![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 8.5.1998)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı Birol arasında yapılan bir alım-satım ilişkisi sonucu Birola borçlu kalınan 18.000.000 TL. yönünden bono verildiğini, davalının bir müddet sonra sözkonusu senedi icra takibine koyarak 118.000.000 TL. talep ettiğini ileri sürerek, senedin 100.000.000 TL.lık bölümünden borçlu olmadıklarının tespitini, %40'dan az olmamak üzere tazminata hüküm edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, senette tahrifat yapılmadığını davacının senette yazılan miktar kadar borçlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Fizik/Grafoloji Dairesinden alınan rapora göre senet miktarının 18.000.000. TL. iken tahrifat yapılarak (1) rakamı ilavesi ile 118.000.000 TL. yapıldığı ve yazı ile de bir seferde (yüz onsekiz milyon) yazılarının yazıldığı, bu yazıların davalının eli ürünü olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne , davacının davalıya 100.000.000. TL. borçlu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik/Grafoloji Dairesinin 7.4.1997 tarihli raporu ile dava konusu senedin rakam ile yazılı bedel hanesine (1) rakamı eklenmek suretiyle tahrifat yapıldığı ve 18.000.000. TL.lık bedel kısmının 118.000.000. TL.ye dönüştürüldüğü açıkça belirlenmiş olmasına ve kambiyo senedinin rakam hanesinde tahrifat yapılmış olduğunun saptanması halinde, bedelin yazı ile kaydedilen bölümüne itibar edilemeyeceğinin kuşkusuz bulunmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenden alınmasına, 8.5. 1998 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 25-01-2011
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |