Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

CEDAW: Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi MADDE 16
1.Taraf Devletler kadınlara karşı evlilik ve aile ilişkileri konusunda ayrımı önlemek için gerekli bütün önlemleri alacaklar ve özellikle kadın-erkek eşitliği ilkesine dayanarak kadınlara aşağıdaki hakları sağlayacaklardır:

a.Evlenmede erkekerle eşit hak;

b.Özgür olarak eş seçme ve serbest ve tam rıza ile evlenme hakkı;

c.Evlilik süresince ve evliliğin son bulmasında ayrı hak ve sorumluluklar;

d.Medeni durumlarına bakılmaksızın, çocuklarla ilgili konularda ana ve babanın eşit hak ve sorumlulukları tanınacak, ancak her durumda çocukların çıkarları en ön planda gözetilecektir;

e.Çocuk sayısına ve çocuklann ne zaman dünyaya geleceklerine serbestçe ve sorumlulukla karar vermede ve bu hakları kullanabilmeleri için bilgi, eğitim ve diğer vasıtalardan yararlanmada eşit haklar;

f.Her durumda çocukların çıkan en üst düzeyde tutularak ulusal yasalarda mevcut veli, vasi, kayyum olma ve evlat edinme veya benzeri müesseselerde eşit hak ve sorumluluklar;

g.Aile adı, meslek ve iş seçimi dahil her iki eş (kadın-erkek) için, eşit kişisel haklar;

h.Ücret karşılığı olmaksızın veya bir bedel mukabilinde malın mülkiyeti, kazanımı, işletmesi, idaresi, yararlanılması ve elden çıkarılmasında her iki eşe de eşit haklar.

2.Çocuğun erken yaşta nişanlanması veya evlenmesi hiçbir şekilde yasal sayılmayacak ve evlenme asgari yaşının belirlenmesi ve evlenmelerin resmi sicile kaydının mecburi olması için, yasama dahil gerekli tüm önlemler alınacaktır.

CEDAW Madde 16/2'nin Ulusal Hukuk Bakımından Değerlendirmesi

Üyemizin Notu: Sözleşmede ülkemiz açısından büyük önem taşıyan bir hüküm var ki buna göre çocuğun erken yaşta nişanlanması ya da evlenmesi hiçbir şekilde yasal sayılamaz. Ancak Türk Medeni Kanunu’na göre kadın ve erkekler, 17 yaşında yasal temsilcilerinin rızasını alarak evlenebildiği gibi 16 yaşında ise yargıcın izniyle evlenmeleri de olanaklıdır. 16 ya da 17 yaşında bir çocuğun evlenmesi ya da evlendirilmesi çocuğun gelişim sürecine uygun olmadığından çocuğun üstün tutulan çıkarlarına uygun olduğu kesinlikle ileri sürülemez. Diğer yandan çocuk yaşta çocuk sahibi olması beklenen kız çocukların görünür ya da görünmez baskılarla, zorlamalarla evlendirilmesi bu sözleşmeye kesinlikle aykırıdır. Kadına yönelen baskı ve ayrımcılık aslında kız çocuklarının doğumu ile başlamakta, ergenlik sürecinde şiddetlenmekte ve sonrasında da sahip değiştirir gibi kız çocuklar kocaya emanet edilmektedir. Aslında toplumda egemen bu yargıları aşamayan yasal düzenlemenin ivedilikle değiştirilmesi gerekmektedir. Yargıcın izniyle 16 yaşında evlendirilebilen kız çocuklarının kendileri değil anne babaları izin istemektedir. Bu da göstermektedir ki çocuğu istismar eden, kız çocuğunun kadın hakkını ihlal eden anne babaların kendisidir. Ankara 8. Aile Mahkemesi Yargıcı Eray Karınca böyle bir istemde 26.10.2009 tarihli kararını (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=46626) şöyle gerekçelendirmiştir:
“Somut olayda davacıların, küçük F.nin evlenmesi için öne sürdükleri “bir akrabalarıyla nişanlı olması ve evlenmek için acele etmeleri” gibi nedenler, olağan üstü durum ya da pek önemli bir sebep olarak kabul edilemez. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak açık olarak dile getirilmemiş olmasına karşın, ailenin küçük F.yi evlendirmek istemesindeki temel nedenin, çocuk sayısındaki çokluk, (6 çocuklu) buna karşın ailenin ekonomik ve sosyal olarak güçsüzlüğü olması kuvvetli bir olasılıktır. Bu nedenle 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluşu Hakkındaki Yasa'nın 6. maddesi uyarınca, ailenin ekonomik ve sosyal anlamda desteklenip güçlendirilmesi ve küçük yaşta evliliğin yaratabileceği sorunlara ilişkin olarak bilinçlendirilmesi, F. dahil kardeşlerinin okumaya yönlendirilebilmesi için re’sen Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve Belediye Başkanlığına yazılar yazılmasının aile mahkemelerinin kuruluş amacına uygun olacağı düşüncesiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”
Karardan da anlaşılacağı üzere aslında küçük yaşta evlendirmenin temellerine inildiğinde sorunun çoğu kez ekonomik olduğu görülmektedir. Çocuklara eğitim hakkı tanımak yerine evlendirerek adeta baştan savmak bir çözüm yolu olarak kabul görmektedir. Ancak kadın ve çocuk haklarına uygun düşmeyen bu tutuma karşı çıkış, yargıçların kişisel kararlarıyla sınırlı kalmaktadır. Taraf olduğumuz sözleşmelere göre olması gereken, yasal düzenlemenin 18 yaşın altında evliliklere izin vermemesidir.
(Kadına Karşı Ayrımcılık Açıkoturumunda (8 Mart 2010, Atılım Üniversitesi) Kadına Karşı Her Tür Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine Göre Ayrımcılık Konulu Sunumdan)


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Özge YÜCEL
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Şerh Son Güncelleme: 06-04-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01836205 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.