Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İdari Para Cezasına Karşı Sulh Cezada Yapılan İtiraz Başvurusunun İdari Yargıda Dava Açma Süresini Durdurup Durdurmayacağı Meselesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-12-2024, 18:15   #1
MustafaSaidOkur

 
Varsayılan İdari Para Cezasına Karşı Sulh Cezada Yapılan İtiraz Başvurusunun İdari Yargıda Dava Açma Süresini Durdurup Durdurmayacağı Meselesi

Sayın üstatlarım hepinize merhabalar,

Müvekkile 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından bir idari para cezası uygulandı. Kararda, 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine itiraz edebileceğimiz belirtilmiş. Biz süresi içinde sulh ceza hakimliğine itirazımızı gerçekleştirdik, ne var ki başvurumuz, üstelik 1-2 cümlelik ve gerekçe dahi denemeyecek bir gerekçeyle reddedildi. Şuan, yine süresi içinde, takip eden numaralı sulh cezaya başvurduk ve fakat sonucun değişeceğini düşünmüyorum.

Sorum şu: Bize idari para cezası 10 Ekim 2024 tarihinde tebliğ edildi ve biz 14 Ekim 2024 tarihinde kabahatlar kanunu kapsamındaki başvurumuzu yapmış bulunduk. Bilindiği üzere, İYUK m 7 kapsamında, bir de 60 günlük bir dava açma süresi bulunuyor. 60 gün diyorum zira dosyayı ilk derece mahkemesi olarak görmeye görevli merci Danıştay. Acaba, bizim sulh cezaya yapmış olduğumuz itiraz başvurusu, bu 60 günlük dava açma süresini durdurmuş mudur?

Mantığım, başvurumuzun söz konusu dava açma süresini durdurmuş olması gerektiğini söylüyor fakat konuyla ilgili tecrübesi olan üstatlarımdan bilgi almak istedim.

Saygılarımı sunarım.
Old 15-12-2024, 00:56   #2
Furkan Terzioğlu

 
Varsayılan

Görevli olmayan yerlere başvurma:

Madde 9 – 1. Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.

2. Adli yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir.

Sulh Ceza Hakimliği görevsizlik nedeniyle mi reddetti? Kararın kesinleşmesine müteakip Danıştay'a başvuru yapabileceğinizi düşünüyorum.
Old 15-12-2024, 17:59   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

İdari para cezası, idari yaptırım türlerinden birini oluşturur. (5326 s.Kabahatler K.m.16)
6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda, idari para cezasına itiraz veya iptal konusunda görevli mahkemenin hangi mahkeme olacağı gösterilmemiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, görevli mahkemenin tayininde Kabahatler Kanunu hükümlerinin dikkate alınacağı açıklanmıştır.

Böylece;

1.6585 sayılı kanuna göre verilen idari para cezasına karşı açılan davada görevli mahkeme özel kanununda belirtilmediğine göre, davanın görüm ve çözümünde, Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrası uyarınca Sulh Ceza Mahkemesi görevli olduğundan, sorulan olayda idari yargıya gidilmesi söz konusu olamaz.

2.Sulh Cezanın kararına karşı soruda değinildiği gibi CMK hükümlerine göre adli yargıda itiraz edilebilir.

3. İdari para cezası yanında ayrıca idari yargının görev alanına giren başkaca idari yaptırım da uygulanmış olsaydı , o takdirde davanın adli yargıda değil, doğrudan 60 günlük süre içinde idari yargıda açılması gerekirdi. (5326 s.Kabahatler K.m.27/8) Bu durumda idari yargı hem idari para cezası ve hem de diğer idari yaptırıma itirazı birlikte incelerdi.

4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin yargı yeri yönünden görevsizlik kararı vermesi durumunda ise Furkan Terzioğlu'nun ifade ettiği gibi İYUK m.9’daki sürelerden yararlanılarak idari yargıya gitme imkanı bulunmakta ise de,olayda görevsizlik kararı değil esastan ret kararı verildiği anlaşılıyor.
Old 15-12-2024, 22:58   #4
MustafaSaidOkur

 
Varsayılan

Sayın Furkan Terzioğlu ve Sayın Yücel Kocabaş üstatlarım,

Öncelikle yanıtlarınız için çok çok teşekkür ederim.

Yanıtlarınızdan, sorumu kısa tutmaya çalışırken bazı önemli detayları belirtmeyi atladığımı fark ettim. Şöyle ki,

Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, 2024 yılının Temmuz ayında toplanıyor ve yaklaşık 50 tane şirkete idari para cezası verilmesine dair bir karar alıyor. Bugüne dek, söz konusu karar bize tebliğ edilmedi ve biz kararın içeriğini görmedik. Anılan bu karar üzerine, Ekim 2024'teyse, bize, anılan toplantıda alınan karara atıfta bulunulan bir idarî para cezası düzenleniyor ve ceza tebliğ ediliyor. Bu itibarla, ben, bugüne kadar, ortada 2 tane ayrı işlemin mevcut bulunduğunu düşündüm (bu düşüncem hatalıysa lütfen belirtiniz).

Bize tebliğ edilen idari para cezasında, sulh ceza hakimliğine itiraz etmemiz gerektiği belirtiliyordu ve biz, sorumda bahsettiğim gibi, şuan, esastan red kararını veren ilk sulh cezayı takip eden numaralı sulh ceza hakimliğine başvurmuş durumdayız. Eğer bu da aleyhimize sonuçlanırsa, kanun yararına bozmaya başvuracağız.

Fakat dediğim gibi, ben ortada 2 ayrı işlem olduğunu düşündüğüm için, acaba söz konusu dayanak işleme karşı yapılabilecek bir şey vardı da süresini kaçırdım mı diye endişe içindeyim. Bu endişeye kapılmamın nedeni de şu: Danıştay'ın, hem haksız fiyat değerlendirme kurulunun bir araya gelerek birçok şirket için idari para cezası kesilmesine karar verdiği işlemin hem de bu işleme dayanılarak davacı şirkete kesilen idari para cezasının iptalinin birlikte talep edildiği davalarda, dayanak işlem için Danıştay'da dava açılması, idari para cezası içinse sulh ceza hakimliğine başvuruda bulunulması gerektiğine dair kararları mevcut (örneğin, Danıştay 2. Dairesi, 2021/18409 E, 2021/3659 K). Yalnız şunu da eklemek isterim ki, anladığım kadarıyla Danıştay'ın da bu konuda kafası karışık. Zira, az evvel künyesini paylaştığım karara çok çok yakın tarihli ve hem haksız fiyat değerlendirme kurulu yönetmeliğinin birkaç maddesinin hem de haksız fiyat değerlendirme kurulunun toplanıp birçok şirket için idari para cezası düzenlenmesine karar verdiği işlemin birlikte iptali için açılan bir dava hakkındaki kararında (Danıştay 2. Dairesi, 2021/18107 E, 2021/4964 K), yönetmeliğin ilgili hükümlerinin iptali için Danıştay'da dava açılması gerektiği, buna mukabil, kurulun toplanıp birçok şirket hakkında idari para cezası kesilmesine karar verdiği kararın iptali içinse sulh cezaya gidilmesi gerektiği ifade olunuyor.
Old 15-12-2024, 23:37   #5
Furkan Terzioğlu

 
Varsayılan

Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunun yapmış olduğu toplantıda aldığı kararın idari para cezasına ilişkin birel işlemin hazırlık işlemi olduğunu, bu sebeple tek başına icrai niteliğinin olmadığını ve dava konusu edilemeyeceğini düşünüyorum ancak bu çok üstünkörü bir tespit eğer toplantı kararı sadece idari para cezasına ilişkin birel işlemin kurulmasına yönelik tespitler içermiyorsa dava edilebileceğini düşünüyorum. Toplantı kararının içeriği önem arz ediyor.

Sulh Ceza Hakimliğine yaptığınız itirazda toplantı kararının celbini talep ettiniz mi? veya Hakimlik re'sen bunu celp etmedi mi?

Dava açma süresi konusunda bahsettiğinize birebir benzer bir davam olmuştu. İlk işlem (sizin olayınızda toplantı kararı) tarafımıza tebliğ edilmemişti ve içeriğinden habersizdik ancak ilk işlemi dayanak alan ikinci işlem (sizin olayınızda idari para cezasına ilişkin birel işlem) tarafımıza tebliğ edilmişti. İkinci işleme dava açma süresi geçtikten sonra ilk işlemi Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca elde ederek ikinci işleme dava açmıştım. Süre ret kararı verildi. Kanun yolunda sürelerin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlaması gerektiğini, ikinci işlemin sadece atıf yapması nedeniyle dava dilekçesinde argüman oluşturabileceğimiz veri vermediğini, her ne kadar ikinci dilekçe hakkımız olsa da idarenin cevap vermemesi halinde bunu kullanmamızın mümkün olmadığını, idari işleme karşı davayı sağlıklı bir şekilde ikame edebilmek için dayanak işleme ulaşmamız gerektiğinden vs. bahsetmiştim ama yine ret almıştım.
Old 16-12-2024, 14:44   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sözü edilen Danıştay 2 .D.sinin 2021/18409-3659 sayılı kararı Değerlendirme Kurulunun ilke kararları ile ilgilidir. İlke kararları muhatap ismi belirtilmeksizin genel ve soyut kuralları düzenleyen “düzenleyici işlem” grubuna dahil kararlar olup, ilke kararları işleminin denetleme merciin idari yargı olacağı açıktır.

Buna karşın ben de , somut olaydaki Düzdenleme Kurulu kararının ilke kararı niteliğinde olmadığı, ismi belirli bir gruba yönelik,idari para cezasına hazırlık ve para cezasının eki niteliğinde birel(bireysel) bir işlem niteliğinde bir karar olduğu ve tek başına icrai bir sonucunun bulunmadığı kanısındayım.

Nitekim Danıştay 2.D. si 20.6.2023 T. 2023/1749 E. 2023/3636 K. Sayılı kararında “idarenin ,idari para cezası uygulanmasına ilişkin işlemi ile bildirilen Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemiyle” açılan davada davacının “İptali istenilen idari işlemin, davalı idarece tek yanlı olarak düzenlenen ve ulusal ve yerel marketlere ilişkin haksız fiyat artışına dair idari para cezalarını belirleyen genel bir düzenleyici işlem olarak tesis edilen idari işlem niteliğinde bir kurul kararı olduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idari yargının görevli bulunduğu “ iddiası kabul görmemiş ve “davanın ilk cevabımdaki gerekçeye dayalı olarak adli yargıda görüleceğini kararlaştırmıştır.

Bu yönden Değerlendirme Kurulunun dayanak kararı hakkında ilk cevabımdaki gibi idari yargıya gitmeye gerek olmadığını düşünüyorum.

Bunun yanısıra yönetmelik hükümlerinin iptali için idari yargıya başvurulması gerektiği görüşüne katılıyorum. Ancak bence olaya uygulanan yönetmelik hükümleri kanunda da yer almış hükümlerden ibaret olsa gerek. Ortada yönetmelik olmasa kanunda dahi Denetleme Kurulunun belirtilen idari para cezalarını uygulama yetkisi bulunmaktadır. Burada yönetmeliğin hangi maddesinin hangi nedenle iptalinin talep edilebileceğinin ve buna gerek olup olmadığının etralıca düşünülmesi gerekir.

Yönetmelik gibi düzenleyici işlemlere karşı davalarda dava açma süresi , yönetmeliğin ilan tarihinden itibaren başlar. Düzenleyici işlemin ilgiliye uygulanması durumunda , uygulama işleminin yazılı olarak bildirilmesi üzerine dava açma süresi yeniden doğar. Bu durumda yönetmeliğin iptali için 60 günlük süre idari para işleminin tebliği ile başlar şeklinde gözüküyor. İYUK’daki sürelerin hak düşürücü süre olası itibariyle kanunda bir açıklık olmadıkça kesilmesi veya durması söz konusu olamaz. Yasalarda uygulama işleminin iptali için adli yargıda dava açılmasının düzenleyici işlemmin süresini durduracağı veya keseceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdari Para Cezasına karşı SGK'ya yapılan zorunlu başvuruya SGK'nın cevap verme süresi ve dava süresi başlangıcı bettercallme Meslektaşların Soruları 2 13-12-2024 16:06
İdari Para Cezasına İtiraz ARN Meslektaşların Soruları 12 02-04-2016 09:18
İdari Para cezasına karşı sulh ceza mahkemesine Vekaletnamesiz Itiraz... avenginakbaba Meslektaşların Soruları 14 03-08-2011 17:43
İdari Para Cezasına Karşı Dava- Harç Miktarı- Acil!!!!! avegunduz Meslektaşların Soruları 2 20-02-2008 10:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05639505 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.