![]() |
|
![]() |
|
Üyemizin Notu:
ÜÇÜNCÜ AYIRIM Borç İlişkilerinin Üçüncü Kişilere Etkisi A. Alacaklıya halef olma MADDE 126- Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişi, aşağıdaki hâllerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur: 1. Başkasının borcu için rehnedilen bir şeyi rehinden kurtardığı ve bu şey üzerinde mülkiyet veya başka bir aynî hakkı bulunduğu takdirde, 2. Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişinin ona halef olacağı, borçlu tarafından ifadan önce alacaklıya bildirildiği takdirde. Diğer halefiyet hâllerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır. T.C. TBMM Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin: ÜÇÜNCÜ AYIRIM Borç İlişkilerinin Üçüncü Kişilere Etkisi A. Alacaklıya halef olma MADDE 127- Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişi, aşağıdaki hâllerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur: 1. Başkasının borcu için rehnedilen bir şeyi rehinden kurtardığı ve bu şey üzerinde mülkiyet veya başka bir aynî hakkı bulunduğu takdirde. 2. Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişinin ona halef olacağı, borçlu tarafından ifadan önce alacaklıya bildirildiği takdirde. Diğer halefiyet hâllerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır. GEREKÇESİ: ÜÇÜNCÜ AYIRIM Borç İlişkilerinin Üçüncü Kişilere Etkisi 818 sayılı Borçlar Kanununun 109 uncu maddesiyle başlayan “Üçüncü Fasıl / Borçların üçüncü şahıs hakkındaki tesiri” şeklindeki alt başlık, Tasarıda “Üçüncü Ayırım / Borç İlişkilerinin Üçüncü Kişilere Etkisi” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 126- 818 sayılı Borçlar Kanununun 109 uncu maddesini karşılamaktadır. Tasarının iki fıkradan oluşan 126 ncı maddesinde, borcu ifa eden üçüncü kişinin alacaklıya halef olması düzenlenmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanununun 109 uncu maddesinde kullanılan “tediye eylediği miktar nispetinde” şeklindeki ibare, Tasarıda “ifası ölçüsünde” şeklinde ifade edilmiştir. Tediyenin, para borçlarının ifasını belirtmek için kullanılabileceği; fakat diğer borçların ifasını belirtmek üzere kullanılmasının hatalı olduğu göz önünde tutulmuştur. Maddede sayılan durumlarda alacaklıya ifada bulunan kişinin ona kanun gereği halef olacağı açıkça anlaşıldığı için, madde metninde “kanunen” ibaresinin kullanılması gereksiz görülmüştür. Maddenin ikinci fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununun 109 uncu maddesinde yer verilmeyen, yeni bir hükümdür. Fıkra ile, diğer halefiyet hâllerinin öngörüldüğü kanun hükümleri saklı tutulmuştur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 12-12-2010
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |