|
|
|
|
Merhaba. Boşanma davamdaki bir olayı sizlere aktarmak ve size danışmak istiyorum. Eşimin adına Öncelikle Aile Mahkemesi ve daha sonra ise Polislerce Valilik ve Kaymakamlık Makamından onaylı tarafıma hem Koruma Kararı çıkarılmış ve hem de Koruma Tahsis edilmiştir. Ancak duruşmaya girildiğinde eşimin avukatı Koruma olan polislerin dışarı çıkartılmasını istedi ve hatta polislere el kol işaretleri ile çok saygısız davrandı. Hakim ise mahkemenin herkese açık olduğunu polislerin ise koruma olduklarından kalabileceklerini söyledi. Ve neden koruma polislerinin dışarı çıkartılmasını istediklerini sordu. Eşimin vekili ise ; müvekkilim bu şekilde psikolojik şiddet altında kalıyor şeklinde bir açıklama yaptı ancak nihai noktada koruma polisleri dışarı çıkartılmadılar. Ben bundan sonraki duruşmalarda koruma polislerini yine duruşmalarda yanımda olmalarını isteyebilir miyim ? Bu hukuki kurallara kaidelere uygunmudur ?
Ayrıca ; ben çalışan bir bayanım. Ancak elime 1700.00 TL_ geçiyor. Eşimin kazancı ise aylık olarak yaklaşık 5000.00 TL-. Bunlar belgeli. ve maaşımda ise eşimden gördüğüm ekonomik şiddete bağlı olarak icra işlemi uygulanıyor. Bunu da belgeliyebiliyorum. Hakim tüm bunları gözönünde bana 300.00 TL,müşterek çocuğumuza ise 350.00 TL nafaka bağladı. Eşim ise bu sırada devamlı kendini borçlandırılmış. Kurumunun anlaşmalı olduğu bankadan kredi çekmiş bunu devamlı yapıyor zaten. Ve gelirini neredeyse benim gelirime indirmek için bir sürü harcama ileri sürüyor. Bu nedenle de bana bağlanan nafakaya çalıştığım için itiraz ettiler. Ancak tedbir nafakası bağlandı. Bu nafaka ileride de devam eder mi ? Çünkü ben çalışan bir bayan olsamda müşterek çocuğa bağlanan nafaka ile tüm giderleri karşılamam mümkün değil. Bakıcı ücretini dahi karşılamıyor. Bu konudaki görüşlerinizi almak isterim.
Son bir konu ise eşim devamlı evlilik birliğimiz boyunca bana şiddet uyguladığı halde ve hatta cezası bile var iken kendisi devamlı duruşmalarda benim psikolojik sorunlarım oludğunu, ileri sürmekte ve bir hastaneye sevkimin yapılmasını istemektedir. İkametimde, aile bireylerime , sosyal çevremize, herkese benim ruh hastası olduğumu ve hatta bu rahatsızlığın ise evlilik öncesine dayandığını iddia ediyor. bu durum çok uzun süredir devam ediyor. Bu konu yüzünden öncelikle işimde zarar gördüm. Çünkü bu söylemleri işyerine de yazılı olarak yansıdı. Toplum içinde itibarım kalmadı. Ve herkes şimdi bana akıl hastası imişim gibi gözle bakıyor. Eşimin bu mesnetsiz iddialarını ortadan kaldırmak için ne yapabilirim ? Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunabilir miyim ?
|
|
|
|
|
|
1- Bundan sonraki duruşmalara da koruma polislerinizi götürebilirsiniz. Zaten hakim, karşı tarafın talebini red etmiş. Hakim taraflardan birinin talebi ile veya re'sen "gizlilik kararı" almadıktan sonra duruşmalar herkese açık yapılır.
2- Sizin adınıza verilen "tedbir nafakasının" davadan sonra devam edebilmesi için öncelikle sizin "yoksullluk nafakası" talebiniz olmalı; hakimin de bunu uygun bulması gerekir.Aldığınız maaş da göz önüne alınacağından, bu talebinizin red olacağınız sanıyorum.
3-Eşinizi davasını ispat için bulunduğu beyanlar nedeniyle şikayet edemezsiniz."akıl hastalığı" bir iddiadır. Hakim bunu ciddi bulursa Adli Tıp'a sevkeder. Fakat dava dışında aleyhinize bu şekilde karalama kampanyası düzenlemesi suç teşkil eder.
Bir avukattan hukuki destek alırsanız, hak kaybına uğramazsınız.