Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

4857 S.lı İş Kanunu MADDE 21
GEÇERSİZ SEBEPLE YAPILAN FESHİN SONUÇLARI

İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

       Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.

       Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.

       (EKLENMİŞ FIKRA RGT: 25.10.2017 RG NO: 30221 KANUN NO: 7036/12) (YÜR. TAR.: 01.01.2018)
Mahkeme veya özel hakem, ikinci fıkrada düzenlenen tazminat ile üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları, dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak belirler.

İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı, yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edilir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir.

İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 25.10.2017 RG NO: 30221 KANUN NO: 7036/12) (YÜR. TAR.: 01.01.2018)
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları halinde;

a) İşe başlatma tarihini,

b) Üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakların parasal miktarını,

c) İşçinin işe başlatılmaması durumunda ikinci fıkrada düzenlenen tazminatın parasal miktarını,

belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir. İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması halinde fesih geçerli hale gelir ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri geçersizdir.

İşe İadede birkaç problemle ilgili açıklama

Üyemizin Notu: İşe iade başvurusu yapan işçi tarafının, işverenin 1 aylık süresi başvuruyu tebellüğ ettiği tarihten itibaren başladığı için, tebligatı göndermekle yetinmemesi, yerine ulaşıp ulaşmadığını da bir şekilde denetlemesi iyi olur.

İşverene tebliğde kullanılacak iletişim araçları çok çeşitlidir. Bu istek -işe başlatma isteği- Noterlik yoluyla gönderilebileceği -ki genellikle yapılan budur- gibi, işverenin doğruluğu bilinen faks numarasına faks göndermekle, e-mail adresine elektronik posta göndermekle, telgraf çekmekle vb. vb. yapılabilir. Gönderilen postaların yerine hangi tarihte ulaştığını, postanın barkod numarası ile internet üzerinde (www.ptt.gov.tr) sorgu yaparak öğrenebiliriz.

Eskiden işe iade başvurusuna maruz kalan işverenlerin yaklaşımı almamak şeklinde idi. Ama artık hem işe almamanın ve hem de tazminat ödememenin yolunu buldular.Oldukça uzun süren yargılama nedeniyle artık kendisine yeni bir yol çizen, belki de oralardan taşınan, küçük bir olasılık da olsa daha iyi bir işe giren işçinin geri gelmeyeceği düşüncesiyle (ki bu tespit büyük oranda doğrudur) işe geri almayacağı olsa bile geri almayı kabul eder görünüyor. İşçi de işe geri dönmezse, ki genellikle dönemiyor, davadan kaynaklanan haklarını kaybetmiş oluyor. Bu gibi durumlarda, eskiden Yargıtay, boşta geçen sürelerin ücretlerinin talep edilebileceğini kabul ediyordu. Bir süredir bunun dahi alınamayacağını söyleyen kararlar vermeye başladı. Aslında bu durum İş Kanunu'nun 21. maddesinin hiç olmazsa lafzına uygun değil. Başka birçok konuda kanunun lafzına uygun yorumlar yapan Yargıtay'ın uzun bir süreden sonra görüşünü değiştirmiş, hem de işçi aleyhine değiştirmiş olması manidardır. Bunu patron sınıfına verilmiş bir destek olarak görüyorum. Her ne kadar içtihatlar açısından durum böyle olsa da, kaybetmeyi göze alarak, işe iade başvurusunda bulunup da işverenin kötüniyetli çağrısına uymayarak işe başlamayan işçi için boşta geçen sürelerin ücretlerinin talep edildiği davaların açılması gerektiğini düşünüyorum. Yüksek yargıyı, işçi tarafının da zorlaması gerekir, değil mi?

Son bir husus daha var bu konuda söyleyeceğim. İşe iade davalarının yasanın öngördüğü 4 aylık sürede bitmemesi nedeniyle ortaya çıkan bu tür sorunları sineye çekmemek için, yargılamanın uzun sürdüğünden ve bu sebeple hakkın tesisinin gerçekleşememesi nedeniyle AİHS 6. ve 13. maddelere aykırılık iddiasıyla AİHM'nde dava açılabilir. Kazanılabileceğini düşünüyorum. Gerçi AİHM de bir davayı 5-6 yılda ancak bitirebiliyor; ama imkan imkandır. Sonuç alınabilirse, iş güvencesi hukukunun bu güdük ve artık neredeyse hiç işe yaramaz hale gelen yapısı biraz düzelme ihtimaline kavuşur.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Seyit Nusret ÖZTÜRK
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 19-02-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03087902 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.