|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
17-08-2009, 11:32 | #1 |
|
avukatın bürosunda yapılan taksit sözleşmesi taahhüdü ihlal suçunu oluşturur mu
Borçlu A, takibi yapan avukatın ofisinde kesinleşmiş takipten dolayı taksit sözleşmesi yapar . Taahhüdü ihlalden dolayı dava açılmıştır.
İcra müdürü huzurunda alınmayan taahhüt geçersiz değil midir? Vekil,icra müdürünün hazırladığı tutanak gibi beyanı almış ve muhtemelen sonradan icra müdürü tarafından tutanak imzalanmış. Bu konudaki düşüncelerinizi bekliyorum. |
17-08-2009, 11:35 | #2 |
|
Böyle bir iddiayı nasıl kanıtlamayı düşünüyorsunuz?
|
17-08-2009, 11:49 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=6151 - Benzer <LI class=g style="MARGIN-LEFT: 3em">Taahhudu İhlal |
17-08-2009, 11:52 | #4 |
|
Sayın Kağan;
Taahhüt avukatlık bürosunda hazırlanmış olsa bile, imzaların İcra Müdürü huzurunda atılması gerekmektedir.Büroda alınan taahhütten dolayı açmış olduğunuz davadan beraat kararı çıkar.Uygulamada bu yönde Mahkeme kararları mevcut. Saygılar |
17-08-2009, 12:17 | #5 |
|
Asıl sorun da bu zaten.İmzaların İcra Müdürü huzurunda atılmadığını nasıl ispat edeceğiz?
|
17-08-2009, 13:34 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhabalar;
Eğer tutanağın altında borçlunun, alacaklı vekilinin ve icra müdürünün imzaları mevcut ise imzaların huzurda atıldığının kabulü gerekir. Bir tutanak düşünün ki usule uygun olarak, tarafların ve icra müdürünün imzalarını içeriyor ve borçlu "imzanın icra müdürü huzurunda atılmadığını" iddia ediyor. Ne kadar gerçekçi? Bu durumda ben de soruyorum:
|
17-08-2009, 13:44 | #7 |
|
Taahhüt haciz sırasında verilmiyor ve haciz zaptında yer almıyor.Bu durumda alınan taahüdü yine de İİK'da yer alan "Taahhüt" olarak niteleyip taahhüdü ihlal davası açılamaz diye düşünüyorum.
|
17-08-2009, 14:01 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Taahhüdün haciz sırasında verilmesi zorunluluğu yok ki. |
17-08-2009, 14:08 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
|
17-08-2009, 14:38 | #10 |
|
T.C.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/862 K. 2004/4654 T. 23.3.2004 • TAAHHÜDÜ İHLAL ( İcra Müdürünün Huzurunda Düzenlenmeyen ve İcra Müdürünün İmza ve Onayını İçermeyen Taahhüdün Hukuken Geçersiz Olması ) • TAAHHÜDÜN GEÇERSİZ OLMASI ( İcra Müdürünün Huzurunda Düzenlenmeyen ve İcra Müdürünün İmza ve Onayını İçermeyen Taahhüdün Hukuken Geçersiz Olması ) • İCRA MÜDÜRÜ HUZURUNDA DÜZENLENMEYEN TAAHHÜT ( Hukuken Geçersiz Olması ) 2004/m.340 ÖZET : İcra Müdürü'nün huzurunda düzenlenmeyen ve İcra Müdürü'nün imza ve onayını içermeyen taahhüd hukuken geçersiz olduğu gibi, ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm fer'ileri ile birlikte belirlenip gösterilmemiş olması nedeniyle de taahhüd geçersizdir. DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık Burhanettin 'in İİK.nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: KARAR : İcra Müdürü'nün huzurunda düzenlenmeyen ve İcra Müdürü'nün imza ve onayını içermeyen taahhüd hukuken geçersiz olduğu gibi, ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm fer'ileri ile birlikte belirlenip gösterilmemiş olması nedeniyle de taahhüd geçersizdir. Bu nedenle atılı suçun oluşmayacağının gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı olduğu şekilde mahkumiyete dair hüküm kurulması isabetsiz bulunduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün istem gibi BOZULMASINA, 23.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
17-08-2009, 14:48 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, sorudaki olayda icra müdürünün tutanakta imzası var. |
17-08-2009, 15:26 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
|
17-08-2009, 15:31 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yukarıda 2.mesajda onu sormuştum zaten.
|
17-08-2009, 15:59 | #14 |
|
İCRA İFLAS SUÇLARINDA YARGILAMA USULÜ Mustafa ARTUÇ Ağlı Hâkimi
Sayın Meslektaşımızın makalesinden alıntıdır. Duruşma Duruşma saatinde, hem müşteki veya vekili hem de sanık gelirse, bunla­rın geldiği ve duruşmaya açık olarak başlandığı, duruşma zaptına yazıla­rak duruşmaya başlanır. Eğer tensipte tanık çağrılmışsa, daha sonra tanık yok­laması yapılır. Tanık yoklamasından sonra, sanığın ve müştekinin kimlikleri ayrı ayrı tespit edilir ve tutanağa geçirilir. Özellikle sanığın açık kimliğinin tespiti yapılmadan, sanığın savunmasının alınması usule aykırıdır.26 Daha sonra, sanığa ve müştekiye şikayet dilekçesi okunur, sanığın üze­rine atılı suç anlatılır; sanığa CMUK’un 135’inci maddesindeki yasal hakları hatırlatılarak sanık CMUK hükümlerine göre sorguya çekilir.27 Sanık dinlendikten sonra müştekinin şikayet ve delilleri sorulur ve beyanı alınır. Sanık ve müşteki dinlendikten sonra imzaları duruşma tutanağına alın­maz. Eğer tanık çağrılmışsa, tanık duruşma salonuna alınarak kimliği tespit edilir ve tanıklığa engel hali olup olmadığı araştırılır, engel hali yoksa CMUK hükümlerine göre yemini yaptırılır. Yargıtay, tanığın kimliğinin tespit edil-memesini ve yeminin yaptırılmamasını bozma nedeni saymaktadır. Tanığın yemininden sonra, tanık dinlenir. Tensip ile birlikte istenilen nüfus ve sabıka kayıtları ile diğer belgelerin, tanık dinlendikten sonra, gelip gelmediğine bakılır; gelmişlerse duruşmada olan sanığa ve müştekiye bu belgeler okunur, şayet savunma veya gelen belgeler sonucu, başka delillerin de toplanması gerekiyorsa mahkeme o delilleri de top­lar. İcra iflas suçları ile ilgili olarak icra ceza mahkemesinde yapılan duruş­malarda, Cumhuriyet savcıları hazır bulundurulmaz (İİK 350/2 md.). Her ne kadar, icra tetkik merciilerinde yargılama, basit yargılama usulüne göre yapılmakta ve bu nedenle icra tetkik merciinde adlî tatil hükümleri uygu­lanmamakta ise de; icra tetkik merciileri icra suçlarının yargılanmasında, İcra ve İflas Kanununda ceza yargılaması ile ilgili hüküm bulunmayan hallerde CMUK hü­kümlerinin uygulanacak olması, CMUK’un 423/2’nci maddesine göre de tu­tuklu ve meşhut suçlar dışındaki suçlarda adli tatil hükümlerinin uy­gulanaca­ğının belirtilmesi, icra iflas suçlarının zamanaşımının kısa olmasının bu suçlara adli tatilde de bakılması sonucu doğurmayacağı nedenleriyle adli tatilde icra iflas suçlarıyla ilgili yargılama yapılamaz. |
17-08-2009, 16:12 | #15 |
|
Sayın Future, ben ne anlatmak istediğinizi anlayamıyorum. Aktardığınız makalenin bu sorunun yanıtlanmasında ne gibi bir yararı olduğunu açıklar mısınız?
|
17-08-2009, 16:19 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
İspat konusunda, tanık dinletilebilir mi diye düşündüm.Aklıma;"Tetkik Merciinin, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözerken tanık dinleyemeyeceği”kuralı geldi.Uygulamada istisnalarını inceledim.Makaleyi aktarmamdaki neden; İcra iflas suçlarından yapılan yargılama sırasında-örneğimizde "taahhüdü ihlal suçu" ispat vasıtası olarak tanık dinletilip dinletilemeyeceği idi.Kişisel olarak- eğer taraflara duruşma günü gönderilir:-ve dava konusu dosya üzerinden inceleme yapılmayıp,duruşmalı yapılırsa-taahhüdü ihlal davasında tanık dinlenebilir kanaatine vardım. |
17-08-2009, 18:19 | #17 |
|
Peki, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir evraktan bahsediyorsak, bu evrakın aksi ispat edilebilir mi?
|
17-08-2009, 18:40 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Tutanakların isbat kuvveti: aa-İcra tutanakları, tersi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir (İİK. mad. 8/III). Başka bir deyişle; icra tutanakları, MK. 7’de sözü edilen resmi sicil ve senetler kapsamındadır ve orada söylendiği üzere “kanıt” oluşturur, delildir, “karine” değildir.[26] İcra tutanaklarının tersini (aksini) kanıtlamak için “özel bir şekil” yasada öngörülmediği için, “senede karşı senetle isbat zorunluluğunu koyan” ve Medeni Kanunun -bugünkü şekliyle- “resmi sicil ve senetlerin içeriğinin doğru olmadığının isbatı,kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı değildir” diyen 7. maddesini değiştiren HUMK. mad. 290 gereğince “icra tutanakları bir hukuki işlemi belgeliyorsa -örneğin; borçlu icra dairesine gelerek, borcunu taksitle ödemeyi kabul ve taahhüt ederek, icra tutanağını müdür (ya da muavin) ile birlikte imzalamış veya alacaklı takip konusu borcu kısmen veya tamamen borçludan aldığını beyanla, takipten feragat ettiğini bildirip, tutanağı imzalamışsa- o zaman, bunun tersinin ancak yazılı (kesin) delille kanıtlanabileceğini kabul etmek gerekir.[27] Buna karşın tutanak, hukuki işlem dışında bir hukuki eylem ya da olaya ilişkin bulunuyorsa, bunun tersi her türlü delille ve bu arada tanıkla kanıtlanabilecek, ayrıca tutanağın sahteliğini ileri sürmeye gerek kalmayacaktır (MK. mad. 7).[28] Başka bir deyişle, imza eden taraf aleyhine bir senet niteliğini taşıyan tutanakların tersi, yazılı delille kanıtlanmalı ve bir yazılı delil başlangıcı var olmadıkça, usul hukukunun kabul ettiği zorunluluklar dışında, tanık dinlenmemelidir. Fakat; imza eden aleyhine bir senet niteliği taşımayan icra tutanaklarının tersi, her türlü delille kanıtlanmalıdır.[29] İcra tutanakları, belgelendirdikleri işlemler bakımından bir isbat koşulu mu, yoksa geçerlilik koşulu mudur? İsviçre hukukunda, tutanaklar bir “geçerlilik koşulu” olmayıp “isbat vasıtası”dır. Hatta o kadar ki, tek isbat vasıtası da değildirler. Tutanağa geçmemiş işlemler, başka delillerle kanıtlanabilirler. Bizim hukukumuzda da durum böyle olup kanunumuz sadece -538 sayılı Kanunun Hükümet Tasarısı Gerekçesinde de belirtildiği gibi- “tutanakların geçerliliği için, bu tutanaklarda kimlerin imzası bulunması gerektiğini” belirtmiş olup, icra işlemlerinin geçerliliği için tutanağın imzalı olması gerektiği ve hatta tutanağın düzenlenmesinde gereklilik bulunduğu yolunda bir hüküm öngörmüş değildir. Tutanak düzenlemek, icra dairesinin görevidir ve tutanağı düzenlememekten yahut usulü dairesinde yani imzayı içerecek şekilde düzenlememekten doğacak zararlardan da icra dairesinin ilgili memuru sorumlu olur. Fakat bu durum, icra dairesinin işleminin geçerliliğini etkilemez ve işlemin yapıldığının diğer delillerle kanıtlanmasına engel olmaz yani tutanak, kesinlikle yapıcı (inşai) bir değer taşımaz.[30] Yüksek mahkeme bu konuyla ilgili olarak; -“İİK. 8/III gereğince icra tutanaklarının aksinin ancak koşulların gerçekleşmesi halinde isbat edilebileceğini”[31] -“İİK. 8/III uyarınca icra ve iflas tutanaklarının aksi isbat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğunu”[32] -“İcra tutanağının aksini isbat etmenin kural olarak özel bir şekle bağlı olmadığını, ancak icra tutanağının bir hukuki işlemi belgelendiriyor olması halinde -örneğin; üçüncü kişi kefil olduğunu ikrar ederek tutanağı imzalamışsa veya borçlu icra tutanağında borcu ikrar etmiş ve tutanağı imzalamışsa- icra tutanağının aksinin yazılı delille isbat edilebileceğini, buna karşın maddi bir olaya dayanan iddianın -örneğin; ihalede ‘fazla artırım talebinin ihale tutanağına geçirilmediği’ iddiasının- tanıkla isbat edilebilece-ğini”[33] -“İhalenin ilanda belirtilen gün ve saatte yapıldığının ve ihale tutanağında ihalenin yapıldığı saati belirten yazının yanlışlıkla yazılmış olup olmadığının ‘ihale tutanağında imzası bulunan tüm kişilerin tanık olarak dinlenerek’ araştırılması gerekeceğini”[34] -“Haczedilip yediemine teslim edilen kumaşların cins ve niteliği konusundaki, haciz tutanağında yer alan kaydın -aksi kanıtlanmadıkça- tarafları bağlayacağını”[35] -“İcra tutanakları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan, ‘üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğuna’ dair bir kaydı içermeyen tutanağın, üçüncü kişi aleyhine yorumlanacağını”[36] -“Borçlunun ‘borcu kabul ettiğine ve ödeme emri tebliğine gerek bulunmadığı’na ilişkin tutanağa geçen beyanın kendisini bağlayacağını”[37] -“İcra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan, icra memuru huzurunda yapılan ve tutanakla tesbit edilen tebligatın geçerli olduğunu, tetkik merciinde, ‘tutanaktaki imzanın borçluya ait olmadığı’ konusunda inceleme yapılamayacağını”[38] -“İİK. 8 uyarınca, icra tutanakları aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğundan, ‘haciz sırasında hazır bulunduğunu’ tesbit eden tutanak nedeniyle, üçüncü kişinin, haciz (tutanak) tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak davası açması -ya da istihkak iddiasında bulunması- gerekeceğini”[39] -“Haczin hangi saatte uygulandığı hususunun, haciz tutanağı içeriğine göre çözümlenebileceğini”[40] -“İtiraz dilekçesinde havale tarihinin bulunmaması halinde, tutunakda “dosyaya konulduğu ”belirtilen tarihte, itiraz dilekçesinin verilmiş sayılacağını”[41] -“İhale tutanağından “üç kez bağırıldıktan sonra ihalenin yapılmış olduğu”nun açıkça anlaşılmaması halinde, bu koşulun gerçekleştiğinin -İİK. mad. 8/son gereğince- tanıkla kanıtlanması halinde, ihalenin feshine karar verilemeyeceğini”[42] -“Borçlunun ‘haciz uygulanacak makinaların kendisine ait olduğuna’ dair haciz tutanağındaki beyanının kendisini bağlayacağını”[43] -“İtiraz dilekçesinin verildiği hususunun icra tutanağına yazılmamış olması halinde, icra memurunun ‘itirazın süresinde yapıldığına’ dair beyanına dayanılarak, itirazın süresinde kabul edilemeyeceğini”[44] -“Borçlunun icra tutanağındaki -imzası inkar edilmemiş olan- ‘borcu kabul beyanı’ nın kendisini bağlayacağını ve bu beyanın İİK. 68/I. maddede öngörülen belge niteliğini taşıyacağını”[45] -“İcra memurunun, itiraz dilekçesine muhabere numarası koymakla yetinip, havale yazısının altını imzalamamış olmasının, borçlu aleyhine yorumlanamayacağını”[46] “İhalenin başlama saati ve yapılış şekli” konusunda ihale tutanağında yazılı olan hususların aksinin tanık beyanları ile ispat edilebileceğini”[47] -“Borçlunun icra tutanağındaki beyanının -kural olarak- kendisini bağlayacağını”[48] -“İcra tutanağının senet hükmünde olduğunu”[49] b e l i r t m i ş t i r … VI-Tetkik merciindeki duruşmada, daha önce ihtiyati haciz (ya da haciz) uygulanırken, icra memuru huzurunda borcu kabul etmiş olan borçlunun bu ikrarı (kabul beyanı) kendisini bağlar mı? İcra dairesinde, icra müdürü/yardımcısı önünde yapılan -ve icra tutanağına (İİK.mad. 8) geçirilerek, altı icra müdürü/yardımcısı/katibi[50] ile birlikte imzalanan- ikrar bir “mahkeme dışı ikrar” (HUMK.mad. 236/IV) sayılır.[51] Ancak, icra tutanağı bir hukuki işlemi belgelendiriyorsa -örneğin; borçlu icra tutanağında borcunu ikrar (kabul) ederek, bu beyanını imzalamışsa- o zaman icra tutanağı borçlu aleyhine senet niteliğine bürünür[52] ve tutanağın aksini isbat etmek ancak yazılı (kesin) delillerle mümkün olur (HUMK. mad. 290). |
17-08-2009, 18:54 | #19 |
|
Kamu görevlisi tarafından görevi gereği düzenlenen belgenin resmi belge olmasından ve resmi belgenin de sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olmasından yola çıkarak, aksinin ispatlanamayacağı yorumunu yapmıştım. Ancak yer verdiğiniz ve Yargıtay kararları ile desteklediğiniz yazıdan anlaşıldığı üzere, taahhüt tutanağı aksi ispatlanabilen bir belge niteliğinde. Ancak yine yazıdan anlaşıldığı üzere, taahhüt tutanağının aksi yine yazılı bir delille ispatlanabilir. Yani tutanağın aksi tanıkla ispat edilemez. Acaba yanılıyor muyum?
|
17-08-2009, 18:56 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben biraz daha araştırayım. ) |
18-08-2009, 10:22 | #21 |
|
Borçlu ile avukat arasında düzenlenen taahhüt tutanağı ancak icra müdürünün huzurunda imzalandığında ihlali yaptırıma bağlanabilir. Sayın meslektaşların sizin yönteminiz nasıl onu bilemem ama biz kendi programımızda borcu taksitlendiriyoruz ve daha sonra borçlu ile beraber gidip tutanağı icra memurunun huzurunda imzalıyoruz.Tutanağın en son bölümünü de icra memuru imzalıyor ve işlem tamamlanıyor.Böylelikle tutanak icra memurunun huzurunda düzenlenmiş gibi olmaktadır.
|
18-08-2009, 13:55 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Haricen yapılan ödemelerin icra dosyasına bildirilmemesi ve taahhüdü ihlal | anofta | Meslektaşların Soruları | 18 | 07-06-2017 18:35 |
taahhüdü ihlal? | avangardea | Meslektaşların Soruları | 10 | 24-10-2008 15:46 |
taahhüdü ihlal- | halilerdemir | Meslektaşların Soruları | 1 | 05-08-2008 14:44 |
Taahhüdü ihlal şikayetinden sonra yapılan ödeme | lawyerrr | Meslektaşların Soruları | 4 | 23-10-2007 11:16 |
Tazminat Davasında geçen ' Hüküm giymiştir' Cümlesi Hakaret Suçunu Oluşturur Mu? | Vedat74 | Meslektaşların Soruları | 4 | 08-06-2007 21:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |