![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 17.06.2002)
"Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesince verilen 31.05.2001 tarih ve 9999/1376-2001/690 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi, alacağı temellük eden Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen çekin müvekkili bankanın kredi borçlusu şirketçe müvekkiline verildiğini, çekin yasal süre içerisinde ibraz edilmesine rağmen icra takibi yapılamadığını, davalının TTK m.644'e göre sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, 7.000.000.000 TL nin çekin keşide tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile bir ilişkilerinin bulunmadığını, çek bedelini ödemiş olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunmadığı; davacının TTK m.644'e göre talepte bulunabileceği, davacının davasını ispatlamış olduğu, çek kambiyo senedi vasfını yitirmiş olduğundan ibraz ya da keşide tarihinden itibaren faiz istenemeyeceği gerekçesiyle, 1.000.000.000 TL nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, alacağı davacıdan temellük eden Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu temyiz etmiştir. Dava, TTK m.644'e dayalı olarak açılmış bulunan sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davasıdır. Davacı, çekin tanzim tarihinden itibaren temerrüt faizi talep etmiştir. Konuyu özel olarak düzenleyen sözü edilen maddede, bu konuda açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte davanın sebepsiz zenginleşme ilkelerine dayalı bir talep şekli olduğu kuşkusuz bulunmaktadır. O halde, uyuşmazlığın çözümünde bu hukuki dayanağın ilkelerinden yararlanılması gerekir. Nitekim doktrinde de bu davada faizin genel hükümlere göre istenebileceği vurgulanmıştır (Bkz. F.Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, 2. Bası, sh.904-907). BK m.61 ve onu izleyen maddelerinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme taleplerinde, ana alacağa sebepsiz zenginleşmenin meydana geldiği tarihten itibaren temerrüt faizi yürütülmesi gerektiği uygulamada kabul edildiğine göre, TTK m.644'e dayalı davalarda da sebepsiz zenginleşmenin vaki olduğu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir. Dava konusu, kambiyo senedi çek niteliğinde olduğuna göre, sebepsiz zenginleşmenin oluştuğu tarih, şayet çek ibraz edilmiş ise ibraz günü, ibraz edilmemiş ise ibrazı gereken son gün olarak kabul edilmelidir. Olayda çekin bankaya ibraz tarihi, çek üzerindeki takas odasına verildiği 22.02.1999 tarihi olup, faiz başlangıcının bu tarih olarak alınması gerekirken yazılı olduğu şekilde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden HUMK m.438/7 uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci paragrafının birinci satırındaki "dava tarihi olan 02.12.1999 tarihinden itibaren" kelimelerinin çıkarılarak, yerine, "22.02.1999 tarihinden 31.12.1999 tarihine kadar %80, ve 31.12.1999 tarihinden itibaren" kelime grubunun eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile (ONANMASINA), Bankalar Kanunu'nun 4672 sayılı Yasayla değişik 14/5-c maddesi gereğince Türk Ticaret Bankası'ndan harç alınmasına mahal olmadığına, 17.06.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." |
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 644 :C - SEBEPSİZ İKTİSAP:
Madde 644 - Keşideci ve poliçeyi kabul etmiş olan muhatap, (Müruruzaman sebebiyle veya senede dayanan hakların muhafazası için kanun hükmünce yapılması gerekli muamelelerin ihmal edilmiş bulunması dolayısiyle poliçeden doğan borçları düşmüş olsa bile) hamilin zararına ve sebepsiz olarak iktisabetmiş oldukları meblağ nispetinde ona karşı borçlu kalırlar. Sebepsiz mal edinmeye dayanan dava, muhataba ikametgahlı bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve keşideci poliçeyi başka bir şahıs veya ticarethane hesabına çekmiş olduğu takdirde o kimseye veya ticarethaneye karşı dahi açılabilir. Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir dava açılamaz. |
|
Şerh Son Güncelleme: 28-10-2010
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |