![]()  | 
 |
![]()  | 
 
| 		
			
			 | 
		#151 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 her türküde ayrılık 
		
	 
 
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	hava soğuk, yürek üşür uzaktır sevdiğin yollarca, yıllarca her ayrılığın türküsü vardır anılar doluşur belleğine yaşanmışın tadı buruktur bugün sorarken geleceği kendine, bil ki her anında yarın da vardır (2000)  | 
| 		
			
			 | 
		#152 | |||||||||||||||||||||||
| 
		 | 
	
	
		
			
			
 ![]()  | 
| 		
			
			 | 
		#153 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 Uçurtmadan güzel bir şiir görebilmek için, baharın gelmesini beklemek zorunda mıyız yoksa? 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	![]()  | 
| 		
			
			 | 
		#154 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 mutfağa girer 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	ışığı yakmadan otururum pencere önündeki sihirli sandığım sandalyeye beklerim uzaklara bakıp ne o yelkenli gelir, ne kaptan on yıl öncesinde kalmış cankurtaranlarım sandalyenin yalnızca bir sandalye olduğunu anlarım (14.11.2009)  | 
| 		
			
			 | 
		#155 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 geceyi sardı istanbul'da sis 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	sessizliği, su taneciklerinin çok uzaklardan taşıdığı sesler bozuyor bir de ne sisten ne geceden haberli kanaryanın şakıması biraz dikkatli dinlesek gelen depremin adımlarını da duyabileceğiz gökte üç bulut, bin yıldız yerde bin insan, üç mutluluk istanbul'da gece, gecede sis kanaryada ses, adalarda hayal gibi birkaç ışık uyusun da büyüsün istanbul uyuyun da büyüsün istanbul (19.11.2009)  | 
| 		
			
			 | 
		#156 | |||||||||||||||||||||||
| 
		 | 
	
	
		
			
			
 Harika... ![]()  | 
| 		
			
			 | 
		#157 | |||||||||||||||||||||||
| 
		 | 
	
	
		
			
			
   Sayın Aladağ, bütün şiirleriniz için kaleminize ve yüreğinize sağlık. Ben de yeni yeni keşfedenlerdenim bu sayfaları. ![]()  | 
| 		
			
			 | 
		#158 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 bir perşembe sabahı 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	çok uzaklardan geldi mektup kitap harfleriyle olsa da elleri titreyerek yazdığını zarfı kapatırken içini çektiğini bildiğim birinden adı kaan, soyadı demir mektup önümde uzun süre durdum kötü haber kokuyordu kağıdı açma diyordu pulu nasıl açmayayım gönderen belli adı kaan, soyadı demir okudum "benim oğlum bina okur"u ilk diyenin oğlu oldum döne döne okudum şaştım şaştım okudum günlerden perşembeydi kaanlardan demir (18.12.2009)  | 
| 		
			
			 | 
		#159 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 hayatı şiire taşıyabilmeniz ne güzel. 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 | 
| 		
			
			 | 
		#160 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 gece koyu siyah 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	yıldızları saysak bir ki üç kent üşümemek için sessizliği almış omuzlarına karşımda ışıkları uykusuz dairelerin bir ki üç özleyip göremediğim özleyip göremediğim için sanki yok yitirdiklerimizi saysak bir ki üç (06.02.2010)  | 
| 		
			
			 | 
		#161 | |||||||||||||||||||
| 
		 | 
	
	
		
			
			
 ![]()  | 
| 		
			
			 | 
		#162 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 sabah altı onsekizde 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	çalı süpürgesiyle biraraya topladı yaşlı adam yerdeki kuru yapraklarımı kimbilir kaç günde yerleştirebilirim dallarıma yeniden (02.09.2010)  | 
| 		
			
			 | 
		#163 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 Diğer şiirlerin de çok güzel Abicim ama en son yazdığını gerçekten çok beğendim. 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	  Şair misin, nesin?   ![]()  | 
| 		
			
			 | 
		#164 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 Kendime Şiir 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	domatesten başla ne gelirse aklına hepsi hayal hepsi yalan ne yaşıyorsan ne yaşamıyorsan olmayacak dua koca bir yalan ipi elinden kaçıp giden uçurtma beynini yiyen boz böcekler parmaklarının arasından akıp giden ömür kes! onlar da hayal onlar da yalan (2010)  | 
| 		
			
			 | 
		#165 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 her gün senden fazla yaşlanıyorum 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	içimde bir göl oluşuyor nilüferleri olmayan ve gölde bir leviathan her gece amentiadan yola çıkıp dementiaya varıyorum (2010)  | 
| 		
			
			 | 
		#166 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 bir durağım var 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	duruyorum bekliyorum kimse gelmiyor duruyorum yapayalnız bekliyorum yağmur yağıyor duruyorum ıslak ıslak bekliyorum güneş yakıyor duruyorum ter içinde bekliyorum rüzgar esiyor duruyorum üşüyorum bekliyorum dört mevsim bir ömür duruyorum bekliyorum gelen geçen yok sonunda yine ben gidiyorum (2010)  | 
| 		
			
			 | 
		#167 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 yağmur damlaları düşmeye başladı 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	birkaç dakikada soğuyuverdi hava ne üstümde tenimi sıcak tutacak bir giysi ne içimde yüreğimi ısıtacak bir umut ıslat beni yağmur üşüt beni rüzgar aldığım her solukta biraz daha öldür beni hayat (18.03.2011)  | 
| 		
			
			 | 
		#168 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 hep aynı resmi yapıyorum 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	yalnızca renkler farklı (2012)  | 
| 		
			
			 | 
		#169 | |||||||||||||||||||||||
| 
		 | 
	
	
		
