24-07-2008, 22:05 | #61 |
|
bu arada çevre poitikası dersini alan var mı bilmiyorum ama ben aldığım için rahatlıkla gereksiz bir ders olduğunu soyleyebilirim
|
29-07-2008, 22:13 | #62 |
|
kesinlikle iktisat gereksiz !
|
03-09-2008, 15:26 | #63 |
|
Hukuk eğitiminde İstatislik (üstelik ingilizce) dersinin ne gibi bir önemi olduğunu anlatabilecek biri var mı?
|
10-09-2008, 01:17 | #64 |
|
işletme ekonomisi iktisat derslerini aldım birinci sınıfta bana bu derslerden birşey sorsanız bilemem.Bu belkide benim suçum ama ders işlendiği taktirde,hocanın derse gelip gazete okumasıyla iktisat öğrenilmez demi?yada dersde kendisinin üyesi olduğu kişisel gelişim kurslarının reklamlarını vererek o kursların konferanslarını gitmeyi zorunlu klarak sınav kağıtlarında sempozyuma katılanlara fazla puan vererek bu dersler öğrenilmez.Akademik kariyer sahibi bi hocanın böyle şeyler yapması sizce ne kadar etik? birde yök ün dersleri olan türk dili ve tarih derslerinin lise seviyesinde senelerce gördüğümüz bilgilereden ibaret olması bir hukukçuya ne kazandırabilirki?
|
10-09-2008, 09:52 | #65 | |||||||||||||||||||||||
|
|
11-09-2008, 12:35 | #66 |
|
Bakın özlem hanım roma dersini nasıl borçlar için temel alıyorsanız aynı şekilde genel kamu hukuku dersi hukuk bilmi için vazgeçilmez bi dersdir.Devlet denen olgunun varlığını oluşumunu temel hukuk görüşlerini bize veren bu ders bize türk hukuku dışında genel hukuk kavramı üzerinde bilgilendirmekte ve hukuki düşüncelerimizi temellendirmektedir.Biz genel kamu hukukunu 1. sınıfta aldık ve benim için hukuk fakültelerinde okutulması zorunlu derslerin başında gelir.
|
03-06-2009, 19:55 | #67 | |||||||||||||||||||||||
|
Türkçe ve inkılap tarihinin gereksiz olduğunu düşünmeyiniz,çünkü bir hukukçunun bilmesi gereken temel şeylerden biri Türkçedir ve her vatandaşın bilmesi gereken şey de İnkılap Tarihidir. |
04-06-2009, 00:05 | #68 |
|
İktisat,Roma Hukuku(Latince kavramların bana çok gereksiz gelmesi bakımından.)
İnkılap Tarihi ve Türk Dili'e lafım yok ancak bu derslerimize giren hocalarımızın çoğu ana derslermişçesine bizi zorlamaları bana tuhaf geliyor.Genel Kamu Hukuku'ndan bile geçtim İnkılap'tan kalmaktan korkuyorum o derece... |
20-06-2009, 22:59 | #69 | |||||||||||||||||||||||
|
Roma Hukukunu seviyorum, ama diğer yan dersler için aynısını söyleyemem. |
24-06-2009, 15:56 | #70 |
|
Türk dili ve inkılap derslerini bende gereksiz görüyorum.İlk öğretimde ve özelliklede lisede bu derslerden yeteri kadar eğitim aldığımızı düşünüyorum.Bu derslerin üniversitede yeniden verilmesinin öğrencinin zaten ağır olan yükünü artırmaktan ve extra strese sokmaktan başka birşeye yaramadığını düşünüyorum.
|
25-06-2009, 21:20 | #71 | |||||||||||||||||||||||
|
|
25-06-2009, 22:12 | #72 | |||||||||||||||||||||||
|
|
25-06-2009, 22:28 | #73 |
|
Sevgili Oğuzhan, dersin işe yaraması bir çok erkene bağlı. Ama o ders gereksiz bulunup kaldırılırsa, işe yaramayacağı kesin.
|
26-06-2009, 09:43 | #74 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Oğuzhan, Bu sene Selçuk Hukuk'da dersimize Ufuk Aşçı geldi. Belki sizin döneminizde farklıydı bilemiyorum ama özellikle ikinci dönem imla hataları ve yazım yanlışları konusunda çok faydalı oldu. Saygılar. |
26-06-2009, 10:11 | #75 |
|
uygulamayla farkını görünce hukuk eğitiminin tamamının gereksiz olduğunu düşünüyorum.
|
26-06-2009, 11:21 | #76 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu arada yeni kalktığımdan dolayı sabah diyorum, bazılarınız için günün yarısı bitti çoktan (: |
26-06-2009, 12:18 | #77 |
|
Roma Hukuku'nun yanında "Hitit Hukuku"nun da zorunlu ders olarak verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gününün koşullarına bakıldığında Roma Hukuk Sistemi'ne nazaran daha hümanist, daha hakkaniyetli bir hukuk sistemidir Hitit Hukuk Sistemi. Saygılarımla..
|
26-06-2009, 12:19 | #78 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-06-2009, 13:30 | #79 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-06-2009, 13:36 | #80 |
|
Hitit Hukuku'na ilişkin fikir olması açısından birkaç başlık altında Hitit uygarlığına ait hukuki düzenlemelerden örnekler sunuyorum:
Hapis yok, tazminat var Hitit yasalarında insan yaralama ve öldürmeye dair hükümlerde, yaptırım olarak ölüm cezası veya hapsetme yerine, tazminat cezası öngörülüyor. Tazminat cezası hükmünün ardında yer alan 'Suçu evinden uzaklaştırır' ifadesi kişileri bir nevi temize çıkarıyor. Günümüzde ise adli sicil kayıtları uzunca bir zaman tutuluyor. Kişinin tekrar sosyal yapı içerisinde yer edinmesini zorlaştırıyor. Suçta maddi ve manevi kast unsuru aranıyor. 'Eğer eli günah işlerse' ifadesi kazayla oluşan sonuç olarak değerlendiriliyor. Bu durumda tazminat cezası yarı yarıya düşüyor. Eylem teşebbüs aşamasında kalırsa Hititlerin deyimiyle 'fail eşikte yakalanırsa' tazminat yine yarı oranında indiriliyor. Kişi yaralanırsa parasal tazminat ve doktor masrafları ile bakım masrafları gibi zararları ödeniyor. Kadınlar ve köleler 'pozitif ayrımcılığa' tabi tutuluyor. Zararları tazmin ediliyor, daha düşük yaptırımlarla karşılaşıyorlar. Evlilik, nişanlılık yasası Hititlerden 1500 yıl sonra kurulan Roma İmparatorluğu'nda kadınlar 'yurttaş' bile sayılmazken, Hitit yasalarında kadın ve erkek eşitliği sağlanıyor. Nişanlılık, nişan bozma, evlilik, boşanma ve miras hukuku yasalarda düzenleniyor. Bu, evliliği bir akde bağlayan ilk yasa olarak kabul ediliyor. Yasaya göre, kadınlar, evlenecek kızlarıyla ilgili kararı babalarla birlikte veriyor. Nişan bağlayıcı değil. Boşanmayı iki taraf da isteyebiliyor. Çocuklar paylaşılıyor, herkesin malı kendisine kalıyor. 'Çevre' suçlarına ceza Toplumun geçim kaynağı olan bağlara, bahçelere, otlaklara, evlere, köylere, hayvanlara, kölelere, üretim araçlarına, su yollarına, göletteki kuşlara zarar verenler tazminat ödüyor. İşçi ücretleri belirlenirken işin süresi ve aşamaları dikkate alınıyor. Sabit ücret tarifesi kent ve köylerde geçerli oluyor. Böylece kent ve köylerin ekonomisine standart getiriliyor. Gaspta, mağduriyet gideriliyor. Diplomaside kadın izi Tarihte ilk devletlerarası barış antlaşması olan 'Kadeş' Mısır kralı II. Ramses ile III. Hattusali arasında imzalanmış. Kadeş anlaşmasında Kral III. Hattusili ve Kraliçe Puduhepa ayrı ayrı kendi mühürlerini kullanmışlardı. |
27-06-2009, 14:25 | #81 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
İnek Sağmanın Almancasını Öğrenmek Gereksiz mi?
Hukuk eğitimi konusundaki alanlara en fazla yazan THS üyeleri öğrenciler, tespit ettiğim kadarı ile. Eğitimleri konusundaki tartışmalara katılıp fikirlerini açıklamakta haklılar da. THS’nin öğrenci üyelerini kendi geleceklerini ilgilendiren bir tartışmaya katılıp kendi fikirlerini açıkladıkları için tebrik etmek gerekir. Kendi gelecekleri söz konusu olunca, neden ilgi duyup firkirlerini açıklamasınlar?
‘hukuk fakültesindeki bazı dersleri gereksiz görüyormusunuz’. başlığı altında tartışılan konuda fikirlerini yazan hukuk fakültesi öğrencilerine katkılarından dolayı teşekkür ediyorum ama bazı derslerin gereksiz oldukları konusunda ileri sürülen ve çoğunluğu öğrenci üyelerden gelen görüşlere, belirttiğim gerekçeye rağmen katılamıyorum. Şimdiye kadar bu alana yazılan 80 mesajdan 53ü THS'de öğrenci olarak işaretlenen üyelerden geliyor. Benim merak ettiğim konu, neden hukukla seneler boyu haşır neşir olan hukukçuların değil de, hukukla yeni tanışan ve hukuki uygulamayı derinliğine bilmeyen öğrencilerin bazı derslerin gerekli olup olmadıkları hakkında firkir yürüttükleri. Bazı derslerin gereksiz mi yoksa gerekli mi oldukları konusunda görüş belirtmeden önce konunun başlığını tam olarak açıklamak ve hukuk fakültelerinde verilen derslerin hangi amaca yönelik olduklarını açıklamak gerekir. Hukuk fakültelerinde okutulan derslerin amacı nedir? Öğrencilerin kolayca sınıf geçip, hukukçu sıfatını elde etmeleri mi? Öğrencilere meslek hayatlarında karşılaşmıyacakları bilgileri öğretmek mi? Sırf can sıkıcı diye, zor diye veya o dersi anlatan hoca iyi anlatmıyor diye bir ders gereksiz mi olur? Öğrencileri yaşamın zorluklarına hazırlamak için onlara altından kalkamıyacakları ve öğrenmede zorluk çekecekleri bilgileri öğretmeye çalışmak mı? Avukat, hakim ve savcı yetiştirmek mi? Bir dersin yararlı olup olmadığı nasıl anlaşılır? Yoksa: hukukçu yetiştirmek mi okutulan derslerin amacı? Ben amacın hukukçu yetiştirmek olduğu düşüncesindeyim. Eğer amaç hukukçu yetiştirmekse, hukukun ne olduğu ve hukukçunun kim olduğu, hukukçu olabilmek için nelerin gerekli olduğu sorularına cevap vermek gerekir. Hukuk bir sosyal bilimdir, toplum bilimidir. Böyle olunca da hukukçunun herşeyden önce toplumu toplum yapan etkenleri, toplumları ve toplumuları oluşturan bireyleri tanıması gerekir. Sırf yasa maddelerini öğrenmekle hukukçu olunmaz. Böyle olunca da şu ifadelere katılmak olanaksızlaşır:
Birde iki karşı görüş:
Öğrendiklerimden aklımda hiçbirşey kalmadı, hepsini unuttum diyenlere: İlkokulda, Ortaokulda, Lisede ve üniversitede öğrendiklerimden aklımda çok az şey kaldı, çoğunu unuttum. Buna rağmen zamanında öğrenipte unuttuğum bu şeylerin boşuna olduğunu iddia edemiyeceğim, sadece ben değil, hiçbir kimse iddia edemez, etse bile bu türden bir iddia doğru olamaz. Çünkü öğrendiğimiz birçok şey, belirli bir süre sonra unutsak bile, kişiliğimizin oluşmasında bir rol oynar, hiçbir iz bırakmadan silinip gitmez. Benim düşünceme göre eğitim ve öğrenimin en başta gelen amacı da budur, toplum fertlerine verdiği bilgi, eğitim ve öğretim vasıtasıyla onlara belirli bir kişilik vermek ve onları kendi amaç ve çıkarlarına uygun olarak yetişmek ister. Öğrendiklerimiz kişiliğimizin duvarlarını ayakta tutan harç, tuğla ve demirdir. Başka şeyler öğrenmiş olsaydık, kişiliğimizde başka türlü olacaktı. Aynı durum hukuk ve hukukçular için söz konusu. Toplumsal bir görev yüklenmiş olan hukukçu ve bu hukukçunun kimliği, eleştirel bir mantıkla yoğrulmak zorundadır bence. Eleştirel hukuk mantığının gelişmesinin en başta gelen koşulu ise toplumsal bir olgu olan hukukun tarihini, toplumdan topluma gösterdiği ayrılıkları ve ortak noktaları, hukukun toplumsal bir olgu olarak ortaya çıkıp yerleşmesinin gerekçelerini, hukuku temellendiren felsefi akımları, hukuka yön veren politik sistemleri ve kendisine özgü kavramları olan hukukun dilini, hukuki kişilik harcına katmaktan geçer. Bu alana her girişimde, Almanya’ya geldiğim ilk zamanlarda benimle beraber Almanca kursuna gelen bir arkadaşın söyledikleri geliraklıma: ‚Bana ‚sağmak fiilini (melken) öğretiyorlar. Bana ne faydası olur ki bunun?‘ Melken’in ne olduğunu öğrenmemin bana büyük faydası oldu; İnek sağmanın ne olduğunu öğrenmemiş olsaydım ‚insanların nasıl sağıldığının‘ Almancasını bilemiyecektim bu gün.
Sayın AvTürk, ortada bir sorun olduğu açık. Olayın püf noktası şu: hukuk eğitimi mi gereksiz, yoksa uygulamada birtakım aksaklıklar mı var? Eğitimi mi ortadan kaldıralım, yoksa eğitime ters düşen uygulamayı mı değiştirelim? Ben ikinci şıktan yanayım ve bu ikinci şıkkı gerçekleştirecek kişilerin yukarıda belirttiğim türden hukukçular olduğu düşüncesindeyim. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk Fakültelerinde Mesleki Ahlak Dersleri Okutulmalıdır | Av.Mehmet Saim Dikici | Hukuk Sohbetleri | 30 | 28-10-2010 12:05 |
Hukuk fakültelerinde neden alan dersleri dışındaki derslerde bile zorlarlar ki? | Av.Ali DURAK | Hukuk Lisans Eğitimi | 39 | 04-06-2009 17:08 |
Anayasamızdaki gereksiz hükümler. | av.adnanyilmaz | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 12 | 17-05-2007 16:31 |
Bazı Faydalı Hukuk Programları | symbazz | Hukuk ve Bilgisayar Yazılımları | 1 | 22-03-2007 06:14 |
İş Kanunu,kıdem İhbar Tazminatları Ve Gereksiz Sağlık Raporu | feyza | Hukuk Soruları Arşivi | 3 | 14-08-2002 10:54 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |