Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

5271 S.lı Ceza Muhakemesi Kanunu MADDE 100
(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren (Değişik ibare: 6526 S.K m.8 - 21.2.2014) “somut delillerin” ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),

2. (Ek : 7196 S.K m.58 - 6.12.2019) Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80)

3. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),

4. (Ek: 5560 S.K m.17 - 6.12.2006) Silahla işlenmiş kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87),

5. İşkence (madde 94, 95)

6. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),

7. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),

8. (Ek: 5560 S.K m.17- 6.12.2006) Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149),

9. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),

10. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),

11. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),

12. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),

b) 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.

c) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.

d) 10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.

e) 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

f) 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.

g) (Ek: 6638 S.K m.14 - 27.3.2015) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinde sayılan suçlar.

h) (Ek: 6638 S.K m.14 - 27.3.2015) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar.

(4) (Değişik: 6352 S.K m.96 - 2.7.2012) Sadece adlî para cezasını gerektiren (Değişik ibare: 6763 S.K m.22 - 24.11.2016) "suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere" hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.

TUTUKLAMA

Üyemizin Notu: Kanunumuz kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir olgulardan bahsetmekte ancak kelimelerin çok soyut kalmış olması kanun uygulayıcılarının geniş takdir hakkını doğurmaktadır. Ceza hukukunun ana ilkelerinden biri olan ‘’ŞÜPHE SANIK LEHİNE YORUMLANIR’’ ilkesini de adeta kuvvetli olmayan şüphe diye değiştirmektedir veya bu ilkeyle çelişmektedir. Bu sebeple sorgu hakimi suçluluk konusunda adeta bir karar verme durumunda bırakılmıştır. Kaçma ve delilleri yok etme ,tanıklar üzerinde baskı kurma burada suçun nev-i ve şüphelinin kişilik durumu sosyo ekonomik durumu önem arz etmektedir.Ancak cumhuriyet savcılığı tarafından kendisine sorgu için sevkedilmiş şüphelilerin kişilik durumu ve sosyo ekonomik durumu konusunda kesin bilgi sahibi olan bir sorgu mahkemesinin de gerek uygulanan prosedür gerekse süre kısıtlılığı yüzünden var olamayacağı aşikardır.Bu sebeple tutukluluk kararı ve karara itirazı incelemeye yetkili merci
Kaçma ve delilleri yoketme ve tanıklar üzerinde baskı kurma hususunun olası olup olmadığı konusunda açık bilgi sahibi olamadığını düşünmekteyiz.
Sanığın sosyo ekonomik durumu kişilik durumu hakkında açık net bilgiye ancak iddianamenin kabülüyle esastan yargılamaya başlayan mahkeme kanaate varabilmektedir.İlk celsede verilen tahliye kararlarının sıklıkta oluşunu da ancak bu şekle açıklayabileceğimiz aşikardır.
Diğer yandan 5271 sayılı kanunumuz 100.maddesinin 3.bendinde ise bazı suçların işlendiği konusunda şüphen varlığının dahi tutuklama nedeni olduğunu zikretmektedir.Burada zikredilen suçlar için öngörülen yaptırımlar itibariyle ağır suçlardır ve bu yaptırıma maruz kalabilme ihtimalinin dahi şüphelide kaçma ihtimalini doğuracağını varsaymaktadır.Bir diğer yandan bu suçların süphelisinin sanığının özgür bir şekilde toplum içinde dolaşmasının yaratacağı infialleri önlemeye çalışmaktadır.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Halil KAPLAN
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 27-12-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02758694 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.