![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 20.092004)
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi
Esas No: 2004/8440 Karar No: 2004/9335 Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Karar: Davacı, davalıdan 6.9.2001 tarihinde boşandığını, boşanma sırasında yoksulluk ve iştirak nafakası istemediğini, ancak boşanma neticesinde yoksulluğa düştüğünü ve geçimini sağlamakta zorlandığını iddia ederek müşterek çocuk için aylık 100.000.000 lira iştirak nafakası, kendisi için aylık 50.000.000 lira yoksulluk nafakası bağlanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davacıdan terk nedeniyle boşandığını, kendisinin de ekonomik durumunun iyi olmadığını, velayetin kendisine verilmesini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 50.000.000 lira yoksulluk nafakası ile 25.000.000 lira iştirak nafakasının tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalının terk nedeniyle açtığı boşanma davasının duruşmasına gelerek evlilik birliğini yürütmek istemediğini söyleyerek nafaka istemeksizin boşanmayı kabul eden davacı, ayrılmada daha az kusurlu olduğunu ispat etmediği gibi, TMK. nun 134/3. maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanmanın unsurlarından biri de tarafların KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.09.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Üye Notu : Karar özeti tarafımızca yapılmıştır.
|
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 182 :Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.
(Ek ikinci fıkra:24/11/2021-7343/37 md.) Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. Gerekçesi için Bkz. |
|
Şerh Son Güncelleme: 05-03-2010
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |