Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2007/3728, Karar: 2008/5436 İçtihat

Üyemizin Özeti
TTK m.47/son hükmünce, bir tüzel kişinin ticaret unvanı Türkiye'nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş ise, sonradan tescil edilen tüzel kişinin, unvanına gerekli ekleri yapması zorunludur. Bununla birlikte, şayet unvanlarda iltibas (aşırı benzerlik) varsa, merkezleri farklı yerde olsa ve logolarında farklılık bulunsa dahi, önceden ticaret sicil kaydını yaptıran tüzel kişilik, haksız rekabetin men'i davası açabilir. Ne var ki; hareket tarzı itibariyle hakkın ihlaline zımnen müsaade edildiği(uzun süre suskun kalındığı)takdirde, karşı tarafın senelerden beri iyiniyetle kullandığı unvanın dava konusu olup olamayacağı, MK m.2 kapsamında değerlendirilmelidir.
(Karar Tarihi : 22.04.2008)
Taraflar arasında görülen davada, İstanbul Asliye Onuncu Ticaret Mahkemesi'nce verilen 28.09.2006 tarih ve 2003/882-2006/554 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin 1992 yılında, davalının ise 1996 yılında kurulduğunu, her iki şirketin ticaret unvanındaki asıl unsurun K____ ibaresi olduğunu, davalının bu ibareyi kullanmasının haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek, tecavüzün önlenmesini, K____ ibaresinin davalı unvanından terkinini ve şirketin tabelalarından silinmesini ve şimdilik 1.000 YTL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, K____ ibaresinin müvekkili şirketin ortaklarının soyisimleri olduğunu, her iki unvanda ayırt edici unsurların bulunduğunu ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin davacı şirketten sonra kurulduğu, K____ ibaresinin davalı şirket unvanında yer almasının haksız rekabete neden olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının eyleminin davacı unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile K____ ibaresinin davalı unvanından terkinine ve davalının bu ibareyi unvan olarak kullanmasının önlenmesine, tanıtım ve reklamlarında, poşet, insert ve basılı benzer evraklarda bu ibarenin kullanılmasının önlenmesine, kullanılanların toplanmasına ve hükmün ilanına, zarar oluştuğunun ispat edilememesi nedeniyle, tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının tescilli unvanı kullanmasının haksız rekabet teşkil etmemesine göre, davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, haksız rekabet iddiasına dayalı davalının ticaret unvanında yer alan "K____" ibaresinin unvandan terkini, haksız rekabetin men'i ve maddi tazminat istemlerine ilişkindir.

TTK m.47/son hükmüne göre, bir tüzel kişinin ticaret unvanı Türkiye'nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmişse, bu unvanın diğer bir unvandan ayırdedilmesi için sonradan tescil edilen tüzel kişi ortaklığın unvanına gerekli ekleri yapması zorunlu ve ticaret ortaklıkların merkezleri ayrı yerde olsa ve logolarında farklılık bulunsa bile, unvanlarında iltibas varsa, önceden ticaret sicil kaydını yaptıran tüzel kişilik, TTK m.43, 47, 54 ve 57/5 uyarınca haksız rekabetin men'i davası açabilir. Ancak, hareket tarzı itibariyle hakkın ihlaline zımnen müsaade edildiği takdirde, karşı tarafın senelerden beri iyiniyetle kullandığı unvanının iptalinin dava konusu olup olamayacağı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi hükmü icabı olarak düşünülüp, değerlendirilmesi gerekir.

Somut olaya gelince, davacı şirket 1992 yılında, davalı şirket ise 1994 yılında tescil edilerek faaliyete başlamıştır. Dava ise, 28.07.2003 tarihinde açılmış olup, mahkemece, davalının tesciline yaklaşık 9 yıl suskun kalan davacının haksız rekabet iddiası TMK m.2'de yazılı iyiniyet kuralı çerçevesinde tartışılmamış ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davalının tesciline 9 yıl sessiz kalan davacının işbu davayı açmasının TMK m.2 hükmü ile bağdaşıp bağdaşmadığı, anılan bu hükümden hareketle, davacının duruşunu kanunun himaye edip etmeyeceği tartışılmadan, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda 1 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, 2 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 47 :D - MÜŞTEREK HÜKÜMLER:

       Hükmi şahsın ticaret unvanında, hakiki bir şahsın ad veya soyadı yer almış bulunursa, 43 üncü madde tatbik olunur.

       Bir hükmi şahsın ticaret unvanına Türkiye'nin her hangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırdedilmesi için gerekli olduğu takdirde, lüzumlu ilavelerin yapılması mecburidir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 23-11-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02268791 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.