			
			
 Bu güzel şiiri okuyunca benim yalnızlığım dubleks malikaneyi bile geçti ![]()  | 
| 		
			
			 | 
		#170 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 dünyadaki en büyük şey 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	çay bardağıdır sevda sığar içine özlem sığar ayrılık, gurbet, sıkıntı anılar, umutlar, umutsuzluklar yar, evlat, ana, baba, kardeş ve yalnızlık ve gözyaşı ve acısı yüreğinin daha neyin varsa doldur çay bardağına, sığar çaya ya da rakıya yer bile kalır (01.02.2014)  | 
| 		
			
			 | 
		#171 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 şu kısacık gecede 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	dört yönden esti rüzgar içime attım acıları gözlerimden çıktılar (06.07.2014)  | 
| 		
			
			 | 
		#172 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 akşamları bir hüzün basıyor 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	uçup gitmek istiyorum oysa kanatlarım yok uçmayı da bilmiyorum belki bir gün daha harcandı diye ömürden ve uzakta olduğum için sevdiklerimden martılara bakıyorum biraz umurunda değilim hiçbirinin güneş gidip ay gelince ortasında kalıyorum gecenin şimdi diyorum, hemen şimdi uçup gitmek istiyorum oysa kanatlarım yok uçmayı da bilmiyorum (11.02.2016)  | 
| 		
			
			 | 
		#173 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 bir gemi gider 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	bir gemi gelir iskele hep oradadır gerçek, iskeledir (İstanbul - 2016)  | 
| 		
			
			 | 
		#174 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 sizi hep tabancayla mı yaraladılar 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	bıçakla mı taşla, sopayla mı sizin hep bedeninizi mi kanattılar biryerleriniz al al derinizden damla damla sizi hiç sözcüklerle vurmadılar mı yüreğinizi delmediler mi kolunuzu kanadınızı kırmadılar mı sizi hep tabancayla mı yaraladılar bıçakla, taşla, sopayla mı öldürdüler sizi hep ölünce mi gömdüler (2016)  | 
| 		
			
			 | 
		#175 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 eskiden de kışlar soğuk geçerdi 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	içimiz bahardı, anlamazdık (13.12.2016 - Yalova)  | 
| 		
			
			 | 
		#176 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 erik tomurcuklanmış ama inanma 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	hele bademe hiç bakma biliyorsun, ilk o aldanır sabah ayazı tokat gibi yanaklarında bahara daha çok var ömür sayılı gündür, geçer mutluysan hızlı, değilsen yavaş kış denilen şey, sabır sınavı bekle, sus ve bekle bahara daha çok var (13.02.2019)  | 
| 		
			
			 | 
		#177 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 su gördüm  
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	bulutta uzak, değişken, güzel sokakta durgun, pis damlaya damlaya göl dalgalana dalgalana deniz ırmakta gürül gürül su gördüm sıcakta can, tende ferahlık soğukta kar, buz, çığ, felaket dağda sis, pus su gördüm şişede mahkum kadehte rakıyla sarmaş dolaş toprakta üretken, cömert selde acımasız, katil su gördüm güzel, çirkin, iyi, kötü su gördüm farklı farklı su hiç şaşırtmadı beni insanlar kadar 2016  | 
| 		
			
			 | 
		#178 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 bazen erken gelir sonbahar 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	leylekler acele eder de ondan çınarların yaprakları yerlerde geceleri serin bir rüzgar bazen erken gelir sonbahar kırlangıçlar acele eder de ondan bir sivrisinekler kalır bize, bir de hüzün geceler uzar ha uzar (2019)  | 
| 		
			
			 | 
		#179 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 umut 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	sırtımızdan eksik olmayan kamçı (2020)  | 
| 		
			
			 | 
		#180 | 
| 
		 | 
	
	
		
			
			 bazı yaralar uyuyunca geçmez 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	uyku yamalıdır bazı yaralar öpünce geçmez öpmez de zaten bazı yaralar zamanla geçmez bazı zamanlar yarayla geçer (2020)  | 
![]()  | 
		
    
        
| Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
		
  | 
			 
			Benzer Konular
		 | 
	||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj | 
| güler ataş şiirleri | güler ataş | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 49 | 05-11-2010 22:14 | 
| Aydın Demirel Şiirleri | Aydinho | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 1 | 04-11-2007 16:28 | 
| Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |