18-06-2010, 14:37
			
							
		 | 
		
			 
            #2
		 | 
	
	| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				
			 
			 
			
		
		
		
		YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2008/6385 
Olaya tam uymasa da zaten çok açık olan yasa maddesini içeren tek karar bu. Vekaletname olmaksızın vekil sıfatıyla atılan imzanın da geçerli olmayacağı çok açık bir durum olduğundan pek de karara ihtiyacınız yok diye düşünüyorum.  
  
    
    
      
        
        
          
            
              | 
            
            Alıntı: | 
            
              | 
           
         
         | 
        
         | 
        
        
        
         | 
       
     
    
      
        | 
         | 
         | 
        
         | 
       
      
        | 
         | 
        
        T.C. 
 
 YARGITAY 
 
 8. HUKUK DAİRESİ 
 
 E. 2008/6385 
 
 K. 2009/1166 
 
 T. 17.3.2009 
 
ÖZET : Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri  hususunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle  tabidir. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı miras payının devri  hususundaki sözleşmelerin ise noterlikçe düzenlenmesi gerekir. Ancak TMK'nun yürürlüğe  girdiği 1 Ocak 2002 tarihinden önce yapılan miras payının devrine yönelik  sözleşmelerin yazılı olması yeterlidir.  DAVA : Nurullah ile Şerife ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve  tescil davasının reddine dair Uşak 2. Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen  13.09.2007 gün ve 259/235 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili  tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:   
KARAR : Davacı vekili, dava konusu 1619 ada 1 ve 27 parsellerde  davalılarla birlikte hissedar olduğunu, müvekkilinin taşınmazı Suna isimli  paydaştan satın aldığını, Suna'nın da taşınmazı davalılardan satın aldığını,  Suna'nın, Rüştü terekesinin iştirak halindeki mülkiyetten müşterek mülkiyete  çevrilmesi için dava açtığını, bu dava sonunda iştirak halindeki mülkiyetin  paylı mülkiyete çevrildiğini, davalıların paylarının belirlendiğini açıklayıp,  davalıların paylan nispetinde tapu kaydının iptaliyle adına tapuya tescile karar  verilmesini istemiştir.   
Davalıların adresleri belirlenememiş, ilanen tebligat yapılmasına rağmen  duruşmalara katılmamışlar ve davayı inkar etmiş sayılmışlardır.   
Mahkemece, tapulu taşınmazların harici satışının geçerli olmadığından bahisle  davanın reddine karar verilmiştir.   
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.   
Dosya arasında mevcut bulunan 917 ada 1 numaralı parselin kadastro  tutanağında dava konusu taşınmaz ılı pay nispetinde Rüştü ile yine ılı pay  nispetinde   
Y ... Bekir mirasçıları adına verasette iştirakte olmak üzere kayıtlıdır. Bu  taşınmaz imar uygulaması sonucu 1619 ada 1 ve 27 parsellere gitmiş ve Rüştü  mirasçıları adına da tapuya tescil edilmiştir. Bilahare Rüştü mirasçılarından  Suna iştirak halinde bulunan Rüştü hisselerinin müşterek mülkiyete çevrilmesi  için Uşak Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 2003/886 Esas 2004/253 Karar sayılı davayı  açmış, dava sonucunda 26.02.2004 tarihli kararla Rüştü terekesi iştirak  halindeki mülkiyet durumundan paylı mülkiyet durumuna geçirilmiş ve 18.02.2005  tarihinde Rüştü mirasçılarının belirlenen paylarına göre tapuya tescil  edilmiştir.   
TMK'nun 677. ( MK. 612 ) maddesine göre terekenin tamamı veya bir kısmı  üzerindemiras payının  devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmenin geçerliliği  yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir  sözleşmenin geçerliliği TMK'nun 677. maddesine göre noterlikçedüzenlenmesine  bağlı ise de; TMK'nun yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2002 tarihinden önce yapılan  miras payının devrine ilişkin sözleşmelerin yazılı olması yeterlidir.   
Davacı Nurullah 15.02.1975 ve 15.12.1984 tarihli senetlerde yazılı bir kısım  yerleri Suna'dan satın almıştır. Rüştü mirasçılarından Suna da yine Rüştü  mirasçılarından olan Şerife ve İsmail' in babası Hüseyin'den miras payını  14.7.1977 tarihinde; Baki'nin babası Yusuf'tan 25.12.1974 tarihinde; Mübeccel,  Remziye, Sibel, Cenap'ın babaları Şehabettin'den de 20.3.1975 tarihinde;  Hikmet,İlknur, İlhan, Banu, Mehmet ve Meryem'in babaları Mustafa'dan da miras  hisselerini 13.12.1974 tarihinde yazılı senetlerle satın almıştır. Miras  hisseleri hakkında yapılan bu sözleşmeler MK'nun 612. maddesine göre geçerlidir.  Davacı Nurullah'ın Suna'yla yapmış olduğu sözleşme, mirasçılar arasındaki  sözleşmeye katılma yetkisi vermez. Ancak paylaşma sonucunda mirasçılara  özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar. Başka bir deyişle  Rüştü terekesi iştirak halinden 2005 yılında paylı mülkiyete dönüştükten sonra  davalılara özgülenen payları davacının talep hakkı doğmuştur. Bu anlamda davanın  toplanan delillere göre değerlendirilmesi gerekir.   
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle dava dışı Rüştü mirasçısı Suna'nın, Rüştü'  nün diğer mirasçılarından satın alıp bilahare davacı Nurullah' a 15.2.1975 ve  15.12.1984 tarihli senetlerle sattığı yerleri mevki ve hudutlarıyla belirlemek,  senetlerde bahsedilen özel parselasyon planını taraflardan istemek, kadastro ve  imar paftalarıyla çakıştırmak, satılan yerleri belirlemek, Suna'nın 23.03.2005  tarih, 2126 yevmiyle Nurullah'a yapmış olduğu 80/480 pay nispetindeki satışı göz  önünde bulundurmak, satış senetlerine göre alacağı başka bir yer bulunuyorsa  hisselerini Suna'ya devreden yukarıda isimleri geçen kişilerin payları  nispetinde davanın kabulüyle iptal ve tescile karar vermek olmalıdır.   
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz  itirazlarının kabulüyle eksik incelemeye dayalı usul ve kanuna aykırı olan  hükmün HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 14,00.- TL peşin harcın  istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi. 
  | 
        
         | 
       
      
        
          | 
        
         | 
        
          | 
       
     
     | 
   
  
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |