![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 15.04.2002)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalılardan Naci G. ve E... A.Ş vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R 1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılardan Naci G. vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalılardan E... A.Ş ve davacı Ahmet G. vekillerinin temyizlerine gelince; a)HUMK.nun 9.maddesi gereğince davalı E... A.Ş´nin ikametgahının bulunduğu yer gözetilerek mahkemenin yetkili olduğunun kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddi gerekmektedir. b)Davalı E... A.Ş vekili kazaya karışan 34 UF 7997 plakalı aracın malikinin davadışı "N... Destek Oto Kiralama ve Temizlik Hizmetleri A.Ş" olduğunu müvekkili şirketin söz konusu aracın işleteni olmadığını, müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece İstanbul Ticaret Sicili Memurluğundan alınan 27.9.2000 tarih ve 71713 sayılı yazıda anılan bu şirketin ünvan değiştirerek "S... Destek Hizmetleri Oto Kiralama ve Ticaret A.Ş" ünvanını aldığı belirtilerek bu şirketin adresi bildirilmiştir. Bu durumda söz konusu şirketten kazaya karışan aracın davalı E..... A.Ş.ne kiralanıp, kiralanmadığı bir başka anlatımla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85´nci maddesi hükmü gereğince davalı E... A.Ş´nin aracın işleteni olup olmadığı saptanarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalı E... A.Ş´nin işleten olarak tazminattan sorumlu olması isabetli değildir. 3-Dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olup davacı olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep etmiştir. Haksız fiilde faizin başlangıç tarihi haksız fiilin vuku bulduğu tarih olup tazminat borçlusunun B.K.nun 101´nci maddesinde gösterildiği şekilde ihtarla temerrüde düşürülmesi gerekmez. Mahkemece belirtilen bu hususlar gözetilerek davacı yararına davalı sigorta şirketi dışındaki davalılar aleyhine olay tarihinden itibaren davacı alacağına faiz yürütülmesine karar vermek gerekirken davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olduğu gözden kaçırılarak dosyaya ihtarname ibraz edilmediği gerekçesiyle dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi de yanlıştır. KARAR : Yukarıda (1) nci bentte açıklanan nedenlerle davalılardan Naci G. vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2-a) bendinde gösterilen nedenle davalılardan E.... A.Ş vekilinin yetki itirazına yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2-b) bendinde açıklanan nedenlerle davalı E.... A.Ş, (3) bentte açıklanan nedenle de davacı yararına hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 101 :Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtariyle, mütemerrit olur.
Borcun ifa edileceği gün müteffikan tâyin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen bir ihbarda bulunmak suretiyle tesbit etmiş ise, mücerret bugünün hitamı ile borçlu mütemerrit olur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 31-07-2010
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |