fikir kurgular, yürütür; temel hak ve özgürlüklerin avukatlıkla ilgisini ben kuramıyorum. Kuranlara da avukat da olsalar, hakim de olsalar, emniyet mensubu da olsalar şaşıyorum Saygılarımla. |
12-04-2011, 11:07 | #256 | |||||||||||||||||||||||
|
56.000 avukattan 3-5 avukat Mobese'ye hayır demiş olsa bile algı, "avukatlar Mobese'yi istemiyor" şeklinde oluyor... Saygılar, |
12-04-2011, 11:16 | #257 | |||||||||||||||||||||||
|
Zihinler buna teşne de sebebi odur Üstadım |
12-04-2011, 15:32 | #258 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Ömer Güntay, Anayasada yer alan temel hak ve özgürlükler konusu icin: "temel hak ve özgürlüklerin avukatlıkla ilgisini ben kuramıyorum" cümlesi ile fikrinizi dile getirmissiniz. Anayasal kavramlar icin: "Herkes kafasındaki devlet ve toplum ideasına göre fikir kurgular, yürütür"mü diyecegiz, bu kavramlarin hukuken kabul edilmis bir tanimi yok mu sizce? Saygilarimla |
21-07-2011, 15:52 | #259 |
|
valilikler genelge yayınlıyor:vatandaşın çok olduğu yerlerde güvenlik için kamera sistemi olmak zorunda diye..özel-kamu heryere bu genelgelere istinaden emniyet yazı gönderiyor:kamera takın yoksa kabahatler kanununa göre ceza yersiniz şeklinde.. bir ilde defterdarlık çalışanları bu genelgeye istinaden takılan kameralera itiraz ediyor ve idare mahkemesine dava açıyor.kameralar bizim masalarımıza doğru yönlendirilmiştir,izlenen biziz yönünde itiraz.ve idare mahkemesi sadece o kameralar için uygulamayı iptal ediyor yoksa genelgeler hala var hatta müvekkil şirket takmakta geciktiği için kabahatler kanununa göre para cezası bile aldı :kamunun güvenliğini sağlamak benim şirketimin sorumluluğunda sanırım
|
14-02-2012, 13:31 | #260 |
|
Danıştay'da Böcek Bulundu
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, bir Danıştay üyesinin odasında bulunan dinleme cihazına ilişkin, “Bir şeyin izinsiz dinlenilmesi aslında büyük bir olay. Hiç alışık olmadığımız, bizde çok rastlanmayan bir şey. Üzerinde hassasiyetle duruyoruz” dedi.Karakullukçu, Devlet Resim Heykel Müzesi'ndeki “Bilinmeyen Türkler” konulu fotoğraf sergisinin açılışında, gazetecilerin, Danıştay Üyesi Zeki Yiğit'in odasında bulunan dinleme cihazına ilişkin sorularını yanıtladı.
Dinleme cihazının bulunması üzerine tutanak tutulduğunu ve konunun ilgili makamlara intikal ettirildiğini anımsatan Karakullukçu, soruşturmanın devam ettiğini belirtti. Karakullukçu, cihazı kimin, ne amaçla ve ne zaman koyulduğunun araştırıldığını fakat şu ana kadar sonuç alınamadığını söyledi. Yeni Danıştay binasına taşınıldığı için diğer Danıştay üyelerinin eski binadaki odalarında araştırma yapılmasına gerek görmediğini ifade eden Karakullukçu, “Bir şeyin izinsiz dinlenilmesi aslında büyük bir olay. Hiç alışık olmadığımız, bizde çok rastlanmayan bir şey. Üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Yeni binaya taşınıyoruz. Artık böcek möcek kalmayacak, ilaçlayacağız her tarafı” diye konuştu. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19915466.asp |
22-02-2012, 06:31 | #261 |
|
Çağımızda 3 tane insani meslek vardır derler.
1- Tıp İnsanın sağlığı ile uğraşır. 2- Hukuk: İnsanın hakları ile uğraşır 3- Mimarlık: İnsanın estetik anlayışı ve rahatıyla uğraşır. Saygılar. |
22-02-2012, 11:19 | #262 | |||||||||||||||||||||||
|
Okulda defterime Sırama ağaçlara Yazarım adını Okunmuş yapraklara Bembeyaz sayfalara Yazarım adını Yaldızlı imgelere Toplara tüfeklere Kralların tacına En güzel gecelere Günün ak ekmeğine Yazarım adını Tarlalara ve ufka Kuşların kanadına Gölgede değirmene yazarım Uyanmış patikaya Serilip giden yola Hınca hınç meydanlara adını Ey özgürlük! Kapımın eşiğine Kabıma kacağıma İçimdeki aleve Camların oyununa Uyanık dudaklara Yazarım adını Yıkılmış evlerime Sönmüş fenerlerime Derdimin duvarına Arzu duymaz yokluğa Çırçıplak yalnızlığa Yazarım adını Geri gelen sağlığa Geçen her tehlikeye Yazarım ben adını, yazarım Bir sözün coşkusuyla Dönüyorum hayata Senin için doğmuşum haykırmaya Ey özgürlük! Not: Herşey güvenlik için diyenlerin yukarıdaki satırları okurken okurken 'Ey özgürlük' yerine 'Ey güvenlik' demeleri gerekir. Madem ki herşey güvenlik için,herkes dinlenebilir! Sıradan vatandaş dinlenir veya gözetlenirken sesi çıkmayanların, sıra dışı vatandaş dinlenirken veya gözetlenirken de ses çıkarmamaları gerekir! Saygılarımla |
22-02-2012, 12:05 | #263 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Asıl şu ifadeye dikkat çekerim:
"Bizde" derken, ülkeyi mi kastediyor acaba. Öyleyse, güzel bir ironi. "Bizde" derken Danıştay'ı kastediyorsa, olay vahim. Yani, "ülkenin diğer kurumları ve kişileri dinlenebilir, ama Danıştay dinlenmemelidir" diye okuyorum. |
22-02-2012, 14:27 | #264 |
|
mobese kameraları sayesinde artık güvenlik şeritleri hep özendiğimiz avrupa amerika ülkelerinde olduğu gibi en yoğun trafik anında bile boş kalmaktadırlar...
çok nadirende olsa bu şeride girenlerse hiç sekmeden cezaları neyse ödemektedirler. Yine her tarafımızdaki kameralar sayesinde artık hırsızlıklar anında yakalanmaktadırlar.. Yine bu kamerlar sayesinde ıssız ve tenha bir yolda birisine çarpan birisi o kimseyi kaza mahallinde bırakıp kaçamamaktadır, bunu yaparsa yakalandığında "taksirle adam öldürme/yaralama" değil "bilinçli taksirle adam öldürme/yaralama" suçlamasıyla karşılaşmakta, adalet daha hızlı ve daha güvenli tecelli etmektedir. Ki zaten bu kameralar evin içini değil kamusal alanı gözetlemektedirler. Kesinlikle gereklidir ve yaygınlaştırılmalıdır. |
22-02-2012, 14:37 | #265 |
|
İnsanların farkında bile olmadığı bi çok yerlere kameralarını koyan,izleyen,yeri geldiğinde de sen şurda,şu saatte şunları yaptın diyen devlet karşısında biz hukukçular olarak asla önemli olan devletin bekasıdır mantığıyla yaklaşamayız. Gün gelecek bi sabah uyanıp "TRUMAN" gibi gerçekle yüzleşeceğiz.Her yerde izlenen,dinlenen vs. vs....Bu arada güzel filmdir "THE TRUMAN SHOW".
|
22-02-2012, 14:47 | #266 |
|
"Şahsen" somut bir insan/lar (adıyla sanıyla) izlenip gözetlense tamam. Ancak burada kamusal "alan" izlemesi yapılmaktadır. Bunun gayet makul görülmesi gerektiği kanısındayım.
Kamusal alanlar, genel huzur ve güvenlik açısından izlenmese ne devletin bekasına birşey olur ne bireysel özgürlükler ilerler... Sadece suç işlenmesinin önlenmesi, işlenmişlerin aydınlanması zorlaşır, kimi yoğun bölgelerde bireysel hak ihlalleri vs. artabilir ama genel olarak devletin bekasına ve hatta topluma birşey olmaz. Şu, bir ara fevkalade artan kapkaççılıkta olduğu gibi geçici toplumsal infialler oluşur. Ama, amaç bunların da olmamasıdır... Özgürlük (liberalism) yanlısı olmayı, özgürlükçülük (libertarianism) raddesine vardırmamak gerekir. Zira bu nokta, teşhisin/yorumun ihtiyaç, gerçek ve ölçüden koptuğu noktadır. Saygılar. |
22-02-2012, 15:06 | #267 |
|
Bir laf vardır: "Benim paranoyak olmam, izlenmediğim anlamına gelmez."
Bir cümle de ben ekleyeyim: İzlenmek beni paranoyak yapıyor. Saygılar. |
22-02-2012, 15:34 | #268 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili meslektaşım, bir türlü tanışamadığımız komşum
2006 yılında yazmış olduğunuz bir mesajda kızınıza o dersaneye gidenlerin hakim- savcı olamayacağını söylemişsiniz. Dün hukuk fakültesi 1. sınıfta okuyan bir yakınımın kızıyla görüştüm. Kendisi aynı dershane grubunun yurdunda kalmış ilk bir kaç ay. Ve sonra ayrılmak istemiş, yurt yöneticileri de şu uyarıyı yapmışlar. "hakim savcı olmak istemiyorsun galiba". Ne değişim ama
|
22-02-2012, 15:38 | #269 |
|
Amerika'da suçun en çok işlendiği ve vatandaşların sokakta güvenli olmadıklarını hissettikleri bir bölgede bir araştırma yapılmış.
Sokaklarda üniformalı ve devriye gezen polis sayısı olabildiğince arttırılmış ve sonucunda hem suç araştırması hemde vatandaşlarla güven konusunda bir anket yapılmış. Ne suç oranı azalmış nede vatandaşın kendisini güvende hissetmesi sağlanmış. |
22-02-2012, 16:42 | #270 | |||||||||||||||||||||||
|
Yahu bu kadar tesadüf olamaz. İnanır mısınız, bugün bir önceki mesajımı yazdıktan sonra bir toplantı için ofisten çıktım. Yolda hemen hemen aynı şeyleri düşündüm. Ayrıca da şöyle düşündüm: "Sayın Duygu Keleş, keşke o gün bizi yönlendirmeseydiniz, çocuğun geleceği ile oynamışız" Not: Tabelada adınızı görünce THS'deki Seyit Sönmez ise mutlaka tanışmaya gelir diye düşünmüştüm. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yaşamak Değil ,Bizi Bu Telaş Öldürecek.. | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 8 | 02-12-2007 02:15 |
Affet Bizi Heraklit! | Av. Bülent Sabri Akpunar | Hukuk Sohbetleri | 0 | 30-01-2003 15:27 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |