Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay HGK Esas: 2008/9-249 Karar: 2008/265 İçtihat

Üyemizin Özeti
İşe iade davalarında, temyiz üzerine verilen Yargıtay Özel Daire kararının kesin nitelikte bulunması, temyize konu yerel mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olması ve somut olayın özellikleri dikkate alındığında, anılan kararın özel dairesince incelenmesi gerekmektedir.
(Karar Tarihi : 19.03.2008)
"Taraflar arasındaki "işe iade" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.04.2005 gün ve 24-189 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 13.02.2006 gün ve 34485-3089 sayılı ilamı ile,

(...Davacılar yetkili sendika vekili aracılığı ile, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından süre tutum dilekçesi ile temyiz edilmiş, Dairemizin 07.07.2005 gün ve 21115-24120 sayılı ilamı ile feshin geçersizliği ve işe iade yönünden karar yerinde görülmüş, ancak işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret ve diğer hakların miktar belirtilerek hüküm oluşturulması nedeni ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına ve feshin geçersizliğine, işe iade ile miktar belirtilmeksizin işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret ve diğer hakların hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili, Dairemizin kararının delillere aykırı olduğunu, ayrıca işyerinde 30 işçi çalışmadığını, davacıların iş güvencesinden yararlanamayacağını belirterek karar düzeltme isteğinde bulunmuş olup, dosya içeriğine göre, davacıların 02.11.2004 tarihinde işyerinde işlediği iddia edilen zimmet ve görevi kötüye kullanma suçundan dolayı tutuklandıkları, 17.12.2004 tarihinde tahliyelerine karar verildiği, haklarında açılan kamu davasının devam ettiği, davacıların işe dönme isteklerinin işverence yargılama sonuçlanmadığı için kabul edilmediği ve işyerinde 30 işçi çalışıp çalışmadığının araştırılmadığı anlaşıldığından, maddi hataya dayalı Dairemizin 07.07.2005 gün ve 21115-24120 sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verildi.

Somut olayda davacıların işyerinde işledikleri iddia edilen zimmet ve görevi kötüye kullanma suçundan yargılandıkları ve yargılamanın devam ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Toplu İş Sözleşmesinde düzenlenen tutukluluk halinin 45 günü geçmesi halinde iş sözleşmesinin münfesih sayılacağı yolundaki kuralın ihlali, iş sözleşmesinin feshini geçersiz kılmaz. Bu nedenle geçerli fesih nedenlerinin bulunup bulunmadığının tartışılması gerekir.

Ancak, davalı işveren işyerinde 30'dan az işçi çalıştığını savunmuş, mahkemece davalı işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalışıp çalışmadığı araştırılmış değildir. Zira 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca feshin geçersizliği ve işe iade istenebilmesinin koşullarından biri işyerinde 30 ve daha fazla işçinin çalışmış olmasıdır. İş güvencesi kapsamında kalmanın koşullarından bir olan bu olgunun, mahkemece araştırılması gerekir. Öncelikle tarafların bu konudaki delilleri toplanmalı, ilgili kurumdan kayıtlar getirtilmeli, işyerinde 30 işçi çalışmadığı anlaşılırsa, bu nedenle davanın reddine karar verilmelidir. İşyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştığı belirlendiği takdirde ise, davacılar hakkında açılan kamu davası beklenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde feshin geçersiz olduğunun kabulü hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, işe iade istemine ilişkindir.

Özel Dairenin yukarıda yazılı bozma kararı üzerine Yerel Mahkemece, hüküm fıkrası oluşturulmadan "direnme kararı" verilmiş, anılan kararın, HUMK. nun 388. maddesinin açık hükmüne aykırı olması nedeniyle Hukuk Genel Kurulunca bozulması üzerine, Yerel Mahkemece bu kez; "davanın reddine" karar verilmiştir.

İşe iade davalarında, temyiz üzerine verilen Yargıtay Özel Daire kararının kesin nitelikte bulunması, temyize konu Yerel Mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olması ve somut olayın özellikleri dikkate alındığında, anılan kararın Özel Dairesince incelenmesi gerekmektedir.

Belirtilen nedenlerle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İş Kanunu MADDE 18 :FESHİN GEÇERLİ SEBEBE DAYANDIRILMASI

Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. (Ek cümle: 6552 - 10.9.2014 / m.2) “Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz.”

       Altı aylık kıdem hesabında bu Kanunun 66 ncı maddesindeki süreler dikkate alınır.

       Özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:

       a) Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak.

       b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak.

       c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak. (1)

       d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler.

       e) 74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek.

       f) Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık.

       İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.

       İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında bu madde, 19 ve 21 inci maddeler ile 25 inci maddenin son fıkrası uygulanmaz.

Dipnot 1: 18/2/2009 tarihli ve 5838 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle; bu bentte yer alan“Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya yükümlülüklerini yerine getirmek” ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Gökhan TAZEGÜL
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 14-12-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03477407 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.