Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 12.HD.2003/16747 E.-2003/20699 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Birden çok keşidecisi olan senette, keşidecilerden birinin,borcun tamamının senet lehtarına kendisince ödendiğinden bahisle,diğer keşideciler aleyhine rücuen tahsil istemiyle başlattığı bir takipte;
BK.146.maddesine göre,herbir borçlu alacaklıya karşı birer eşit payı(somut olayda % 50) üzerlerine almak zorunda olup,
TTK.621.maddesi gereğince senetlerin keşidecilerden birinin elinde bulunması,bedelin bu keşideci tarafından ödendiğine karine teşkil eder.
(Karar Tarihi : 23.10.2003)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.

Takip alacaklısı ile borçlu dayanak senetlerde keşideci durumundadırlar. Keşideci A____Ç____borcun tamamını senet lehdarına ödediğini ileri sürerek diğer keşideci Ş____İ____ K____ hakkında rücuen tahsil için takip yapmıştır.

B.K.'nun 146.maddesine göre; işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, herbir borçlu, alacaklıya karşı, birer eşit payı üzerlerine almak zorundadır. Borçlu Ş____ İ____ K____ yargılama sırasında "... dayanak senetler nedeniyle 660.000.000.-TL. ortaklaşa borçlu olduklarını" ve imzayı kabul etmiş, ancak ödeme yapıldığı konusunda alacaklının bir belgesi olmadığını ileri sürmüştür. T.T.K.'nun 621.maddesi gereğince senetlerin A____ Ç____'in elinde bulunması, bedelin ödenerek geri alındığına karinedir. Bu durumda alacaklının isteminin esasının incelenmesi ve faize karşı borçlunun itirazı da nazara alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

KARAR : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 146 :Borcun mahiyetinden hilâfı istidlâl olunmadıkça, müteselsil borçlulardan her biri alacaklıya yapılan tediyeden birbirine müsavi birer hisseyi üzerlerine almağa mecburdur. Ve hissesinden fazla tediyede bulunan, fazla ile diğerlerine rücu hakkını haizdir.

Birinden tahsili mümkün olmayan miktar, diğerleri arasında mütesaviyen taksim olur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 03-12-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03907609 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.