![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 04.07.2003)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davalıların maliki bulunduğu iki parsel taşınmazın davacıya kiralandığı, davacının bu arsalar üzerinde tüm malzemesi kendisine ait olmak kaydıyla inşa ettiği binada M____ Adapazarı Bayii sıfatıyla 01.05.1999 tarihinde faaliyete geçtiği, taraflar arasında 12.11.1998 tarihli kira sözleşmesi imzalandığı, 17.08.1999 tarihli depremde de binanın yıkıldığı konularında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekili, 17.08.1999 tarihinde meydana gelen depremde bina yıkıldığından ve yeni bina yapımı içinde ruhsat verilmediğinden üstlenilen edimlerin ifasının imkansız hale geldiğini, bu nedenle BK m.117 gereği kira borcu ödemekten kurtulduklarının ve kira sözleşmesinin feshedildiğinin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, kira sözleşmesinde fors majör halinde dahi taban kiranın ödeneceğinin kararlaştırıldığını ve 01.01.2003 tarihine kadar fesih yetkisi bulunmadığını, tacir olan davacının BK m.117'ye dayanamayacağını inşaatı yapanın, malzemeyi kullananın davacı olup binanın yıkılmasından da davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre kira sözleşmesinin varlığını koruduğu, davacının borcun BK m.117 gereği sona ermediği ve fesih yetkisinin kullanılacağı 01.01.2003 tarihine kadar kira bedeli ödeme borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davasını BK'nun 117. maddesine dayandırmıştır. BK'nun 117. maddesi "Borçluya isnat olunamayan haller münasebetiyle borcun ifası mümkün olmasa borç sakıt olur" hükmünü içermektedir. Doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında zorunlu neden taraflar arasında sözleşmenin yapıldığı sırada yok iken sonradan ansızın gerçekleşen ve önlenmesine imkan olmayan ve borcun yerine getirilmesine engel bulunan neden olarak tanımlanmaktadır. Somut olayda kira sözleşmesinin temelini oluşturan binanın deprem nedeniyle yıkılması kira konusunu ortadan kaldırdığından sözleşmenin sona erdiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 250.000.000 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın İstek halinde iadesine 04.07.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 117 :Borçluya isnat olunamıyan haller münasabetiyle borcun ifası mümkün olmazsa, borç sâkıt olur.
Karşılıklı taahhütleri havi akitlerde bu suretle beri olan borçlu haksız iktisaplara müteallik hükümlere tevfikan almış olduğu şeyleri iadeye mecbur ve kendisine henüz tediye edilmemiş bulunan şeyi istemek hakkından mahrum olur. Kanun veya akit ile, borcun ifasından evvel bile vukua gelen zararın, alacaklıya tahmil edilmiş olduğu haller bundan müstesnadır. |
|
Şerh Son Güncelleme: 05-12-2010
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |