Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 11. HD 2007/7547 E. 2008/10251 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Her ne kadar tescilli markaların aynısının veya iltibas yaratacak derecede benzerinin sonradan bir başkası adına tescili mümkün değilse de; başlangıçta karşı çıkılmaması sebebiyle uzun süredir varlığını sürdüren ve sahibi işletmelerle özdeşleşmiş mükerrer tescilli markalarda, daha sonra da iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, sahiplerince seri markalar nitelikli tesciller yapılmış olması halinde, tarafların korunmaya değer üstün hakkı bulunduğunun ve söz konusu ibare üzerinde taraflar yararına kazanılmış hak gerçekleştiğinin kabulü gerekir ve markanın hükümsüzlüğüne hükmedilemez.
(Karar Tarihi : 19.09.2008)
"Davacı vekili, davalının müvekkili şirkete ait "Ü____ E____", "E____" ve "Ü____ S____ E____+Şekil" ibareli tescilli markalarla iltibas yaratacak derecede benzer olan "E____ T____" ve "E____ L____" markalarını kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, davalının haksız rekabet ve müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin tespit ve önlenmesini, davalı markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini, hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili şirketin "E____" ibaresini 1974 yılından itibaren ticaret unvanı olarak kullandığını, 1987 tarihinde de marka olarak tescili için başvuruda bulunduklarını, ancak "E____" isimli başka bir marka gerekçe gösterilerek başvurunun reddedildiğini, 1992 tarihinde ise "E____" ibaresinin şahıs markası olarak müvekkili adına tescil edildiğini, dava konusu "E____ T____" ve "E____ L____" markalarının tescil tarihinin ise 25.12.2000 olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı şirketin ticaret unvanını ilk olarak 06.08.1974 tarihinde tescil ettirdiği, davacının "Ü____ E____" markasını 10.08.1989 tarihinde, davalının "E____ Şekerli Maddeler Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti." markasını 27.01.1994 tarihinde tescil ettirdiği, bu durumda davacı şirketin "E____" ayırt edici unsurunu içeren marka üzerinde üstün hak sahibi olduğu, davalının ticaret unvanının daha eski tarihli olmasının, kendisi adına tescilli markaların terkin edilmemesi için yeterli bir neden oluşturmadığı gerekçesiyle, hükümsüzlük talebi yönünden davanın kabulüne, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespit ve önlenmesi taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dosyada mevcut ticaret sicili belgelerine göre davalı şirket, yapılan nev'i değişikliği sonucunda 1974 tarihinde kurulan E____ Şekerli Maddeler Gıda San. ve Tic. Koll. Şti. ve daha sonraki Kol. Şti.'nin devamı niteliğindedir.

Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu itibariyle davalının "E____" ibaresini kullanımının sadece ticaret unvanı ile sınırlı olduğu ve işaret üzerinde markalar hukuku bakımından korunmaya değer bir üstün hakkı bulunmadığı kabul edilmiş ise de, mahkemenin bu görüşü isabetli bulunmamaktadır. Şöyle ki;

Davalı şirket, davacı markalarındaki ürünlerle benzer mallar için tescil ettirdiği 1992/133769 "E____" ve 1992/140948 sayılı "E____ + taç şekli" asıl unsurlu markalarını 25.03.1994 tarihinde iptal ettirmiş ve ardından 1994/149512 sayılı "E____ + taç şekli" markasını tescil ettirmiştir. Ayrıca dosyaya sunulan 1978 ve sonraki tarihli faturalar ve 1984 tarihli fiyat tarifelerine göre de, davalı şirket ticaret unvanı ile birlikte "E____ + taç şekli" işaretini ticari faaliyetlerinde kullandığı gibi ürün çeşitlerini "E____ Süt, E____ Kaymak, E____ Şeko, E____ Tatsun, E____ Sütten____" olarak belirtmek suretiyle; gerek "E____" ibaresini ve gerekse özgün yazım biçimi ve şekli ile "E____ + taç şekli" işaretini 1978-1994 tarihleri arasında tescilsiz ve daha sonraki tarihlerde ise tescilli marka olarak kullandığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davalı şirket de "E____" ibaresi üzerinde marka hakkı sahibidir. Öte yandan, davacı şirket "E____" ibaresini ilk kez 1989 tarihinde "Ü____ E____" olarak ve 1996 tarihinde "E____" olarak tescil ettirmiştir. Yine, dava konusu 2000/28457 sayılı "E____ + taç şekli + E____ L____" ve 2000/28458 sayılı "E____ + taç şekli + E____ T____" işaretlerinden oluşan davalı markalarından sonra davacı adına tescil edilen 2001/10845 sayılı "Ü____ Sürpriz E____ + şekil" markası da mevcuttur.

Her ne kadar, dava konusu markaların davalının önceki "E____ + taç şekli" markasından bağımsız yeni birer marka olmaları nedeniyle uyuşmazlığın sadece dava konusu markalar gözönüne alınarak çözümlenmesi gerekeceği düşünülse de, aynı sektörde faaliyet gösteren taraflar adına mükerrer olarak tescilli olduğu anlaşılan "E____" ibaresi üzerinde taraflarca kazanılmış hakların niteliği ve menfaatler dengesi de gözetilerek bir çözüme ulaşılması gerekmektedir.

556 sayılı KHK'nın 7/1-b ve 8/1-b bentleri uyarınca, tescilli markayı oluşturan işaretin aynısı veya benzerinin sonradan bir başkası adına tescili mümkün değildir. Ancak, somut uyuşmazlıkta her iki tarafın da "E____" ibaresi üzerinde korunmaya değer üstün hakkı bulunmaktadır ve önceki tarihli markalarının tescil veya kullanımıyla ilgili olarak dava tarihine kadar aralarında bir uyuşmazlık çıkartılmamak suretiyle söz konusu ibare üzerinde taraflar yararına kazanılmış hak gerçekleşmiştir.

O halde, davalının "E____ + taç şekli" işaretini de içeren dava konusu 2000/28457 ve 2000/28458 sayılı markalarını davacının tescilli "E____" ibareli markalarına yakınlaştırarak (benzeştirerek) ilişkilendirme ihtimalini de içeren iltibas tehlikesi ve haksız yararlanma amacını taşıyıp taşımadığının ya da dava konusu markaların seri marka niteliğinde olup olmadıklarının tartışılması gerekir.

Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK'nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.

Yukarıdaki açıklama ve davalının daha önceki kullanımları da gözönüne alındığında; davalının başlangıçta tescilsiz ve 1994 tarihinden itibaren de tescilli olarak özgün biçimiyle uzun süredir kullandığı markasındaki "E____ + taç şekli" asli unsurunu herhangi bir değişikliğe uğratmaksızın ancak, yanına "E____ L____" ve "E____ T____" ibarelerini eklemek suretiyle tescil ettirdiği dava konusu markaların seri marka niteliğinde oldukları anlaşılmaktadır. Çünkü, dava konusu markalardaki "E____" ibaresi davacı markalarının da asli unsurunu oluşturmakla birlikte, davalı özellikle çok önceden beri kullandığı "E____ + taç şekli" markasındaki özgün biçimi değiştirmeden dava konusu markalara da taşıyarak işletmesel köken anlamında dava konusu markalar ile arasındaki bağlantıyı oluşturmuştur.

Tarafların "E____" asli unsuruna sahip önceki tarihli mükerrer markalarının varlığı ve hükümsüz kılınmadığı müddetçe her ikisinin de birbirlerinin mükerrer markalarını kullanmaktan men edemeyecek olmaları gözönüne alındığında, iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde tescil olunan dava konusu seri markaların KHK'nın 42. maddesi uyarınca hükümsüz kılınması kazanılmış haklar ilkesine uygun düşmeyeceği gibi taraflar arasındaki menfaatler dengesini de zedeler.

Aksi düşünüldüğünde, başlangıçta karşı çıkılmaması sonucunda farklı işletmeler adına tescil edilmiş ve uzun süredir varlığını sürdüren mükerrer markaların varlığı halinde, işaretler arasında benzeştirme, yakınlaştırma (iltibas tehlikesi) amacını taşımayan seri markaların daha sonraki tarihlerde her iki işletme adına da tescili mümkün olamayacaktır. Oysa, bir işletme ile özdeşleşmiş markanın zaman içindeki değişiklik ve gelişmelere uyum sağlaması ve asıl unsuru korunarak seri markalar yoluyla kendini yenilemesi zorunlu ve gerekli olabilir.

Dava konusu seri markalarda korunan "E____ + taç şekli" asli unsuru ile birlikte yer alan "E____ L____" ve "E____ T____" ibarelerinin de, davacı markaları ile yakınlaştırma, benzeştirme yoluyla iltibas tehlikesine ve bu suretle haksız yarar sağlamaya yol açmadığı anlaşıldığından; tarafların markalarında mükerrer olarak yer alan "E____" ibaresinin varlığından dolayı somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK'nın 7/1-b ve 8/1-b bendindeki yasal koşulların oluştuğundan söz edilemeyecektir.

O halde, marka hükümsüzlüğüne yönelik davanın da reddine karar verilmesi gerektiği halde, dava konusu markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi doğru görülmediğinden, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir."
İlgili Mevzuat Hükmü : Markaların Korunması Hakkında KHK MADDE 7 :MARKA TESCİLİNDE RED İÇİN MUTLAK NEDENLER

Aşağıda yazılı işaretler marka olarak tescil edilemez:

a) 5 inci madde kapsamına girmeyen işaretler,

b) (Değişik: 4128 - 3.11.1995 / m.5) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar aynı olan markalar. b) (Değişik: 5194 - 22.6.2004 / m.13) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar,

c) Ticaret alanında cins, çeşit, (Ek ibare: 4128 - 3.11.1995 / m.5) "vasıf", kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar,

d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar,

e) Malın özgün doğal yapısından ortaya çıkan şeklini veya bir teknik sonucu elde etmek için zorunlu olan, kendine malın şeklini veya mala asli değerini veren şekli içeren işaretler,

f) Mal veya hizmeti niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynığı gibi konularda halkı yanıltacak markalar,

g) Yetkili mercilerden kullanmak için izin alınmamış ve dolayısıyla Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek markalar,

h) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi, kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği diğer armalar, amblemler veya nişanlar içeren markalar,

ı) (...) Madde 7'nin birinci fıkrasının ı bendi, Anayasa Mahkemesi'nin 2.6.2015 tarih ve 29374 sayılı R.G.'de yayımlanan, 27.5.2015 T., 2015/33 E. ve 2015/50 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.

j) Dini değerleri ve sembolleri içeren markalar,

k) Kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı markalar.

(Ek fıkra: 4128 - 3.11.1995 / m.5) Bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırtedici bir nitelik kazanmış ise (b), (c), (d) bentlerine göre tescili reddedilemez. (Değişik 2. fıkra: 5194 - 22.6.2004 / m.13) Bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış ise (a), (c) ve (d) bentlerine göre tescili reddedilemez.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Hatice SEVER
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 28-02-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02351809 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.