Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 19.HD. 2006/8360 E.-2007/77 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Menfi tespit davası devam ederken borç ödenmiş olursa, İİK.nun 72/6. maddesi gereğince dava kendiliğinden(kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşür.
Ancak mahkemece sadece borcun bulunmadığı yönünde hüküm kurulmuş olması(istirdat yönünde hüküm kurulmamış olması)halinde, davacının açacağı istirdat davası, daha önce sonuçlanmış olan ve İİK.nun 72/6. maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir.(Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sh. 191 vd.).
Bu itibarla; İİK.nun 72/7. maddesindeki hak düşürücü bir yıllık süre, bu gibi (menfi tespitin istirdata dönüştüğünün mahkemece dikkate alınmadığı) durumlarda uygulanmaz.
(Karar Tarihi : 15.01.2007)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin davalılarla yurtdışına kapı ihraç etmek üzere anlaştıklarını, taraflar arasındaki güvene dayalı olarak müvekkilinin teminat olarak davalılara 36.609 USD'lik bonolar verdiğini, bu bonoların bir kısmının takibe konulması üzerine müvekkilince ödendiğini, ödenmeyen toplam 19.690 USD bedelli bonoların ise Çubuk İcra Müdürlüğü 1999/1400 sayılı dosyasında 01.08.1999 vadeli 6.000 USD, 01.09.1999 vadeli 6.000 USD, 01.08.1999 vadeli 2.305 USD ve 01.09.1999 vadeli 2.304 USD bedelli bonoların takibe konulduğu, 01.10.1999 vadeli 3.000 USD bedelli bononun ise Çubuk İcra Müdürlüğü'nün 2000/786 sayılı dosyasında takibe konulduğu, bu bono bedellerinin yapılan haciz baskılarıyla müvekkilince ödenmek zorunda kalındığını, bahse konu bonolardan dolayı Ankara Beşinci Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasının müvekkili lehine sonuçlanıp kesinleştiğini belirterek söz konusu dosyalara ödemek zorunda kaldıkları ve müvekkiline iadesi gereken bono bedeli, faiz, takip gideri ve sair ferilerin ödeme günü itibariyle tespiti ile bu paranın iadesi için yaptıkları takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, Çubuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın istirdat davası niteliğinde olup (1) yıllık sürede açılmadığından davanın zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın İİK.nun 72/6. maddesine dayalı istirdat davası olduğu, somut olayda davacının borçlu olmadığı halde, 16.09.1999 ve 17.05.2000 tarihlerinde ödeme yaptığı, davanın ise 31.10.2005 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, Ankara Beşinci Asliye Ticaret Mahkemesinde, davalı yanca icra takibine konulan bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın kabulüyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Anılan davada davacının talebi üzerine önce tedbir kararı verilmiş ise de, yargılamanın devamı sırasında tedbir kararı kaldırılarak alacaklının icra veznesindeki parayı tahsil etme imkanı sağlanmıştır. Bu durumda mevcut dava İİK.nun 72/6. maddesi gereğince kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüş olduğu halde, mahkemece istirdat yönünden bir hüküm kurulmamıştır. Davacı, daha sonra işbu istirdat davasını açmıştır. Açılan bu dava daha önce sonuçlanmış olan ve İİK.nun 72/6. maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sh. 191 vd.). Bu itibarla, İİK.nun 72/7. maddesindeki hak düşürücü bir yıllık süre somut olayda uygulanamaz. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 21-10-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02252507 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.