Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, Esas: 2001/819, Karar: 2001/4917 İçtihat

Üyemizin Özeti
Franchising Sözleşmesinde franchise veren, imtiyazlı olduğu ürüne, hizmete veya bilgi birikimine dair başarılı bir markaya, isme sahip olmalı ve bunların yasal dağıtım hakkını da haiz bulunmalıdır. Ek olarak; bunlara dair tüm bilgileri de franchise alana vermek zorundadır. Franchise verenin, Franchising Sözleşmesine konu unvana sahip olmadığı taraflar arasındaki akitten önce (Mahkemece)saptanıp kesinleşmesine rağmen, bu konuda franchise alana bilgi vermediği sabittir. Franchise veren, akitten sonraki bir tarihte franchise alana yeni unvanı bildirerek, bu unvan üzerinden akdi devam ettirmek istemesi halinde, franchise alan bu durumu kabul etmeyerek akdi -haklı olarak- fesih hakkını haizdir.
(Karar Tarihi : 25.06.2001)
"Dava, taraflar arasında akdedilen Franchising sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.

Franchising, bir ürün veya hizmetin imtiyaz hakkına sahip tarafın, belirli bir süre, şart ve sınırlamalar dahilinde, işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin bilgi ve destek sağlamak suretiyle, imtiyaz hakkına konu ticari işleri yürütmek üzere, ikinci tarafa verdiği imtiyazdan doğan uzun dönemli ve sürekli bir iş ilişkileri bütünü olup, birbirinden bağımsız iki taraf arasında meydana getiren sözleşmesel ilişkidir.

Franchise veren ürüne, hizmete veya bilgi birikimine ve bunlara ait denenmiş kalitesi kanıtlanmış ve başarılı bir markaya, isme sahip ve bunların satış, dağıtım veya işletme hakkını belirli bir bedel karşılığı veren taraftır. Franchise veren isim, marka ve diğer ayırdedici özelliklerinin sahibi olmalı veya yasal olarak kullanım hakkına sahip bulunmalıdır. Ayrıca tescili tüm ticari marka, logo, sembol, ve isimler ile ilgili tüm bilgileri Franchise alana vermesi gereklidir. Eğer herhangi bir hususta hukuki bir problem varsa bu yön ayrıca açıklanmalı ve Franchise veren o konularda taraf olduğu tüm hukuki davaları Franchise alana bildirmelidir.

Somut olayda davalı firmanın Franchising sözleşmesine konu ""L___"" unvanının sahibi olmadığı kesinleşen (İstanbul ikinci Asliye Ticaret Mahkemesi) nin 1991/776 Esas, 1993/557 karar sayılı 4.5.1993 tarihli kararı ile sabit iken, bu unvanı kullanarak ve anılan kararın kesinleşmesinden sonra, davacıyı bu durumdan haberdar etmeden 27.11.1994 tarihinde ön protokol başlıklı Franchising sözleşmesini ve diğer sözleşmeleri yapmış olduğu anlaşılmaktadır. Bundan sonra davalının 23.3.1995 tarihli yazısı ile ""L___"" unvanının ""İ___ L___"" olduğunu bildirip akdin devamını istemesi karşısında davacının, buna itiraz ederek akti fesih etmesinin haklı nedene dayandığının kabulü gerekir.

Açıklanan bu yönler gözetilerek davacının talepleri ayrı ayrı irdelenmek suretiyle bir hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 107 :Aşağıdaki hallerde bir mehil tâyinine lüzum yoktur.

1 - Borçlunun hal ve vaziyetinden bu tedbirin tesirsiz olacağı anlaşılırsa,

2 - Borçlunun temerrüdü neticesi olarak borcun ifası alacaklı için faidesiz kalmış ise,

3 - Akdin hükümlerine göre borç tâyin ve tesbit edilen bir zamanda veya muayyen bir mehil içinde ifa edilmek lâzım geliyorsa.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 11-02-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02810407 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.