Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2009/5618, Karar: 2010/3477 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacılar, kooperatif ortakları olduklarının ve tasfiye tarihinde kooperatifteki paylarının güncel değerinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

02.05.1999 tarihli kooperatif genel kurulunda, ortaklık paylarını tamamlama süresi 31.12.1999 tarihine kadar uzatılmış ve ödemeyenlerin ihraç edileceği yönünde karar alınmıştır. Davacılar bu sürede pay farkını ödememişler ve 27.01.2000 tarihli yönetim kurulu kararı ile ihraçlarına karar verilmiştir. Bu ihraç kararı davacılara tebliğ edilmemişse de; dava tarihi dikkate alındığında 8 yılı aşkın süre kooperatife karşı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve ilişkisini kesen davacıların davası MK m.2 uyarınca dinlenir nitelikte değildir ve davacıların zımnen ortaklık haklarından vazgeçmiş sayılmaları gerekir.
(Karar Tarihi : 29.03.2010)
"Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 31.12.2008 tarih ve 2008/159-2008/721 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduklarını, davalı kooperatifin tasfiye sürecine girdiğini öğrenip müracat etmeleri üzerine 1998 yılında alınan genel kurul kararı uyarınca ortaklık asgari pay miktarının 5.000.000 TL'ye yükseltildiğini, bu ödemeyi yapmamaları nedeniyle ihraç edildiklerini öğrendiklerini, ancak ortaklık pay miktarının arttırıldığına ilişkin genel kurul kararının, 27.01.2000 tarihli yönetim kurulunun ihraç kararının tebliğ edilmediğini ileri sürerek, müvekkillerinin ortak olduğunun tespitine, tasfiye tarihinde kooperatifteki payların güncel değerinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıların genel kurul toplantılarına katılmadığını, 15 yıl boyunca kooperatif ile bağlantı kurmadıklarını, sermaye fark bedellerini ödemediklerini, ödememe halinde ortaklığın düşeceği yönünde alınmış genel kurul kararları bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 02.05.1999 tarihli genel kurulda ortaklık paylarını tamamlama süresinin 31.12.1999 tarihine kadar uzatıldığı, ödemeyenlerin ihraç edileceği yönünde karar alındığı, davacıların pay farkını bu sürede ödemedikleri, davacıların 27.01.2000 tarihli yönetim kurulu kararı ile ihraçlarına karar verildiği, bu ihraç kararının davacılara tebliğ edilmediğinin sabit olduğu, ancak dava tarihi dikkate alındığında 8 yılı aşkın süre kooperatife karşı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve ilişkisini kesen davacıların davasının MK m.2 uyarınca dinlenir nitelikte olmadığı, zımnen ortaklık haklarından vazgeçmiş sayılmaları gerektiği gerekçesiyle davanın reddine, her iki davacı arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp davalı lehine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,55 TL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 29.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Kooperatifler Kanunu MADDE 16 :(Değişik fıkra: 06/10/1988 - 3476/4 md.) Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.

       Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.

       Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.

       Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.

       (Ek fıkra: 06/10/1988 - 3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 27-11-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02554107 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.