Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/928 Esas 2007/ 2515 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Özet: Ev hanımı olan kadının, edinilmiş malların tasfiyesi kapsamında; evlilik birliği içerisinde alınan mallara katkısının olmadığı, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği hakkındadır.
(Karar Tarihi : 22.02.2007)
Dava: Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin 1.11.2006 gün ve 6845 - 14701 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanu­nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve aynı Kanunun değişik 442. maddesi ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 52. maddesi hükmünce takdiren (140) YTL. para cezasının, harçlar kanunu uyarınca (27.00) YTL. ilam harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY YAZISI

Dava dosyasında davacı kadın tarafından 7.5.2004 tarihinde açılan dava ile da­valı koca tarafından 24.11.2000 tarihinde alınan ev ve 15.5.2003 tarihinde alınan arabanın edinilmesine katkı yapıldığından katkı payı isteminde bulunulduğu ve yerel mahkeme tarafından davacı kadının gerek ev ve gerekse araba alımına katkısı bu­lunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda vardır.

Çekişme nedir?

Yerel mahkemenin araba ve eve yapılan katkının kabulüne yönelik kararı davalı koca tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 1.11.2006 günlü kararı ile;

1- Ev hanımı olan kadının ev alımına katkısı kanıtlanmadığından bu talebin red­di gerekir.

2- Araç hakkındaki talebe gelince

"....Davalı koca 29.1.2003 tarihinde emekli olmuş, Oyak ve Emekli Sandığı ta­rafından kendisine toplu ödeme yapılmıştır. Davaya konu 34 ____46 plakalı araç ise, davalı koca tarafından 15.5.2003 tarihinde alınmış ve 28.5.2003 tarihinde koca adına tescil edilmiştir. Aracın kocanın emekli ikramiyesi ile alındığı hakkındaki savunmasının aksi de kanıtlanmamıştır. Alınan emekli ikramiyesi edinilmiş mallar­dandır. Dava konusu araçta edinilmiş malla (emekli ikramiyesi ile) alınmıştır. Mah­kemece; kocaya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte (boşanmanın dava tarihinde TMK. 225. md.) bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri­nin hesaplanması, aracın ise edinilmiş mallardan kabul edilmesi, tasfiye hesabının bu esaslar çerçevesinde değerlendirilmesi, gerektiğinde bilirkişiden de görüş alınma­sı ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. (TMK. m. 228/2) Bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş ve davacı kadın tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Davanın doğru olarak değerlendirilebilmesi için öncelikle tarafların ekonomik du­rumlarının da belirlenmesi zorunludur. Dava dosyasında mevcut bilirkişi raporuna göre;

Davacı kadın: Ev hanımıdır.

Davalı koca: Astsubaydır.

Dava konusu ev ve arabanın alım tarihleri farklı olmakla ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekir.

A- Dava Konusu Ev Hakkındaki Değerlendirmemiz

Dava konusu ev 24.11.2000 tarihinde alınmıştır. 1.1.2002 "öncesi" bir alım ol­makla taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin yapıldığı döneme ilişkin katkı olmakla Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde katkı oranının tasfiye anı karşılığı değil dava tarihindeki karşılığı olarak verilecektir.

Öncelikli koşul katkının kanıtlanmasıdır.

Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korun­masına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın -emek karşılığı- katkıda bulunmuşsa bu katkı karşılığı da istem halinde kendisine verilmelidir.

Olağan/doğal sınırlar içinde verilen emek katkı sayılamaz.

Davacı kadının köfte ve işkembe çorbası gibi satışı yapılan şeylerde kantin işle­ten kocasına katkıda bulunduğu ayrıca para karşılığı subay çocuklarının bakımını yaptığı tanıklarının anlatımı ile sabittir. Davacının bir astsubay eşi olduğu dikkate alındığında bu katkının -olağan ve doğal sınırlar içerisinde- olduğu söylenemez.

O halde bu yönde bir bilirkişi incelemesi yapılarak emek karşılığı bu katkıya ilişkin katkı oranının dava tarihindeki karşılığının davacı kadına verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

B- Dava Konusu Araba Hakkındaki Değerlendirmemiz

Dava konusu araba 15.5.2003 tarihinde alınmıştır.

Tarafların aralarında bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları için kural mal reji­mine (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) tabi oldukları (4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 10) bellidir.

Eşlerden biri 1.1.2002 sonrasında diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileşti­rilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulun­muşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2007, Kısaltma: GENÇCAN-TMK-2, s. 1893-1895)

Eşlerden biri mal rejiminin devamı sırasında edinilmiş mallarından diğerine ait bir mala katkıda bulunmuşsa değer artış payı alacağı (DAPA) oluşur. (GENÇCAN-TMK-2, s. 1894)

Davanın bir katılma alacağı (TMK m. 231) davası olmayıp bir değer artış payı (Mehrwertanteil) alacağı (TMK. m. 227, ZGB. Art 206) davası olduğu gözetildiğin­de değerli çoğunluğun gerekçesinde açıklandığı üzere TMK m. 228 f. II çerçevesin­de bir araştırmaya zaten gerek bulunmamaktadır.

Kaldı ki;

Değerli çoğunluğun gerekçesinde ve bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere da­va konusu aracın emekli ikramiyesi ile alınmış olduğu gerçekleşmekle davacı kadı­nın araba alımına yönelik davasının "reddi gerekirken" yazılı şekilde bozma kararı verilmesi düşüncemize göre yerinde değilse de bozma kararımıza karşı davalı koca­nın karar düzeltme isteminde bulunmadığı da görülmekle tarafımdan bu duruma işaret etmekle yetinilmiştir.

Bu sebeplerle değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 225 :Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.

Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Adem İŞLİ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 20-08-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01992702 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.