Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Danıştay 2. D. 2007/1944 E 2007/3813 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Olumlu sicillerin, düşük olduğu, objektif olmadığı gerekçesiyle açılacak davalarda idare neden düşük not verildiğini somut bilgi ve belgelerle kanıtlamak zorundadır.
(Karar Tarihi : 10/10/2007)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması kararına karşı yapılan itiraz istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'nda müfettiş olan davacının, 2003 yılı sicilinin orta(66) olarak düzenlenmesine ilişkin işleme karşı yapmış olduğu itirazın reddine ilişkin 22.12.2004 tarih ve 159486 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 2.İdare Mahkemesinin 8.11.2006 günlü, E:2004/3482, K:2006/2238 sayılı kararıyla, "davacının sicil amirlerince notlarının subjektif olarak düzenlendiğine ilişkin herhangi bir karine bulunmadığı gibi, önceki yıl sicil raporları ve 2003 yılı içinde ikinci sicil amirince 30.5.2003 tarihinde uyarıldığı dikkate alındığında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı" sonucuna varılarak dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu sicilin subjektif nedenlerle hukuka aykırı olarak düzenlendiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 111. maddesinde, Devlet memurlarının ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye çıkarma veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde özlük ve sicil dosyalarının başlıca dayanak olduğu; 113. maddesinde, sicil amirlerinin belli zamanlarda düzenleyecekleri sicil raporlarında, memurların liyakat derecesini not esasına göre kıymetlendirerek tespit edecekleri; 115. maddesinde, sicil amirlerinin maiyetlerindeki memurların sicil raporları ile birlikte, bunların genel durum ve davranışları bakımından da olumlu ve olumsuz nitelikleri, kusur ve eksiklikleri hakkında mütalaalarını bildirecekleri; 119. maddesinde de, sicil raporlarındaki sicil notu ortalaması 100 üzerinden 60 ve daha yukarı olanların olumlu sicil almış sayılacağı, sicil raporlarındaki sicil notu ortalaması 60'ın altında olanların olumsuz sicil almış sayılacağı belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 121. maddesi hükmü uyarınca çıkarılan Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği'nde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir. Anılan Yönetmeliğin 17. maddesinde; sicil amirlerinin sicil raporunu doldurdukları her memuru;
a) Dış görünüşü (kılık, kıyafet),
b) Zeka derecesi ve kavrayış kabiliyeti,
c) Azim ve sebatkarlık, dürüstlük, sır saklamada güvenirlilik ve beşeri münasebetlerdeki başarısı,
d) Alkol, kumar, vb. alışkanlıkları memuriyetle bağdaşmayacak ölçüde sürdürme, dedikodu yapma, kıskançlık, kin tutma gibi kötü huy ve davranışları,
Bakımından genel bir değerlendirmeye tabi tutacakları, sicil döneminde edinilen bilgi ve müşahadelerden yararlanılarak yapılacak değerlendirme sonuçlarına göre memurların olumlu ve olumsuz yönleri, kusur ve noksanları hakkındaki düşüncelerin sicil raporunun şahsiyet değerlendirilmesine ait bölümüne ayrı ayrı açık ve gereğine göre kısa veya teferruatlı olarak yazılacağı, sicil amirlerinin memurların genel durum ve davranışları hakkındaki düşüncelerinin, not takdirlerinde dikkate alınacağı; 19. maddesinde, sicil amirlerinin sicil raporlarını itinalı, doğru ve tarafsız bir şekilde düzenlerken, Devlete sadakat ve bağlılığı, memuriyet sıfatının gerektirdiği şeref ve itibar ile hizmetlerin süratli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini, güvenilir ve yetenekli memurların yükselmelerini, diğerlerinin ise kamu hizmetlerinden uzaklaştırılmaları gerektiğini esas alacakları; 20. maddesinde de, her derecedeki sicil amirlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak memurlar hakkında sicil raporlarında yaptıkları değerlendirmelerin birbirinden bağımsız ve 16 ncı madde hükümlerine göre etkili ve geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Değerlendirme bir sistem olarak, personele ilişkin uygulamaların dayanağını oluşturmakta olup, personelin değerlendirilmesi ise; personelin yükseltilmesi, gelecekte göstereceği gelişme potansiyeli, eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, başarı durumunun ortaya çıkması, ödüllendirilmesi, ücretinin artırılması, görev yerinin değiştirilmesi, görevine son verilmesi, emekliye ayrılması gibi amaçlara hizmet etmektedir.
Yukarıda belirtildiği şekilde yetkili sicil amirlerince düzenlenen sicil raporlarının doğurduğu hukuki sonuçların ağırlığı dikkate alındığında; her yıl için yeniden düzenlenmek suretiyle ilgili memurun o yıl içindeki mesleki bilgisini, deneyimini, tutum ve davranışlarını ortaya koyan ve tüm bu hususların değerlendirilmesinden sonra oluşan hukuki bir belge niteliği taşıyan sicil raporlarında, "Sicillerin Objektifliği" ilkesi çerçevesinde yetkili sicil amirlerinin kanaatinin oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılması gerektiği tartışmasızdır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'nde müfettiş olarak görev yapan davacının, 20.1.2003 tarihinde verdiği dilekçe ile, 2002 yılı Genel Çalışma Plan ve Programı uyarınca Genel Müdürlük Makamınca "refakat müfettişi" olarak Kurul Başkanına yardımla görevlendirilmiş olan müfettişliğinin 2003 yılı Genel Çalışma Plan ve Programına hangi nedenle iştirak ettirilmediğini sorduğu, bu yazının hesap sorma niteliği taşıdığından bahisle davacının uyarma cezasıyla tecziyesi gerektiği, ancak daha önceki sicillerinin iyi olması nedeniyle yazılı uyarı cezasıyla cezalandırıldığı, bu işleme karşı açtığı davada, Ankara 8. İdare Mahkemesi'nin 30.12.2003 günlü, E:2003/859, K:2003/1704 sayılı kararıyla 657 sayılı Yasanın 125. maddesinde yer alan "uyarı" cezasının bir alt cezası bulunmadığından, verilen "uyarı cezası" nın "yazılı uyarı" şekline dönüştürülmesi işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği, davacının, 8.11.2000 tarihinde kendisine verilen bir görevle ilgili düzenlediği 12.11.2002 günlü, 2 sayılı Soruşturma Raporunu zamanında tamamlamayarak bir kurum personeline verilmesi gereken disiplin cezasını zamanaşımına uğrattığından bahisle Bağ-Kur Genel Müdürü tarafından 30.5.2003 günlü yazıyla ikaz edildiği, ancak, davacının buna yaptığı itiraz üzerine söz konusu disiplin cezasını zamanaşımına uğratmadığının tespit edildiği belirtilerek ikaz yazısının işlemden kaldırıldığı, davacının 2000, 2001 ve 2002 yıllarına ilişkin olarak Teftiş Kurulu Başkanı ve Genel Müdür tarafından doldurulan sicillerinin görev bilinci içinde, intizam ve dikkatle çalışan, mesleki bilgisi yüksek, uyumlu ve herhangi bir kötü alışkanlığı olmayan bir personel olduğu düşüncesiyle sırasıyla 93,92 ve 87 puan not takdir edilmek suretiyle iyi ve çok iyi düzeyde düzenlendiği, 2003 yılı sicilinin ise 66 puan notla değerlendirildiği ve bu sicilin dava konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, olumsuz düzenlenen sicile karşı açılan davalarda uygulanan çözüm yönteminin, düşük not takdir edilmek suretiyle olumlu olarak düzenlenen sicillere karşı açılan davalarda da uygulanması gerektiği tartışmasız olup uyuşmazlığın çözümünün, uyuşmazlığa konu idari işlemin sebebinin ortaya konulması olduğu ve bu sebebin davalı idarece ileri sürülmesinin yanında bilgi ve belgeyle ispatlanması gerekliliği de dikkate alındığında; davalı idarece, davacının ilgili yıl siciline gerekçe olarak gösterdiği uyarma cezasının iptal edilmesi, ikaz yazısının işlemden kaldırılmış olması ve geçmiş yıl sicillerinin de davacının başarılı bir personel olduğu yolunda görüşlere yer verilerek iyi ve çok iyi düzeyde düzenlenmesi karşısında söz konusu sicilin yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerine ve objektif esaslara uygun olarak düzenlenmediği sonucuna ulaşılmış ve davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulüyle Ankara 2.İdare Mahkemesinin 8.11.2006 günlü, E:2004/3482, K:2006/2238 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen husus gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan 10,00 YTL'lik posta ücretinin isteği halinde davalı idareye iadesine,10.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Devlet Memurları Kanunu MADDE 113 :(13.02.2011 Tarih, 6111 S.K. m.117/g hükmü gereği yürürlükten kaldırılmıştır)



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Adnan Koray DEMİRCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 09-11-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03178811 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.