Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

alacağı parçalara bölerek ilamsız takip

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-11-2008, 10:18   #1
av.onur

 
Mutlu alacağı parçalara bölerek ilamsız takip

Forumu dikkatlice taradım ancak ne internette, ne forumda ne de yargıtay kararlarında bu konuyu irdeleyen bir şeye rastlayamadım.

Diyelim ki alacaklının 500.000-ytl alacağı olduğu iddiası var.

Bu alacağı istediği kadar farklı sayıda ilamsız takip yaparak borçludan istemesinin kanunen bir mahzuru olabilir mi sizce?

Zira vekalet ücretinin kademeli oranlanması gibi bir hadise varken arada oldukça büyük farklar olacaktır.

Ben araştırmamda herhangi bir mahsur göremedim ve bence de olmaması lazım ama sanki etik olarak hatalı gibi...

Mesela aynı sebebi göstererek borçludan 50.000-ytl istediniz önce o da ödedi icra dairesine.

Sonradan yine aynı sebebi göstererek 50.000-ytl lik bir takip daha yapıyorsunuz. Burada borçluda eğer itiraz edersem inkar tazminatı yeme ihtimalim ilk takibe itiraz etmeden ödemem sebebiyle arttı endişesiyle itiraz etmesi de zorlaşacaktır. Düşünsenize takip ekinde aynı belgeler, aynı konu.

Bu şekilde de borrçlu haksız yere normalde ödemesi gerekenden fazlasını ödemeyecek mi? Kötü niyet? Toplam alacağa ödeyeceğinden daha fazla vekalet ücreti ödeyememe? Fikirleriniz nedir? Ya harçlar?

Ne dersiniz?
Old 05-11-2008, 11:36   #2
av.23

 
Varsayılan

Daha önce bu konuyla ilgili bir yargıtay kararı okumuştum. Sanırım İstanbul Borosu dergisinde ama baktım bulamadım.Bu şekilde açılan bir icra takibine karşı yapılan itiraz neticesinde dosya temyiz edilmiş ve Yargıtay durumu MK.2 ye aykırı bulmuş yani alacaklının kötüniyetli olduğuna hükmetmiştir. Kararı bulursam eklerim kolay gelsin
Old 05-11-2008, 11:50   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Ayrıca olaya "hukuki yarar" açısından bakmak gerekiyor.

Hukukumuzda kısmi dava açılması mümkünse de bir alacağı birden fazla küçük parçaya bölerek dava açılması veya icra takibi yapılmasında hukuki yarar bulunmadığını düşünüyorum.

Hukuki yarar aynı zamanda bir dava şartıdır. Dava açılmayacak bir durumda icra takibi yapılması da düşünülemez, diye düşünüyorum
Old 05-11-2008, 11:59   #4
av.onur

 
Varsayılan

Evet arkadaşlar. teşekkürler. Ben de ayı fikirdeyim ancak bu yönde bir kararı bulamamam beni meraklandırdı.

Evet hukuki yarar yok. Ancak maddi menfaat sağlandıktan ve kanun aksini net olarak söylemediğinden bu konuda ancak bir içtihat yardımcı olabilir bize sanırım.
Old 05-11-2008, 12:08   #5
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

örneğin borçluya ait vadesi geçmiş on adet bono olduğunu düşünelim.Bu durumda hepsinin vadesi geçmiş olduğundan tek bir icra takibi mi yapılmalı?yoksa her bir bono için ayrı icra takibi açılabilir mi? (Sayın Onur'un dediği gibi icra vekalet ücreti nedeniyle)
Old 05-11-2008, 12:29   #6
av.onur

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Aybüke Kağan
örneğin borçluya ait vadesi geçmiş on adet bono olduğunu düşünelim.Bu durumda hepsinin vadesi geçmiş olduğundan tek bir icra takibi mi yapılmalı?yoksa her bir bono için ayrı icra takibi açılabilir mi? (Sayın Onur'un dediği gibi icra vekalet ücreti nedeniyle)

Bence farketmez. bu mantıkla yapılabilir.

Bu arada hesap yaptım. eğer 500.000 i tek takip yaparsan 26.300 , 10 takip yaparsan 48800, 140 ytl lik 2500 takip açarsan ( ki bu biraz fantezi) 499.000-ytl icra vekalet ücreti hakediliyor.
Old 05-11-2008, 12:39   #8
MeRReM

 
Varsayılan

bu konu üzerinde bende düşünmüştüm. Bendeki sıkıntı vekalet ücretinin oranının değişmesi değil, alacaklının şahit haricinde elinde alacağına istinaden bir belge olmamasıydı..

toplamda 1300 YTL alacağı vardı, bunu itiraz edilmesi durumunda şahitle ispat ederek itirazın kaldırılabileceğini düşünerek 430'ar YTL den 3 icra takibiyle yapılmasına engel bir durum varmı yokmu merak etmiştim..
Old 05-11-2008, 13:14   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Aybüke Kağan
örneğin borçluya ait vadesi geçmiş on adet bono olduğunu düşünelim.Bu durumda hepsinin vadesi geçmiş olduğundan tek bir icra takibi mi yapılmalı?yoksa her bir bono için ayrı icra takibi açılabilir mi? (Sayın Onur'un dediği gibi icra vekalet ücreti nedeniyle)

Yasal olarak bir engel olmasa da; meslek etiğine aykırıdır. Ben borçlu vekili olursam ve siz bu şekilde takip yaparsanız, gözünüzün yaşına bakmam baroya şikayet ederim.

Alıntı:
Yazan MeRReM
bu konu üzerinde bende düşünmüştüm. Bendeki sıkıntı vekalet ücretinin oranının değişmesi değil, alacaklının şahit haricinde elinde alacağına istinaden bir belge olmamasıydı..

toplamda 1300 YTL alacağı vardı, bunu itiraz edilmesi durumunda şahitle ispat ederek itirazın kaldırılabileceğini düşünerek 430'ar YTL den 3 icra takibiyle yapılmasına engel bir durum varmı yokmu merak etmiştim..

Pratikte uygulayamayacağınız bir yöntem. 430 YTL lik davada dinlenecek olan şahit nasıl beyanda bulunacak?

a- "Davacının, davalıdan 430 YTL alacağı bulunmaktadır." Bu durumda bakiye alacak için yeni bir dava açma şansınız bulunmamaktadır.

b- "Davacının, davalıdan 1300 YTL alacağı bulunmaktadır." Bu durumda mahkeme re'sen görevsizlik kararı verecektir. Yani başa döneceksiniz.

c- "Davacının, davalıdan fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 430 YTL alacağı bulunmaktadır." der mi?
Old 05-11-2008, 13:29   #10
MeRReM

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Yasal olarak bir engel olmasa da; meslek etiğine aykırıdır. Ben borçlu vekili olursam ve siz bu şekilde takip yaparsanız, gözünüzün yaşına bakmam baroya şikayet ederim.



Pratikte uygulayamayacağınız bir yöntem. 430 YTL lik davada dinlenecek olan şahit nasıl beyanda bulunacak?

a- "Davacının, davalıdan 430 YTL alacağı bulunmaktadır." Bu durumda bakiye alacak için yeni bir dava açma şansınız bulunmamaktadır.

b- "Davacının, davalıdan 1300 YTL alacağı bulunmaktadır." Bu durumda mahkeme re'sen görevsizlik kararı verecektir. Yani başa döneceksiniz.

c- "Davacının, davalıdan fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 430 YTL alacağı bulunmaktadır." der mi?


sayın üstadım farklı alışverişler söz konusuysa filan tarihte x satışından dolayı 300-400.. gibi beyanda bulunup diğer dosya icin farklı tarihteki farklı alışveriş.. şeklinde beyanda bulunabilir diye düşünüyorum

benim olayım köyde süt toplayıcısının yaptığı bir düzendi, köylüden birkaç kez sütü alip sonra alacağın yok demiş..


bu arada vadesi geçmiş 4 bono icin 4farklı icra takibinden dolayı alacaklı vekilini ne sebeple baroya şikayet edebileceğinizi merak ettim sayın Ergin?
Old 05-11-2008, 14:01   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan MeRReM

bu arada vadesi geçmiş 4 bono icin 4farklı icra takibinden dolayı alacaklı vekilini ne sebeple baroya şikayet edebileceğinizi merak ettim sayın Ergin?

Soruda 10 adet vadesi geçmiş bonodan söz edilmektedir. 4 tane de olsa, avukat doğruluk ve dürüstlük kuralına aykırı davranamaz.Vadesi geçmiş senetleri ayrı ayrı icra takibine konu ederek, borçlunun(hatta müvekkilin) fazla harç ödemesine, borçlunun fazla vekalet ücreti ödemesine neden olmaktadır.
Old 05-11-2008, 14:17   #12
MeRReM

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Soruda 10 adet vadesi geçmiş bonodan söz edilmektedir. 4 tane de olsa, avukat doğruluk ve dürüstlük kuralına aykırı davranamaz.Vadesi geçmiş senetleri ayrı ayrı icra takibine konu ederek, borçlunun(hatta müvekkilin) fazla harç ödemesine, borçlunun fazla vekalet ücreti ödemesine neden olmaktadır.

Vallahi üstadım aynı alacaklı ve borçluya ait bonoları çokca ayrı ayrı koydum. tamam belki müvekkilime daha fazla harç ödettim ama sebep vekalet ücretini çoğaltmaktan ziyade mal beyanı ile 10 ar günden toplu hapis cezası ile KESİN çözüme ulaşmaktı..

tabi eskide kaldı o günler..
Old 06-11-2008, 12:09   #14
emrahcevik

 
Varsayılan mk. m.2'ye açıkça aykırı değildir

MEDENİ KANUN 2. MADDESİNE AÇIKÇA AYKIRI DEĞİLDİR.

aykırı olduğunu düşünenler ne açıdan aykırı olduğunu da açıklamalılar.
Old 06-11-2008, 12:26   #15
av.onur

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan emrahcevik
MEDENİ KANUN 2. MADDESİNE AÇIKÇA AYKIRI DEĞİLDİR.

aykırı olduğunu düşünenler ne açıdan aykırı olduğunu da açıklamalılar.

Esasen Medeni Kanun 2. maddesi, bizim solid anlamda anladığımız "iyi niyetli insan" sosyal davranışının tam karşılığı değildir. Esasında o belirttiğimiz davranış çoğu zaman etik kuralları kapsar. BİR DAVRANIŞ HUKUKA UYGUN AMA ETİĞE AYKIRI OLABİLİR. ZİRA AHLAK VE ETİK KURALLAR FARKLI DÜŞÜNÜŞLERDE AYNI ANLAMLARDA DEĞİLDİR.
Dolayısı ile bir hukuki işlemin Medeni kanun 2. maddesine aykırı olması ile etiğe aykırı olmasını karıştırmadan somut hukuki durumu mk 2 ye göre değerlendirmek gerekir şeklinde düşünüyorum ben de....

Dolayısı ile mk 2 ye aykırılık sebebi de açıklanmalı...
Old 06-04-2010, 13:00   #16
halit pamuk

 
Varsayılan

11. Hukuk Dairesinin 2007/5188 E ve 2008/645 K nolu 29.01.2008 tarihli kararını okuyunca buraya eklemek gereği duydum:

"Kısmi dava açılmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte; hakim tarafından resen uygulanması gereken iyiniyet kuralına, taraflar ve avukatların da uyma yükümlülüğü gözetildiğinde; alacağın küçük parçalara bölünmek suretiyle ayrı ayrı davalara konu yapılıp birden fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava hakkının kötüye kullanılmasının yukarıdaki hukuksal ilkeler ışığında korunmasına olanak bulunmadığı ve bu yönünün kamu düzeninine ilişkin olduğu gözetilmeksizin...."
Old 06-04-2010, 13:09   #17
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
11. Hukuk Dairesinin 2007/5188 E ve 2008/645 K nolu 29.01.2008 tarihli kararını okuyunca buraya eklemek gereği duydum:

"Kısmi dava açılmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte; hakim tarafından resen uygulanması gereken iyiniyet kuralına, taraflar ve avukatların da uyma yükümlülüğü gözetildiğinde; alacağın küçük parçalara bölünmek suretiyle ayrı ayrı davalara konu yapılıp birden fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava hakkının kötüye kullanılmasının yukarıdaki hukuksal ilkeler ışığında korunmasına olanak bulunmadığı ve bu yönünün kamu düzeninine ilişkin olduğu gözetilmeksizin...."

"Yukarıdaki hukuksal ilkeler"i de keşke ekleyebilseydik, çok daha etkileyici olurdu.
Old 06-04-2010, 14:27   #18
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
"Yukarıdaki hukuksal ilkeler"i de keşke ekleyebilseydik, çok daha etkileyici olurdu.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/5188
Karar: 2008/645
Karar Tarihi: 29.01.2008

ÖZET: Alacağın küçük parçalara bölünmesi suretiyle ayrı davalara konu yapılıp, birden fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava hakkının kötüye kullanılmasının iyiniyet kurallarıyla korunmasına olanak bulunmadığı ve bu yönün kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilmelidir.

(4721 S. K. m. 2) (1086 S. K. m. 438)

Dava: Davacı, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, tasarruf teşvik alacağı ve nema tutarlarının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: Davacı tarafından, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla, 20.00 YTL'nin tahsili istemiyle açılan cava sonuca verilen kabul karan, 16.11.2006 tarihinde kesinleşmiş olup; saklı tutulan haklar tutarını oluşturan 163,94 YTL'nin tahsiline yönelik eldeki dava ise, 22.06.2006 tarihinde açılmış ve her iki dava sonucu kurulan hükümde de, davacı taraf yararına, karar tarihinde geçerli tarife uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.

<Medeni Kanunda yer alan dürüstlük ilkesi (TMK m. 2) genel bir hukuk ilkesi olup usul hukukunda da geçerlidir... Devletin bir kurumu olan mahkemenin haksız, hileli ve kanuna aykırı şekilde bir yargılama ile uyuşmazlığı çözümlemesi düşünülemez. Ayrıca dürüstlük kuralı, kamu yararı açısından da dikkate alınmayı gerektirir. Çünkü, davanın usûl ekonomisine uygun şekilde sonuçlanması, ancak dürüstlük kuralının medeni usul hukukunda da geçerli olması ve hakim tarafından kendiliğinden nazara alınmasıyla mümkün Olur.> (Prof. Dr. Hakan Pekcamtez/Prof. Dr. OĞUZ Atalay/Doç. Dr. Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku, 6. Bası, Ankara 2007, s. 275-277)

Kısmi dava açılmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte; hakim tarafından re'sen uygulanması gereken iyiniyet kuralına, taraflar ve avukatların da uyma yükümlülüğü gözetildiğinde; alacağın küçük parçalara bölünmesi suretiyle ayrı davalara konu yapılıp, birden fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava hakkının kötüye kullanılmasının, yukarıdaki hukuksal ilkeler ışığında korunmasına olanak bulunmadığı ve bu yönün kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilmeksizin, davalı Kurumun toplam borcun çok üzerinde vekalet ücreti ve yargılama gideriyle sorumluluğuna yol açılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.

Sonuç: Hüküm fıkrasının yargılama gideriyle vekalet ücretine ilişkin (3) ve (4) numaralı bentlerinin hüküm fıkrasından silinmesine, yerine <3-Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,> ibaresinin yazılmasına ve kararın bu haliyle düzeltilerek ONANMASINA, 29.01.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Old 06-04-2010, 16:19   #19
mantis

 
Varsayılan MK. 2'ye "aykırılık sebebi" sorusu...

Bu notları şu adreste gördüm. Ders notları imiş, buraya aktarıyorum:


Hakların Kullanılması ve Dürüstlük Kuralına Uyma Zorunluluğu (objektif Hüsnüniyet)

I) Bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralına uyulması zorunludur.
II)Hak sahibi hakkını kullanmada tümüyle serbest değildir. Hakkın bunların tanınmasındaki amaca uygun olarak kullanılması gerekir. Bir hakkın amacına aykırı olarak kullanılası dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz ve böylece o hak kötüye kullanılmış olur.
Hakkın Kötüye Kullanıldığının Belirten Unsurlar:
aa)Hakkın kullanılmasında meşru bir menfaat bulunması:
Bir hakkın hak sahibine meşruu bir menfaat sağlamak için değil de bir başkasını zarara uğratmak güç duruma düşürmek veya gayrı meşru kazanç sağlamak üzere kullanılması halinde hak kötüye kullanılmış olur.
bb)Hakkın kullanılmasının sağlayacağı menfaat ile başkasına vereceği zarar arasında aşırı oransızlık olması
cc)Kendi Ahlaka aykırı davranışına dayanarak hak kullanılması
Şahsın karşı tarafı oyalayarak bir zamanaşımı süresi veya hak düşürücü süreyi geçirttikten sonra bunları savunması hakkın kötüye kullanılmasıdır.
dd)Uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunulması
Bir hukuki ilişkide bir kimse davranışı ile karşı tarafta esaslı bir güven uyandırdıktan sonra artık bu davranışına ve güvene aykırı bir tutum takınamaz. Aksi takdirde bu tutum hakkın kötüye kullanılmasına yol açar.
Hakkın Kötüye Kullanılmasının Sonucu(yaptırımı):
Hakkın kötüye kullanılmasının kanunen korunmasının her şeyden önce kötüye kullanılan hakka dayanan taleplerin veya savunmaların nazara alınmaması şeklinde gerçekleşir. Bazen kötüye kullanılan haktan zarar gören kimseye bu zararını gidermek üzere bir dava hakkı tanınarak hakkı kötüye kullananın davranışı yaptırıma bağlanmış olur. Zararın önlenmesi zarar verici durumun giderilmesi davaları olabileceği gibi tazminat davası da olabilir.
IV)Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağının Uygulama Alanı
1)Kanunun yorumlanmasında ve boşlukların doldurulmasında
Hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığını anlamak için dürüstlük kuralına bakıldığı gibi bu hakkı sağlayan kanun hükmünün yorumlanmasında da bu kurala bakılır. Yorumla anlamı tespit edilen hükmün uygulanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı ve böyle bir hükmün uygulanmasını istemenin hakkın kötüye kullanılması olduğu gibi durumlarda hakim söz konusu hükmü uygulamaması ve ortaya çıkan örtülü boşluğu doldurması gerekir.
2)Kanuna Karşı Hilenin Önlenmesinde:
Bir emredici hukuk kuralına aykırı bir fiile veya hukuki işleme uygulanacak yaptırımı bertaraf etmek için hukuken caiz olan başka yollara başvurarak aynı hukuki sonuca ulaşmayı “kanuna karşı hile” denir. Kanuna karşı hilenin yaptırımı hile ile amaçlanan kanuni korumadan mahrum olmaktır. Hükmün doğrudan ihlalinin yaptırımı ne ise kanuna karşı hile ile ihlalinin yaptırımı da odur.
3)Hukuki İşlemin oluşması yorumlanması ve tamamlanmasında
a)Bir hukuki muamelenin varlığının tayininde ve oluşan bir hukuki işlemin yorumlanmasında önemli bir rol oynayan güven prensibi dürüstlük kuralına dayanır.
aa)Bir şahsın bir davranışı dürüstlük kuralı uyarınca kendisine yapılmış bir irade beyanı sayan kimseye, sözü geçen davranışın irade beyanı unsurlarını taşımasa dahi irade beyanı gibi sonuç doğurur.
bb)Hukuki muamelenin yorumunda da bir irade beyanına verilecek anlam muhatabın dürüstlük kuralına göre bildiği ya da bilmesi gereken bütün unsurları değerlendirerek vereceği anlam olarak kabul edilir.
b)Yapılan yorum ancak hukuki muameledeki hükümleri açıklar. Meselenin çözümüne ait esaslar hukuki muamelede yer almayabilir. Bu takdirde hukuki muamelenin boşluğu söz konusu olur. Doldurulası için kanunun yedek hukuk kurallarına başvurulması gerekir. Bu da yoksa hakim dürüstlük kuralına göre tarafların farazi idaresini tayin ederek doldurur.
Old 06-04-2010, 18:03   #20
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
"Yukarıdaki hukuksal ilkeler"i de keşke ekleyebilseydik, çok daha etkileyici olurdu.

Yukarıda 11 no.lu mesajda yazmışım. Yargıtay biraz değiştirmiş "iyiniyet" demiş.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ilamsız takip law in law Meslektaşların Soruları 4 30-04-2008 20:29
ilamsız takip av_sibelll Meslektaşların Soruları 11 18-04-2008 10:01
kira alacağı ilamsız takip yetki denipre Meslektaşların Soruları 2 11-02-2008 18:03
ilam-ilamsız takip avhalit Meslektaşların Soruları 11 04-04-2007 22:10
İpotekli Kredi Alacağı-Aynı anda kefil aleyhine ilamsız takip-Vekalet Ücreti Av.Ender Meslektaşların Soruları 7 03-01-2007 17:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07722211 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.