Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, Esas: 1998/5557, Karar: 1998/5215 İçtihat

Üyemizin Özeti
Banka, kendisi ile yapılan kredi sözleşmesinde borca müteselsilen kefil olanların zararına olarak; kefaletten dolayı tahakkuk eden borcun temini için, kefaletin akdi esnasında tesis olunan gayrimenkul ipoteği teminatını serbest bırakırsa kefillere karşı sorumludur.
İtirazın iptali değil de alacak davası olarak ikame edilen davada; icra takip tarihi değil, dava tarihi esas alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
(Karar Tarihi : 07.07.1998)
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesince verilen 24.12.1997 tarih ve 478-649 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı A____ vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 30.6.1998 gününde davalı avukatı M_____ ile davacı avukatı M____ gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları 24.05.1993 tarihli sözleşme uyarınca dava dışı A____ D____'a müvekkili bankaca yuva kredisi kullandırıldığını, borcun süresinde ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılar aleyhine girişilen icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, 1.320.371.620 TL alacağın %155 faiz, %5 gider vergisi ve BSMV ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri cevaplarında, kredinin taşınmaz ipoteğine bağlı olarak kullandırılmış olup, bilahare asıl kredi borçlusunun talebi ile davacının ipoteği kaldırdığından kefillerin sorumluluğunun kalmadığını, sözleşmede belirlenen 30 günlük sürede kredi kullandırılmadığından kredinin iptal edilmesi gerektiğini, tüm borcun alındığını bildirerek ipoteğin kaldırılmasını isteyen davacının, varsa kendi kusuru ile doğan zararına katlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, sözleşme içeriğine göre akit tarihinde kredinin ipotek teminatının tesisi halinde kullandırılacağı ve kefillerin de bu koşullarda kefaleti kabul ettikleri, kredi teminatı ipoteğin 1.111.500.000 TL bedelli olarak ve 27.05.1993 tarihinde tesis edilmiş iken, bu defa yine davacı talebi ile 21.09.1993 tarihinde kaldırıldığı, davacının bilerek ve bilmeyerek kullanılan kredi teminatı ipoteği kaldırmasının BK m. 500 e göre, teminatın kefillerin zararına tenkisi olup, davacının kefillere karşı sorumlu olduğu, davalıların bunu def'i olarak ileri sürüp ödemeden kaçınabilecekleri, dava tarihi itibariyle 1.302.013.325 TL olan borcun esasen takip tarihine göre 678.708.130 TL olup, bu miktarın da ipotek miktarında kaldığından davalıların sorumluluklarının bulunmadığı, kredi teminatı ipoteği kaldıran davacının kefillere karşı böyle bir dava açmasının iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığı; gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalılardan A____ U____ vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dosyada mevcut ve incelenen 24.05.1993 tarihli sözleşme içeriğine göre davalılar kefaletinin müteselsil kefalet olup, her ne kadar BK m.487 gereğince, alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakte tahsil ettirmeden evvel kefiller aleyhine takibata girişebilir ise de, ancak anılan yasanın 500. maddesi hükmüne göre, davacı alacaklı banka kefaletten dolayı tahakkuk eden borcun temini için kefaletin akdi esnasında tesis olunan gayrimenkul ipoteği teminatını davalı kefillerin zararına olarak bilahare serbest bıraktığından davalı kefillere karşı sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, dava, İİK m. 67 ye dayalı itirazın iptali değil, genel hükümlere göre açılmış alacak davası olup, böyle bir davanın dava tarihindeki hal ve şartlara göre incelenip neticelendirilmesi zorunludur. O halde mahkemece, davalıların kefaletleri nedeniyle sorumlu oldukları miktarın dava tarihi itibariyle belirlenmesi ve davacı banka serbest bırakılan ipotek miktarının 1.111.500.000 TL olduğunun anlaşılmasına göre, şayet banka alacağının dava tarihi itibariyle bu miktardan fazla olduğu anlaşılır ise davalıların bu miktar fazlalığından sorumlu tutulacak şekilde karar verilmesi gerekirken, borcun icra takip tarihi esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan bozma şekil ve sebebine göre davalılardan A____ U____ vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
KARAR : Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte yazılı nedenlerle davalılardan Aydın Uçar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, duruşmada vekil ile temsil olunan davacı yararına takdir olunan 30.000.000 TL vekillik ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 7.7.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Üye Notu : KEFİLİN ALACAKLIDAN REHİN KONUSU MENKUL VEYA GAYRİMENKULU İSTEME HAKKI
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 500 :Alacaklı kefaletten dolayı tahakkuk eden borcun temini için kefaletin akdi esnasında tesis yahut sonradan istihsal olunan teminatı kefilin zararına olarak tenkıs eder veya elinde bulunan delâili elden çıkarırsa kefile karşı mes'ul olur.

Resmî memurlar ile müstahdemlere kefalet vukuunda alacaklı, bu borçlular hakkında ifasiyle mükellef olduğu nezareti icrada ihmal eylediği ve borç bu ihmalden tevellüt ettiği yahut ihmal vukubulmamış olsaydı bu nisbette tezayüt etmiyeceği muhtemel bulunduğu takdirde dahi mesuldür.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Abdullah Nail ŞENTÜRK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 04-09-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03138089 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.