Üyemizin Notu:
Sözleşmede ülkemiz açısından büyük önem taşıyan bir hüküm var ki buna göre çocuğun erken yaşta nişanlanması ya da evlenmesi hiçbir şekilde yasal sayılamaz. Ancak Türk Medeni Kanunu’na göre kadın ve erkekler, 17 yaşında yasal temsilcilerinin rızasını alarak evlenebildiği gibi 16 yaşında ise yargıcın izniyle evlenmeleri de olanaklıdır. 16 ya da 17 yaşında bir çocuğun evlenmesi ya da evlendirilmesi çocuğun gelişim sürecine uygun olmadığından çocuğun üstün tutulan çıkarlarına uygun olduğu kesinlikle ileri sürülemez. Diğer yandan çocuk yaşta çocuk sahibi olması beklenen kız çocukların görünür ya da görünmez baskılarla, zorlamalarla evlendirilmesi bu sözleşmeye kesinlikle aykırıdır. Kadına yönelen baskı ve ayrımcılık aslında kız çocuklarının doğumu ile başlamakta, ergenlik sürecinde şiddetlenmekte ve sonrasında da sahip değiştirir gibi kız çocuklar kocaya emanet edilmektedir. Aslında toplumda egemen bu yargıları aşamayan yasal düzenlemenin ivedilikle değiştirilmesi gerekmektedir. Yargıcın izniyle 16 yaşında evlendirilebilen kız çocuklarının kendileri değil anne babaları izin istemektedir. Bu da göstermektedir ki çocuğu istismar eden, kız çocuğunun kadın hakkını ihlal eden anne babaların kendisidir. Ankara 8. Aile Mahkemesi Yargıcı Eray Karınca böyle bir istemde 26.10.2009 tarihli kararını (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=46626) şöyle gerekçelendirmiştir:
“Somut olayda davacıların, küçük F.nin evlenmesi için öne sürdükleri “bir akrabalarıyla nişanlı olması ve evlenmek için acele etmeleri” gibi nedenler, olağan üstü durum ya da pek önemli bir sebep olarak kabul edilemez. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak açık olarak dile getirilmemiş olmasına karşın, ailenin küçük F.yi evlendirmek istemesindeki temel nedenin, çocuk sayısındaki çokluk, (6 çocuklu) buna karşın ailenin ekonomik ve sosyal olarak güçsüzlüğü olması kuvvetli bir olasılıktır. Bu nedenle 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluşu Hakkındaki Yasa'nın 6. maddesi uyarınca, ailenin ekonomik ve sosyal anlamda desteklenip güçlendirilmesi ve küçük yaşta evliliğin yaratabileceği sorunlara ilişkin olarak bilinçlendirilmesi, F. dahil kardeşlerinin okumaya yönlendirilebilmesi için re’sen Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve Belediye Başkanlığına yazılar yazılmasının aile mahkemelerinin kuruluş amacına uygun olacağı düşüncesiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”
Karardan da anlaşılacağı üzere aslında küçük yaşta evlendirmenin temellerine inildiğinde sorunun çoğu kez ekonomik olduğu görülmektedir. Çocuklara eğitim hakkı tanımak yerine evlendirerek adeta baştan savmak bir çözüm yolu olarak kabul görmektedir. Ancak kadın ve çocuk haklarına uygun düşmeyen bu tutuma karşı çıkış, yargıçların kişisel kararlarıyla sınırlı kalmaktadır. Taraf olduğumuz sözleşmelere göre olması gereken, yasal düzenlemenin 18 yaşın altında evliliklere izin vermemesidir.
(Kadına Karşı Ayrımcılık Açıkoturumunda (8 Mart 2010, Atılım Üniversitesi) Kadına Karşı Her Tür Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine Göre Ayrımcılık Konulu Sunumdan)
|